Üçüncü havalimanının adı belli oldu

aslında simon yapılabilmeli...ama gerçekten dürüstçe namusluca yapılmalı. Dubai'de gökdelenler dikiliyor sıra sıra bir şey olmuyor, bizde 4 katlı binalar yerle bir oluyor. yapan adam malzemeden nasıl çalarım diye düşünüyor..
soma faciası oluyor kaçış odalarının maliyeti hatırıca bir sürü can gidiyor..
adamlar çölden cennet kurdular. biz de şu devirde neden yararlanmayalım en iyisinden ve en çoğundan..
ama bir şeyi yaparken bir şeyi yok etmeyi seven bir millet olduğumuz için ikisi aynı anda olmuyor, hep tercih etmemiz gerekiyor. Şu kapitalist düzende de kazanan hep para olmuştur.
şu kısıma da katılmıyorum. havalimanına iyi şartlar altında karşı değilim. ancak ismi Erdoğan olmuş bilme ne olmuş bu kadar önemli mi? Sonuçta Adnan Menderes, Sabiha Gökçen vs gibi isme dayalı havalimanları var. Bunun verdiği rahasızlığı anlayamadım.
 

İşte diyorum ya, doğa, ekolojik denge, küresel ısınma, iklim değişiklikleri birtek ülkenin sorunu değil, Dünya sorunu.
Kimi ülke verdiği zararın farkına vardı toparlamaya çalışıyor kimi de vahşi kapitalizm'in etkisinden kurtulamıyor.
Artık Dünya kapitalizm Dünya'sı ne kadar çok para o kadar çok güç demek ama gücü elde ederken yakıp yıktıklarını önemsemiyorlar.
Size bir acı söz daha söyleyeyim, Dünya genelinde gücü elinde tutanlar insanlığı önemsemez, onlar kendilerini kurtarabiliyor mu ona bakıyorlar.
Dünya'nın yavaş yavaş tükendiğini bildikleri içinde Mars'ta tarım yapılabilir mi ona bakıyorlar, Mars'la ilgili çoğu araştırma pek açıklanmaz, rivayet odur ki kalbur üstü insanlar insanoğlu burda kıtlıktan kırılırken Mars'ta bolluk içinde yaşayacak ve Dünya'da kıyamet koparken onlar bu kıyameti Mars'tan izleyecek.

Çok mu ütopik geldi? Araştırın bakın nelere ulaşacaksınız. Bunlar konuşuluyor Dünya'da, bizse neler peşindeyiz.
Konuyu çok başka yerlere getirdim farkındayım ama Dünya'da bazı ülkelerin tekelinde olan tohum bankalarını, kuraklık ve kıtlık raporlarını, ülkemizde yetişen bitkilerin araştıracağız denip yurtdışına götürülüp yetiştirildiğini, su savaşlarının olacağını, 2023'ten itibaren İsrail başta olmak üzere bazı gelişmiş ülkelerde her asker yanına bir robot asker verileceğini okursanız sizde benim gibi Dünya için endişelenirsiniz.

He o asker robotları açın videolarına bakın, adamlar neler yapmış, Terminatör hayaldi gerçek oldu diyebilirim.
 

Cünkü düzen yok Ipek. Burda mesela ev yapilcak arsalar ve yesillik kalacak arsalar belli. Ev, apartman yaptirmak isteyen belediyeden onay olmak zorunda ve belediye zaten herseyi düsünmüs bir biçimde, kendi mimarlari, muhandisleri var bu planlari belirliyen. Türkiyedeki gibi degil, parayi sallasan istedigini yaparsin mantigi.

Aslinda en acisi sadece bu agaçlarin, hayvanlarin, doga felan gitmesi degil. Ekonomiden zerre kadar anlamayan insanlar, ailelerine zar zor para, ekmek getiren insanlar "ekonomimiz kalkincak" diye seviniyorlar. Kredi kart borçlari girtlagina kadar gelmis, ama bir avm yapiliyor diye, asfaltli yol yapiliyor diye seviniyorlar. Hiç kendi yasam biçimleri, hayat kalitelerini düsünmeden.
 
mune zaten su savaşları başladığında türkiye tam ortada kalacak
bununla ilgili makaleler okuyorum da korkmamak elde değil
 

Bu iyi sartler ne ki? Ve ilk önce bu havaliman gerekli mi diye düsünmek gerek. Beton hiç bir zaman dogaya iyi gelmez ondan dolayi hersey tartlmasi gerekiyor. Zaten 2 havalimani var, bu 3üncü prestijden baska neden ile yapilmiyor. Sence sirf prestij için busbüyük bir alanin havalimanina çevirilmesi iyi birseymi?

Ve evet, isim önemli. Geçmisteki insanlarin ismini verilmesi bir nevi anlarim (fakat mesela ben sabiha gökçen isminden halen rahatsiz olurum). Simdi basta olan cumhurbaskani böyle birseye ismini veriyorsa bu bence kibirdan baska birsey degil.
 
kararsız atatürk kapasite olarak yeterli değil açıkçası
üçüncüsü yapılmalıydı bence ama bu şekilde çevreye zarar vererek olmamalıydı
 
Aslında bence bizim sorunumuz eğitim sistemini ne kadar çok yorucu hale getirip yoğunlaştırsak dahi dışı kabarık kitaplardan boş insanlar yetiştirmek. Yıllık kişi başı okunan kitap sayısının en az olduğu ülkelerden biriyiz biliyorsun. Yani okul bitip bir işe kapak atınca hepimiz iş bitiyor. Hani diyorsun ya yeşil kalacak alan bellidir, yapı yapılacak alan bellidir diye… Altında değerli maden olan alana devlet bilmem 50 li yıllarda oraya “çorak arazi” belgesi vermiş ve kesinlikle işlem yapılamaz. Aradan geçmiş kaç yıl, altında maden olduğu bulunuyor ama devletin kurumları oraya 50 li yıllarda çorak arazi dedikleri için işlem izni vermiyorlar. Geçen kaç yıl olmuş bir gurup insan görevlendir de arazilere bir baktır, yok orası çorak alan.. bitmiştir.velhasıl oturduğumuz yerden iş yapmayı seviyoruz.
 

hayır mune hiç ütopik değil ,yapılmak istenen belli.Adamların tohum bankasını bilmeyen yoktur.Her yerden topluyorlar,amaç dünyadan kaçınca yeni bulundukları yerde tarım yapabilmek .Bunun için saldırmadılar mı zaten Irak'a.Her ne kadar hiç dile getirilmese de her şey ortada.Hatta üstün ırk olarak düşündükleri zengin Amerikalılarla beraber dünyayı ve içindeki biz zavallıları büyük bir bombayla yok edip yeni gezegenlerinde yaşamak niyetindeler ama zor biraz.Başka gezegende yaşam imkansız,ne kadar gelişmiş teknoloji olursa olsun bunun yapılabileceğine inanmıyorum.

Belki bir gün biri bunların karşında durabilir,dur be adam diyebilir.Ama bu da zor.Bari azıcık bilinçli olalım,küçük gibi görünse de çeşme kapatmakla başlayalım.Dağadan aldıklarımızı yerine koyma vakti geldi de geçiyor bile.

Burda öyle büyük bir sorun var ki hala erdoğan,chp,mhp kavgası yapılıyor.Yahu onlar savunulacağına herkes elinden geleni yapsa ya.Yapıyor olsaydı şuan bunları konuşuyor olmazdık.Demek herkes kendine baksın
 
Eğitim konusunda hemfikirim, eğitim sistemimiz zayıf, çocuklar okuldan mezun olduğunda kitap bilgisiyle pratiğin, uygulamanın aynı olmadığını görüp afallıyor, mesleğini okulda değil çalışırken öğreniyor.
Araştırma yapmıyoruz, araştırma yapmak isteyenlere destek olmuyoruz, sürekli bürokrasiyi devreye sokup işleri zorlaştırıp duruyoruz.
Adamlar sivrisineği bile araştırıyor, saniyede kaç kere kanat çırpıyor, genel karakteri nedir gözlemliyorlar, her karış toprağı inceleyip, suları analiz ediyorlar. Bize saçma geliyor fakat o insanlar savunma sanayiinde kullanılmak üzere aynı sivrisinek gibi hareket eden minicik robotlar yapıyor.
Topraklarında ne yetişir ona göre ürün yetiştiriyorlar.
Bizse oturup Dünya'yı seyrediyoruz.
 
Aslında bence bizim sorunumuz eğitim sistemini ne kadar çok yorucu hale getirip yoğunlaştırsak dahi dışı kabarık kitaplardan boş insanlar yetiştirmek. Yıllık kişi başı okunan kitap sayısının en az olduğu ülkelerden biriyiz biliyorsun. Yani okul bitip bir işe kapak atınca hepimiz iş bitiyor. Hani diyorsun ya yeşil kalacak alan bellidir, yapı yapılacak alan bellidir diye… Altında değerli maden olan alana devlet bilmem 50 li yıllarda oraya “çorak arazi” belgesi vermiş ve kesinlikle işlem yapılamaz. Aradan geçmiş kaç yıl, altında maden olduğu bulunuyor ama devletin kurumları oraya 50 li yıllarda çorak arazi dedikleri için işlem izni vermiyorlar. Geçen kaç yıl olmuş bir gurup insan görevlendir de arazilere bir baktır, yok orası çorak alan.. bitmiştir.velhasıl oturduğumuz yerden iş yapmayı seviyoruz.
Ben genel anlamda düşüncelerimi yazdım zaten yani bu havalimanı bazlı değil. Fizibilitesine bakmadım.. ama fazla taşlaşmanın hiçbir zaman doğa yanlısı olmadığı aşikar.

Ancak İstanbul Finlandiya’nin nüfusuna bedel. Şuan olanlar kapasiteyi zorluyor mu yoksa ileriki yıllarda böyle bir risk var mı, onlara da bakmak lazım.

İsim konusunda da Sütçü İmam adı dahi bir kuruma verildiyse bence Erdoğan’da sıkıntı yok:d





 
kararsız atatürk kapasite olarak yeterli değil açıkçası
üçüncüsü yapılmalıydı bence ama bu şekilde çevreye zarar vererek olmamalıydı

simon Atatürk havalimanın kapasitesinin attırılması için çok fazla öneri var bunlar yapılabilir
veya Sabiha gökçen daha işlek hale getirelebilr
çözüm yolları muhakak vardır ben tek çözüm yolunun 3. havalimanı oldugunu düşünmüyorum
 
Aslında bence bizim sorunumuz eğitim sistemini ne kadar çok yorucu hale getirip yoğunlaştırsak dahi dışı kabarık kitaplardan boş insanlar yetiştirmek. Yıllık kişi başı okunan kitap sayısının en az olduğu ülkelerden biriyiz biliyorsun. Yani okul bitip bir işe kapak atınca hepimiz iş bitiyor. Hani diyorsun ya yeşil kalacak alan bellidir, yapı yapılacak alan bellidir diye… Altında değerli maden olan alana devlet bilmem 50 li yıllarda oraya “çorak arazi” belgesi vermiş ve kesinlikle işlem yapılamaz. Aradan geçmiş kaç yıl, altında maden olduğu bulunuyor ama devletin kurumları oraya 50 li yıllarda çorak arazi dedikleri için işlem izni vermiyorlar. Geçen kaç yıl olmuş bir gurup insan görevlendir de arazilere bir baktır, yok orası çorak alan.. bitmiştir.velhasıl oturduğumuz yerden iş yapmayı seviyoruz.
Ben genel anlamda düşüncelerimi yazdım zaten yani bu havalimanı bazlı değil. Fizibilitesine bakmadım.. ama fazla taşlaşmanın hiçbir zaman doğa yanlısı olmadığı aşikar.

Ancak İstanbul Finlandiya’nin nüfusuna bedel. Şuan olanlar kapasiteyi zorluyor mu yoksa ileriki yıllarda böyle bir risk var mı, onlara da bakmak lazım.

İsim konusunda da Sütçü İmam adı dahi bir kuruma verildiyse bence Erdoğan’da sıkıntı yok:d






aynen Mune ya da kopyalıyoruz da kopyalıyanları akıllı zannedip alkışlıyoruz. Türkiye'de Acun kadar para kazanıp , alkışlanan adam var mı?
 

Iyide sirf altinda maden olabilir diye oralari karistirmakta bana iyi fikir gibi gelmiyor. Her yeri sirf maden var diye desmek gerekmiyor. Aklima Alaska geliyor, orada sirf petrol var diye Amerikalilar o dogayi yok etmeye çalisiyorlar. Iste bu tür örneklerde çoook iyi düsünmek gerekiyor yani iyi ve kötü taraflarini.

Ayrica zaten Türklerin isim vermesinde bir tuhafliklar var dogru

Mesela yemeklerde bile, yahu imam bayilde yemegi nedir arkadas? Yada Ezo gelin çorbasi felan. Ben pek marifetli bir kiz degilim, fakat bazen yemek tariflerine bakiyorum ve isimleri beni acaip güldürüyor
 
aslında işin uzmanı olmayınca yani bilmeyince bu şekilde bakabilirsin olaya. altında maden olup olmadığını anlamak sondaj denen basit bir işleme bakar. en fazla da yarım saat alır doğaya tahribatı yoktur. zaten işin uzmanları kafalarına göre her yeri delik deşik etmiyorlar.
dediklerin güzel de şu yüzyılda biraz hayal. çünkü şu an madenler olmazsa ülke ekonomisinin hali Afrika'dan beter olur.
 

Biraz konu disi olacak fakat madem bu konuda bilgin var, artik 21ci yüzyilda daha madenlere bakmak mantiklimi? Yani artik yenilebilen enerji kaynaklarina bakilmamalimi? Yani zaten mesela petrol gibi maddelerde artik tükünmek üzeri, yani ekonomini afrika halina alinmasi önlenmesi daha iyi olmazmi?

Ve farz edelim sondaj ile belli oluyor o yerin altinda maden var, degerli maddeler var diye. Orasi o zaman delip desilmiyecekmi o maddeler için?
 
Yorumların hepsini olmasa da bir çoğunu okumaya çalıştım. Bazı şeyler söylemek istiyorum. Yeşil sevdalısı Erdoğan oturup çay içebileceğimiz, oksijen alabileceğimiz parklar bahçeler yapmışmış. Böyle söylenmiş. Ben Ankarada yaşıyorum. Bilen bilir zamanında adı Çamlık olan büyük bir orman vardı. Harikulade bir yerdi Ankaraya göre. Çünkü Ankara bozkır yani biliyorsunuz sayılı ormana sahip bir kent. Oradaki bütün ağaçlar kesilip yerine 50.yıl parkı adı verilen bir park yapıldı. Şu an kapısında güvenliği var ve evet gidip ailece oturabiliyorsun, çocuğunu eğlendirebiliyorsun parkı bilmem nesi var. Ama biz oturalım çay içebilelim, çocuğumuz da parkta oynasın diye binlerce ağacı nasıl kesebilirler ya? O ağaçları kesmeden bir düzenleme getirilemez miydi? Sen kendi keyfini düşündüğün için başka bir canlının canının alınmasına nasıl göz yumabilirsin, doğayı böylesine tarumar etmelerine nasıl ses etmezsin, hayli ilginç. Daha mart ayında Keçiörende gerçekleştirilecek bir Akp mitingi için HSE Caddesindeki ağaçlar sökülüp, üstüne de asfalt döküldü. Halk isyan etti ağaçlar sökülecek diye de ne oldu yani? ODTÜde yok edilen 3bin ağaca ne demeli? Yol için : ) ve hatta Atatürk Orman Çiftliği o da Ankapark için : ) Ben Ankarayı bildiğim için Ankara üstünden örnekler verdim. Şimdi de İstanbulda üçüncü havalimanı... Geçen gün başka bir topikte de demiştim bunu yine söylemek istiyorum. İnsanoğlu o kadar bencil ki... Ben insan değil de doğadaki başka bir canlı olsam insanlardan nefret ederdim. Doğanın en büyük düşmanı ve de katiliyiz. Kendi sözde refahımız için önümüze gelen her şeyi yemeyi veya öldürmeyi kendimize hak görürüz. Dünyadaki her şeyi sadece insana hizmet etmek için yaratılmış kabul eder, öyle yaşarız.
 

canım bu konuya duyarlı olduğun çok belli yorumların çoğunu takip ettiginde..
verdiğin örnekler çok iç karartıcı.. ama ne yazık ki bu gerçekler var işte..
buna göz yummak kulakları kapatmak hangi vicdana sığar ?
herkes carpe diem modunda.. işin kötü yanı bu modda olan anneler var..
hiç mi çocuklarının torunlarının gelecegini düşünmüyorlar..
anlaması çok güç..
 
madenlere tabi ki bakılmalı. bakılmak zorunda. madenlerin ekonomiye olan katkısını bilsen ve olmazsa neler olacağını bilsen gerçekten böyle konuşmazsın. tükenecek denen madenler dahi daha çoook uzun yıllar yeter.
tabi yenilenebilenlere bakılsın.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…