EL-KAİDE VE IŞİD GİBİ ÖRGÜTLERE YAKIN ÇEKİM BAKALIM
* Teşhis olmadan tedavi olur mu?
* Bu söze hemen herkes katılır ama birazdan yazacaklarıma kızacak çok kimse olacaktır:))
* Şimdi İslam ile terör kelimelerinin yan yana getirilmesine karşı çıkıyoruz, bundan son derece haklıyız.
* Ancak sıra İslam dünyasında terörü politik bir araç olarak kullanan grupların hiç çıkmayacağını söylemek akıl kârı değildir.
* Tarihte bunun popüler örneği Hasan Sabbah'tır. Hasan Sabbah kurduğu örgütle birlikte terör estirmiştir. Bu konuda TDV İslam Ansiklopedisi'ne bakabilirsiniz
www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c16/c160192.pdf * İslam tarihinde terörü bir araç olarak kullanan bir başka grup Karmatilerdir. Karmatiler için şu makaleye göz atabilirsiniz:
www.dinbilimleri.com/Makaleler/332942172_1003100571.pdf * Modern zamanlarda ortaya çıkan ve kendilerini daha çok Selefî olarak tanımlayan grupların çoğu değil ama bir kısmı şiddet yönelimlidir; bunun en ünlü iki örneği el-Kaide ve IŞİD'dir.
* Bu oluşumları bir kalemde Batı'nın kurdurduğunu söylemek çok kolaycılıktır. Elbette el-Kaide ve IŞİD içinde Batılı istihbarat örgütleri cirit atıyordur; Batılı ülkeler tarafından manipüle de ediliyorlardır. Ama bütün bunlar bu grupların geliştirdiği şiddet yanlısı ilahiyat yorumlarını görmezlikten gelmemizi haklı çıkarmaz.
* Afganistan'ı, Irak'ı, Suriye'yi bırakın Türkiye'de bile birbirini mürted/dinden çıkmış olmakla suçlayan birçok dini grup vardır; bu suçlama şiddet yanlısı ilahiyat tezlerine zemin hazırlamaktadır. Çünkü hemen ardından mürtedlerin kanı ve malı helal hükmü (!?) gelecektir. Müslümanlar arasındaki manzara bu iken bu türden bir kafayapısının gayr-i müslim ülkelere/insanlara yönelik bakışı nasıl olur, siz düşünün.
* el-Kaide ve IŞİD gibi örgütler İslam dünyası için birer kanserdir. Bu kanseri yenmek için şiddet yönelimli ilahiyat tezleriyle hesaplaşmamız şarttır.
* Bunun için İslam dünyasının iki temel noktada kendisini düzeltmesi gerekir, diye düşünüyorum: Birincisi hem sübûtu hem de manâya delâleti kesin olan hükümler dışında farklı yorumlara saygılı olunmalı. İkincisi, kitabî ayetler kadar kozmik ayetlere de önem verilmesi gerekir. Bu iki koşulun İslam'ın medeniyet perspektifine dayalı yorumunun temeli olduğunu düşünüyorum.
Ali Rıza Bayzan