Bi yandan "Aldatmanın mazereti olmaz, aldatma sadece fiziksel temasla olmaz, hiçbir insan (kadın ya da erkek diye ayıramayız) aldatılmayı hak etmez." diyorum.
Ve bu şekilde düsünenlerin çoğalmasına çok seviniyorum. Çok degil daha 4-5 sene önce ben bu siteyi dısarıdan takip ederken ve ilk üye oldugum zamanlar "Erkekler bizim gibi degil hayatım, evli adamlara saran kadınlar utansın adamları da bunlar yoldan cıkarıyo, boşanacaksın da ona gidecek daha mı mutlu olacaksın sanki" diyen insanlar cogunluktaydı buralarda. Bırak diziyi gerçek hayatta tepki veremiyodunuz aldatma vakalarına.
Ama bi yandan da "ne olursa olsun, asla ve kata hak etmez, mümkün değil olabilemez." diye diye bu sefer de bu acıyı gereginden fazla mı kutsadık acaba diye düsünüyorum. En tepeye koyduk diger acılardan cok farklıymışçasına.
İnsanların başına hak etmedikleri neler geliyo, bunlar dizilerde gözümuze gözümüze sokuluyo ama biz o kadar da takılmıyoruz.
Ya da aldatmanın sınırı nerede başlıyo? İnsan her dakika gidişatının çetelesini tutan bi varlık değil. Her şeyin farkına iş işten geçtikten sonra varan bi türüz çoğunlukla. Yani daha evliliginin gidişatına anlam veremeden başkasını sevmeye başlayan hıyarı da aldatıyodan sayıyo muyuz?
Yokuspokus
gel bana bi el at, kişiselleştirdim mi nedir saçmalıyorum.
En son empati yapacak insan da benim normalde, Arzu'nun bekar hali durumuna düsmüslügüm var