- 4 Mart 2016
- 3.084
- 2.810
- 83
Uzun uzun anlatmak istiyorum. Daha önce bebeğimle ilgili bir konu açmıştım hatırlarsanız. Doktor çocuğun bir şeyi parmakla işaret etmeyişi, adıyla seslenildiğinde her seferinde dönmeyişinden otizm şüphesi var demişti ve bizi çocuk psikiyatristine yönlendirmişti.
Gittik.
Dönen şeylere ilgisi var mı?
Hayır. Ama dönen şeyler renkli dikkat çekici şeylerse bakar.
Parmağıyla bir yeri işaret eder mi?
Hayır. Ama beni istediği şeyin yanına götürür.
Sana bir nesne gösterir mi?
Evet. Suyu bitince şişeyi elime verir.
Durdugu yerde döner mi?
Bazen.
İleri geri koşar mı?
Koşar. 2 yaşında.
Göz teması kurar mı?
Kurar.
Siz onu sevip sarılınca karşılık verir mi?
Verir. O beni daha çok sever.
Tv izler mi?
Tv genelde açık olur. Ama bazen seyreder bazen bırakır. Yemek yerken bir şeye dalması gerekir. O yüzden genelde yemek saatlerinde açıyorum.
Konuşur mu?
Hayır. Bazen gel diyor.
Adıyla seslenince bakar mı?
Bakar ama her zaman değil. Oyuna daldığında bir şeyle ilgilendiğinde tınlamaz.
10 kere seslensen kaç kere bakar?
5 kere.
Çocuğunuzda otizm bulguları var. Her seferinde bakması gerek. Bazen bakmaması, baktıgı anlamına gelmez.
Tv kapatılacak. Asla açılmayacak. Ne telefon ne başka bir şekilde asla hayatınızda olmasın.
Tamam. Ama oğlum çizgi film olmadan yemek yemeyi reddediyor. Aç kalıp zayıflar mı? Ben ne yapmalıyım?
Zayıflasın. Açma sen. Gelişim testi istedim. 2 hafta sonra gelip yaptırın. Ve kontrol edelim. Teknolojiden uzak olunca değişim oluyor mu.
Konuşma bu.
Şimdi içimin neden çekildiğine geçeyim. Oğlum günlerdir ağzına lokma koymadı. Tv, telefon asla çizgi film açmadım. Bebeğim aç uyuyor aç kalkıyor. Dayanamıyorum. Sürekli ağlıyorum. Çocuğum hep aç. Acıkınca mecbur yiyecek diyorlar. Sabret diyorlar. İstediğini alamayınca mecbur kabul edecek diyorlar. Doktoru dinle diyorlar. Dinliyorum.
Oğlumun hiç enerjisi kalmadı. Çocuk halden düştü. Yeter artık. Hem ona hem bana eziyet işkence sanki. Yemiyor işte acıkınca yemiyor. Fark etmiyor. Karnımı doyurayım demiyor. Eline ekmeği veriyorum. Kenarından kemirip kopan parçaları yiyor. Doymuyor çocuğum. Puding tatlı seyler uzatıyorum istemiyor. Gece ağlıyor açlıktan. Yanıma geliyor bir beklentisi var benden. Veriyorum bende ama hayır yemiyortekrar aç uyuyor. Ben üzüntüden hasta olucam artık. Bende yemiyorum. Boğazımdan geçmiyor. Bu nasıl sınavdır anlamıyorum. Oğlum için gerekli olduğunu biliyorum. Ama daha ne kadar aç kalacak benim bebeğim. Ben onunla inata tutuşacak kadar güçlü degilim. Aç kalsın diyemiyorum. Ben napıcam..
Sadece "bulgular"mış. Otizm değil şuan. Ama ben bir anne olarak elimden geleni yapmak istiyorum. Sosyalleşmesi için yaşıtlarının yanına bir çocuk yuvasına başlıcak. Her gün parka götürücem. Hep konuşuyorum onunla. Ne gerekirse yapıyorum yapıcam.
Dün hüngür hüngür ağladım. 1 kaşık yesin diye kahroldum. Aynı an an da salonda bir sürü misafirim vardı. Bebegime mutfakta yemek yedirmeye calısıyordum.
"Annecim, seni çok seviyorum birtanem. Çok açsın. Hiçbir şey yemedin. Lütfen benim için bir kaşık yer misin? Lütfen" Dedim. Bebegim gözlerimin içine baktı. Sanki beni anladı. Elimdeki kaşık için ağzını açtı. 1 kaşıkla günü bitirdi. Sonra daha çok ağladım. O bir kaşık beni mutlu etti. Ama aç yavrum.
Sonra kaynanam geldi yanıma. Ağlarken gördü. Bana "Ağlama bak. Kocan seni görürse işe giderken kafaya takar kaza yapar Allah korusun. Kocan üzülür. " dedi. O da oğlunu düşünüyor ne yapsın dedim içimden. Ama bekledim belki kayda değer bir şeyler daha söyler de biraz olsun teselli olur diye.
"Kocanı üzme." Dedi.
O an zaten sinirlerim tepemde, üzgünüm, elime ne geçerse fırlattım attım.
Demek isterdim. Çok çok çok isterdim. Ama hayır. Yüzümü gözümü silip yanından uzaklaştım.
Ne olur yardım edin bana tavsiye verin. Ben bu süreci nasıl tamamlarım. Annem de üzülüyor kadın. Çocuğunu aç bırakma sen manyak mısın diyor. Günde bir kere bile olsa aç 10 dk seyretsin karnını doyursun diyor. Ama hayır asla seyretmemeliymiş. Şimdi bir şeye başladım çomak sokmak da istemiyorum. Doktoru aramak istiyorum bir türlü ulaşamadım.
Bu durumu yaşayan var mı? Ne olur ya bana güzel şeylerde söylemeyin. Gerçekleri söyleyin sadece. 10 dk seyretmesi bile olumsuz mu etkiler bu gidişi? Ben aynı devam mı etmeliyim? Ama nasıl..
Anaokulu müdürüne otizm'den hiç bahsetmiş miydiniz ? Yoksa tamamen kendi teşhisi mi ?Kızlar mesajların çoğuna cevap veremedim. Kusuruma bakmayın lütfen hep meşgulum son zamanlarda. Oğlumla ugrasıyorum. Bu konuyuda burada unutmuşum. Aslında konuya bakamayacaksak kapatılmasını istememiz gerek mune'den. Tekrar kusura bakmayın. Yazmışken gelişmelerden haber vereyim size.
Oglum yemek yemediği için zayıfladı. Ardından hasta olunca doktora gittik. Doktor bizi bu konuda uyardı. " Çocuk halden düşmüş bu şekilde de olmaz. Bir şeyi düzelteceğim derken başka bir şeyi bozmayalım. Burada önceligimiz çocuk. Biz çocugu her anlamda düşünmek zorundayız. O kadar alıştıgı çizgi filmi birden çocuktan alamayız. Toparlanması gerek. O yüzden sadece yemek yerken 5-10 dk izlesin. Sonra yine kapatın. Gün içinde izlemesin dedi. İlaçlar verdi. Açıkçası içim rahatladı öyle bir oh çektim ki.. Bebeğimle beraber bende zayıfladım boğazımdan geçer mi hiç..
Anlayacağınız şuan yemek yerken tv seyrediyor. Günde 3 öğün yiyor. Sadece o zaman izin veriyorum. Bunu da mecbur kaldığım için yapıyorum. Tv açıkken aynı zamanda hala sürekli onunla konuşmaya devam edip tv yi bastırıyorum. Bilinçaltına giden şeyin sesim olması için.. Ne bileyim elimden geleni yapıyorum..
Anaokuluna gidiyor yarım gün. Sabah 8 öğlen 12. Sonrada parka götürüyorum. Hep konuşuyorum. Bazen kendi sesimden başım agrıyor. Ama susmuyorum..
Anaokulu müdürü iki gün önce bana oğlumun arkadaşlarıyla grup olarak oyun oynamadıgını genelde kendi başına oynadığını söyledi. Bu oglumda gördüğü bir otizm belirtisi oldugu için rehabilitasyon merkezinden de destek almamız gerektiğini, anaokulu ve orayı beraber yürütmemizin faydalı olacagını söyledi. Otizm tanısı olsa da olmasa da orada gözlemlenip ona göre bir yol çiziliyormuş. Sanırım günde 40 dk bireysel eğitim veriliyormuş. Her gün değilmiş.
Böyle anlatıyorum ama müdür beni, "Sizinle oğlunuz hakkında bir şey konuşmak istiyorum" diye çagırdıgında kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Acaba ne diyecek.. Dizlerim üşüdü sanki.
Rehabilitasyona yarın randevumuz var 11 de. Müdürün gözlemlerini eşime anlatırken kendimi tutamadım yine dolu dolu ağlamaya başladım dün. Çünkü bir süredir belirsiz bir durumun içindeyiz. Otistik mi değil mi bilmiyoruz. Bu belirsizlik, kaygılar beni yiyip bitiriyor. En son gelişim testi yaptırdık. Gelişim testinin sonucunu doktora gösterecektik, o da bize kesin bir tanı koyacaktı. Otizm mi değil mi söyleyecekti. Ama doktora sonucu gösterebilmek için randevu almamız gerekiyormuş. Sabahın köründe aradım, gece aradım, sabaha doğru aradım her dk aradım nerdeyse, yok. Hiç randevu yok. 1 aydır randevu alamadık. Özel doktorların ücreti 500 lira. Eşim de işten çıktı. Yine de elimizde olsa verip öğrenicez, ama yok veremiyoruz öğrenemiyoruz.
Bu belirsizlik beni yedi bitirdi. Ama rehabilitasyon merkezindeki sorumlu kişi çocugu götürdüğümüzde orada anlaşılabileceğini söyledi. En azından netlik kazanacak sanırım.. Bilmiyorum. Korkuyorum. Çok çok çok korkuyorum. Netlikten korkuyorum. Belirsizlik ayrıca canımı acıtıyor..
Eğer otizm varsa bunu kimseye söylemek istemiyorum. Çünkü benim birtaneme hasta gibi bakılmasını istemiyorum. Herkesin eskiden nasıl davranıyorlarsa öyle davranmasını istiyorum. Çocukların oğlumu dışlamasını istemiyorum. Kimsenin ona acıyarak bakmasını istemiyorum. O benim bebeğim. Kıvırcık saçlı boncuk gözlü güler yüzlü yavrum.. Neşeli bebeğim o hiç üzmesinler kalbini kırmasınlar istiyorum..
Şuan bakıldığı zaman normal çocuklardan hiçbir farkı yok bana göre. Bu çocuk da farklı bir şeyler var dedirtmiyor insana. Ama sonra nasıl gelişir durumlar bilemiyorum. Şuan için en büyük avantajımız 2 yaşında olması. Her şeye baştan başlayabiliriz.
Dualarınızı eksik etmeyin ne olur.
Çikoltam duam seninle canim. Rabbim tez zamanda size yol gostersin , sonuclari temiz cıksın. Biran önce iylessin. Kiyamam sanaKızlar mesajların çoğuna cevap veremedim. Kusuruma bakmayın lütfen hep meşgulum son zamanlarda. Oğlumla ugrasıyorum. Bu konuyuda burada unutmuşum. Aslında konuya bakamayacaksak kapatılmasını istememiz gerek mune'den. Tekrar kusura bakmayın. Yazmışken gelişmelerden haber vereyim size.
Oglum yemek yemediği için zayıfladı. Ardından hasta olunca doktora gittik. Doktor bizi bu konuda uyardı. " Çocuk halden düşmüş bu şekilde de olmaz. Bir şeyi düzelteceğim derken başka bir şeyi bozmayalım. Burada önceligimiz çocuk. Biz çocugu her anlamda düşünmek zorundayız. O kadar alıştıgı çizgi filmi birden çocuktan alamayız. Toparlanması gerek. O yüzden sadece yemek yerken 5-10 dk izlesin. Sonra yine kapatın. Gün içinde izlemesin dedi. İlaçlar verdi. Açıkçası içim rahatladı öyle bir oh çektim ki.. Bebeğimle beraber bende zayıfladım boğazımdan geçer mi hiç..
Anlayacağınız şuan yemek yerken tv seyrediyor. Günde 3 öğün yiyor. Sadece o zaman izin veriyorum. Bunu da mecbur kaldığım için yapıyorum. Tv açıkken aynı zamanda hala sürekli onunla konuşmaya devam edip tv yi bastırıyorum. Bilinçaltına giden şeyin sesim olması için.. Ne bileyim elimden geleni yapıyorum..
Anaokuluna gidiyor yarım gün. Sabah 8 öğlen 12. Sonrada parka götürüyorum. Hep konuşuyorum. Bazen kendi sesimden başım agrıyor. Ama susmuyorum..
Anaokulu müdürü iki gün önce bana oğlumun arkadaşlarıyla grup olarak oyun oynamadıgını genelde kendi başına oynadığını söyledi. Bu oglumda gördüğü bir otizm belirtisi oldugu için rehabilitasyon merkezinden de destek almamız gerektiğini, anaokulu ve orayı beraber yürütmemizin faydalı olacagını söyledi. Otizm tanısı olsa da olmasa da orada gözlemlenip ona göre bir yol çiziliyormuş. Sanırım günde 40 dk bireysel eğitim veriliyormuş. Her gün değilmiş.
Böyle anlatıyorum ama müdür beni, "Sizinle oğlunuz hakkında bir şey konuşmak istiyorum" diye çagırdıgında kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Acaba ne diyecek.. Dizlerim üşüdü sanki.
Rehabilitasyona yarın randevumuz var 11 de. Müdürün gözlemlerini eşime anlatırken kendimi tutamadım yine dolu dolu ağlamaya başladım dün. Çünkü bir süredir belirsiz bir durumun içindeyiz. Otistik mi değil mi bilmiyoruz. Bu belirsizlik, kaygılar beni yiyip bitiriyor. En son gelişim testi yaptırdık. Gelişim testinin sonucunu doktora gösterecektik, o da bize kesin bir tanı koyacaktı. Otizm mi değil mi söyleyecekti. Ama doktora sonucu gösterebilmek için randevu almamız gerekiyormuş. Sabahın köründe aradım, gece aradım, sabaha doğru aradım her dk aradım nerdeyse, yok. Hiç randevu yok. 1 aydır randevu alamadık. Özel doktorların ücreti 500 lira. Eşim de işten çıktı. Yine de elimizde olsa verip öğrenicez, ama yok veremiyoruz öğrenemiyoruz.
Bu belirsizlik beni yedi bitirdi. Ama rehabilitasyon merkezindeki sorumlu kişi çocugu götürdüğümüzde orada anlaşılabileceğini söyledi. En azından netlik kazanacak sanırım.. Bilmiyorum. Korkuyorum. Çok çok çok korkuyorum. Netlikten korkuyorum. Belirsizlik ayrıca canımı acıtıyor..
Eğer otizm varsa bunu kimseye söylemek istemiyorum. Çünkü benim birtaneme hasta gibi bakılmasını istemiyorum. Herkesin eskiden nasıl davranıyorlarsa öyle davranmasını istiyorum. Çocukların oğlumu dışlamasını istemiyorum. Kimsenin ona acıyarak bakmasını istemiyorum. O benim bebeğim. Kıvırcık saçlı boncuk gözlü güler yüzlü yavrum.. Neşeli bebeğim o hiç üzmesinler kalbini kırmasınlar istiyorum..
Şuan bakıldığı zaman normal çocuklardan hiçbir farkı yok bana göre. Bu çocuk da farklı bir şeyler var dedirtmiyor insana. Ama sonra nasıl gelişir durumlar bilemiyorum. Şuan için en büyük avantajımız 2 yaşında olması. Her şeye baştan başlayabiliriz.
Dualarınızı eksik etmeyin ne olur.
Bahsettim biliyor. O bana çok sorular sormuştu yazdırırken. Soruların akabinde doktorun önerisiyle bir anaokuluna yazdırdıgımızı söyleyince ögrendiAnaokulu müdürüne otizm'den hiç bahsetmiş miydiniz ? Yoksa tamamen kendi teşhisi mi ?
Çok sagol inşallah güzel olur her şeyÇikoltam duam seninle canim. Rabbim tez zamanda size yol gostersin , sonuclari temiz cıksın. Biran önce iylessin. Kiyamam sanalutfen uzulme
Evet aynen bu bütün söylediklerinizi yapıyoruz. Ama şey takılıyor aklıma, benim oğlum 2 yaşında oldugu için yarım gün gitmesi daha uygun olur dedi anaokulu. Yarım gün olsa da faydası olur mu sizce? Tam gün göndermemekle iyi mi ettim? Küçük ama dahaBenim yegenim de ayni senin oglun gibiydi, ayni belirtiler hemen hemen, gozlemleyelim dedi doktorlar, bir yandan da krese devam etti, konusma terapisine gitti. Sosyal iletisim bozuklugu tanisi kondu yegenime.
Kres cok faydali, hele de ilgili bir ogretmenle inanilmaz yol katediliyor. Sonuc, otizm belirtileri gozteren bir cocugun sevgi,ilgi ve bakimla sorunsuz, basarili bir cocuga donusmesi. Yani demek istedigim, her belirti gosteren cocuk otizmli degil. Bir cok rahatsizlik mevcut, hicbiri de olmayabilir. Gonlunuzi ferah tutun, cok iyi ilgilenin, oynayin, konusun,krese devam ettirin inanilmaz fayda goreceksiniz.
tabi yarim gun de olur, benim yegenim de yarim gunle baslamisti; hatta daha buyuk 3 yasinda olmasina ragmen. Alistikca yarim gune, tam gune devam eder. Simdilik yarim gun iyidir.Evet aynen bu bütün söylediklerinizi yapıyoruz. Ama şey takılıyor aklıma, benim oğlum 2 yaşında oldugu için yarım gün gitmesi daha uygun olur dedi anaokulu. Yarım gün olsa da faydası olur mu sizce? Tam gün göndermemekle iyi mi ettim? Küçük ama daha
Ezbere konuşmuş da olabilir.Bahsettim biliyor. O bana çok sorular sormuştu yazdırırken. Soruların akabinde doktorun önerisiyle bir anaokuluna yazdırdıgımızı söyleyince ögrendi
İnşallah.. Yazdıklarınız çok iyi geldi. Kardeş sıcaklıgında desteklerinizi hissettim. Ne hissettiğimi aynen tanımladınız. İnşallah bundan yıllar sonra oğluma "Ah annecim ah.. Sen 2 yaşındaydın nasıl korkuttun bizi. Otizm dediler aklımızı aldılar. Şimdi kocaman delikanlı oldun maşallah ah neler ettin nelerr.." gibi tatlı bir anne yakınması yapmak nasip olur. Her şeyin geçip gttiğini görürüz inşallahChocolita canım bunu sana daha önce yazdım mı hatırlamıyorum..
Benimde bebeğime 4 5 aylık civarı epilepsi tanısı konmuştu uyurken birden kasılıp tavana bakıp mosmor olmuştu bu 2 kez oldu ve biz nöroloji dr u ile telefonda konuştuk(şehir dışında idi) oda epilepsi sanırım dedi acile gittik o gün sabahtan sonraki günün sabahına kadar hastanedeydik bir sürü tahliller yapıldı o günü hiç unutmam o içimdeki yangını..
En son dr bizi odasına çağırdı
Anlatımınıza göre epilepsiden şüpheleniyoruz ve bebeklerde gizli epilepsi de oluyor yani tahlil temiz çıksada bir kaç ay sonra birden ataklar çoğalıyor falan konuşuyor o konuştukça beynimde yankılanıyor...
Dr dedim ki " benim nöbet sırasında ne yapmam gerek onu söyleyin kendimi buna şuan dan itibaren alıştıracağım" dr un cevabı"hiç bir şey yapamazsınız tek yapacağınız kucağınıza alıp acile koşmak.."
Bu cevap çok koymuştu bana anneyim ve hiç bir şey yapamayacağım..
İlaç yazıldı eve gönderdiler dik durmaya çalışıyorum haldir haldir araştırıyorum ne yapabilirim..
Şehir dışında olan nöroloji dr umuz döndü hemen ona gittik tanınmış ve çok çok iyi bir doktor bir kaç test daha istedi eeg çekildi uyurken
Sonuçlar temiz ve oğlumun o yaşadığı şeyi reflüden kaynaklı olduğunu anladık uyurken süt geri geliyor bir an tıkanıyor uyku hali
Şuan 13 aylık ve büyüdükçe reflüsü de yok denecek kadar azaldı..
Ben şuna inanıyorum
İnsan bazen sınanır en sevdiklerimiz ile irademiz sabrımız şükrümüz..
Ben o gece bittim dediğim an Rabbim yettim dedi..
Dua edicem dua et..
Allah büyük inşallah sonuçlar temiz çıkacak. Bizi de haberdar et.
Kızlar mesajların çoğuna cevap veremedim. Kusuruma bakmayın lütfen hep meşgulum son zamanlarda. Oğlumla ugrasıyorum. Bu konuyuda burada unutmuşum. Aslında konuya bakamayacaksak kapatılmasını istememiz gerek mune'den. Tekrar kusura bakmayın. Yazmışken gelişmelerden haber vereyim size.
Oglum yemek yemediği için zayıfladı. Ardından hasta olunca doktora gittik. Doktor bizi bu konuda uyardı. " Çocuk halden düşmüş bu şekilde de olmaz. Bir şeyi düzelteceğim derken başka bir şeyi bozmayalım. Burada önceligimiz çocuk. Biz çocugu her anlamda düşünmek zorundayız. O kadar alıştıgı çizgi filmi birden çocuktan alamayız. Toparlanması gerek. O yüzden sadece yemek yerken 5-10 dk izlesin. Sonra yine kapatın. Gün içinde izlemesin dedi. İlaçlar verdi. Açıkçası içim rahatladı öyle bir oh çektim ki.. Bebeğimle beraber bende zayıfladım boğazımdan geçer mi hiç..
Anlayacağınız şuan yemek yerken tv seyrediyor. Günde 3 öğün yiyor. Sadece o zaman izin veriyorum. Bunu da mecbur kaldığım için yapıyorum. Tv açıkken aynı zamanda hala sürekli onunla konuşmaya devam edip tv yi bastırıyorum. Bilinçaltına giden şeyin sesim olması için.. Ne bileyim elimden geleni yapıyorum..
Anaokuluna gidiyor yarım gün. Sabah 8 öğlen 12. Sonrada parka götürüyorum. Hep konuşuyorum. Bazen kendi sesimden başım agrıyor. Ama susmuyorum..
Anaokulu müdürü iki gün önce bana oğlumun arkadaşlarıyla grup olarak oyun oynamadıgını genelde kendi başına oynadığını söyledi. Bu oglumda gördüğü bir otizm belirtisi oldugu için rehabilitasyon merkezinden de destek almamız gerektiğini, anaokulu ve orayı beraber yürütmemizin faydalı olacagını söyledi. Otizm tanısı olsa da olmasa da orada gözlemlenip ona göre bir yol çiziliyormuş. Sanırım günde 40 dk bireysel eğitim veriliyormuş. Her gün değilmiş.
Böyle anlatıyorum ama müdür beni, "Sizinle oğlunuz hakkında bir şey konuşmak istiyorum" diye çagırdıgında kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Acaba ne diyecek.. Dizlerim üşüdü sanki.
Rehabilitasyona yarın randevumuz var 11 de. Müdürün gözlemlerini eşime anlatırken kendimi tutamadım yine dolu dolu ağlamaya başladım dün. Çünkü bir süredir belirsiz bir durumun içindeyiz. Otistik mi değil mi bilmiyoruz. Bu belirsizlik, kaygılar beni yiyip bitiriyor. En son gelişim testi yaptırdık. Gelişim testinin sonucunu doktora gösterecektik, o da bize kesin bir tanı koyacaktı. Otizm mi değil mi söyleyecekti. Ama doktora sonucu gösterebilmek için randevu almamız gerekiyormuş. Sabahın köründe aradım, gece aradım, sabaha doğru aradım her dk aradım nerdeyse, yok. Hiç randevu yok. 1 aydır randevu alamadık. Özel doktorların ücreti 500 lira. Eşim de işten çıktı. Yine de elimizde olsa verip öğrenicez, ama yok veremiyoruz öğrenemiyoruz.
Bu belirsizlik beni yedi bitirdi. Ama rehabilitasyon merkezindeki sorumlu kişi çocugu götürdüğümüzde orada anlaşılabileceğini söyledi. En azından netlik kazanacak sanırım.. Bilmiyorum. Korkuyorum. Çok çok çok korkuyorum. Netlikten korkuyorum. Belirsizlik ayrıca canımı acıtıyor..
Eğer otizm varsa bunu kimseye söylemek istemiyorum. Çünkü benim birtaneme hasta gibi bakılmasını istemiyorum. Herkesin eskiden nasıl davranıyorlarsa öyle davranmasını istiyorum. Çocukların oğlumu dışlamasını istemiyorum. Kimsenin ona acıyarak bakmasını istemiyorum. O benim bebeğim. Kıvırcık saçlı boncuk gözlü güler yüzlü yavrum.. Neşeli bebeğim o hiç üzmesinler kalbini kırmasınlar istiyorum..
Şuan bakıldığı zaman normal çocuklardan hiçbir farkı yok bana göre. Bu çocuk da farklı bir şeyler var dedirtmiyor insana. Ama sonra nasıl gelişir durumlar bilemiyorum. Şuan için en büyük avantajımız 2 yaşında olması. Her şeye baştan başlayabiliriz.
Dualarınızı eksik etmeyin ne olur.
Çok teşekkür ederim. Eistein (dogru mu yazdım bilemiyorum) otistikmiş. Üstün zekalı otizmlilerden. İnşallah iyi olur..Ezbere konuşmuş da olabilir.
Yalnız oynamak üstün zeka belirtisi de olabiliyor.
İçinizi ferah tutun , Allah korktuğunuza uğratmasın :)
Sevgiler :)
İnşallah.. Yazdıklarınız çok iyi geldi. Kardeş sıcaklıgında desteklerinizi hissettim. Ne hissettiğimi aynen tanımladınız. İnşallah bundan yıllar sonra oğluma "Ah annecim ah.. Sen 2 yaşındaydın nasıl korkuttun bizi. Otizm dediler aklımızı aldılar. Şimdi kocaman delikanlı oldun maşallah ah neler ettin nelerr.." gibi tatlı bir anne yakınması yapmak nasip olur. Her şeyin geçip gttiğini görürüz inşallah
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?