• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Popüler Konu Verimli Rutin

şimdi daha net anladım söylediklerini
kendimce sorunum bu : o an sorunlara odaklanmak, o an çözüm bulmak istemek..
durup sakinleşmeyi beklemem gerek..
ayroıca o an çözsem de çözmesem de hep ilk giden ilk sarılan benim
hem ayrı olmaya kıyamayıp dayanamıyorum hem de kırgınlığım net anlaşılmadan gittiğimden sorun çözülmüyor
nasıl olsa sahihuban gelir '' bakışı da luyor maalesef..

Bizde de ben hep inat eden taraf eşim de gelip özür dileyen taraf olur
Açıkçası eşimin nasılsa geleceğini bilmek benim inadımı daha da yükseltmeme sebep olabiliyor
Ama ilişki evlilik denge işleri
Bir taraf toparlarken bir taraf yıkabiliyor
Bizde son zamanları zor geçiriyoruz
Sevgimi sorguladığım anlar bile oldu
Bizim çözüm yolumuz konuşmak oldu
Rahatsız olduğumuz, karşı tarafı irrite eden ne varsa konuşup iç dökmek
 
şimdi daha net anladım söylediklerini
kendimce sorunum bu : o an sorunlara odaklanmak, o an çözüm bulmak istemek..
durup sakinleşmeyi beklemem gerek..
ayroıca o an çözsem de çözmesem de hep ilk giden ilk sarılan benim
hem ayrı olmaya kıyamayıp dayanamıyorum hem de kırgınlığım net anlaşılmadan gittiğimden sorun çözülmüyor
nasıl olsa sahihuban gelir '' bakışı da luyor maalesef..
İnan aynı beni anlatmışsın, aynı böyleydim ben de. Eşim de biraz zamana ihtiyaç duyardı. İlk yıl baya sıkıntı yaşadık bu farklılık yüzünden. Sonra dedim ki böyle bir yere varamayacağız, eşimi değiştiremem ama kendimi değiştirip geliştirebilirim. Hemen olmuyor kesinlikle ama bu bilinçle hareket etmeye çalışıyorum. Kendine hakim oldukça alışkanlık haline geliyor.
 
Bu saydıklarından sadece evimde uyanmak maddesini gerçekleştirebildiğimi fark ettim:işsiz:
Eşime en son ne zaman sarıldığımı hatırlamıyorum.

İnsanlar evliliklerini kurtarmak için çocuk yapıyorlar ya neyin kafasını yaşadıklarını bilmiyorum. Çocuk iyi giden bir evliliği komple çökertme potansiyeline sahip zira.
Tamamen katılıyorum.
 
Merhabaa,

Uzun zamandır -sanırım çoook uzun zaman oldu- yoktum. Biraz geriye dönük okudum, ne kadar dolu dolu olduğunu farkettim bu sayfanın.

Çok ortalardan muhabbete dalmış birisi gibi devam edeceğim; 2019 da daha çok okuyacak , daha çok film izleyecek, ve daha çok kendimi seveceğim diye hedefler koydum kendime.
Yaklaşık 3 haftadır televizyonumuz da yok. Başta garipsesek de şu an alışmış durumdayız. İnanın kitap okumamıza eşimle başbaşa bir film veya ilgimizi çeken belgeselleri izlememize vesile oldu.
Saçma sapan şeylere takılıp gereksizce öldürüyorduk vaktimizi.

Youtubecta bbcnews ve 140 juniors kanallarında kısa ve çok güzel belgeseller var her gün mutlaka izliyorum. Her gün mutlaka Mesnevi okuyorum birkaç yaprak. Birkaç yıl önce çok ama çok fazla kitap okurdum evlilik ve çocuktan sonra -bunlar belki bahane- çok çok az vakit ayırabildim. Şimdi yine yeniden çok okumaya başladım ve bu beni çok mutlu ediyor. 2 yaşındaki oğlum elinde kitapla gelip 'oku oku' diyince çok mutlu oluyorum.
Her gün en az 20 dk kitap okuma hedefim var bazen 2 saat okuyorum bazen 3 saat. Ama min 20 dk mutlaka okuyorum.

Tüm makyaj malzemelerimi yeniledim ve hepsinden birer ad aldım. Sadece ruj ve ojelerim yedekli.

Kendi değerimin farkına varmayı öğreniyorum. Öğreniyorum diyorum çünkü bir süredir gerçekten kendimi yaşamamış olduğumu farkettim. Anneyim , eşim, çalışanım, gelinim, evladım ama kendim olmayı unutmuşum sanki bir süredir.
Hep ikinci plana atmışım kendimi.
Biliyor musunuz kahve yaptığımda bile kendime en köpüksüzünü alırdım. Komik bir örnek belki ama bu bile bu durumla alakalı idi. Artık en köpüklüsünü kendime alıyorum.
Klasik ama gerçekten insan kendini severse ve kendini mutlu ederse aynı orada karşısındakileri mutlu ediyor.

Kendinden vermenin en sevdiklerine bile olumsuz yansıdığını gördüm ve buna bir dur deme vakti geldi. Ama bu durum o kadar sinsice ilerlemişki yıllar içinde kolay kolay değiştirilmiyor ne yazık ki. Hep bize toplumun biçtiği roller bunlar. Ben kendime değer verip sevdikçe insanaların bana daha fazla saygı duyduğunu gözlemledim.

Çok karmaşık oldu farkındayım. İşin özü kendimi seviyorum, canım kendim :)

@elecda kocaman sevgiler sana. Ben seni tanıdığımda galiba Ela 2,5 larında idi. Zaman ne çabuk geçiyor. Senin çok iyi bir insan olduğunu her fırsatta dile getirip hatırlatacağım. Çünkü gerçekten çok çok azsınız...

Bir ara kitap önerisi de yapacağım şansıma çok güzel ve kaliteli kitaplara denk geldim... :)
 
Merhabaa,

Uzun zamandır -sanırım çoook uzun zaman oldu- yoktum. Biraz geriye dönük okudum, ne kadar dolu dolu olduğunu farkettim bu sayfanın.

Çok ortalardan muhabbete dalmış birisi gibi devam edeceğim; 2019 da daha çok okuyacak , daha çok film izleyecek, ve daha çok kendimi seveceğim diye hedefler koydum kendime.
Yaklaşık 3 haftadır televizyonumuz da yok. Başta garipsesek de şu an alışmış durumdayız. İnanın kitap okumamıza eşimle başbaşa bir film veya ilgimizi çeken belgeselleri izlememize vesile oldu.
Saçma sapan şeylere takılıp gereksizce öldürüyorduk vaktimizi.

Youtubecta bbcnews ve 140 juniors kanallarında kısa ve çok güzel belgeseller var her gün mutlaka izliyorum. Her gün mutlaka Mesnevi okuyorum birkaç yaprak. Birkaç yıl önce çok ama çok fazla kitap okurdum evlilik ve çocuktan sonra -bunlar belki bahane- çok çok az vakit ayırabildim. Şimdi yine yeniden çok okumaya başladım ve bu beni çok mutlu ediyor. 2 yaşındaki oğlum elinde kitapla gelip 'oku oku' diyince çok mutlu oluyorum.
Her gün en az 20 dk kitap okuma hedefim var bazen 2 saat okuyorum bazen 3 saat. Ama min 20 dk mutlaka okuyorum.

Tüm makyaj malzemelerimi yeniledim ve hepsinden birer ad aldım. Sadece ruj ve ojelerim yedekli.

Kendi değerimin farkına varmayı öğreniyorum. Öğreniyorum diyorum çünkü bir süredir gerçekten kendimi yaşamamış olduğumu farkettim. Anneyim , eşim, çalışanım, gelinim, evladım ama kendim olmayı unutmuşum sanki bir süredir.
Hep ikinci plana atmışım kendimi.
Biliyor musunuz kahve yaptığımda bile kendime en köpüksüzünü alırdım. Komik bir örnek belki ama bu bile bu durumla alakalı idi. Artık en köpüklüsünü kendime alıyorum.
Klasik ama gerçekten insan kendini severse ve kendini mutlu ederse aynı orada karşısındakileri mutlu ediyor.

Kendinden vermenin en sevdiklerine bile olumsuz yansıdığını gördüm ve buna bir dur deme vakti geldi. Ama bu durum o kadar sinsice ilerlemişki yıllar içinde kolay kolay değiştirilmiyor ne yazık ki. Hep bize toplumun biçtiği roller bunlar. Ben kendime değer verip sevdikçe insanaların bana daha fazla saygı duyduğunu gözlemledim.

Çok karmaşık oldu farkındayım. İşin özü kendimi seviyorum, canım kendim :)

@elecda kocaman sevgiler sana. Ben seni tanıdığımda galiba Ela 2,5 larında idi. Zaman ne çabuk geçiyor. Senin çok iyi bir insan olduğunu her fırsatta dile getirip hatırlatacağım. Çünkü gerçekten çok çok azsınız...

Bir ara kitap önerisi de yapacağım şansıma çok güzel ve kaliteli kitaplara denk geldim... :)
Ne güzel anlatmışsınız, kendini sevmek önemli gerçekten ben de toplumsal baskılardan sıyrılmak ve daha çok kendim olmak istiyorum. Ben de kendime döndüm bu süreçte ama bazı konularda hala elalem ne derci biri olup çıkıyorum. Bu yönümü törpülemeliyim. Küçük yerde büyümenin sonuçları bunlar hep.
 
Bende eşimle ilk evlendiğimiz zaman uyum sürecinde zorlandık.
Sonra eşim odaklı olmak yerine kendime değer vermeye başladım.
sorunlarda kendiliğinden çözüldü.

Bunu deneyeceğim
Çalışıyorum



Merhabaa,

Uzun zamandır -sanırım çoook uzun zaman oldu- yoktum. Biraz geriye dönük okudum, ne kadar dolu dolu olduğunu farkettim bu sayfanın.

Çok ortalardan muhabbete dalmış birisi gibi devam edeceğim; 2019 da daha çok okuyacak , daha çok film izleyecek, ve daha çok kendimi seveceğim diye hedefler koydum kendime.
Yaklaşık 3 haftadır televizyonumuz da yok. Başta garipsesek de şu an alışmış durumdayız. İnanın kitap okumamıza eşimle başbaşa bir film veya ilgimizi çeken belgeselleri izlememize vesile oldu.
Saçma sapan şeylere takılıp gereksizce öldürüyorduk vaktimizi.

Youtubecta bbcnews ve 140 juniors kanallarında kısa ve çok güzel belgeseller var her gün mutlaka izliyorum. Her gün mutlaka Mesnevi okuyorum birkaç yaprak. Birkaç yıl önce çok ama çok fazla kitap okurdum evlilik ve çocuktan sonra -bunlar belki bahane- çok çok az vakit ayırabildim. Şimdi yine yeniden çok okumaya başladım ve bu beni çok mutlu ediyor. 2 yaşındaki oğlum elinde kitapla gelip 'oku oku' diyince çok mutlu oluyorum.
Her gün en az 20 dk kitap okuma hedefim var bazen 2 saat okuyorum bazen 3 saat. Ama min 20 dk mutlaka okuyorum.

Tüm makyaj malzemelerimi yeniledim ve hepsinden birer ad aldım. Sadece ruj ve ojelerim yedekli.

Kendi değerimin farkına varmayı öğreniyorum. Öğreniyorum diyorum çünkü bir süredir gerçekten kendimi yaşamamış olduğumu farkettim. Anneyim , eşim, çalışanım, gelinim, evladım ama kendim olmayı unutmuşum sanki bir süredir.
Hep ikinci plana atmışım kendimi.
Biliyor musunuz kahve yaptığımda bile kendime en köpüksüzünü alırdım. Komik bir örnek belki ama bu bile bu durumla alakalı idi. Artık en köpüklüsünü kendime alıyorum.
Klasik ama gerçekten insan kendini severse ve kendini mutlu ederse aynı orada karşısındakileri mutlu ediyor.

Kendinden vermenin en sevdiklerine bile olumsuz yansıdığını gördüm ve buna bir dur deme vakti geldi. Ama bu durum o kadar sinsice ilerlemişki yıllar içinde kolay kolay değiştirilmiyor ne yazık ki. Hep bize toplumun biçtiği roller bunlar. Ben kendime değer verip sevdikçe insanaların bana daha fazla saygı duyduğunu gözlemledim.

Çok karmaşık oldu farkındayım. İşin özü kendimi seviyorum, canım kendim :)

@elecda kocaman sevgiler sana. Ben seni tanıdığımda galiba Ela 2,5 larında idi. Zaman ne çabuk geçiyor. Senin çok iyi bir insan olduğunu her fırsatta dile getirip hatırlatacağım. Çünkü gerçekten çok çok azsınız...

Bir ara kitap önerisi de yapacağım şansıma çok güzel ve kaliteli kitaplara denk geldim... :)

Haklısın kesinlikle ..
Kendime değer vermeyince kimsede değerim olmuyor
Banyo yapmam on dk
Kuaföre gitmiyoeuö aylardır
Her şeyi kendim hallediyorum
Oğlumla ilgileniyoruö ev işleri derken hop uyku vakti
Aslında düzenimi kurmuştum çok güzel
Günlük 40 dk okumalarıma zaman ayırıyordum rutinlerimden kopunca hayattan kopuyorum
Bir de değersizim gibi
Sen gibi kahbenin köpüksüzü
Az kalan dipte kalan her şey bana
Bana az vakit eşime çok vs
 
Bunu deneyeceğim
Çalışıyorum





Haklısın kesinlikle ..
Kendime değer vermeyince kimsede değerim olmuyor
Banyo yapmam on dk
Kuaföre gitmiyoeuö aylardır
Her şeyi kendim hallediyorum
Oğlumla ilgileniyoruö ev işleri derken hop uyku vakti
Aslında düzenimi kurmuştum çok güzel
Günlük 40 dk okumalarıma zaman ayırıyordum rutinlerimden kopunca hayattan kopuyorum
Bir de değersizim gibi
Sen gibi kahbenin köpüksüzü
Az kalan dipte kalan her şey bana
Bana az vakit eşime çok vs
Aslında eş yalnızca bir örnekti. Eşim kendimden bu kadar çok taviz vermemi benden daha çok problem ederdi. Bizim tartismalarimiz , o ne ister acaba ben bunu istiyorum ama ya o istemiyorsa gibi durumlardan kaynaklanıyordu. Yani kendinden çok karşındakini düşünmekten. :)
İş hayatında da bu geçerli aile yaşantısında da.
Sen kendine özgür alanlar yarattıkca kendin mutlu oldukça bu zaten çevredeki insanlara olumlu yansıyor.
Nezaket hep olmalı hayatımızda . Ve kendi alanlarımız, isteklerimiz...
 
merhaba arkadaşlar, bu hafta YAHYA KEMAL şiirlerinden seçmeler okuyacağım. en ünlüsünü olan SESSİZ GEMİ'yi sizinle paylaşıyorum. magazinsel bir bilgi olarak bu şiirin hikayesini de paylaşmak istiyorum:)
yahya kemal nazım hikmetin şiir hocasıdır. nazım hikmetin annesi celile hanımın mutsuz bir evliliği vardır. celile hanım ve yahya kemal arasında aşk başlar. bundan haberdar olan nazım hikmet “Hocam olarak girdiğiniz bu eve, babam olarak giremezsiniz…” diye not yazarak yahya kemalin cebine bırakır. zaten evlilikten korkan yahya kemal kendini bu ilişkiden geri çeker. evlilik umudunu kaybeden celile hanım parise gider. yahya kemal de onun arkasından bu şiiri yazmış.

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
 
Aslında eş yalnızca bir örnekti. Eşim kendimden bu kadar çok taviz vermemi benden daha çok problem ederdi. Bizim tartismalarimiz , o ne ister acaba ben bunu istiyorum ama ya o istemiyorsa gibi durumlardan kaynaklanıyordu. Yani kendinden çok karşındakini düşünmekten. :)
İş hayatında da bu geçerli aile yaşantısında da.
Sen kendine özgür alanlar yarattıkca kendin mutlu oldukça bu zaten çevredeki insanlara olumlu yansıyor.
Nezaket hep olmalı hayatımızda . Ve kendi alanlarımız, isteklerimiz...
kesinlikle katılıyorum düşüncenize. gün içinde yarım saat bile olsa kendime ait zamanım yoksa çok mutsuz hissediyorum kendimi.çocukların da eşlerimizin de yorgun bir kadına değil mutlu bir kadına ihtiyaçları var. varsın her işimiz tam olmasın, arada evimiz dağınık olsun ama kendimizi mutlu hissedelim:)
 
Merhaba herkese,
Sizlere ufak bir sorum olacak arkadaşlar. Nisan ayında işe döneceğim için bebeğimi(6 aylık olacak) bakıcıya bırakmak zorundayım. Sizlerden bakıcı ayarlayan oldu mu?nasıl buldunuz?seçerken nelere dikkat ettiniz?
Gerçi sesli ve görüntülü kamera kurduracağız eve.ama yine de tedirginlik var üstümde.

Şimdilik evinin yakın olması,daha önce küçük çocuk bakmış olması, konuşkan olması(bebeğin konuşmayı daha iyi dökmesi açısından) önceliklerim.sizlerin fikirlerini öğrenmek isterim
İyi akşamlar.sevgiler.
 
iyi akşamlar, bu topiği çok beğendim, tüm sayfaları tek tek okumak istiyorum ama takip etmek sıkıntı. diyelimki 30 veya 31.sayfada kaldım, bunu nasıl takip edebilirim, telefondan giriyorum, bir daha girişimde kaldığım sayfayı nasıl kolay bulabilirim?
ayrıca çok çok teşekkürler elecda elecda böyle bir konu açıp bilgilerini bizle paylaştığın için.
 
iyi akşamlar, bu topiği çok beğendim, tüm sayfaları tek tek okumak istiyorum ama takip etmek sıkıntı. diyelimki 30 veya 31.sayfada kaldım, bunu nasıl takip edebilirim, telefondan giriyorum, bir daha girişimde kaldığım sayfayı nasıl kolay bulabilirim?
ayrıca çok çok teşekkürler elecda elecda böyle bir konu açıp bilgilerini bizle paylaştığın için.
Son okuduğun mesajı beğenirsen beğendiğin mesajlardan en sonuncuyu açıp devam edebilirsin;)
 
Günaydın arkadaşlarım

İki gündüe daha sakin ve huzurlu hissediyorum
Biraz sessiz ve sabırlı olmak gerekirmiş farkettim
Bugün misafirlerim gidiyoe
K validemle dün pek yorulduk
Saolsun poça börek köfte vs yaptık buzluğa atmak için
Ayrıca hayatımda ilk defa yüm yatak düzenleidk temizledim. Geleneksel rutinleri öğrenmek ayrı bir keyif veriyor ancak pek yorucu
Bugüm babamnemiz gidiyor diye oğlum biraz huzursuz olacak/onu oyalayacak mutlu edecek şeyler yapmam gerek
Koşturmalı bir güne günaydın
 
saçlarımız dağınık olabilir.
Eşofmanımız çamaşır suyuna bulanmış da olabilir.
Ama aylarca kuaföre gitmemiş, saç kestirmemiş de olabiliriz.
Kilo da aldık belki.

O cam silinmeli..:temizlik:
O yemek pişmeli.. :işsiz:

Günaydınlar

:KK31:


Kendime son günlerde tekrar ettiğim şey şu.
kendine değer vermeyi beceremiyorsun, ama insanlardan sana değer vermesini bekliyorsun. :ukala:





 
elecda elecda kreş konusunda en dikkat ettiğin önem verdiğin şeylerden bahsedebilir misin?
Oğlum 31aylık: öğlene kadar birlikteyiz öğleden sonra anneannesi ile birlikte bizim evimizde . 4saat birlikte vakit geçiriyor. 1.5 saat uyuyor geri kaşan vakitte kendi kendine. Annem oyun oynamaz pek fazla. Tv izler oturma odasında oturur. Çok verimli vakit geçirmiyorlar maalesef . Ancak sürekli evde olmak ve tek çocuk olmak bazı olumsuzluklara sbep oluyor. Hem sıkılıyor hem her dediğini yaptırmaya çalışıyor . Bir çıkış yolu arıyorum. Kreş bu aşamada çözüm olabilir mi?
Veya öğleden önce ben mi bi yerlere götürsem bilmiyorum. Sürekli birlikte etkinlik yapıyoruz ancak grup içinde olması olumlu etkileyebilir

Şaştım kaldım

Arkadşalar hepinizin çnerisini bekliyoeıö
 
Merhaba herkese,
Sizlere ufak bir sorum olacak arkadaşlar. Nisan ayında işe döneceğim için bebeğimi(6 aylık olacak) bakıcıya bırakmak zorundayım. Sizlerden bakıcı ayarlayan oldu mu?nasıl buldunuz?seçerken nelere dikkat ettiniz?
Gerçi sesli ve görüntülü kamera kurduracağız eve.ama yine de tedirginlik var üstümde.

Şimdilik evinin yakın olması,daha önce küçük çocuk bakmış olması, konuşkan olması(bebeğin konuşmayı daha iyi dökmesi açısından) önceliklerim.sizlerin fikirlerini öğrenmek isterim
İyi akşamlar.sevgiler.
Merhaba. Bende 6.5 aylıkken oğlumu bakıcıya bırakıp işe döndüm. O bakıcı bulma dönemi beni çok fazla strese sokmuştu. İnşallah siz kolayca bulursunuz. Benim bakıcıdan beklentilerim: sigara içmemesi, tv izlememesi , biraz genç olması, diksiyonunun iyi olması, hijyenik olması(oğlumun kaşığını, elini kendi ağzına sokmaması gibi), söylediklerimi harfiyen uygulaması(kendi aklına esen şekilde hareket etmemesi), bide eve tanıdıklarını almaması çok önemliydi benim için. Şimdilik bunlar aklıma geldi. Bende hem salonuma hem de oğlumun odasına kamera kurmuştum. Ve başka odaya götürmemesini rica etmiştim. Saolsun hep uyumlu olduk. Çok şükür. Allahım inş iyi vicdanlı merhametli insanlarla karşılaştırsın sizi. Çünkü çok çok zor bir iş.
 
elecda elecda kreş konusunda en dikkat ettiğin önem verdiğin şeylerden bahsedebilir misin?
Oğlum 31aylık: öğlene kadar birlikteyiz öğleden sonra anneannesi ile birlikte bizim evimizde . 4saat birlikte vakit geçiriyor. 1.5 saat uyuyor geri kaşan vakitte kendi kendine. Annem oyun oynamaz pek fazla. Tv izler oturma odasında oturur. Çok verimli vakit geçirmiyorlar maalesef . Ancak sürekli evde olmak ve tek çocuk olmak bazı olumsuzluklara sbep oluyor. Hem sıkılıyor hem her dediğini yaptırmaya çalışıyor . Bir çıkış yolu arıyorum. Kreş bu aşamada çözüm olabilir mi?
Veya öğleden önce ben mi bi yerlere götürsem bilmiyorum. Sürekli birlikte etkinlik yapıyoruz ancak grup içinde olması olumlu etkileyebilir

Şaştım kaldım

Arkadşalar hepinizin çnerisini bekliyoeıö
Oğlum 27 aylık Eylül de kendisini anaokuluna vermeyi düşünüyorum. Muhtemelen tam gün olacak. Küçük bir ilçede yaşıyorum buradaki kreşlerin kalitesinden şüpheliyim, apartman içinde dailereler kreşe çevrilmiş. Göndermeyi düşündüğüm anaokulunun kocaman bahçesi var. Fiziki koşulları önemsiyorum, öğretmeninin 4 yıllık fakülte mezunu olmasını istiyorum. Devlette böyle bir sıkıntı yok ama özele gönderseydim ilk soracağım sorulardan biri bu olurdu. Sınıf mevcudu, etkinlik takvimi, neler yaptıkları ne yedirip içirdikleri önemli benim için. Minimalist Ebeveynlik kitabında tam da bu konudayım. Mükemmel okul arayışında olmayın, her okulda sorun çıkabilir, ve değiştirme şansınız her zaman vardır diyor, çok kasmayın diyor yani. Olumlu olumsuz yaşanacak her şey eğitimdir diyor. Bi rahatladım sanki bunları okuyunca. 2 yıl oraya yollasam sonra kendi okuluma alırım. Kenar mahalle okulu ama en azından öğretmenler arkadaşım ve sürekli kontrol edebilirim diye düşünüyorum.
 
Back