Popüler Konu Verimli Rutin

Merhaba hanımlar size danışmak istediğim bir konu var bu topikteki herkesin fikirleri çok değerli benim için , gelelim konuya oğlum bu sene 1.sınıfa başladı her anne gibi benimde tedirgin olduğum noktalar var. elecda elecda Ela da bu sene başladı sizin okul nasıl gidiyor merak ediyorum aslında okul sonrasında ödevlerin haricinde ek olarak birşeyler yapıyor musunuz.asıl mevzu ise oğlum yazı yazarken sol elle başlıyor daha sonra sağ ele geçiyor. Mesela E yazıyor dik çizgiyi sol yan çizgileri sağ yapıyordu ilk başlarda sürekli kalem değiştiriyordu şimdi en azından o kadar değiştirmiyor.Öğretmeni yönlendirmeyin istediği şekilde yazsın dedi ancak çevremden hep sağa alıştırmalısın gibi sözler işitmekten çok sıkıldım.gerçekten solak mi yoksa küçük çocuklarda bu normal mi anlayamıyorum. Kreş öğretmeni ikisinide eşit kullandığını sorun yaşamayacağını söylemişti tabi o zamanlar daha küçüktü sola daha eğimliydi. Yemek yerken müdahale ediyordum doğru mu yaptım yanlış mi bilmiyorum ama şimdi kaşığı sağla tutuyor ,makası da sağla kullanıyor arada sola geçiriyor ,topa vururken sağa yelteniyor ama düz atamıyor, düğüm atmayı beceremiyor çok ayrıntı yazdım ama anlaşılması açısından kızlar.iki elini de güzel kullanması için yardımcı mi olmalıyım sizce neler yapabilirim
merhaba
sol elle ilgili dikkatim çekti
bende solagim.
yemek yerken sağ elimle yiyorum.
solaklar sağ elinden daha zeki insanlar..
bu yüzden oğlunuz sol elini rahatça yazabiliyorsa zorlamayiniz.
benim kızım daha bebekken soldan başladi babaanne sağa geçiştirdi.
insanlar solaklari neden kötü bakışı görüyor. anlayamiyorum.:(
 
M minikkalbim merhaba uzman bir bilgim yok bu konuda sadece kendi tecrubemi yazmak istedim. Ben solu kullanmaya daha yatkınmışım ailem sola aldıkça kaşığı/kalemi sağ elime geçirmiş. Sonuç 32yaşımdayım kalemi sag elle tutuyorum ama ütü yapmak, eşya taşımak, bıcak kullanmak gibi. güç gerektiren herşeyi solla yapıyorum. Ortaokul lisede futbol oynardık çok, onda da sol ayaktım😊
Kızlarımdan biri de solak olacak gibi(3 yaşında), yemeği solla yiyor, okulda nasıl davranıyor henüz detaylı öğrenmedim. Ben 1-2 kez istersen bu elini kullan diye sağı gösterdim ama o sola tekrar alınca müdahale etmedim.
 
Kızların yeni kitap alışverişini yaptım dün. Kidega’yı kullanıyorum, enpara anlaşması ile geçen ay 50tl lik harcamanın 25tl sini iade ettiler hoşuma gitti:) Kitapları araştırıp öneri üzerine almaya çalışıyorum. Aldığım kitaplardan birinin sonu mutlu bitmiyor(muş). Tepkilerini merak edip büyük bir heyecan ile sipariş verdim. Farklı çizimli, farklı konulu kitaplar seçmeye çalışıyotum çoğunlukla, hayatta her olayın mutlulukla sonuçlanmayacağını, bizim istediğimiz gibi bitmeyeceğini algılamaları açısından kitabı sipariş verdim ama sizce erken mi? Çocuklarınıza mutlu bitmeyen sonlu veya olumsuz sonuçlanan hikayeleri kaç yaşında okumaya başladınız?
Kendim için de bu ay; ilber ortaylı&bir ömür nasıl yaşanır, mark manson&ustalık gerektiren kafayı takmama sanatı ve buket uzuner&hava ‘yı okumayı planlıyorum. İlk ikisine başladım; birini evde diğerini iş yerinde okuyorum vakit buldukça. Bugün sabah dr.gökçen erdoğanın belki,keşke,neyse kitabını bitirdim. Acı ve umutlarla dolu pek çok kadın hikayesi var. Genellikle kadına yapılan zulum konularını okumayı,dinlemeyi tercih etmem, etkileniyorum çünkü. Bu bakımdan kitabı biraz zorlanarak okudum fakat gelişimim açısından iyi oldu sanki.
 
merhaba
sol elle ilgili dikkatim çekti
bende solagim.
yemek yerken sağ elimle yiyorum.
solaklar sağ elinden daha zeki insanlar..
bu yüzden oğlunuz sol elini rahatça yazabiliyorsa zorlamayiniz.
benim kızım daha bebekken soldan başladi babaanne sağa geçiştirdi.
insanlar solaklari neden kötü bakışı görüyor. anlayamiyorum.:KK43:
dini hassasiyetten dolayı
 
İyi geceler kızlar, @elecdacım mutfak masa takımını nerden almıştın, ben de yuvarlak masa bakıyorum da istediğim gibi bulamadım
 
Merhaba hanımlar size danışmak istediğim bir konu var bu topikteki herkesin fikirleri çok değerli benim için , gelelim konuya oğlum bu sene 1.sınıfa başladı her anne gibi benimde tedirgin olduğum noktalar var. elecda elecda Ela da bu sene başladı sizin okul nasıl gidiyor merak ediyorum aslında okul sonrasında ödevlerin haricinde ek olarak birşeyler yapıyor musunuz.asıl mevzu ise oğlum yazı yazarken sol elle başlıyor daha sonra sağ ele geçiyor. Mesela E yazıyor dik çizgiyi sol yan çizgileri sağ yapıyordu ilk başlarda sürekli kalem değiştiriyordu şimdi en azından o kadar değiştirmiyor.Öğretmeni yönlendirmeyin istediği şekilde yazsın dedi ancak çevremden hep sağa alıştırmalısın gibi sözler işitmekten çok sıkıldım.gerçekten solak mi yoksa küçük çocuklarda bu normal mi anlayamıyorum. Kreş öğretmeni ikisinide eşit kullandığını sorun yaşamayacağını söylemişti tabi o zamanlar daha küçüktü sola daha eğimliydi. Yemek yerken müdahale ediyordum doğru mu yaptım yanlış mi bilmiyorum ama şimdi kaşığı sağla tutuyor ,makası da sağla kullanıyor arada sola geçiriyor ,topa vururken sağa yelteniyor ama düz atamıyor, düğüm atmayı beceremiyor çok ayrıntı yazdım ama anlaşılması açısından kızlar.iki elini de güzel kullanması için yardımcı mi olmalıyım sizce neler yapabilirim
İlkokul nasıl geçiyor konusunda kızımın şahane yorumlarını yazayım:))
- Bu ilkokul saçmalığını çocukların başına kim çıkardı, isim söyle bana!
- Buldum, yetişkinler çocuklardan kurtulmak için okul işini çıkarmış. Sabahın köründe bizi oraya tıkıp kendiniz eğleniyorsunuz!
- Niye bütün sayfaya E harfi çiziyorum ki, öğretmenim bir tane yazsam anlamıyor mu?
- İşyerindeki Müdüre söyle ( Genel Müdürü kast ediyor) beni işe alsın ben okula gitmeyeceğim.
- 40 dakika ders olur mu, oturmaktan popom ağrıyor, öğretmenler vır vır vır birşeyler anlatıyor. Ben bunları niye dinlemek zorundayım?
- Öğretmen sus deyince biz susmak zorundayız da niye ben sus deyince o susmuyor? Bütün gün konuşuyor.
- 10 dakika teneffüste tuvalete mi gideyim, su mu içeyim oyun mu oynayayım?
- Öğretmenim azcık değişik ama bütün öğretmenler değişik zaten, sıkıntı yok yani

Biz de durum bu:KK45:
 
Slm elecda bu tür organizasyonları çok çirkin buluyorum, bu tip organizasyonları teşvik edenlerle asla aynı yerde olmak istemem.
Çocuklara kv bakma fikri benden uzak. Aramız gayet iyidir ama ilişkiler yakına düştükçe cıvıklaşır genelde. İki taraf da saygılı ve yapıcı ise şansın olabilir elbet. Sanırım herkesten uzak iki bebek büyütmek fikriyle hareket eden ben bunun bir takım zorluklarını yaşadıkça görmeye başladım. Ama tabi burada kreşler hem kaliteli hem herkese bedava, doğum günü kutlaması için asla bir yere para vermezsin, bunun için hem mekan çok hem park. Zaten hayat çocuklara göre düzenlenmiş, aslında tüm herkesin refahına göre desem daha doğru olur. Herkesten uzaktayım ama kafam rahat. Demem o ki herkesin kişisel tercihi bu iş. Eskişehirde yaşamak güzel fikir. Nedense seni hiç bir zaman Ankaraya oturtamamıştım, tuhaf.
Bizim toplumda maalesef bir gösteriş merakı var. Evliliğinin değerini parmağındaki pırlantanın karatı ile ölçen insanlar, ebeveyn olduğunda, anneliğini de bu şekilde doğum günleri ile kanıtlama çabasına giriyor sanırım.
Senin iki küçük çocukla, uzakta annelik deneyimin nasıl gidiyor?
 
elecda elecda Canim Bir Aile Hikayesi dizisi esliginde son sayfalari okudum.Cocuklar kalabalik ailede daha mutlu, daha guvenli hissediyor. Biz ailelerden uzak buyuduk. Yaz tatilinde koye giderdik, cok iyi gelirdi.
Senin durumunda olsam Eskisehir ' e giderdim. Esinle bastan beri anlasiyorsunuz zaten. Mesafe koymak istersen ayni sehirde de mesafeli davranabilirsin. Ama sizin ailede cok buyuk sikintilar cikacagini dusunmuyorum. Tatillerdeki tavirlarindan belli. Dengeyi esinin saglamasi lazim. O da sagliyor bence.
Bakici abla konusunda onceden imrenirdim ilk kez sikayet ediyorsun. Bende evimde yabanci birini istemem. Filmlerde yatili yardimcilar olur , nadil yadiyorlar diye hayret ederim. Senin durumunda olsam 1 sn. Bile dusunmem ama hakkinizda hayirlisi olsun.
Bakıcı abla ile bu sene 6. yılımız. Çok iyi tarafları olmakla birlikte evde beraber vakit geçirmekte zorlandım. Ela’da her gün işe gittiğim için birbirimize fazla maruz kalmamıştık. Bu sefer haftanın 3 gününü beraber geçirmek bizi zorladı.
 
Elecda merhaba 🌞kırmızı et konusunda neden tereddüt ettiğini tam anlayamadım. Çevre duyarlılığı mı yoksa sağlık sebebiyle mi... Ama benim bu konuda anlatacaklarım var. Bu topicte de yazmıştım migren ağrılarım son iki yıldır hayatımı çok zorluyordu. Bir kitap okudum ve orda migreni tetikleyen bir şey olduğunu, herkesin tetikleyicisinin farklı olduğunu, ve bunların da bazen tetiklediği bazen ise tetiklemediği için tespitinin zor olabileceği yazıyordu. gıdalar, uyku alışkanlıkları, kokular, hava durumu, ortam havasızlığı, ortamda bulunan bir küfün sporu gibi çok çeşitli şeyler tetikleyici olabilirmiş. Tabii bunu okuyunca iyice paranoyak oldum, her gün düşünür oldum “neden, neden” diye. Aylarca gıda intolaransımı test ettim. Gluteni, kahveyi (kafeini), süt ve süt ürünlerini, yumurtayı kestim. Gözle görülür bir etki maalesef bulamadım. Migren ağrım olmasa bile kafamdaki o ağırlık ve tepemdeki ağrı hiç geçmiyordu. Tansiyon ve kolesterol yüksekliği de yoktu üstelik. Neyse çok uzattım aylar süren gözlmlerim sonucu beni hasta eden şeyin kırmızı et ve sakatat olduğunu anladım.
Ben çok et ve sakatat tüketen bir insandım ve çok severdim. Tam bir etçiyimdir yani. Tabii insan sevdiğine toz kondurmuyor ya benim aklımın ucuna bile gelmiyordu bu süreçte. Kemik suyuna çorbaları, işkembe, kelle paça, kokoreç, ciğer ne bulsam yiyordum. Kebap, çöp şiş ve döner... haftada en az iki öğünüm bu şekilde idi.
Tabii artık hiçbirini yemiyorum. Yaklaşık 6 aydır evde yaptığım köfte dışında kırmızı et ürünü tüketmiyorum. Ve kafamdaki o ağırlık tamamen geçti. Baş ağrılarımın sıklığı azaldı, ilaçsız veya sadece ağrı kesici ile geçer oldu. Psikolojim düzeldi. Canım hala dönerdir, kebaptır çok çekiyor. Ama vücudu iyice bi dinlendireyim gebelikten sonra abartmadan tekrar yerim diye düşünüyorum. Çünkü hala etsiz bir hayat hayal edemiyorum 😊
Hayvanlara yapılan zulüm, verilen antibiyotikler, çevreye verdiği zarar beni rahatsız ediyor. Ben de etsiz yaşamı bir tecrübe edeceğim bakalım.
 
Kızların yeni kitap alışverişini yaptım dün. Kidega’yı kullanıyorum, enpara anlaşması ile geçen ay 50tl lik harcamanın 25tl sini iade ettiler hoşuma gitti:) Kitapları araştırıp öneri üzerine almaya çalışıyorum. Aldığım kitaplardan birinin sonu mutlu bitmiyor(muş). Tepkilerini merak edip büyük bir heyecan ile sipariş verdim. Farklı çizimli, farklı konulu kitaplar seçmeye çalışıyotum çoğunlukla, hayatta her olayın mutlulukla sonuçlanmayacağını, bizim istediğimiz gibi bitmeyeceğini algılamaları açısından kitabı sipariş verdim ama sizce erken mi? Çocuklarınıza mutlu bitmeyen sonlu veya olumsuz sonuçlanan hikayeleri kaç yaşında okumaya başladınız?
Kendim için de bu ay; ilber ortaylı&bir ömür nasıl yaşanır, mark manson&ustalık gerektiren kafayı takmama sanatı ve buket uzuner&hava ‘yı okumayı planlıyorum. İlk ikisine başladım; birini evde diğerini iş yerinde okuyorum vakit buldukça. Bugün sabah dr.gökçen erdoğanın belki,keşke,neyse kitabını bitirdim. Acı ve umutlarla dolu pek çok kadın hikayesi var. Genellikle kadına yapılan zulum konularını okumayı,dinlemeyi tercih etmem, etkileniyorum çünkü. Bu bakımdan kitabı biraz zorlanarak okudum fakat gelişimim açısından iyi oldu sanki.
Ustalık gerektiren kafaya takmama sanatını dün bitirdim. Çevirisi çok kötü, google translate gibi çevirmişler, beni yordu biraz
 
Selamlar Hanımlar,

Dün bitirdiğim "Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı" kitabından kendimce önemli bulduğum bölümlerini paylaşmak istiyorum. Bence oldukça faydalı bir kitap olmasına rağmen, çevirisi çok kötü.
 
USTALIK GEREKTİREN KAFAYA TAKMAMA SANATI

  • Broşür dağıtır gibi sorun saçan insanların problemi kafalarına takmaya değececek daha değerli şeylerinin olmayışıdır. Çoğu insanın, özellikle eğitimli, şımartılmış orta sınıf beyazların “hayatın tasaları” olarak gördüklerinin, gerçekten kaygılanacak önemli şeylerinin olmayışının yan etkisi olarak görüyorum.Demekki yaşamınızda önemli ve anlamlı birşey bulmak, zamanınızı ve enerjinizi kullanmanın en verimli yoludur. Çünkü bu anlamlı şeyi bulamazsanız, anlamsız ve önemsiz şeyleri kafaya takacaksınız.

  • Pratik aydınlanma, bazı ıstıraplardan kaçınmanın mümkün olmadığı düşüncesini kabullenmektedir, siz ne yaparsanız yapın, hayat başarsızlıklarla, kayıplarla, pişmanlıklarla doludur ve ölüm vardır. Hayatın önünüze çıkardığı tüm bu tatsızlıkları kabullendiğinizde spiritüel biçimde yenilmez olursunuz. Neticede ıstırabı aşmanızın yolu ona katlanmayı öğrenmektir.

  • Olumsuz duygular, eyleme geçme çağrısıdır. Onları hissetmenizin nedeni birşey yapmanız gerektiğidir. Olumlu duygularsa doğru birşeyi yapmanın ödülüdür.

  • Herkes harika bir fizik ister. Ama saatlerce spor salonunda yaşamanın fiziksel stresini ve acısını kabul etmeden, yediğinizi içtiğinizi hesaplamaya ve ayarlamaya, hayatınızı avuç içi kadar porsiyonlar çevresinde planlamaya razı olmadan o fiziğe kavuşamazsınız. Hangi ıstırabı seçeceğinize karar verin ve o ıstıraba katlanmayı öğrenin.

Özfarkındalığın 3 katmanı vardır.

  • Kendi duygularını anlamak; bu beni hüzünlendiriyor, bu beni mutlu ediyor gibi
  • Neden bu şekilde hissettiğimizi sormak
  • Özdeğerler: Neden bunu bir başarı/başarısızlık olarak görüyorum? Hangi standartlara göre kendimi ve çevremi yargılıyorum.
Sorunlarımızın doğasını özdeğerlerimiz belirler ve sorunlarımızın doğası da yaşam kalitemizi belirler. Sorunlarınızı nasıl gördüğünüzü değiştirmek istiyorsanız değer verdiğiniz şeyi ölçme biçimizini değiştirmelisiniz.

  • Sürekli pozitif olmak, hayatın sorunları için geçerli bir çözüm değil, bir inkar biçimidir. İşler ters gidebilir, insanlar bizi üzebilir, kazalar olur ve bunda bir sorun yoktur.

  • Bizler birey olarak dışsal etkenler ne olursa olsun yaşamımızdaki her şeyden sorumluyuz. Başımıza gelenleri kontrol edemeyiz ancak başımıza gelenleri nasıl yorumladığımızı ve nasıl tepki gösterdiğimizi her zaman kontrol edebiliriz. Mutsuzluğunuzun nedeni birçok kişi olabilir ama sizden başka hiçkimse mutsuzluğunuzdan sorumlu değildir.

  • Hayat poker oynamaya benziyor. Hepimize dağıtılmış bir el var. Bazılarının eli daha iyi. Sadece kartlara bakarak berbat durumda olduğumuzu söylemek kolay olsa da, gerçek oyun o kartlarla yapacağımız seçimlere, almaya karar verdiğimiz risklere ve birlikte yaşamayı seçtiğimiz sonuçlara bağlıdır.

  • Bir konuda ilerlemek binlerce küçük başarısızlık üzerine inşa edilir. Biri bir konuda sizden daha başarılıysa muhtemelen sizden daha fazla başarısız olmuştur. Yürümeyi öğrenen küçük bir çocuk, yüzlerce kez düşüp canını acıtır ancak” bu yürüme işi bana göre değil sanırım, pek beceremiyorum” demez. Ancak gerçekten başarısız olmayı göze aldığımız konularda başarılı olabiliriz.

  • Yaşamınızda önemli bir değişiklik meydana getirecek motivasyonunuz yoksa, o konuda herhangi birşey yapın. Başarı standardınız sadece eyleme geçmek olduğunda kendimizi ileri iteriz.
 
Sevgili elecda elecda nasılsin? Verimli rutin topiğini öyle özlemişimki bugun fırsat bulup 2 aydir ara verdiğim yerden devam ettim okumaya..Bu arada ben anne oldum😊 Bebeğim 39 günlük ve şuan annelige adapte olmaya çalışıyorum..Fırsat buldukca takibe devam edeceğim , senden ögreneceğim cok sey var iyi ki varsın ve iyi ki bu topik var😊
 
Sevgili elecda elecda nasılsin? Verimli rutin topiğini öyle özlemişimki bugun fırsat bulup 2 aydir ara verdiğim yerden devam ettim okumaya..Bu arada ben anne oldum😊 Bebeğim 39 günlük ve şuan annelige adapte olmaya çalışıyorum..Fırsat buldukca takibe devam edeceğim , senden ögreneceğim cok sey var iyi ki varsın ve iyi ki bu topik var😊
bende iyiki topik var deyip okuyordum ama bitti ne yazıkki :) Kaç gündür hiç paylaşım yok :(
 
Sevgili elecda elecda nasılsin? Verimli rutin topiğini öyle özlemişimki bugun fırsat bulup 2 aydir ara verdiğim yerden devam ettim okumaya..Bu arada ben anne oldum😊 Bebeğim 39 günlük ve şuan annelige adapte olmaya çalışıyorum..Fırsat buldukca takibe devam edeceğim , senden ögreneceğim cok sey var iyi ki varsın ve iyi ki bu topik var😊
Merhaba canım hoş geldin:KK200:
Tebrik ederim seni. Allah bebeğini sağlıkla büyütmeyi nasip etsin inşallah.
 
DÜZENLİ VE SADE BİR EV

Kıyafetler


Öncelikle hem kendimin hem çocuklarımın kıyafetlerinde yıpranma, küçük gelme gibi bir durum tespit ettiğimde, o kıyafeti direkt askıdan alıp, bir kutuya kaldırıyorum. O kıyafetin dolapta ve aklımda beklememesine dikkat ediyorum. Bu konuda direkt aksiyon almanın önemli olduğunu düşünüyorum.

Yıpranmış ve küçük gelen kıyafetleri topladığım kutuyu dolduğunda indirip, kıyafetleri gözden geçiriyorum. Bu işlemi yaparken elimde iki büyük poşet oluyor. Bir poşete giyilemeyecek dolayısıyla başkasına verilemeyecek durumda olanları koyuyorum. İkincisine ise verilecekleri yerleştiriyorum. Giyilemeyecek durumda olanların yer aldığı poşeti aynı gün çöpün yanına bırakıyorum. Verilecekleri ise tekrar kutuya koyuyorum ve o ay içerisinde elden çıkarıyorum. Bu elden çıkarma süresinin uzamaması önemli.

Kitaplar

Telefonumun not kısmında “okunacak kitaplar” listesi var. Önerilen ve okumayı düşündüğüm kitapları buraya yazıyorum. Ay başında sadece o ay okumayı planladığım kitapları satın alıyorum. Genelde sayı 3’ü geçmiyor. Kitaplığımı “Kalacaklar” “Okunacaklar” ve “Gidecekler” şeklinde 3 bölüme ayırdım. Kitap bittiğinde o kitap ile ilgili kararımı veriyorum.

Gidecekler bölümü biraz biriktiğinde bir arkadaşım aracılığı ile kütüphaneye gönderiyorum veya işyerine getirip, boş masalardan birine koyuyorum. İsteyen alıp gidiyor.

Çocuk kitapları ile ilgli de hoşuma gitmeyen veya yırtılan kitapları direkt geri dönüşüme atıyorum. Kendi çocuklarım için sakıncalı bulduğum bir kitabı başka çocukların okumasını istemiyorum.

Kağıtlar

Bizim evin kağıt kaynağı Ela:) Okul, inanılmaz kağıt üretiyor. Salon çekmecesine iki tane kutu aldım. Birinde saklanması gereken okul kağıtları, diğerinde ise Ela’nın yaptığı etkinlikler var. Ela akşam eve geldiğinde ilk işim çantasını döküp, kağıtları ayıklamak oluyor. Muhafaza edilecekleri ilgili kutuya koyuyorum, kalanı ise geri dönüşüme atıyorum.

Aylık yemek planı, toplantı ve ders programı gibi kağıtları, mutfağa aldığım panoya asıyorum. Aylık olarak bu panoyu revize ediyorum.

Etkinlik ve okul kağıtları kutularını da ara sıra kontrol edip ayıklıyorum.

Çantamda iki tane minik defterim var. Biri ajandam, diğeri de küçük not defterim. Aklıma gelen herşeyi bu not defterine yazıyorum. Planlı aktviteleri de ajandaya yazıyorum. Böylece ekstra kağıt kullanmamış oluyorum.


Oyuncaklar

Oyuncaklar bizim evin temel dağınıklık sebebi. Gelişimi destekleyen oyuncaklara yatırım yapmayı önemsiyorum. Parçalı oyuncakları sepetlerde muhafaza ediyorum. Ela’nın artık oynamadığı ancak İpek’in de henüz oynayamadığı oyuncakları bu ay sonu görümcemin deposuna götüreceğim. 2 yaş ve 3 yaş oyuncak kutuları hazırlayacağım.

İpek şu an 14 aylık. 2 yaşa kadar oyuncaklarını şu seviyeye indirmeye ve kalanları göndermeye karar verdim:

  • 1 adet yumuşak top
  • 1 adet bebek
  • 1 adet peluş
  • 1 adet yapboz
  • 1 adet iç içe geçen kutular
  • 1 adet piramit
  • 1 adet bloklu oyuncak
  • 1 adet araba

Ela için oyuncak alımını durdurdum. Bayramlarda kendi parası ile ne istiyorsa alabileceğini söyledim. Kutu oyunlarını araştırıyorum. Aile oyunu ve 6+ puzzle yeterli olacaktır.

Kimyasallar

Bence evdeki kimyasallar konusunda genel olarak herkesin stok yapma eğilimi var. Bu eğilimin, evdeki düzeni koruma konusunda sıkıntı yarattığını düşünüyorum. Marketlerin sürekli kampanyaları oluyor ve büyük olasılıkla elimizdeki ürün bittiğinde markete gidersek, o ürünü veya muadilini uygun fiyata alma şansımız olur. Marketler evlere yakın, ürünler her an ulaşılabilir vaziyette. Dolayısıyla bir ürünü bitene kadar kullanmak ve bitmek üzereyken yenisini almak en mantıklısı.

Daha önce Frosch ürünlerini aldığımdan bahsetmiştim. Sıvı çamaşır deterjanı, bulaşık tableti, elde bulaşık deterjanı ve bebek leke çıkarıcısından çok memnunum. Bu ürünleri kullanmaya devam edeceğim. Yüzey temizleyicimi bu ay kendim yapmaya karar verdim. Malzemeleri aldım. Uyguladıktan sonra düşüncelerimi paylaşırım.

Makyaj malzemesi olarak 1 kapatıcı, 1 aydınlatıcı, 1 allık, 1 ruj, 1 dudak balmı, 1 rimel ve 1 göz kalemim var. 4 tane de ojem var. Ürünlerin hepsinden çok memnunum. Bunlardan biri bitmeden ikiciyi almayacağım.

Sabahları yüzüme papatya suyu, göz çevresi kremi, elime ve yüzüme nemlendirici sürüyorum. Akşam kastil sabun ile yüzümü fırçalayıp, göz, yüz ve elimi nemlendiriyorum. Vücudumu da kastil sabun ile yıkamaya başladım. Banyodan çıkınca aynı nemlendiriciyi kol ve bacaklarıma da sürüyorum.

Gıda Malzemeleri

Haftalık yemek planı yapmak ve bu doğrultuda alışveriş yapmak; bu başlığın sürdürülebilmesi ve israfın önlenmesi için tek çözüm. Bizim eve gıda kolisi salıdan salıya geliyor ve Salı günü dolaptaki sebze-meyve tükenmiş oluyor. Hepimiz artmazsa yetmez felsefesi ile büyütüldüğümüzden gıdaları aşırı alma eğilimindeyiz. “Ne ne kadar yeniyor”u takip etmek ve ona göre gıda alışverişi yapmak mantıklı.
 
Back