• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Popüler Konu Verimli Rutin

Minimalist ebeveynlik kitabını okudum ben. Çeviri kitap olmasından kaynaklı bazı cümleleri anlamakta zorlandım ancak benim için faydalı bir kitap oldu. Daha önce bahsettiğim “Dağınıklık çöpü” ve “Ela’nın dilek listesi” ni bu kitapta öğrenip hayatıma dahil ettim. İkisi de faydalı oldu.

Dağınıklık Çöpü: Ela eşyalarını toplamadığında elime büyük boy bir çöp poşeti alarak “Yerde kalan eşyalarının senin için kıymetli olmadığını düşünüyorum bu nedenle 5 dk içinde toplamazsan dağınıklık çöpüne gönderiyorum” diyorum. İlk uyguladığımda panik yaptı ve hemen topladı. İkinci de gönder bakalım dedi ve ben yerde ne varsa tereddütsüz toplayıp çöp poşetine koydum. Ciddiyetimi görünce korktu ve eşyalarını geri istedi. Şu an bir tehdit unsuru olarak kullanmaya devam ediyorum:))

Dilek Listesi: Bu da sürekli oyuncak, elbise, kostüm, taç vs. talep eden çocuğum için faydalı bir öneri oldu. Bir kağıt aldım ve Ela’nın istediklerini madde madde yazdım. Sadece yılbaşı doğum günü ve bayramlarda bu listeden istediği bir şeyi alacağımı, onun dışındaki zamanlarda hiçbir şey almayacağımı söyledim. Şu an birşey görüp tutturduğunda “Bunu listemize ekleyelim” diyorum. Hem gazı gidiyor, hem de beklemeyi ve sabretmeyi öğreniyor.

ikisine de bayıldımmmm :KK200:
 
Selamlar Hanımlar,

Oturduğum siteye bu yaz sosyal tesis yapıldı. Orada pilates dersi başlayacakmış. Pazartesi akşam komşum haber verdi ve beraber gidellim mi diye sordu. Salı-Perşembe 11:00-12:00 arasında 1 aylık program ve aylık ücreti 150 tl’miş.

Fiyat uygun ve aylık üyelik olunca başlamaya karar verdim. Dün ilk ders vardı. Toplam 6 kişiyiz ve tatlı bir eğitmenimiz var. Keyifli bir ders oldu. Perşembe günü katılamayacağım ancak Aralık ayındaki diğer derslerde sıkıntı yok gibi görünüyor.

Yarın ve Cuma günü şirkette eğitim olduğu için bu hafta İpek ile 2 gün işe gideceğiz. Cuma akşamı da kayınvalidem, görümcem ve kızı gelecekler. Kayınvalidem 1 hafta kalacak, görümcem ve kızı hafta sonu dönecekler. Biraz sosyal destek iyi gelecek:)

Bu arada bu ay okumayı planladığım kitaplar geldi. Hande Birsay’ın “Emiyor mu?” kitabını bitirdim. Instagram yazılarının toplandığı bir kitap, dolayısıyla hesabını takip ediyorsanız kitabı almaya gerek yok bence. Yine de eğlenceliydi:)

Dün akşam “sadeevim” İnstagram hesabının sahibi Rabia Sakartepe’nin “Sade Yaşam İçin Küçük Bir Adım” kitabına başladım. Bitirince yorumlarımı yazarım.

Herkese sevgiler:KK200:
 
Bu arada ihtiyaç kredimi ve kasamı kapattım:KK76:
İki adet finansal zincirimden kurtulmuş bulunuyorum.

Ocak ayında da inşallah diğer kredimi kapatıp, kredi kartımı ve birikimli hayat sigortasını iptal edeceğim.

Sonrasında benim bütçemde ev kredisi, bakıcı ablanın maaşı ve sigortası, Ela’nın okul ücreti ve evin aylık ihtiyaçları kalacak. Abla ayrıldıktan sonra aynı para İpek’in kreşine gideceği için bu kalemler uzun bir süre sabit kalacak.

18 yıldır kredi kartı kullanan biri olarak hayatımda kredi kartı olmadan nasıl olacak merakla bekliyorum:)
 
Minimalist ebeveynlik kitabını okudum ben. Çeviri kitap olmasından kaynaklı bazı cümleleri anlamakta zorlandım ancak benim için faydalı bir kitap oldu. Daha önce bahsettiğim “Dağınıklık çöpü” ve “Ela’nın dilek listesi” ni bu kitapta öğrenip hayatıma dahil ettim. İkisi de faydalı oldu.

Dağınıklık Çöpü: Ela eşyalarını toplamadığında elime büyük boy bir çöp poşeti alarak “Yerde kalan eşyalarının senin için kıymetli olmadığını düşünüyorum bu nedenle 5 dk içinde toplamazsan dağınıklık çöpüne gönderiyorum” diyorum. İlk uyguladığımda panik yaptı ve hemen topladı. İkinci de gönder bakalım dedi ve ben yerde ne varsa tereddütsüz toplayıp çöp poşetine koydum. Ciddiyetimi görünce korktu ve eşyalarını geri istedi. Şu an bir tehdit unsuru olarak kullanmaya devam ediyorum:))

Dilek Listesi: Bu da sürekli oyuncak, elbise, kostüm, taç vs. talep eden çocuğum için faydalı bir öneri oldu. Bir kağıt aldım ve Ela’nın istediklerini madde madde yazdım. Sadece yılbaşı doğum günü ve bayramlarda bu listeden istediği bir şeyi alacağımı, onun dışındaki zamanlarda hiçbir şey almayacağımı söyledim. Şu an birşey görüp tutturduğunda “Bunu listemize ekleyelim” diyorum. Hem gazı gidiyor, hem de beklemeyi ve sabretmeyi öğreniyor.
Kitapla ilgili olumlu yorumlar duymak merakımı arttırdı, fikirler de çok güzelmiş, elimdeki kitap biter bitmez okumaya başlayacağım :)
 
Minimalist ebeveynlik kitabını okudum ben. Çeviri kitap olmasından kaynaklı bazı cümleleri anlamakta zorlandım ancak benim için faydalı bir kitap oldu. Daha önce bahsettiğim “Dağınıklık çöpü” ve “Ela’nın dilek listesi” ni bu kitapta öğrenip hayatıma dahil ettim. İkisi de faydalı oldu.

Dağınıklık Çöpü: Ela eşyalarını toplamadığında elime büyük boy bir çöp poşeti alarak “Yerde kalan eşyalarının senin için kıymetli olmadığını düşünüyorum bu nedenle 5 dk içinde toplamazsan dağınıklık çöpüne gönderiyorum” diyorum. İlk uyguladığımda panik yaptı ve hemen topladı. İkinci de gönder bakalım dedi ve ben yerde ne varsa tereddütsüz toplayıp çöp poşetine koydum. Ciddiyetimi görünce korktu ve eşyalarını geri istedi. Şu an bir tehdit unsuru olarak kullanmaya devam ediyorum:))

Dilek Listesi: Bu da sürekli oyuncak, elbise, kostüm, taç vs. talep eden çocuğum için faydalı bir öneri oldu. Bir kağıt aldım ve Ela’nın istediklerini madde madde yazdım. Sadece yılbaşı doğum günü ve bayramlarda bu listeden istediği bir şeyi alacağımı, onun dışındaki zamanlarda hiçbir şey almayacağımı söyledim. Şu an birşey görüp tutturduğunda “Bunu listemize ekleyelim” diyorum. Hem gazı gidiyor, hem de beklemeyi ve sabretmeyi öğreniyor.
dağınıklık çöpü fikri bana biraz tehdit edici gibi geldi, sen de son cümlende ifade etmişsin. çocuklarımız bizi onlara her zaman şefkatle sarılan, her durumda kucaklayan yegane sığınak olarak gördükleri için, ilişkimizde tehdit unsuru olabilecek bir algı oluşmasını istemem. bana bu şekilde biri eşya toplamayı öğretirse de sanırım buna karşı çıkardım. disiplin güzel elbette, düzeni öğretmek de zaten bir gereklilik. ama bu şekilde olması gerekli mi, düşünüyorum...

dilek listesi güzel fikir... biz de her ay bu şekilde istediği birşey alıyoruz (genelde oyuncak oluyor tabi); pijamasks:))

Bu arada ihtiyaç kredimi ve kasamı kapattım:KK76:
İki adet finansal zincirimden kurtulmuş bulunuyorum.

Ocak ayında da inşallah diğer kredimi kapatıp, kredi kartımı ve birikimli hayat sigortasını iptal edeceğim.

Sonrasında benim bütçemde ev kredisi, bakıcı ablanın maaşı ve sigortası, Ela’nın okul ücreti ve evin aylık ihtiyaçları kalacak. Abla ayrıldıktan sonra aynı para İpek’in kreşine gideceği için bu kalemler uzun bir süre sabit kalacak.

18 yıldır kredi kartı kullanan biri olarak hayatımda kredi kartı olmadan nasıl olacak merakla bekliyorum:)

kesinlikle kartsız yaşam çok güzel:) ben de yakın zamanda nakite döndüm tamamen. kredi kartı yanında yüksek meblağ taşımak istemediğinde kullanışlı olmakla birlikte, nakit daha tasarruflu oluyor. elimde ne için ne kadar kalmış diye görmek, daha etkin bir bütçe oluşturuyor:KK9: sınırları, öncelikleri daha tespit edebilme yetimizi güçlendiriyor...
 
dağınıklık çöpü fikri bana biraz tehdit edici gibi geldi, sen de son cümlende ifade etmişsin. çocuklarımız bizi onlara her zaman şefkatle sarılan, her durumda kucaklayan yegane sığınak olarak gördükleri için, ilişkimizde tehdit unsuru olabilecek bir algı oluşmasını istemem. bana bu şekilde biri eşya toplamayı öğretirse de sanırım buna karşı çıkardım. disiplin güzel elbette, düzeni öğretmek de zaten bir gereklilik. ama bu şekilde olması gerekli mi, düşünüyorum...

dilek listesi güzel fikir... biz de her ay bu şekilde istediği birşey alıyoruz (genelde oyuncak oluyor tabi); pijamasks:))



kesinlikle kartsız yaşam çok güzel:) ben de yakın zamanda nakite döndüm tamamen. kredi kartı yanında yüksek meblağ taşımak istemediğinde kullanışlı olmakla birlikte, nakit daha tasarruflu oluyor. elimde ne için ne kadar kalmış diye görmek, daha etkin bir bütçe oluşturuyor:KK9: sınırları, öncelikleri daha tespit edebilme yetimizi güçlendiriyor...
Ben dağınıklık çöpü uygulamasını, yaptığı davranışın bedelini ödeme kapsamında görüyorum. Eğer eşyalarını oraya buraya fırlatmış ve güzelce söylendiği halde toplamamakta direniyorsa, bunun bir karşılığının olması gerekir.

Amaç eşya toplamayı öğretmek değil, sorumluluğunda olan bir işi yapmamakta inat etmesi durumunda bedelini ödetmek. Hayatta hepimiz davranışlarımızın sonuçları ile yüzleşiyoruz. Bu durumu güvenli ev ortamında tecrübe etmesinin faydalı olduğunu düşünüyorum.
 
Buzdolabı düzeninde nelere dikkat ediyorsunuz kızlar? Üst raf ve alt far arasında sıcaklık farkı oluyor diyorlar, neleri nerede saklamalıyız
Bu konu hakkına bir fikrim yok malesef. Benim hangi rafta ne olduğu değişmiyor. Kapları ve içerikleri aynı. En alt rafta artan yemekleri saklıyorum, sadece o raf değişkenlik gösteriyor.
 
Buzdolabı düzeninde nelere dikkat ediyorsunuz kızlar? Üst raf ve alt far arasında sıcaklık farkı oluyor diyorlar, neleri nerede saklamalıyız


Geçenlerde şunu izledim bir videodan sütler genelde kapaktaki raflara koyulur fakat kapak açılıp kapandıkça sıcak hava ile temas fazla oluyormuş bu şekilde daha çabuk bozuluyorlarmış bu yüzden buzbolabı içinde bir yerde muhafaza edeilmeliymiş.. başka bildiğim bişey yok ancak bencede önemli bir konu .
 
@hedef56 Hamile degilim. 8 aylik bebegim var.
elecda elecda canim hamileliginde 4 kilo mu aldin ?
Aa çok sevindim. Bebeğini sağlıkla büyüt inşallah. Ne ara hamileydin doğurdun da 8 aylık oldu:) çok şaşırdım. İki oğlun vardı, şimdi üçledin desene:) hayırlı olsun tekrar.
 
Geçenlerde şunu izledim bir videodan sütler genelde kapaktaki raflara koyulur fakat kapak açılıp kapandıkça sıcak hava ile temas fazla oluyormuş bu şekilde daha çabuk bozuluyorlarmış bu yüzden buzbolabı içinde bir yerde muhafaza edeilmeliymiş.. başka bildiğim bişey yok ancak bencede önemli bir konu .
Isınan hava yükselir diye düşününce en üst raf en sıcak en alt raf en soğuktur, daha çabuk bozulacak şeyleri altta muhafaza etmemiz gerekir, bunlar neler olabilir sizce? Süt ve yoğurt olabilir önceden kalan yemek olabilir
Yumurtanın da kapakta olması yanlışmış aslında
 
Ben dağınıklık çöpü uygulamasını, yaptığı davranışın bedelini ödeme kapsamında görüyorum. Eğer eşyalarını oraya buraya fırlatmış ve güzelce söylendiği halde toplamamakta direniyorsa, bunun bir karşılığının olması gerekir.

Amaç eşya toplamayı öğretmek değil, sorumluluğunda olan bir işi yapmamakta inat etmesi durumunda bedelini ödetmek. Hayatta hepimiz davranışlarımızın sonuçları ile yüzleşiyoruz. Bu durumu güvenli ev ortamında tecrübe etmesinin faydalı olduğunu düşünüyorum.


elecda, herkesin ayrı çocuk yetiştirme tarzı ve ortamı var, açıklaman için teşekkür ederim.

yapılan davranışların sorumluluklarını üstlenme ve bunların sonuçlarını, aile gibi tepkilerini güvenli olarak gözlemleyeceği bir ortamda görmesi fikrine kesinlikle katılıyorum. keşke bunun için günümüzde okul öncesi çocuklarının buna daha fazla zamanı olsa… bununla birlikte “ödül ve ceza” ile onları yetiştirmek, birçok uzmanın da belirttiği gibi doğru olmuyor. henuz cezai ehliyeti (bir çok suçun cezası-karşılığı 18 yaşıyla başlar) olmayan minik “yetişkin”imize “bedel ödetmek”te bir cezadır ve sonunda ceza alacağı (oyuncaklarının çöpe atılması) bir durumdan olumlu bir sorumluluk dersi çıkarımı da çok zordur. bu durumda hissettiği muhtemelen ebeveyne karşı korku ve kaygılı durum olabilir. çocuğa sorumluluk verme onu geliştirir ve bunun erken yaşlarda verilmesi gerekir. ancak bu, çocuğun “iradesini kırmadan” yapılırsa güzel olur. aksi durumda, sonunda bir ödül yada ceza beklentisi içerisinde bunu öğrenmesi, ileride kendi iradesini kullanma becerisini baskılar. günümüzde birçok yetişkinin birşeyleri isteyip de yapamama, iradesine hakim olamama, iradesini kontrol edememe gibi çok çeşitli alanlara yayılan sorunları hep buradan kaynaklanmaktadır.

ve özellikle şunu söylemek isterim ki; her ne yaşarsa yaşasın (haklı yada haksız olarak) “tesellisini” annede bulamayan hiçbir çocuk kendini tam kabullenilmiş ve tamamlanmış hissetmez hiçbir zaman. hatta evlense de durum böyledir ve birçok evliliğin yıpranmasındaki temel sebeptir.

bir de üstte yazdığım “minik yetişkin” kavramını nereden çıkardığımı açıklamak isterim:) günümüz şartlarında çocuklar maalesef çok erken yaşlarda kreşlerle, okullarla tanışmak zorunda kalıyorlar.bu da onları ister istemez bir disiplin ve kurallar dünyasına sokuyor, birçok zorlayıcı etkenle erkenden! baş etmek zorunda kalıyor ve ediyorlar. özellikle sosyal hayata çok erken girmiş oluyor, bunun etkilerini daha bu konulara ve topluma dair bir bilinç oluşamadan, savunmasız bir şekilde yaşıyorlar. bu da onları, yaptıklarının sorumluluklarıyla biz farkında olmadan zaten yüzleştiriyor(toplumsal baskı/kabulleniş). özellikle işte tam bu yüzden ailenin bu dönemde(okul öncesi) öğretici-yüzleştirici tavrındansa, koruyucu-destekleyici tavrının daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. bir ailenin tamamen karşılıksız sevgi ve desteği, o kuşatıcı aidiyet hissi paha biçilemez…

çok yazdım:)bugünkü çocuk yetiştirme bakış açısı benim kanayan yaram…:KK43: biz iki kişi yazsakta okuyan onlarca kişiye karşı bir açıklama yapmam gerektiğini hissettim. amacım yargılamak, eleştirmek, karşı fikir sunmak asla değil; burada ve hiçbir zaman.

sevgiyle…:KK200:
 
Isınan hava yükselir diye düşününce en üst raf en sıcak en alt raf en soğuktur, daha çabuk bozulacak şeyleri altta muhafaza etmemiz gerekir, bunlar neler olabilir sizce? Süt ve yoğurt olabilir önceden kalan yemek olabilir
Yumurtanın da kapakta olması yanlışmış aslında

sütler ve yumurtalar marketlerde bile dışarıda muhafaza ediliyor ki
ayrıca tüketim tar kısıtlı ürünler sütler açılınca 2 gün içinde tüketilmeli
kapakta olmasının sakıncasını göremedim.
 
sütler ve yumurtalar marketlerde bile dışarıda muhafaza ediliyor ki
ayrıca tüketim tar kısıtlı ürünler sütler açılınca 2 gün içinde tüketilmeli
kapakta olmasının sakıncasını göremedim.
Yumurtalar ışık görmemeliymiş o yüzden kutusundan çıkarılmamalıymış diye okumuştum bi yerde, kapakta olmasının sakıncası o sanırım
 
Yumurtalar ışık görmemeliymiş o yüzden kutusundan çıkarılmamalıymış diye okumuştum bi yerde, kapakta olmasının sakıncası o sanırım

bizim yumurtalar köyden geliyor.
ayrıca plastik şeffaf kutularda da yumurtalar satılıyor ışık gören.
yani kuluçka makineleriyle zamanında çok uğraştım yumurta dinlendirme işleriyle falan.
kafam karıştı :)
sadece sebzelerin çok hava teması etmemesi gerektiğini biliyorum.
en alt çekmecelerde olması uzun süre taze kalmasını sağlıyormuş.
 
merhaba arkadaşlar bir süredir bu başlığı takip ediyorum, hayranlıkla okuyorum, iyi ki varsın elecda elecda ve diğerleri
bir çok konuda faydalı olsa da ben hala akıllanmayan tembel bir çocuk gibiyim. öncelikle baştan özrü diliyorum çok uzun yazdım diye, lütfen beni ayıplamayın kınamayın, 30yaşına gelmiş insan bunu nasıl yapamaz demeyin, motive edilmeye çok ihtiyacım var, çok samimi buldum bu başlığı yazma yüzsüzlüğünde bulundum
30yaşındayım 1 yaşında oğlum var, çalışıyorum aynı zamanda yüksek lisans için tez yazmam gerekiyor ama aylardır bunu erteliyorum, ev işlerinde tembel biriyim, hayatımda da yardımsever gibi gözüken ama aslında bencil(en iyi kelime bu sanırım) biriyim. insanlara yardım etmeyi severim sözde ama etkinliğe geçince öyle olmuyor, biri bana bir iyilik yapınca asla altta kalmam hemen karşılığını veririm ama kendi kendime birine yardım etmeyi hiç istemem hep bir bahanem vardır. iş yerinde yapmam gereken işten biraz fazlası yüklendiğinde hemen içim sıkılır, hemen onu da bitireyim sonra rahatlayayım demek yerine o anı kendime zehir ederim. çıkma saatim azıcık gecikse hemen oflayıp puflarım psikolojik olarak çok yorgun hissederim kendimi. ev hayatında da öyle pek misafir sevmem,ayda 1-2 kere ancak ağırlarım. hele yemekli misafir kabusumdur. hesapta yokken birinin haber vermesi gelmek istemesi hemen buhrana sürükler beni, günüm kötü geçer. evim de çok dağınıktır. kızım uyuyunca aslında zamanım oluyor akşamları ama tek çöp bile atmam tembel tembel yatarak geçiririm, elimde telefon oyun oynarım, instagram/face/youtube üçlüsüyle geçer. tembellik tembelliği geitiryor maalesef:(
aslında hırslı biriyim her ay kendime hedef koyarım şu kadar kitap okucam, şu konuda kendimi geliştiricem falan diye ama maalesef genelde sosyal medyayla geçer zamanım. 1001kitap uygulamasına üye oldum yıllık 50 kitap hedefi koymuştum, şimdi verimli yaptığım tek iş kitap okumak, yıl sonu geldi diye..tez yazmam lazım hep şu kitabı okuyayım sonra diye diye saçma sapan erteliyorm, şoktayım yani bir insan nasıl böyle davranabilir, oturup tez konusu bulmaya bile günde bir saatimi ayıramıyorum, ne yapmalıyım bilmiyorum:((
aslında o kadar kötü biri değilim, yüzyüze olsak anlardınız, sadece bu konularda kendime çeki düzen veremyorum, bana yol gösterin lütfen
 
Back