Merhabalar Arkadaşalar,
Hepinize harika bir gün diliyorum :)
Bugün biraz daha umut dolu kalktım yataktan.Ondan olsa gerek bugünkü herşeyi gülerek karşılıyorum :)
Bir siteden çok güzel yazılar buldum.Daha doğrusu bunlar bizim gibi
Tüp bebek deneyimi yaşamış insanların hikayeleri.Eminim hepimize UMUDUN HER ZAMAN OLDUĞUNU gösterecektir.
Sizinle paylaşmak istediğim hikayelerden biri.Duygularınıza ayna olacağına eminim....
Sevgilerimle....
Avustralya'dan Anna & Pete in hikayesi
Bölüm 1: Benim dışımda herkes hamile!
Anne ve babam ben büyürken devamlı “sadece bir defa hata yaparsın ve hamile kalırsın” derlerdi. Bunun Pete ve benim içinde geçerli olmasını dilerdim. Ne yazık ki hayır. 2.5 yıldan beri deniyoruz ve denemeye devam ediyoruz. Diğer kızlar eşlerine bir bakıyorlar ve hemen hamile kalıyorlar. Niye diğer herkes için bu, bu kadar kolay. Neyi yanlış yapıyoruz. Biliyorum ki mantıken ve hissi olarak bir şey yanlış, ama yanlış olan ne?
Yakın arkadaşlarımız, hamile kalmak için bizim ne kadar çaba sarf ettiğimizi biliyorlar. Üzülmemi söylemelerine rağmen ne yazık ki üzülüyoruz. Bir iki hafta da bir birileri hamile kalıyor, ama bu birileri ne yazık ki ben olamıyorum. “Anna çok büyük bir haberim var, Sophie hamile” veya “ Jane’in ikinci bebeği Kasım’da doğuyor.” “ harika bir şey, eminim ki çok iyi bir anne olacak” sözleri her zaman ağzımdan zorlukla çıkmakta. Gerçekten arkadaşlarım adına çok mutlu oluyorum ama niye hamile kalamadım diye kendime üzülüyorum.
“Sakin ol, bu kadar kafana takma” veya “ Stres yapmaya son ver, stresli olursan hamile kalman daha da zorlaşacak.” Siz bu konu da ne biliyorsunuz ki konuşup duruyorsunuz. Hınçlı bir hastayım, 2,5 yıldan beri yeteri kadar sakinlik gösterdim. Herhangi birisinin hamileliğini öğrendiğim zaman, nasıl olurda sakin olabilirim. Hamile kalmayı ve çocuk sahibi olmayı bu kadar çok isterken ve denerken 30 ay boyunca her ay aynı hüsranla karşılaşmak hiçte kolay olmuyor!
Bölüm 2: Hiç çocuğumuz olmazsa ne yaparız?
“Benim doktoruma gitsene. Tahminimce doktorum gayet iyi birisi” bu kelimeler duymak istemeyeceğiniz sözler oluyor. Böylece Aile Doktorumuza güvenip, tavsiye ettiği doktora gittim. Doktor X ile ilk randevuma gittim fakat aramızda iletişimi kuramadık. Çok fazla soğuktu. Özel yaşantıma ait herhangi bir bilgiyi bile paylaşamadım. Randevudan üzülmüş ve aradığını bulamamış olarak ayrıldım. Eğer tüm tüp bebek uzmanları bu doktor gibi ise, hiçbir zaman çocuk sahibi olamayacağım.
Tüp bebeğin bir seçenek olduğu fakat herkeste işe yaramayabileceğini söyleyecek kadar gerçekçi, mükemmel, bir tüp bebek uzmanı buldum. “ Eğer bizim için bu yöntemle bir sonuç alamazsak, hiç çocuğumuz olmazsa” diye düşünmeye başladım. Tüp bebek yönteminin bir parçasının psikolojik danışmanlık hizmeti almak olduğunu fark ettik. Duygularımız hakkında sorular sormaya başladı. Bu sorular ile hayatın çocuksuz da dolu olabileceği gerçeğini anladık. İşte bu nokta doğru bir noktaydı ve dikkatimin bu noktaya da kaymasını sağladı. Konuşmamızın devamında psikoloğumuzun çocuk sahibi olduğu yönünde bahse bile girmeyi düşündüm. Tabii bu kadar sakin olmasının nedeni bu olmalı, o da çocuk sahibi.
Benim arkadaşlarımda farklı değil. İyi dilekler fakat boş vaadler. “Anna lütfen aptal olma, tabii ki çocuk sahibi olacaksın” Nasıl biliyorsun? Sakin olursan hamile kalabilirsin, sakinim ama hamile kalabildim mi? O halde niye boş laflara kanayım ki? Eğer hiç çocuk sahibi olamazsam ne yaparım?
Bölüm 3: Kontrolü tekrar elinize almak
Kendimi zayıf hissetim. Tüp bebek yönteminin herhangi bir yerinde kontrolümün olduğu herhangi bir yer yok. Problem benim değil. Yöntem oldukça katı, zamanlama oldukça önemli, sonuca etki edemiyorsunuz, duygular ise kontrolünüzün önünde gidiyor. Her konu da kontrolü tekrar ele almak zorundayım.
Böylece kendi kendime enjeksiyon yapmaya karar verdim. Böylece kontrolü tekrar ele almanın bir yolunu bulmuştum. Tüp bebek hemşiresi tam aksi yönde bir tavsiyede bulundu, hastaların ya her gün kliniğe gelerek hemşire veya evde eşi tarafından enjeksiyonun yapılmasını önerdiklerini söyledi. Bu öneriler ile ilgilenmedim. Benim bu süreçte kontrol edebildiğim bir noktanın olmasını istedim. Sammiyetle, kontrol edebileceğim başka bir bir noktanın olmasını isterdim, fakat böyle bir nokta ne yazık ki yoktu.
Kendi kendime enjeksiyon öncesinde, kendime enjeksiyon yapabilmeyi öğrenmem gerekiyor. Hemşire ilk enjeksiyonu kendi önünde yapmam gerektiğini belirtti. İşte bu beni oldukça rahatsız etti. İğne yaptırmaktan oldukça rahatsız oluyorken, bunu kendi kendime yapmak cidden rahatsız edici. Ama yine de kontrolü elimde tutmak istiyorum. Eğer hemşire olsaydım, başkalarını kendine enjeksiyon yapmak için çaba sarfederken izlemenin güç olduğunu anlayabilirdim. Serum fizyolojiği enjektöre çektim, havasını aldım, göbeğimin bir bölgesindeki yağı sıkıştırıp, iğneyi batırdım. Ama acıdı. Enjeksiyonu yavaş yavaş yapmayı unutacağım diye endişelendim. Ağrı ağzıma kadar çıktı ve sanki ömür boyu sürecekmiş gibi geldi. Bu anlatıklarıma baktığınızda, beni canı tatlı birisi olarak zannedeceksiniz, hele birde iğnenin küçüklüğünü görseniz. Bunlara rağmen dersimi çabucak öğrendim. Enjektörün pistonunu nazikce ve yavaş yavaş bastırmanın önemli olacağını düşündüm.
Bunu yaptım. Hemşirenin önünde enjeksiyonu yaptım ve böylece kontrolü elime aldım. Hemşire bana “evde kullanma kiti”ni verdi, bu kitin içinde alkollü mendil, kullanılmamış iğneler bulunmaktaydı. Kiti alırken kendimle övünüyordum. Arkadaşlarıma anlatırken, kendi kendime enjeksiyon yapmam tedavide benim kontrol olabileceğim tek yeri kontrol edebildiğimi vurguluyorum ve buda beni mutlu ediyor.
Bölüm 4: Karım çok sinirli
Anna’nın kendi kendine enjeksiyon yapmasını takdir ediyorum, ama bir yandan da bu işlemi yapmak için ne kadar da acı çektiğini fark etmem beni çok üzüyor. Her sabah programlanmış enjeksiyonu yapmadan yarım saat önce banyoda kendi kendine telkin yapıyor. Kapının öbür tarafında ağlamasını, gülmesini, kendi kendi ile konuşmasını ve daha sonra sessizliği dinliyorum. Kendi kendine konuşması genelde şeker hastası arkadaşları hakkında oluyor. Bunları kendine söylüyor.
“Aptal olup durma Anna, Simon’u düşün. Bunu günde beş defa yapması gerekiyor. Ama ben Simon değilim ki. Ama bunu ömür boyu hergün yapmayacaksın. Biliyorum ama, tüm bunları neden yapmak zorundayım? Aile sahibi olmak bu kadar zor mu? Eğer tüm bunlar sonrası bebek olmazsa?”
Bunlardan sonra, onun ağlamasını duyuyorum. Sonra hıçkıra hıçkıra enjeksiyonu yapıyor. Kendi kendine konuşması bittiğinde, genelde enjeksiyonu yapıyor oluyor. Kendimi suçlu ve işe yaramaz hissediyorum.. Suçlu çünkü, bu benim problemim. Kendisine yardım edemediğim için kendimi işe yaramaz hissediyorum. Bu tüp bebek işleminin bir parçası ve bu parçada ne yazık ki sadece kendisi var. Tüm bunlardan sonra gülüyor ve bana dönerek kişiliğinin bölündüğünü söylerek bana “senin sinirli bir karın” var diyor. Tüm bunlar bittiğinde her ikimizde sessiz kalıp, aynı senaryonun bir sonraki sabah tekrarlanacağını biliyoruz.
Bölüm 5: İki Mavi Çizgi
İlk tüp bebek tedavisi ne yazık ki başarılı olmadı. Beklenen hayal kırıklığı oldu ama üstesinden geldik. Yeniden başlamak zorundaydık. İkinci siklus ta ilki gibi kötü olup, duygusal değişikler içeren, depresyon, umut, kötümserlik, eşimin iyimserliği gibi duyguların karmaşası olarak geçti. Ve tekrar başladım.
Evde kullanılan gebelik testlerini, yanlış pozitif sonuç verdiği için, önermediler. Neden bu testleri almamam gerektiğine tam inanmamıştım. Tüp bebek yöntemlerine başlamadan önce, bu testleri kullanmıştım. Hemşire Pete’e bu tür testleri kullanmamamız yönünde konuşurken, ben testi almıştım bile.
İlk damlanın testin üzerindeki küçük delikte yayılmasını sesizce izledik. İlk mavi çizgi ortaya çıktı. İkinci damla pencereden dağılmaya başladı. Beklemeden hemen ikinci mavi çizgi çıktı. Gerçekten çıktı mı yoksa ikinci çizgiyi görmeyi çok istediğimiz için gördüğümüzü mü zannettik. İşte orada birşey var. Kelimeler ile anlatılmayacak kadar mutlu olduk. Her ikimizde yanlış pozitif sonuç olma olasılığı olduğunu biliyorduk. Ama yine de bu gece bu bilgiyi yok saydık. Bu gece iki çizgimiz var.
Bir sonraki gün kan testi ile de hamile kaldığım tespit edildi. Bebek sahibi olacağız.