- Konu Sahibi _Semiramis_
- #1.381
kıskaçlıgı çok güzel analiz etmisin ben ölcülü kıskaçlıga evet ama güvensizlige hayır diyorumbenim de çoookk uzun yıllar arkadaşlık yaptığım dostlarım vardı, onlar da seninki gibi oldu be canım. ama biz yaklaşık 2 yıl önce tamamen koptuk, hiç konuşmuyoruz. şu sınavım geçsin uzun uzun anlatırım onu da insan bazen dost arıyo, özlüyo, 2 çift laf etmek istiyo, onu anlayabilecek birisiyle. ama bu devirde öyle zor ki öyle birini bulmak. ama burdaki arkadaşlar bana çok samimi geldi, dedim ya iyi ki açmışsın bu konuyu, yaa tabii bi de bizim ortak kaderimiz var, o konuda kimse senin kadar anlayamaz beni zaten canım benim iyi ki varsın. inş bi gün yüzyüze görüşmek nasip olur.
ben kıskançlık üzerine bişeyler sölicem, sakın kimse yanlış anlamasın, bu sadece benim fikrim. seven insan sevdiğinin özgürlüğünü kısıtlarsa ona ne kadar saygı duyuyodur? karşılıklı saygı en önemli şey diyoruz. bu saygı en başta birbirini olduğun gibi kabul etmekten hoşgörüden kaynaklanmıyo mu?
ben mesela ben mini etek giymeyen biriyimdir ve sevgilim beni böyle görüp tanımıştır ve böyle başlamışızdır ilişkimize. ama daha sonra ben mini etekler giymeye başlamışımdır sık sık. ve sevgilim burda bana gerek kıskançlıktan gerek başka bi sebepten ne olursa olsun karışabilir, karışmaya hakkı vardır. ama ben daha ilk günden onun karşısına mini etekle çıktıysam ve o beni öyle kabul ettiyse ondan sonra o bana mini etek hakkında ''görüşlerini, istemediğini, huzursuz olduğunu vs.'' söyleyebilir. ama ''giyme'' diyemez. seçim benimdir ve saygı duyulmalıdır.
ben ilişkimin ilk yılında aşırı kısıtlamalara maruz kaldım, az çok biliyorum. ve benim için işkence gibiydi, zaten onunki de hastalık boyutundaydı ve daha sonra bunun güvensizlikten kaynaklandığını anladık, bizimkinde ben de o da huzurlu değildik, ben kapana kısılmış gibiydim, o beni kapana kıstırsa da içi rahat değildi. sonra ben ona ilişkimizden o 1 sene içindeki zamanı iyisiyle kötüsüyle yazarak anlattım. ince bi kitap şekline geldi. yazarken anladım ki bizim tek huzursuz anımız o kısıtladığı zamanlarımız. onun dışında hiçbir sorun yok. sonra ben bu yazdığım kitabı ona verdim. 4 saat boyunca onu okudu ve okuması bittiğinde gözyaşlarıyla doluydu. ilk dediği şey ''ben bunları sana nasıl yapabildim''di. herkes hata yapar, ama önemli olan hatayı fark etmek. ben sadece ona ayna tutmuştum. o günden sonra da bir kere onun ağzından yasakladığı bir şey duymadım. tabii sevgili olunca her 2 taraf da çok rahat olamıyor, mutlaka insanın kendine çeki düzen vermesi gerekiyor, bunun yapılmasına rağmen karşı taraf karışıyorsa orda bi sebep vardır. bizimki güvensizlikti. hani ''haber vermek'' ve ''izin almak'' arasında nasıl ince bi çizgi varsa işte o ince çizginin aşılmaması gerek diye düşünüyorum.
bunları buraya yazmamın sebebi, böyle şeyler yaşayanlar varsa, genelde sorun güvensizlikten kaynaklanıyor ve çözülmesi gereken bir soruna dönüşüyor. önce hoşuna gidiyor, seviyo diye yaptığını sanıyosun, sonra işkenceye dönüşüyor, saygısızlıktan olduğunu anlıyosun. ben ilişkimin ilk yılında bu konu yüzünden baya huzursuz günler geçirdim. deli gibi sevdiğimiz için bu sevgi,aşk o huzursuz günlerin üstünü kapıyodu. ama önemli olan üstünü örtmek değildi, bi sorun vardı ve önemli olan bunu kökünden halletmekti. biz çok şükür hallettik, aşırı kısıtlayan sevgilisi olan kızlar -eğer bu durumdan rahatsızsa- çözmeye çalışsınlar, çünkü bu bi sorun. herkese sevdicekleriyle mutlu huzurlu günler diliyorum
canım benim ne güzel, yaptığın çok büyük bi fedakarlık, sevdiceğin değerini bilsin. maşallah canım