Türkiye tarihinde bir ilk; YSK, İstanbul seçimini iptal etti!

Bak hiç bu açıdan düşünmemiştim..

Hadi hadi yanında çalıştırdığın kadınlara elini öptürüp 100 dolar veremediğin için kıskanıyorsun bence allahım şu tayfa kadar alçak gönüllü, eli bol, görgünün paçalardan su gibi aktığı kişiler olamadığımız içün ne ka üzgünüm anlatamam.. gün görmüşlüğün kitabını yazar, dersini verirler faydalanmak lazım
 

Hiç güleceğim yoktu.. Allah da sizi güldürsün yaaaa... :) Birinden de çıt yok heee
 

Bu kadarsınız... İşte bu kadarcıksınız...
 

Yoksa siz hala chplileri fetöcü sananlardan mısınız?
 
18.05.2011 12:45
Haberler» Politika » Haber
CHP İktidarında 1940-1950 Arasında Bine Yakın Cami Kapatılmış (Özel)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'nin cami kapattığına ilişkin belgeli açıklamasının ardından dikkatler bir kez daha Şeflik yıllarına çevrildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'nin cami kapattığına ilişkin belgeli açıklamasının ardından dikkatler bir kez daha Şeflik yıllarına çevrildi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) tek başına iktidar olduğu 1940-1950'li yıllarda çeşitli bahanelerle bine yakın cami ve mescidin kapatıldığı ortaya çıktı. Birçok cami ise minareleri yıkılarak samanlık ya da hayvan barınağına dönüştürüldü.

Baskının şiddetlendiği dönemlerde, camileri iş hanına dönüştüren hayırseverler, Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinin ardından ilgili camileri yeniden ibadete açtı. Bu arada, Adnan Menderes de 1957 Adana mitinginde, CHP'nin 800 camiyi kapattırdığını söylemiş; ancak bu konuşma Yassıada Mahkemesi'nde idamına yapılan gerekçeler arasında sayılmıştı.

'Şeflik Dönemi'nde dine ve inanca yönelik çok ağır yaptırımlar uygulayan Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) tek başına iktidar olduğu 1940-1950'li yıllarda çok sayıda cami çeşitli gerekçelerle kapatıldı. Birçok cami, minareleri yıkılarak samanlık veya hayvan barınağına dönüştürüldü. Buna tahammül edemeyen vatandaşlar, tepkilerine karşılık alamayınca ilginç çözümler geliştirdi. Bir araya gelen hayırseverler, camilerin mülkiyetini ya satın alarak ya da kiralayarak yıkılmaktan kurtardı.

Baskının yoğun olduğu dönemlerde camileri işhanına dönüştüren hayırseverler, Demokrat Parti'nin (DP) iktidara gelmesinin ardından bu camileri yeniden ibadete açtı. 1940'lı yıllar Türkiye'de 'şeflik yılları' olarak anılıyor. Bu dönemde özellikle Müslümanlara yönelik baskılar hikayelere, romanlara hatta filmlere konu oldu. İsmet İnönü'nün başında bulunduğu CHP, insanların ibadetlerini rahatça yapmalarını engellemek için çeşitli baskılar uyguladı. Halkın tepkisine rağmen çoğu İsmet İnönü'nün emriyle olmak üzere Türkiye'nin değişik illerinde yaklaşık 900 cami ve mescit ibadete kapatılırken bazıları yıkıldı. İbadete kapatılan camiler, yıllarca samanlık, depo ve askerî sevkıyatlarda kullanılan atların barınağı haline getirildi. Türkiye'nin kıtlık yıllarında ağır yoksulluklara rağmen bir araya gelen vatandaşlar, camileri satın alarak mülkiyetlerine geçirdi. Bazı camiler ise işyeri ya da han adı altında kiralanarak kapatılmaktan kurtarıldı. Ancak şanslı olmayan camiler 1950'ye kadar ya yıkıldı ya da ibadete kapalı tutuldu.

Kırşehir Çarşı Camii yıkılmaktan kurtulan şanslı camilerden biri. Yıkılmayan ancak ibadete kapatılan camii, bir süre buğday-arpa ambarı olarak kullanıldı. Ancak caminin bu durumda olmasını içlerine sindiremeyen çarşı esnafından 5 kişi 50'şer lira vererek camiyi satın aldı. Özel mülkiyete geçtiği için kurtulan cami, DP'nin iktidara geldiği yıllarda yeniden ibadete açıldı. Aynı cami, daha sonra CHP'li Kırşehir Belediyesi eski başkanlarından Kemal Hotamaroğlu tarafından yeniden yıkılmak istenince, vârislerden Hasan Yüceer camiyi 'kırlangıç tavan' olmasından dolayı âsâr-ı atika raporu çıkararak yıkılmaktan kurtardı. 1864'te yapılan Osmanlı'nın son dönem eserlerinden Çarşı Camii, Kale Camii ile birlikte tahıl ambarı olarak kullanıldı. İsminin açıklanmasını istemeyen bir esnaf, "Yakın tarihte biz kalorifer tesisatı döşetmek için caminin tabanındaki tahtaları söktük. Bu tahtaların altından buğday çıktı. Büyüklerimiz buranın Kale Camii ile birlikte İsmet İnönü zamanında tahıl ambarı olarak kullanıldığını söylüyorlardı. " diye konuşuyor. O yıllarda Kırşehir'de kent planlaması adı altında yaklaşık 20 cami ile birlikte 1 bedesten ve 1 medresenin yıkıldığı ifade ediliyor. O dönemin şanssız camilerden biri de Eskişehir'deki Alaattin Camii'ydi. Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaattin Bey adına 1236'da yaptırılan cami, Osmanlı padişahlarının en çok hürmet gösterdikleri eserlerin başında geliyordu. Birçok cami gibi kapısına kilit vurulan cami, yaklaşık 20 yıl boyunca depo, cezaevi, marangozhane, sevkıyat yeri olarak kullanıldı. Depo olarak kullanılan caminin minaresine tahammül edilmediği için yıkılmak istendiğini belirten Alaattin Camii Derneği üyelerinin söyledikleri tüyler ürpertici:

"Burası daha sonra askerler tarafından barınak olarak kullanıldı. Bir ara minaresini yıkmak için caminin şerefesinden 3-4 parmak kalınlığında bir halat bağlayıp yıkmak istediler. Çok uğraştılar ama yıkamadılar. DP iktidara gelince caminin boşaltılması emri verildi. Harabeye dönen caminin içinde pislikten geçilmiyordu. Kendi imkanlarımızla camiyi temizleyip yeniden ibadete açtık. O gün bugündür bu camiye gözümüz gibi bakıyoruz. "

CAMİ, YORGANCI DÜKKANI OLDU Adana Siyavuşpaşa Camii de CHP'nin politikalarından nasibini alan ibadethanelerden. Kapısına kilit vurularak ibadete kapatılan cami daha sonra bir yorgancıya satıldı. Bugün eski görüntüsünden iz bulunmayan cami halen yorgancı dükkanı olarak kullanılıyor. Aynı dönemde kapatılan Yeşil Mescit ve Alidede camileri ise biraz daha şanslı. Yıllarca ahır olarak kullanılan Yeşil Mescit, 1952 yılında yeniden ibadete açıldı. Alidede Camii ise yıllarca CHP'nin Adana İl Başkanlığı binası olarak hizmet verdi. Cami, DP'nin iktidara geldiği yıllarda yeniden açıldı. Bursa'da yıkılan Sarıgüzel Camii'nden bugüne sadece isminin verildiği sokak kaldı. İstanbul Karaköy Camii'nin kaderi bu camiden pek farklı değil. Şehir meydanında kaldığı gerekçesiyle kaldırılmak istenen cami, halktan gelen tepkiler üzerine 'Adalar'da kurulacak' denilerek yıkılmış; ancak kendisinden daha sonra hiçbir iz kalmamış. Deniz Müzesi olarak uzun süre kullanılan Dolmabahçe Camii ise Adnan Menderes döneminde tekrar ibadete açıldı. Gaziantep'teki Mehmetpaşa Camii ve Konya'daki Alaattin Camii de bu dönemde atların bağlandığı camiler arasında yer aldı.

MENDERES'E 'NEDEN AÇTIN?' SORUSU

Bu konu o dönemde de tartışılmış. Adnan Menderes'in, 1957 seçimlerinde DP'nin Adana mitingindeki konuşmasında, CHP'nin camilere ve inançla ilgili yaptıkları yer almış. Yeni Adana Gazetesi'nde yer alan habere göre, Menderes halka hitap ederken şöyle dedi: "CHP döneminde 800 cami ve mescit kapatıldı. Bunların çok büyük bir kısmı Demokrat Parti iktidara geldiğinde tekrar ibadete açıldı. Camilerden kamyonlarla çok fena şeyler taşıdık. " Bu arada, Adnan Menderes, Haziran 1960'ta Yassıada Mahkemesi'nde yargılanırken, Türkçe-Arapça ezan davasında kendisine bu camileri neden tekrar ibadete açıldığı sorusunun da sorulduğu ortaya çıktı.

"HEPSİNİN HİKÂYELERİ BİRBİRİNDEN HAZİN"

Sanat tarihçisi İsmet İpek, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Osmanlı'ya ait eserlere yönelik acımasız bir tavır takınıldığını dile getiriyor. Kapatılan cami ve mescit sayısının bine yakın olduğu, hepsinin de birbirlerinden hazin hikayelerinin bulunduğunu anlatan İpek, "Özellikle 1935 yılında Vakıflar Kanunu'nda yapılan değişiklikle camilerin kamulaştırılarak satılması öngörüldü. Bu şekilde yurt çapında 950 civarında cami ve mescit şahıs ve kuruluşlara satıldı. Bazı camiler yıkıldı. O dönemde yıkılmaktan kurtulan camiler daha sonra ibadete açılırken, bazıları ise ya kaderine terk edildi ya da iş yeri, han olarak kullanıldı ve halen kullanılmaya devam ediliyor. " diye konuştu.

Yakın tarih üzerinde yaptığı çalışmalarla bilinen ve bu alanda çok sayıda eseri bulunan Tarihçi Yazar Mustafa Armağan, 1940'lı yılların tarih mirası açısından çok talihsiz bir dönem olduğunu ifade etti. "Tarihî kıymeti olan bu eserlere daha saygılı olunabilirdi. " diyen Armağan, "Ancak böyle bir hassasiyet olmadığı için ne yazık ki hemen her şehir ve kasabada çok sayıda cami, mescit ve tarihî bina ortadan kaldırıldı. " değerlendirmesini yaptı.
 
Ekrem İmamoğlu'nun Ordu Valisi Seddar Yavuz'a hakaret ettiği anların yeni görüntüsü ortaya çıktı (Video)
Ordu Havalimanında hakkı olmadığı halde VIP’i kullanmak isteyen CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, kendisine kuralları hatırlatan polislere, Ordu Valisi Seddar Yavuz’u kastederek “Bu vali tam bir it!” diyerek küfretti. İmamoğlu'nun ağzından dökülen o ana ait olduğu öne sürülen bir video günler sonra ortaya çıktı. İşte kameralara yansıyan o görüntü...
5 Haziran günü CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ve diğer milletvekilleriyle beraber VIP salonunu kullanmak isteyen ve adı listede bulunmayan Ekrem İmamoğlu'na görevliler engel olmuş ve tartışma sırasında VIP bölümüne geçişine izin verilmeyen İmamoğlu'nun ağzından "Vali itlik yapıyor" sözleri duyulmuştu. O ana ait görünntüler orataya çıktı.
İMAMOĞLU, FATİH PORTAKAL'I BİLE ÇİLEDEN ÇIKARDI
FOX TV sunucusu Fatih Portakal, hakaret içerikli sözleri ekranlara taşımayacaklarını söyleyerek, VIP salonunda yaşananları ekrana taşıdı.
Hemen ardından CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun medyadaki en büyük destekçisi konumunda olan Fatih Portakal, İmamoğlu'nun hakaretlerinin kabul edilemez olduğunu Devlet hepimizin devleti, vali de hepimizin valisi diyerek, "Ekrem İmamoğlu o sözleri söyleyemez. Devlet hepimizin devleti, vali de hepimizin valisi. Siyasetçinin valiye böyle sözler söyleme hakkı olamaz." ifadelerini kullandı.
VALİLİK YASAL İŞLEM BAŞLATTI
Bu sözlerle ilgili Ordu Valiliği yasal işlem başlattığını duyurdu. Ordu Valisi Seddar Yavuz Twitter'dan yaptığı açıklamada,"Valiliğimizin, VIP kullanımı ile ilgili hukuka uygun olarak almış olduğu karar, demokratik bir hak olarak eleştirilebilir. Ancak, küfür ve hakaret ederek kişilik haklarına saldırıda bulunulması, asla kabul edilemez ve hukuki sonuçları olan bir davranıştır." ifadelerine yer verdi.
 
Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu'ndan 15 Temmuz gecesi skandal paylaşımlar
GÜNDEM
Giriş Tarihi: 29.03.2019 16:58Güncelleme Tarihi: 29.03.2019 17:19

CHP’nin İstanbul Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’nun 15 Temmuz darbe gecesi yaptığı paylaşımlar gün yüzüne çıktı. İmamoğlu, FETÖ’nün darbe girişiminin halk tarafından boşa çıkarılması sonrası skandal mesajlar paylaştı.
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu'nun darbenin bertaraf edildiği 15 Temmuz 2016 direnişine çirkin ifadelerle saldırdığı ortaya çıktı.

15 Temmuz'daki FETÖ'nün hain darbe girişiminde millet destan yazarken evde saklanan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday gösterdiği Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, skandal paylaşımlarıyla kutlu direnişi itibarsızlaştırmaya çalıştığı ifade edildi.
KAHRAMAN MİLLETE HAKARET YAĞDIRDI
Ekrem İmamoğlu'nun eşinin darbe gecesi yaptığı skandal paylaşımlar deşifre oldu. Milletin direnişinden rahatsız olan İmamoğlu'nun, ''Sokaklara dökülen bu halka akıl fikir diliyorum o kadar'' dediği, darbenin bastırılmasının ardından ise, ''Ülkemin beyin ölümü gerçekleşmiştir. Başımız sağolsun'' ifadelerini kullandığı belirlendi
.
 

Bu yalan haberlerle hiçbir yere varamayacaksınız... Boş konuşmalar bunlar... Hepsinin yalan olduğu ayab beyan ortada... İftira etmekten siz utanmadınız, arlanmadınız.. Ama biz de bıkmadık sizin yalanlarınızı gün yüzüne çıkarmaktan...
 
Bu da yalan mesela.. Videonun aslını tabiki izlemediniz... Allah size bu iftiralardan dolayı ne yapar bilemem... Ben cehenneme gideceksem eğer siz de bu iftiralardan dolayı aynı cehennemde yanacaksınuz... Sizin anladığınız dilden konuşuyorum...
 

Bu da bir yalan... Takip ettiğiniz bütün haber sayfaları yalan..
 
Ülke akp döneminde dinden çıktı... Millet deist oldu.. Hırsızlık, arsızlık, yalan iftira, yolsuzluk, kul hakkı almış başını gidiyor... Hala chp cami kapatmış diyyor... Al bir dünya cami var ülkede... Bir mahallede kaç cami var... Ama din asıl en büyük zararı akp döneminde gördü.. Allah Allah diyip cukkalamak güzel değil mş? Siz var ya siz hep nabza göre şerbet...
 
Kizlar merhaba
Ekrem Imamoğlunun bodrum ve göcekte tatilde oldugu dogru mu? Eger doğruysa iğneyi kendimize batırma zamanıdır bence.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…