O kadar yorgun ki dilim.. beynim.. vücudummm.. hele ki kalbim.
2009da çok iyi giden bir hamileliğim vardı, aralık da doğum yapacak olduğum.
25 hafta sonrası kontrole gittiğimde bağırsakta ödeme rastlandı. Dr önemli bişey olabileceğini söyledi bu bişeylerin belirtisidir dedi. Nedendir bilmem , günlük hayattaki ödem kelimesinin basitliğindendir herhalde (bir de umut ve dua sebebiyle tabi ki) sonuçları pek düşünemedik biz.
Çeşitli testler yapıldı en pahalılarından. Önce her şey iyi çıktı, kandık bu duruma hem doktorumuz sonra biz. Sonraki kontrollerden birinde ödem kalbinde göründü. Eyvah ki ne eyvahtı.
Bebek kansız görünüyordu.. Kanı yoktu.. Acil kan verilmeliydi. Karnımda.O gece tekrar aynı masadaydım, bebeğime karnımdan kan verilmek üzere.
Aman Allahımm o ne stresli ortamdı. Ameliyat ortamından daha beterrrr ve daha riskli. Neler imzaladık sonuçlara dair. Arada yaşananları hç anlatmıyorum.
……
Doktorumuzun cümlesi bi süre sonra aynen şöyle; ‘’ hemen alalım mı canım?’ Bn anlayamadım ALMAK kelimesini….
Sonrası anlatılır cinsten değil.. masada feryat… hem de en içerlerden. 1 gece karnımda tuttum.. offfff ne zordu. Artık hareketi yoktu, elimi koyunca tepki vermiyordu. O gece içimdeki seslerle içimdeki canımla konuştuk, ona adını verdim, vedalaştık.
Ertesi gün normal doğuma karar verdik. Hem de sezeryan sonrası. Doktoruma güvenıyrdm. Yaptırırdı. 1 günlük suni sancı zorlukları sonucunda ertesi gün çok çok fena sancılarla yetişmeyen epidural iğnem yapılırken,
Ayakta eşimin kollarında doğurdum.
Hemde ikimizin ayaklarımızın dibine. Evet, paattt diye düştü bebeğimiz ikimizin ayaklarının önüne. Sadece sessizce ‘’ canımmm’’ diyebildim. Sesimin çığlıkları anında bitmişti. Ama yüreğimin çığlıkları başlamıştı. Hem de en görünmezinden, en güçlü haykırışlarla.
Ertesi gün morgdan alınıp babası tarafından otopsiye götürüldü, o kısımdaki baba zorlukları anlatılacak gibi değil.
…………………
Sonrası hepinizin malumu. Her melek annesinin yaşadığı derin vuruşlar.
6 ay sonra yeni bir hamilelik.. çok süper bir izlem.. her şeyine dikkat.. sıkı yürüyüşler.. dört dörtlük beslenme.. ve doğum günü.. her şeyi hazır yavrunun…
Doğum oldu..
Sevindik…
Bağrımıza sıkı sıkı sımmmsıkı bastık…
O kalabalığın o insan selinin heyecanı içinde yeterli koklayamadık bile..
İkinci gününde bir muayene.. kalpte üfürüm.. akşamında Ankara yolculuğu, yine babanın arabası..
Koltukaltları boynu boğazı bakım yapılıp misler gibi temizlenip, bi kere bile koklanıp öpülmeden babanne kucağına yolculuğa teslim ediş.. sapasağğlammmm..
Anne ameliyatlı.. evde..kilometrelerce uzakta.. bekleyişte.. gözleri umut dolu..
Rabbine güveniyor.. dualar ediyor, ediliyor, ettiriliyor, türkiyenin dört bir yanına, dünya çapında hatta.. Her yere telefon msj dua için.
Birinin olmazsa birinin duası tutar. Amaç bu.
Anne diyor içinden, tekrar yaşatmaz Allah o yürek dağlayan kaybı, çok derinden yaşattı bir kere..
Haber geliyor ertesi gün, anjiyosu iyi geçti.. izleniyor.. kalp ameliyatı için biraz daha büyümesi gerek… yoğun bakımdaki en canavar gibi bebek o.. atlatacak.. haberler böyle geliyor…
Anne duada.. umut dolu..
4. gün gece o kadar sessiz ki haberler.. o kadar kısık ki.. anlıyor anne.. ama söylenmiyor hala..
Ertesi sabah yolcular geliyor . annenin haberi yok sanılıyor..
……..
Yine her yere telefon…
''Cenaze namazı şu camide..''
ANNE?....
BABA?.....
Aylaaarrr geçti. O günden beri ellerinden tutan gözlerine yüreğiyle sessssizzz bakan herkese müteşekkir. Yine Yaradanlarına sımmmsıkı sarılıyorlar. Tek güç O.
ALLAH!
Bir de ablaları var, şu an 7 yaşında, çok ciddi kardeş özlemi duyup, 2 kere vurguna uğramış, her şeyin bilincinde bir abla.
İçimiZe çeke çeke, doya doya, kana kana şükrümüzü yaşadığımız bir ABLA.