Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Çok teşekkürler, ikimiz de iyiyiz. Siz nasılsınız?
Merhaba elecda konunu çok severek takip ediyorum, seminer yap katılalım o derece perşembeden beri bu yazdıkların aklımda dönüyor. Cevremde enerjimi çeken kafamın uyuşmadığı okadar insan varki ayda 1 görsem bile 1 haftalık can sıkıntısı ama takmamayi umursamamayi öğrenmek istiyorum artık bu konuda önerebileceğin kitaplar varmıdır acaba??Bir Beyaz Yakanın Tecrübe Defteri
2002’den beri çalışma hayatının içinde olan, 2006’dan bu yana da tam zamanlı çalışan bir beyaz yaka olarak bugüne kadar iş hayatında öğrendiklerimi paylaşmak istiyorum.
Bensiz Bu İş Yürümez!
Sanırım değerli hissetme ihtiyacından kaynaklanan bu “Bu iş bensiz yürümez, ben ayrılırsam her şey birbirine girer” düşüncesi hepimizde az veya çok var. Öncelikle işin aslını kabullenmek lazım. Hepimiz organizasyon şemasında birer kutucuk işgal ediyoruz ve idealleri için çalışan küçük bir grup haricinde para kazanmak için çalışıyoruz. Hiç bir işyeri biz ayrıldığımız için batmaz. Bugün gitsek yarın kolayca yerimiz doldurulabilir ve patron için işine yaradığımız sürece değerliyiz. Yaptığımız işe ve kendimize gereksiz anlamlar yüklemeyelim.
Hayır Diyebilmek
İş hayatında “hayır” diyebilmek çok kritik bir konudur. Kendi yarattığımız mecburiyetler, sorumluluklar ve “ayıp olur” lar ile aslında yapmak istemediğiniz bir şeylere “evet” diyorsanız, derhal bu konuda kendinizi geliştirmelisiniz. “Ha Karşınızdaki kişiye türlü açıklamalar yapmanız gerektiğini de aklınızdan çıkarın. Kibarca teşekkür edip, olumsuz cevap verdiğinizi iletmeniz yeterli.
Farklı Olmaya Cesaret Etmek
Geçenlerde okuduğum bir yazıda ‘’Ne yaparsanız yapın insanların üçte biri sizi sever, üçte biri sizden nefret eder, üçte biri ise sizi hiç umursamaz’’ diyordu. Üçte ikilik çoğunluğun asla memnun olmayacağını baştan kabul etmek, bize farklı olmak için daha fazla cesaret vermeli! Farklı olduğunuz için eleştirilme ve kabul görmeme korkusu hissettiğinizde lütfen hatırlayın bu sözü. Cesaretinizi kıranlardan uzaklaşın, alın kalemi kağıdı, gerçek sizin yaşamak istediği hayatı yazın. Eğer hayalini kurabiliyorsanız, gerçekleştirebilirsiniz demektir.
Kritik Kararları İç Sese Göre Almak
Nörolojik bilim kalbimizin ve bağırsağımızın da kendine ait bir beyni olduğunu ve bir şey doğru değilse onu hisler ve önseziler gibi mesajlarla iletebildiğine inanıyor. Beyninizin sağ tarafı ne kadar kuvvetli çalışırsa içgüdülerinizin size kendi sesini duyurması da o kadar kolaylaşıyor. Her şey akılcı olmak zorunda değil, zira biz yalnızca aklımızdan ibaret değiliz. “İçimden bir ses” tanımı yeterince kuvvetli bir argüman. Bir karar aşamasına geldiğinizde önce yalnız kalmayı deneyin. Kendinize, o sese kulak verme hakkını tanıyın.
Kendini Tanımak
Hayatın boyunca en çok neye zaman harcadın diye sorsalar, kendimi tanımaya diye cevap verirdim. Ben planlı, düzenli ve sakin çalışmaktan hoşlanıyorum. Bir kere bu kısmı tanımladıktan sonra mevcut iş akışımı beni memnun edecek hale çevirmek de benim görevim oluyor haliyle. İşteki hangi durumların sizde hangi duyguları tetiklediğini analiz eder ve beklentilerinizi ortaya koyabilirseniz, günlük çalışma rutininiz memnun edici bir seviyeye gelecektir.
Kontrol Etme Çabası
Etki Alanı, ve ilgi alanı diye iki tanım vardır. Etki alanı hayatımızda kontrol edebildiğimiz alanlardır. Yediklerimiz, satın aldıklarımız, söylediklerimiz, davranışlarımız bu alana girer.
İlgi alanı ise üzerinde kontrol şansımızın olmadığı alanlardır. Başkalarının davranışları ve Suriye’deki savaş gibi.
Zamanın büyük kısmını etki alanımıza giren işler üzerine harcamak gerekir. Bu alanları iyi tanımlamak ve etki alanımızda olmayan iş konuları için kendimizi strese sokmak anlamsızdır.
Örnek vereyim, iş yerinde çalışan ve ciddi dikkat dağınıklığı olan bir teknisyen var. Bu kişinin yaptığı özensiz iş ve davranışlar benim etki alanım içerisinde değil, dolayısıyla söylenmek, canımı sıkmak ve ondan bu davranışlarını düzeltmesini beklemek son derece manasız. Bunun yerine, o kişinin yaptığı işi kontrol mekanizmalarını arttırmak ve dolayısıyla işin düzgün çıkmasını sağlamak benim etki alanımda olduğu için zamanımı ve enerjimi bu yönde kullanmayı seçiyorum.
İyi Gelmeyen İnsanlar Meselesi
Bazıları vardır, iyi gelmezler. Kötü hissettirir, enerji çalar, yorgun düşürürler. Haz etmediğim insanları seviyormuş gibi yapmaktan hoşlanmıyorum. İş hayatındaki insanları da hayatınızdan çıkarma şansımız, sadece işten ayrılmakla mümkün olabiliyor. Bu nedenle kendi kendimi bu insanlardan korumak üzere geliştirdiğim bazı yöntemler var.
Şikayetçilere bir sınır koymak: Mesela dün işe geldiğim kendimi mutlu ve enerjik hissediyorum. Bir pilot beni görünce başladı birtakım şeylerden şikayete. Kendisine dedim ki “Fark ettiniz mi dışarıdaki erik ağaçları çiçek açtı, bugün de güneş var ve dışarısı muhteşem görünüyor. Şikayet yerine güne bu güzelliği seyrederek başlayalım mı?
Davranışlara Odaklanmak: Ben iş hayatındaki hiç bir şeyi kişisel almamaya gayret ederim. Eğer kişisel bir saldırı durumu varsa da bu çirkin tavrın arkasında kendine güvensizlik veya başka bir sebep olduğunu düşünür ve o sebebi bulmaya odaklanırım. Bulduğumda ise, bir daha o düğmeye basmamaya özen gösteririm.
Eleştiri
Diyelim ki, bizi çok da iyi tanımayan biri hakkımızda bir şeyler söylüyor. Gerçeği yansıtmayan, yanlış veya eksik olan. Bizi yeterince tanımadığı için bu sonuca vardığını düşünür ve umursuyorsak şayet açıklamalarımızı sıralarız. Peki biz herkesi çok mu iyi tanıyoruz? Söz konusu kendimiz olduğunda tavırlarımızı çevresel birtakım şartlara bağlarken, etrafımızdakilerin tavrını doğrudan karakterleriyle özdeşleştirmek adil mi sahi? Unutmayalım ki, hiç kimse dünyayı bizim gördüğümüz pencereden görmek zorunda değil.
Karşımızdaki insanın geçmişini, yolunu, hayatındaki yokuşları bilemeyiz. Şu anki davranışının neden kaynaklandığını da. Bu yüzden birini şiddetli eleştirme isteği hissettiğimde, kendime bunu hatırlatarak susmaya gayret ediyorum.
Başkalarının davranışları hakkında şikayet etmek tamamen boş , yüzde yüz zaman kaybı bir uğraş. Kimsenin davranışlarını değiştiremezsiniz. Değiştirebileceğiniz tek şey başkalarının davranışları karşısında verdiğiniz tepkiler ve söylediğiniz sözlerdir. Unutmayın, çoğu zaman bir konuyu sıkıntılı hale getiren olayın kendisi değil, ona vermeyi seçtiğimiz tepkidir.
Hata Yapma Hakkı
Kendi adıma bugüne dek öğrendiğim şeyleri düşe kalka, yanlış yapa yapa öğrendim. Başardıklarımdan bir şey öğrendiğimi zannetmiyorum. Hatalar ve “bunu da gördük” diyebilmek önemlidir. Deneme, hata yapma, bu hatayı analiz etme ve gerekli dersi çıkarma sürecine tecrübe diyoruz. “Bir iş tecrübe sayesinde iyi yapılır ancak tecrübeler kötü işlerden elde edilir” sözünü unutmayalım.
Denemekten ve hata yapmaktan korkmayan bir bakış açısının her zaman kazandıracağını düşünüyorum. Benim için burada iki tane önemli nokta var. Hata yaptığımda o hatanın sorumluluğunu alıyorum ve o hatayı ikinci kez tekrarlamıyorum.
Günaydın,
Yoğun bir haftasonundan sonra işe geldiğim Pazartesi sabahlarını seviyorum. Güne ve haftaya başlamadan 1 saat kadar bir yorgunluk giderme zamanı tanıyorum kendime. 10:00'da haftalık planı gözden geçirir, günlük planı son hale getirir ve başlangıcı yaparım.
Cumartesi günü kızımın kreşten arkadaşının evine davetliydik. Giderken, çocuklar için "Üç Kedi 1 Dilek" kitabını hediye olarak götürdüm. Bu kitap çok güzel. Kesinlikle tavsiye ederim. Sara Şahinkanat ve Ayşe İnal ikilisinin güzel işler çıkardığını düşünüyorum. Aynı ikilinin "Annemin Çantası", "Yavru Ahtapot Olmak Çok Zor" ve "Üç Kedi 1 Canavar" kitaplarını da çok severek okuyoruz.
Oradan çıktıktan sonra avm'ye gidip kızıma spor ayakkabı aldık. Ayağı şu an 27,5 numara. Ayakkabıyı 29 numara aldık. @Kaizen S niyetlendiğimiz pembe olandı ancak 30 numara ve üstü kalmış. Bu nedenle kızım yıldızlı ışıklı olanı seçti. Sketchers'ın ayakkabıları pahalı ancak yaklaşık 1-1,5 sene giyiyor ve hunharca kullanmasına rağmen ayakkabıya birşey olmuyor. İkinci de de kullanırım diye tahmin ediyorum.
Kendime de açık renk kot kumaşından ince bir hamile pantolonu aldım. Aynı mağazadan kızım da kendine kırmızı bir lohusa tacı aldı
Pazar günü sabahtan eşimin halasına kahvaltıya, öğlen de benim kuzenime öğle yemeğine davetliydik. Eve gelişimiz akşam 18:00 oldu. Kızımın banyosu, evin toparlanması derken günü bitirdik.
Keyifli bir haftasonu oldu. Umarım sizlerin de öyle geçmiştir.
Güzel bir hafta olmasını diliyorum.teşekkürler çok şükür bizde iyiyiz
yeni bir haftaya merhaba dedik
Direkt konu ile ilgili okuduğum bir kitap olmadı. Ama sadeleşme sürecine giren herkes bir süre sonra ilişkilerde de sadeleşme noktasına geliyor sanırım. Ben önce Facebook'ta, paylaşımlarından hoşlanmadığım insanların bildirimlerini kapatmakla başlamıştım. Hem o insanı arkadaşlıktan çıkarmamış hem de paylaşımlarına maruz kalmamış oluyordum. Bu yaklaşık 1 yıl sürdü. Geçen ay Facebook'u komple hayatımdan çıkardım. Uygulamayı silip, hesabımı dondurdum.Merhaba elecda konunu çok severek takip ediyorum, seminer yap katılalım o derece perşembeden beri bu yazdıkların aklımda dönüyor. Cevremde enerjimi çeken kafamın uyuşmadığı okadar insan varki ayda 1 görsem bile 1 haftalık can sıkıntısı ama takmamayi umursamamayi öğrenmek istiyorum artık bu konuda önerebileceğin kitaplar varmıdır acaba??
Mağaza ve internet fiyatı fark etmiyor. Ayakkabıyı denetip alayım diye mağzaya gittim yoksa avm'ye çocuğu sokmak çok riskli zaten.elecda merhaba,
bilgilendirdiğin için teşekkürler. fiyatları fark ediyor mu mağazayla? güle güle kullanın ikiniz de.
bizim de ayakkabı işini halletmemiz gerekecek, spor ayakkabımız hala oluyor ama küçülecek 1 aya kalmaz.
bizde de 3 kedi bir dilek var, bir ara her gün okuyorduk.
herkese güzel bir hafta diliyorum
Evet bende baya bi sadelesmeye gittim hayatımda,Direkt konu ile ilgili okuduğum bir kitap olmadı. Ama sadeleşme sürecine giren herkes bir süre sonra ilişkilerde de sadeleşme noktasına geliyor sanırım. Ben önce Facebook'ta, paylaşımlarından hoşlanmadığım insanların bildirimlerini kapatmakla başlamıştım. Hem o insanı arkadaşlıktan çıkarmamış hem de paylaşımlarına maruz kalmamış oluyordum. Bu yaklaşık 1 yıl sürdü. Geçen ay Facebook'u komple hayatımdan çıkardım. Uygulamayı silip, hesabımı dondurdum.
Instagram'de ise takip ettiğim kişilerin tamamını takipten çıkardım. Sadece minimalizim, tasarruf, gıda, çocuk gibi ilgimi çeken faydalı sayfaları takip ediyorum.
Hoşlanmadığım WhatsApp gruplarından çıkmaya ise daha yeni cesaret edebildim. Hatta iş grubundan çıkmak benim için baya zorlayacı oldu. Ama şu an inanılmaz rahatım.
Sosyal medya harici gerçek yaşamda ise sevmediğim, görüşmek istemediğim insanlarla, kendime kitlediğim "tahammül etmek zorundayım" misyonu kapsamında görüştüğümü fark ettim.
Mesela haftaiçi akşam misafir gelmesi ya da misafirliğe gitmek, bizim günlük rutinimizi bozuyor, kızımın uyku saati kayıyor, ertesi gün uyanamıyor derken bir sürü sıkıntıya sebep oluyordu. Bu yüzden haftaiçi gelen tekliflere "Kızımın düzeni bozulduğu için hafta içi misafirliğe gitmeme ve misafir almama kararı verdik. Uygun bir zamanda haftasonu için haberleşiriz" diyorum. Özür dilemiyorum, kusura bakmayın vs. demiyorum ve farklı bir bahane üretmiyorum. İlk bu şekilde teklifleri reddettiğim zaman kendimi garipsedim, ayıp ettiğimi düşündüm ama sonra bu şekilde dönüş yaptığım insanlarla hafta sonu görüşünce ilişkimizin negatif etkilenmediğini görüp rahatladım. Zaten bizim sınırlarımıza ve kararlarımıza saygı göstermeyen insanlarla görüşmesek ne kaybederiz ki?
İş yerinde siyasi ve dini tartışmalar yapan birkaç tip var. Hep beraber otururken başlıyorlar ve susmuyorlar. Ayıp olur diye uzun zaman içim şişe şişe dinledim onları. Ama bu yıl, bu tarz konuşmalar başlayınca "Ben içeri geçiyorum" diyip kalkıyorum. Hatta iki gün önce yine dini içerikli bir konuşma yapmak üzere masama gelen bir pilota "Bu konuda konuşmak ya da sizi dinlemek istemiyorum" dedim. Birşey söylemeden gitti. Alındığını tahmin ediyorum ama ben kendimle ilke sıkıntı yaratan kısmı çözdüm, belki o da bu şekilde insanlara ne kadar sıkıntı verdiğini görerek kendini düzeltme yokuna gider.
Bu bir süreç. Birden insan bu noktaya gelmiyor ama ilk adımı atmak ve sonuçların sandığımız kadar kötü olmadığını yaşayarak görmek gerekiyor.
Kurcaladıkları bir konu olduğunda "Neden bilmek istiyorsun? diye sorardım ben olsam. Bakalım nasıl bir yanıt gelecek?Evet bende baya bi sadelesmeye gittim hayatımda,
Hoşlanmadığım kişileri face de takibi bırakıyorum birkaç senedir.
Aslında benim sorunum yakın akrabalarımın birkaçıyla, kimsenin hayatına karışmam müdahale etmem ama ben çok kurcalaniyorum saygı duymuyorlar açıkçası yoruluyorum, görüşmeme şansım yok.
Laf açılırsa soru sorarlarsa birbirimize müdahale etmeyelimmi desem ne desem karar veremedim...
Yani onemli olan ailem dışarda kalanlar çokta önemli olmamalı ama insanlarıda kırmak istemiyorum.
Faydalı oluyorsa ne mutlu banaelecda artık sana kızmaya başladım favorilere ekleme limiti 50 imiş ve kotamı doldurdun
Gidatakipcisi'ni bulamadım acaba gidadedektifi mi demek istedinizBu arada instagram'de "gıdatakipçisi" diye bir sayfayı ekledim. Paketli gıdalar konusunda oldukça başarılı paylaşımları var. Tavsiye ederim.
Gidatakipcisi'ni bulamadım acaba gidadedektifi mi demek istediniz
Çok özür dilerim. gidadedektifi olacakbende bulamadım gıdatakipçisi ni..
Günaydın hepinize
Hem de çoooookkkFaydalı oluyorsa ne mutlu bana
Hoş geldinizTam aradığım konu şimdi sayfaları okumam lazim