Çok teşekkür ederimGeçmiş olsun Ela’ya
Ve evlilik yıldönümünüz kutlu olsun
Doğum günüm için kendime “ baştan ayağa bir kombin hazırlayıp alma niyetindeyim” . Dün akşam bu sebeple arkadaşımla dolandık, adet döneminde olduğum için şişkinlik ve göbeğimin ortaya çıkması sebebiyle hiç bir şey beğenip alamadım
Uzun bir etek, üzerine kazak/triko, şık bir bot ve çanta “ olarak düşünüyorum.
10 kasıma kadar umarım beğenip güzel bir görünüm elde edebilirim
Temizlemeden kastınız sadece yüz yıkama jeli falan mı tonikle destekliyor musunuz?Herkese merhaba,
Oldukça yoğun ama bir o kadar keyifli okul günlerim geçiyor.
Okulda çok mutluyum, gençlerle olmak, onlara ayak uydurmuş olabilmek, onları izlemek, 20 li yaşlarımda hissetmek, onların beni kabullenmeleri, çocuklarıma karşı tavırlarımdaki değişimler öylesine kıymetli ki benim için, parayla satın alamazdım.
Biraz az kitap okuma verseler daha mutlu olurdum: )) Okumalarım yetişmiyor ama olduğu kadar diyorum, çalıştığım için yetişmesi mümkün de değil zaten. Günlerim uymadığı için hiçbir dil dersi almadım bu yıl. Farsça, arapça, rusça ve latince vardı. Latinceyi çok istedim ama gününü denk getiremedim, umarım seneye uyar.
2,5 gün okulda 2,5 gün şirketteyim bu dönem.
Kendime bu sonbahar tam istediğim gibi, casual tarzda bir dolap hazırladım, sanırım bu tarzda devam ederim, eksiklerimi tamamladıkça daha mutlu oluyorum, artık tüm maaşımı yatırıma atmak yerine (buna da değineceğim bir ara ) kendime düzenli bir dolap yaptım, sabah giyinince saçlarımı da güzelleştirme isteği doğuypr, takılar ile kombin yapıyorum, kendimi çok iyi hissettiriyor bu halim.
Sevdim bu halimi.
Çok yağlı cildim var, sadece temizleme ile başedemiyorum, iyi bir yağ dengesi kuracak seruma ihtiyacım var ama henüz fırsat bulup araştıramadım. Tavsiyelere açığım.
Yeme bozukluğum devam ediyor, çok yemesem de karbonhidrat/protein ağırlıklı besleniyorum dolayısı ile vucud şeklim göbek bölgesinden genişlemeye başladı. Bunu da düzene sokmam lazım. Dengelemeye ve sporla desteklemeyi istiyorum ama sadece istek aşamasındayım, reformer a dönme niyetine giremedim henüz: ) Çok yoruyor beni, kaçış sebebim o sanırım.
Hepinize sevgiler.
Sen okuldan bahsettikçe ben ayrı bi mutlu oluyorum. Sen iyi hissettikçe sanki ben yapmışım gibi seviniyorum.Herkese merhaba,
Oldukça yoğun ama bir o kadar keyifli okul günlerim geçiyor.
Okulda çok mutluyum, gençlerle olmak, onlara ayak uydurmuş olabilmek, onları izlemek, 20 li yaşlarımda hissetmek, onların beni kabullenmeleri, çocuklarıma karşı tavırlarımdaki değişimler öylesine kıymetli ki benim için, parayla satın alamazdım.
Biraz az kitap okuma verseler daha mutlu olurdum: )) Okumalarım yetişmiyor ama olduğu kadar diyorum, çalıştığım için yetişmesi mümkün de değil zaten. Günlerim uymadığı için hiçbir dil dersi almadım bu yıl. Farsça, arapça, rusça ve latince vardı. Latinceyi çok istedim ama gününü denk getiremedim, umarım seneye uyar.
2,5 gün okulda 2,5 gün şirketteyim bu dönem.
Kendime bu sonbahar tam istediğim gibi, casual tarzda bir dolap hazırladım, sanırım bu tarzda devam ederim, eksiklerimi tamamladıkça daha mutlu oluyorum, artık tüm maaşımı yatırıma atmak yerine (buna da değineceğim bir ara ) kendime düzenli bir dolap yaptım, sabah giyinince saçlarımı da güzelleştirme isteği doğuypr, takılar ile kombin yapıyorum, kendimi çok iyi hissettiriyor bu halim.
Sevdim bu halimi.
Çok yağlı cildim var, sadece temizleme ile başedemiyorum, iyi bir yağ dengesi kuracak seruma ihtiyacım var ama henüz fırsat bulup araştıramadım. Tavsiyelere açığım.
Yeme bozukluğum devam ediyor, çok yemesem de karbonhidrat/protein ağırlıklı besleniyorum dolayısı ile vucud şeklim göbek bölgesinden genişlemeye başladı. Bunu da düzene sokmam lazım. Dengelemeye ve sporla desteklemeyi istiyorum ama sadece istek aşamasındayım, reformer a dönme niyetine giremedim henüz: ) Çok yoruyor beni, kaçış sebebim o sanırım.
Hepinize sevgiler.
Gerçekten de öyle. Bir manikür pedikür bile kendimi o kadar harika hissetmeme sebep oluyor ki . Ellerime ayaklarıma bakmaya doyamıyorum.Kendim İçin Yaptığım 5 Şey
1. Cilt Bakımı: Bildiğiniz üzere rosaceası olan oldukça hassas bir cilt tipim var. Öncelikle kışın 3 seans dermatoloğa gidip, lumecca lazer işlemi yaptırıyorum. Rosa atakları için kritik bir işlem bu. Ayrıca yılda bir kez botoks yaptırmaya başladım.
Doktor kontrolünün haricinde cilt bakım ürünleri kullanıyorum. Geçen hafta Avene'nin Tolerence serisini aldım. Temizleyici süt, termal su ve nemlendiriciden oluşuyor. Tonik gibi alkollü ürünler benim cildime iyi gelmiyor. Bu nedenle rutinimde yer almıyorlar. Günlük rutine güneş kremi, c vitamini ve hyaluronik asit serumu ekledim.
2. Kuaför: Her ayın ilk haftası kuaföre gidiyorum. Kışa girerken saçıma botoks yaptırıyorum. Düze yakın bir saçım var. Bu işlem kabarıklığı alıyor ve banyodan çıkıp tarayarak kurutunca fönlü gibi görünmesini sağlıyor. Bunun haricinde manikür, pedikür ve kaş aldırma işlemleri yaptırıyorum. Bu ara kalıcı oje kullanmaya başladım.
3. Spor: Hayatıma yeni kattığım bir rutin bu. Reformerdan hoşlandım. Bundan sonra devam etmek istiyorum.
4. Alışveriş: Kendi ihtiyaçlarımı ertelemek yerine önceliklendirmeyi öğrendim. Bir şeye ihtiyacım varsa veya almayı çok istiyorsam alıyorum. Kıyafeti aksesuar veya kitap kategorileri oluyor genelde.
5. Sosyalleşme: Kendime eşsiz ve çocuksuz zaman dilimleri yaratmaya ve bu zaman dilimlerini dışarıda arkadaşlarımla geçirmeyi önemsiyorum. Ayda bir de olsa, akşam arkadaşlarımla keyifli vakit geçirmek bana çok iyi geliyor.
En güzelini yapıyorsun. Önce biz kendimize doğum günü hediyesi almalıyız bence de. Mutlu yaşların olsun canımDoğum günüm için kendime “ baştan ayağa bir kombin hazırlayıp alma niyetindeyim” . Dün akşam bu sebeple arkadaşımla dolandık, adet döneminde olduğum için şişkinlik ve göbeğimin ortaya çıkması sebebiyle hiç bir şey beğenip alamadım
Uzun bir etek, üzerine kazak/triko, şık bir bot ve çanta “ olarak düşünüyorum.
10 kasıma kadar umarım beğenip güzel bir görünüm elde edebilirim
Tekrar senden haber almak çok güzelHerkese merhaba,
Oldukça yoğun ama bir o kadar keyifli okul günlerim geçiyor.
Okulda çok mutluyum, gençlerle olmak, onlara ayak uydurmuş olabilmek, onları izlemek, 20 li yaşlarımda hissetmek, onların beni kabullenmeleri, çocuklarıma karşı tavırlarımdaki değişimler öylesine kıymetli ki benim için, parayla satın alamazdım.
Biraz az kitap okuma verseler daha mutlu olurdum: )) Okumalarım yetişmiyor ama olduğu kadar diyorum, çalıştığım için yetişmesi mümkün de değil zaten. Günlerim uymadığı için hiçbir dil dersi almadım bu yıl. Farsça, arapça, rusça ve latince vardı. Latinceyi çok istedim ama gününü denk getiremedim, umarım seneye uyar.
2,5 gün okulda 2,5 gün şirketteyim bu dönem.
Kendime bu sonbahar tam istediğim gibi, casual tarzda bir dolap hazırladım, sanırım bu tarzda devam ederim, eksiklerimi tamamladıkça daha mutlu oluyorum, artık tüm maaşımı yatırıma atmak yerine (buna da değineceğim bir ara ) kendime düzenli bir dolap yaptım, sabah giyinince saçlarımı da güzelleştirme isteği doğuypr, takılar ile kombin yapıyorum, kendimi çok iyi hissettiriyor bu halim.
Sevdim bu halimi.
Çok yağlı cildim var, sadece temizleme ile başedemiyorum, iyi bir yağ dengesi kuracak seruma ihtiyacım var ama henüz fırsat bulup araştıramadım. Tavsiyelere açığım.
Yeme bozukluğum devam ediyor, çok yemesem de karbonhidrat/protein ağırlıklı besleniyorum dolayısı ile vucud şeklim göbek bölgesinden genişlemeye başladı. Bunu da düzene sokmam lazım. Dengelemeye ve sporla desteklemeyi istiyorum ama sadece istek aşamasındayım, reformer a dönme niyetine giremedim henüz: ) Çok yoruyor beni, kaçış sebebim o sanırım.
Hepinize sevgiler.
Güzel mesajınız için çok teşekkür ederimMerhaba Elecda sizi üç yıldan beri takip ediyorum.Disiplinli ,kararlı,donanımlı halinizle bana da çok şey kattınız. Teşekkür ederim.Dilerim uzun uzun yazarsınız. Biz de okuyup uygulamaya çalışırız.Diyet topiğiniz de hayırlı olsun. Esenlikler diliyorum.
Aynen katılıyorum. Saçımızı süpürge etmek yerine gidip fön çektirsek, başta kendimiz olmak üzere tüm sevdiklerimiz için daha iyi olacak aslında:)Gerçekten de öyle. Bir manikür pedikür bile kendimi o kadar harika hissetmeme sebep oluyor ki . Ellerime ayaklarıma bakmaya doyamıyorum.
bu konuda konuşmak istediğim çok şey var.Selamlar Hanımlar,
Bugün sabah işe gelirken Nilay Örnek'te Aydın Engin podcastini dinledim. Mart ayında 81 yaşındayken hayatını kaybetmiş. Allah rahmet eylesin. Zor bir hayatı olmuş ancak zor zamanları son derece esprili bir şekilde anlatan, ajitasyon yapmayan güzel bir insanmış. Nilay Örnek sordu, hayata sizin gibi nasıl bakılır diye. Ben hep böyleydim, böyle olmak için bilinçli bir çaba sarf etmedim ama sızlanmayı ve şikayet etmeyi sevmem dedi.
Cevabı üzerine düşündüm. Aslında hayatta başımıza gelenlere ağlayıp sızlanmanın, şikayet etmenin kimseye faydası olduğunu görmedim. Sadece teslimiyet duygusu içerisinde olmanın, yani olanı olduğu gibi kabul etmenin fayda sağlayacağına inanıyorum. Kendi hayatımız üzerinde bir hakimiyetimiz yok. Sanırım önce bunun farkına varmalıyız. Kendi hayatımızı geçtim, kendi vücudumuza bile hakim değiliz. Mesela karaciğerime bugün şöyle çalış diyebiliyor muyum? Diyemiyorum. O zaman hayatın getirdiklerine iyi, kötü ne varsa tam bir teslimiyet halinde olmak ve kötü zamanların sabırla geçmesini beklemekten başka çaremiz yok.
Sadece ve sadece kendi kurduğumuz sistemlerde hakimiyet ve kontrol kurabiliriz. Bu çok sınırlı bir alan olmakla birlikte, hayatımızın kalitesi açısından çok kritik bir konu. Mesela hastalıklardan kendimi koruyamam ancak bugün ne yiyeceğimi seçebilirim. Doğru yiyecekleri seçerek bedenimi beslersem, hastalık riskini azaltmış olurum. Hiç bir zaman bu riski sıfırlamam mümkün değil, zira kontrol bende değil ama elimden geleni yapmış olurum.
Aynı şekilde hak yemeyen ve hakkını yedirmeyen bir insan olmayı seçebilirim. Bu, benim haksızlığa ve kötülüğe maruz kalmayacağım anlamına gelmez. Ancak başkasının hakkının yenilmesine müsaade etmeyen bir insan olmayı da seçebilirsem eğer, işte o zaman küçük te olsa bir fark yaratmış olurum.
Örnekleri sonsuza kadar uzatabilirim. Özetle söylemek istediğim şey, etki alanımızın sınırlarını iyi anlamamız ve o alanda bir sistem kurmamız gerektiği. Bu konu başlığının sebebi de bu. Umarım bugün hayatınızda iyi gitmeyen bir konu hakkında düşünür, yapabileceklerinizi planlar ve elinizde olmayan kısmı kabul ederek yolunuza devam edersiniz.
Sevgiler
Burada sorguladığın kısımları paylaşırsan, hep beraber üzerine konuşabiliriz bencebu konuda konuşmak istediğim çok şey var.
ilgili kitap ve konuları da okumak istiyorum.
hayatımın şu aşamasında 'kabullenme ve hayatı doğru okuma'' kısmını sorguluyorum.
Mükemmeliyetçi bir insan değilim ve kontolcü bir yapım da yok diye düşünüyorum ancak problem yaşadığım şey şu başlıklarSelamlar Hanımlar,
Bugün sabah işe gelirken Nilay Örnek'te Aydın Engin podcastini dinledim. Mart ayında 81 yaşındayken hayatını kaybetmiş. Allah rahmet eylesin. Zor bir hayatı olmuş ancak zor zamanları son derece esprili bir şekilde anlatan, ajitasyon yapmayan güzel bir insanmış. Nilay Örnek sordu, hayata sizin gibi nasıl bakılır diye. Ben hep böyleydim, böyle olmak için bilinçli bir çaba sarf etmedim ama sızlanmayı ve şikayet etmeyi sevmem dedi.
Cevabı üzerine düşündüm. Aslında hayatta başımıza gelenlere ağlayıp sızlanmanın, şikayet etmenin kimseye faydası olduğunu görmedim. Sadece teslimiyet duygusu içerisinde olmanın, yani olanı olduğu gibi kabul etmenin fayda sağlayacağına inanıyorum. Kendi hayatımız üzerinde bir hakimiyetimiz yok. Sanırım önce bunun farkına varmalıyız. Kendi hayatımızı geçtim, kendi vücudumuza bile hakim değiliz. Mesela karaciğerime bugün şöyle çalış diyebiliyor muyum? Diyemiyorum. O zaman hayatın getirdiklerine iyi, kötü ne varsa tam bir teslimiyet halinde olmak ve kötü zamanların sabırla geçmesini beklemekten başka çaremiz yok.
Sadece ve sadece kendi kurduğumuz sistemlerde hakimiyet ve kontrol kurabiliriz. Bu çok sınırlı bir alan olmakla birlikte, hayatımızın kalitesi açısından çok kritik bir konu. Mesela hastalıklardan kendimi koruyamam ancak bugün ne yiyeceğimi seçebilirim. Doğru yiyecekleri seçerek bedenimi beslersem, hastalık riskini azaltmış olurum. Hiç bir zaman bu riski sıfırlamam mümkün değil, zira kontrol bende değil ama elimden geleni yapmış olurum.
Aynı şekilde hak yemeyen ve hakkını yedirmeyen bir insan olmayı seçebilirim. Bu, benim haksızlığa ve kötülüğe maruz kalmayacağım anlamına gelmez. Ancak başkasının hakkının yenilmesine müsaade etmeyen bir insan olmayı da seçebilirsem eğer, işte o zaman küçük te olsa bir fark yaratmış olurum.
Örnekleri sonsuza kadar uzatabilirim. Özetle söylemek istediğim şey, etki alanımızın sınırlarını iyi anlamamız ve o alanda bir sistem kurmamız gerektiği. Bu konu başlığının sebebi de bu. Umarım bugün hayatınızda iyi gitmeyen bir konu hakkında düşünür, yapabileceklerinizi planlar ve elinizde olmayan kısmı kabul ederek yolunuza devam edersiniz.
Sevgiler