Tüp Bebek Deneyimleri Tüp Bebek Başarı Hikayeleri

bence nasip işi bu.neden tülin sen kuzum adlı üyeyi biliyorsun.bir tüpü kapalı diğeride az açık,ama ilk aşılamada tutmuş.nasıl oluyor peki.
 
Msn adresimi vereyim vermesinede buranın mesaj yeri filan yokmu böle ulu orta yazmayayım dedim malumunuz ner ortamındayız :)
 
birşey olmaz,tanımadığın isimleri kabul etmezsin massengerına.biliyorsun biri seni eklemek istediğinde sana mesaj geliyor zaten.hayır sana soracaklarım var.benden zarar gelmez,inan.
 
Geçmişte kötü tecrübelerim oldu mesenger ile ilgili iş içinde kullandığım için biraz titizce davranıyorum :) Sen yaz istersen ekleyeyim seni ben
 
bence nasip işi bu.neden tülin sen kuzum adlı üyeyi biliyorsun.bir tüpü kapalı diğeride az açık,ama ilk aşılamada tutmuş.nasıl oluyor peki.

heracım onun olmuş,benim niye olmuyor diye sorgulama yaparsan Allaha isyan etmiş olursun.çünki ne kadar tedavi olursak olalım yine rabbim bize nasip derse bizim bebeğimiz olacak.allaha dua et .
 
Merhabalar Arkadaşalar,

Hepinize harika bir gün diliyorum :)
Bugün biraz daha umut dolu kalktım yataktan.Ondan olsa gerek bugünkü herşeyi gülerek karşılıyorum :)
Bir siteden çok güzel yazılar buldum.Daha doğrusu bunlar bizim gibi Tüp bebek deneyimi yaşamış insanların hikayeleri.Eminim hepimize UMUDUN HER ZAMAN OLDUĞUNU gösterecektir.
Sizinle paylaşmak istediğim hikayelerden biri.Duygularınıza ayna olacağına eminim....


Sevgilerimle....


Avustralya'dan Anna & Pete in hikayesi


Bölüm 1: Benim dışımda herkes hamile!

Anne ve babam ben büyürken devamlı “sadece bir defa hata yaparsın ve hamile kalırsın” derlerdi. Bunun Pete ve benim içinde geçerli olmasını dilerdim. Ne yazık ki hayır. 2.5 yıldan beri deniyoruz ve denemeye devam ediyoruz. Diğer kızlar eşlerine bir bakıyorlar ve hemen hamile kalıyorlar. Niye diğer herkes için bu, bu kadar kolay. Neyi yanlış yapıyoruz. Biliyorum ki mantıken ve hissi olarak bir şey yanlış, ama yanlış olan ne?

Yakın arkadaşlarımız, hamile kalmak için bizim ne kadar çaba sarf ettiğimizi biliyorlar. Üzülmemi söylemelerine rağmen ne yazık ki üzülüyoruz. Bir iki hafta da bir birileri hamile kalıyor, ama bu birileri ne yazık ki ben olamıyorum. “Anna çok büyük bir haberim var, Sophie hamile” veya “ Jane’in ikinci bebeği Kasım’da doğuyor.” “ harika bir şey, eminim ki çok iyi bir anne olacak” sözleri her zaman ağzımdan zorlukla çıkmakta. Gerçekten arkadaşlarım adına çok mutlu oluyorum ama niye hamile kalamadım diye kendime üzülüyorum.

“Sakin ol, bu kadar kafana takma” veya “ Stres yapmaya son ver, stresli olursan hamile kalman daha da zorlaşacak.” Siz bu konu da ne biliyorsunuz ki konuşup duruyorsunuz. Hınçlı bir hastayım, 2,5 yıldan beri yeteri kadar sakinlik gösterdim. Herhangi birisinin hamileliğini öğrendiğim zaman, nasıl olurda sakin olabilirim. Hamile kalmayı ve çocuk sahibi olmayı bu kadar çok isterken ve denerken 30 ay boyunca her ay aynı hüsranla karşılaşmak hiçte kolay olmuyor!

Bölüm 2: Hiç çocuğumuz olmazsa ne yaparız?

“Benim doktoruma gitsene. Tahminimce doktorum gayet iyi birisi” bu kelimeler duymak istemeyeceğiniz sözler oluyor. Böylece Aile Doktorumuza güvenip, tavsiye ettiği doktora gittim. Doktor X ile ilk randevuma gittim fakat aramızda iletişimi kuramadık. Çok fazla soğuktu. Özel yaşantıma ait herhangi bir bilgiyi bile paylaşamadım. Randevudan üzülmüş ve aradığını bulamamış olarak ayrıldım. Eğer tüm tüp bebek uzmanları bu doktor gibi ise, hiçbir zaman çocuk sahibi olamayacağım.

Tüp bebeğin bir seçenek olduğu fakat herkeste işe yaramayabileceğini söyleyecek kadar gerçekçi, mükemmel, bir tüp bebek uzmanı buldum. “ Eğer bizim için bu yöntemle bir sonuç alamazsak, hiç çocuğumuz olmazsa” diye düşünmeye başladım. Tüp bebek yönteminin bir parçasının psikolojik danışmanlık hizmeti almak olduğunu fark ettik. Duygularımız hakkında sorular sormaya başladı. Bu sorular ile hayatın çocuksuz da dolu olabileceği gerçeğini anladık. İşte bu nokta doğru bir noktaydı ve dikkatimin bu noktaya da kaymasını sağladı. Konuşmamızın devamında psikoloğumuzun çocuk sahibi olduğu yönünde bahse bile girmeyi düşündüm. Tabii bu kadar sakin olmasının nedeni bu olmalı, o da çocuk sahibi.

Benim arkadaşlarımda farklı değil. İyi dilekler fakat boş vaadler. “Anna lütfen aptal olma, tabii ki çocuk sahibi olacaksın” Nasıl biliyorsun? Sakin olursan hamile kalabilirsin, sakinim ama hamile kalabildim mi? O halde niye boş laflara kanayım ki? Eğer hiç çocuk sahibi olamazsam ne yaparım?

Bölüm 3: Kontrolü tekrar elinize almak

Kendimi zayıf hissetim. Tüp bebek yönteminin herhangi bir yerinde kontrolümün olduğu herhangi bir yer yok. Problem benim değil. Yöntem oldukça katı, zamanlama oldukça önemli, sonuca etki edemiyorsunuz, duygular ise kontrolünüzün önünde gidiyor. Her konu da kontrolü tekrar ele almak zorundayım.

Böylece kendi kendime enjeksiyon yapmaya karar verdim. Böylece kontrolü tekrar ele almanın bir yolunu bulmuştum. Tüp bebek hemşiresi tam aksi yönde bir tavsiyede bulundu, hastaların ya her gün kliniğe gelerek hemşire veya evde eşi tarafından enjeksiyonun yapılmasını önerdiklerini söyledi. Bu öneriler ile ilgilenmedim. Benim bu süreçte kontrol edebildiğim bir noktanın olmasını istedim. Sammiyetle, kontrol edebileceğim başka bir bir noktanın olmasını isterdim, fakat böyle bir nokta ne yazık ki yoktu.

Kendi kendime enjeksiyon öncesinde, kendime enjeksiyon yapabilmeyi öğrenmem gerekiyor. Hemşire ilk enjeksiyonu kendi önünde yapmam gerektiğini belirtti. İşte bu beni oldukça rahatsız etti. İğne yaptırmaktan oldukça rahatsız oluyorken, bunu kendi kendime yapmak cidden rahatsız edici. Ama yine de kontrolü elimde tutmak istiyorum. Eğer hemşire olsaydım, başkalarını kendine enjeksiyon yapmak için çaba sarfederken izlemenin güç olduğunu anlayabilirdim. Serum fizyolojiği enjektöre çektim, havasını aldım, göbeğimin bir bölgesindeki yağı sıkıştırıp, iğneyi batırdım. Ama acıdı. Enjeksiyonu yavaş yavaş yapmayı unutacağım diye endişelendim. Ağrı ağzıma kadar çıktı ve sanki ömür boyu sürecekmiş gibi geldi. Bu anlatıklarıma baktığınızda, beni canı tatlı birisi olarak zannedeceksiniz, hele birde iğnenin küçüklüğünü görseniz. Bunlara rağmen dersimi çabucak öğrendim. Enjektörün pistonunu nazikce ve yavaş yavaş bastırmanın önemli olacağını düşündüm.

Bunu yaptım. Hemşirenin önünde enjeksiyonu yaptım ve böylece kontrolü elime aldım. Hemşire bana “evde kullanma kiti”ni verdi, bu kitin içinde alkollü mendil, kullanılmamış iğneler bulunmaktaydı. Kiti alırken kendimle övünüyordum. Arkadaşlarıma anlatırken, kendi kendime enjeksiyon yapmam tedavide benim kontrol olabileceğim tek yeri kontrol edebildiğimi vurguluyorum ve buda beni mutlu ediyor.

Bölüm 4: Karım çok sinirli

Anna’nın kendi kendine enjeksiyon yapmasını takdir ediyorum, ama bir yandan da bu işlemi yapmak için ne kadar da acı çektiğini fark etmem beni çok üzüyor. Her sabah programlanmış enjeksiyonu yapmadan yarım saat önce banyoda kendi kendine telkin yapıyor. Kapının öbür tarafında ağlamasını, gülmesini, kendi kendi ile konuşmasını ve daha sonra sessizliği dinliyorum. Kendi kendine konuşması genelde şeker hastası arkadaşları hakkında oluyor. Bunları kendine söylüyor.

“Aptal olup durma Anna, Simon’u düşün. Bunu günde beş defa yapması gerekiyor. Ama ben Simon değilim ki. Ama bunu ömür boyu hergün yapmayacaksın. Biliyorum ama, tüm bunları neden yapmak zorundayım? Aile sahibi olmak bu kadar zor mu? Eğer tüm bunlar sonrası bebek olmazsa?”

Bunlardan sonra, onun ağlamasını duyuyorum. Sonra hıçkıra hıçkıra enjeksiyonu yapıyor. Kendi kendine konuşması bittiğinde, genelde enjeksiyonu yapıyor oluyor. Kendimi suçlu ve işe yaramaz hissediyorum.. Suçlu çünkü, bu benim problemim. Kendisine yardım edemediğim için kendimi işe yaramaz hissediyorum. Bu tüp bebek işleminin bir parçası ve bu parçada ne yazık ki sadece kendisi var. Tüm bunlardan sonra gülüyor ve bana dönerek kişiliğinin bölündüğünü söylerek bana “senin sinirli bir karın” var diyor. Tüm bunlar bittiğinde her ikimizde sessiz kalıp, aynı senaryonun bir sonraki sabah tekrarlanacağını biliyoruz.

Bölüm 5: İki Mavi Çizgi

İlk tüp bebek tedavisi ne yazık ki başarılı olmadı. Beklenen hayal kırıklığı oldu ama üstesinden geldik. Yeniden başlamak zorundaydık. İkinci siklus ta ilki gibi kötü olup, duygusal değişikler içeren, depresyon, umut, kötümserlik, eşimin iyimserliği gibi duyguların karmaşası olarak geçti. Ve tekrar başladım.

Evde kullanılan gebelik testlerini, yanlış pozitif sonuç verdiği için, önermediler. Neden bu testleri almamam gerektiğine tam inanmamıştım. Tüp bebek yöntemlerine başlamadan önce, bu testleri kullanmıştım. Hemşire Pete’e bu tür testleri kullanmamamız yönünde konuşurken, ben testi almıştım bile.

İlk damlanın testin üzerindeki küçük delikte yayılmasını sesizce izledik. İlk mavi çizgi ortaya çıktı. İkinci damla pencereden dağılmaya başladı. Beklemeden hemen ikinci mavi çizgi çıktı. Gerçekten çıktı mı yoksa ikinci çizgiyi görmeyi çok istediğimiz için gördüğümüzü mü zannettik. İşte orada birşey var. Kelimeler ile anlatılmayacak kadar mutlu olduk. Her ikimizde yanlış pozitif sonuç olma olasılığı olduğunu biliyorduk. Ama yine de bu gece bu bilgiyi yok saydık. Bu gece iki çizgimiz var.

Bir sonraki gün kan testi ile de hamile kaldığım tespit edildi. Bebek sahibi olacağız.
 
Bir güzel hikaye daha var :)


Yine Avustralya'dan bir çift Nikki & Steve

Bölüm Bir : Keşif

Kısır olabileceğimiz hiç aklımıza gelmezdi. Bildiğim çoğu kadınlar gibi, erken yetişkinlik döneminde hamile kalmamak için büyük bir çaba harcadım. Ailemdeki diğer kadınlar gibi çocuk sahibi olmaya karar verdiğimde hemen hamile kalabileceğimi düşünmüştüm. Steve’den daha önce ailemizi oluşturabilmek için karar vermiştim. Ne zaman Steve hadi artık zamanı geldi deyince doğum kontrolünü bırakacaktım.

Bu kararı aldığımızdan sonraki ilk üç ay süren denemelerimiz sonucunda düş kırıklığına uğradık. Birçok çiftin hamile kalması 6 aylık bir süreyi aldığını biliyordum. Fakat durum bizde böyle olmadı.

Bölüm İki: Karar

Altı ay geçtikten sonra test yaptırmamız gerektiğine güçlü bir şekilde inanmaya başladım. Steve bu aşamada testlerin o kadar da önemli olmadığını düşünüyordu. Ben sadece kısır olup olmadığımızı merak ediyordum ve sonuç olarak bu konu üzerinde ne olduğumuzu bilmeden konuşmak ve düşünmek istemiyordum. Eğer kısır olduğumuzu öğrenirsek bunun üstesinden gelmenin zor olacağını biliyordum, fakat yine de öğrenmemiz gerekiyordu.

Böylece testleri yaptırdık. Herhangi bir problem tespit edilmedi. Herhangi bir problem yoktu, kısırlık konusunu artık halletmiş olarak, hamile kalmak için çabalarımızı sürdürdük. Ama ne yazık ki hamile kalamadım.

Kısırlık konusu üzerine yazılan yazıları okumaya başladım. Doğum kontrolü kullanmadan altı ay içinde hamile kalamayan kişilerin kısır olarak sınıflandırıldığını öğrendim. Bazıları ise bu etiketi koymak için zamanı iki yıla uzatmaktaydı. Kendimize ne zaman açıklanamayan kısır ( unexplained infertilite) diyeceğimizi bilemiyordum.

Benim Savaşım

Başlangıçtan beri Steve’e kısırlık tedavisi ile ilgilenmediğimi net bir şekilde ifade etmiştim. Çalıştığım yerde bir çok tüp bebek tedavisi alan infertil çiftle tanıştım ve çoğu hayal kırıklığına uğramıştı. Bazı feminist dergilerini okudum, ve hiçbiri tüp bebek için iyi şeyler öylemiyordu. Bu yazılar tedavinin sadece kötü yanlarını , yan etkileri, düşük başarı şansından (benim okuduğum kaynakta eve bebek götürme oranını %6 olarak belirtiyordu) bahsediyordu. Toplumun, kadının değerini doğurganlığına bağlaması hiç hoşuma gitmedi. Eminim ki, tıbbi kaynakların yönlendirilebileceği çok değişik ve önemli alanlar bulunmaktadır. Doğal gıdalarla çok katı bir diyet uyguladık, doğal bitkisel ilaçları ve vitaminleri kullandık. Bu yöntemleri yaklaşık 6 – 9 ay kullandıktan sonra bıraktık.

Steve oldukça sakin ve cesur bir adamdır. Çocuk sahibi olmaya karar verdikten sonra dört buçuk yıl bu tür denemelerden sonra, tüp bebeği bir tedavi seçeneği olarak değerlendirmemiz gerektiğini söyledi. Bize tüp bebek öneren kişilere ki bu kişilere ailem ve arkadaşlarım da dahil olmak üzere, tüp bebeğe karşı olan tutumumu savunmuştum. Bunun yanında dinsel yönden de kullanılmayan embryolar kafamı karıştırmaktaydı.

Gönülsüzde olsa, bile tedavi seçeneği olarak düşünmeye başladım.

Bölüm 3: Kliniği ziyaret

Rahatlama

Şaşırtıcı ve rahatlatıcı bir şey buldum. Görüştüğümüz doktor samimi, ümit veren ve kendine has bir tarzı olan kişi idi. Benim yaş grubunda (30 yaşını yeni bitirmiştim) başarı oranın %45 olduğunu keşfettim. Uzun dönemde kullanılan ilaçların yan etkisinin düşündüğümden daha az olduğunu öğrendim. Doğum anomalilerinin görülme riski artmadığını, erken doğum veya düşük doğum ağırlığı olabileceğini öğrendim. En son basamakta dahi, kaç yumurtanın sperm ile dölleneceğini, kaç embryonun rahmime konulacağına (çoğul gebeliği engellemek için sayıda bir üst limit var) ve geriye kalan embryoların ne olacağına karar verebileceğimiz ortaya çıktı.

Başlangışta Okyanus ötesinde yaşayan kardeşime şöyle yazmıştım;

“Dondurulmuş embryolar beni ağlatıyor (nedeni bilmiyorum). Çoklu yumurtlamanın uyarılması beni rahatsız ediyor. Hamile kalabileceğimi düşünmek beni daha mutlu ediyor. Çocukken seks denildiği zaman hamile kalmak gelirken, şimdi daha çok romantizmi anlatmakta. Belki bu konuları oldukça fazla düşündüğüm için böyle geliyor.”

En sonunda hamile kalabilme fikri beni oldukça iyi hissetmeme neden oldu.

Bölüm Dört: Neyi bekliyordum?

Tüp bebeği denemeye başlamanın 5 yıl aldığına inanamıyorum. Hayatımızın en heyecan verici anlarıydı. Muhtemelen başlangıçta kendimize çok güvenmemize rağmen, daha sonra işlerin yolunda gitmesi için daha fazla dua eder olduk. Ne söyleyebilirim ki, işlem görevini yaptı.

Kız kardeşime yazdığım mektuplara baktığımda, ilaçları almanın pekte hoş olmadığını belirtebilirim. Bir kaç defa ağır baş ağrım oldu, kendimi davul gibi şişmiş ve yıpranmış hissettim. O zamanlar o kadar da duygusal olmadığımı söylerken, belki Steve aynı şeyi söylemeyecektir. Gerçeği söylemek gerekirse bunların hiçbiri önemli değil. Bebeğin nasıl olduğunu artık en ince özelliklerine kadar nerede ise öğrendik. Her iki günde bir ultrason yardımı ile foliküllerimin ne kadar büyüdüğünü ve kaç tane olduğunu izledik. İlaçlarımı şırınga tarzında enjeksiyonla yaptım. (Şimdiki ilaçlar daha çok hasta dostu tedaviler.) Belki size şu anda bunu söylemek garip gelebilir ama doğal olarak yapamadığımız çoçuğu yapmak için ilaçlar bize yardımda bulunuyor.

Benim yumurtalarımın alınmasını izlemek oldukça heyacan vericiydi. Hafif narkoz altındayken, Doktorumu çok sevdiğimi söyledim. En güzel tarafı küçük Billy’i rahmime koymadan önce, 5 günlük blastokist olarak görmekti. Bu aşamaları eğer doğal olarak hamile kalırsanız göremezsiniz!

Bölüm Beş: Rüyalarımız gerçek oldu

Tüm hepsi, rüyalarımızın gerçeğe dönüşmesi idi. Burada ağrının veya rahatsızlığın olmadığını söylemek yalan olur. Yumurtaların alındığı dönemin çekici olduğunu söylemekte biraz gerçeklerden uzak olacaktır. Fakat bunlar benim için pek önemli değil, çünkü ben sonuca odaklanmıştım.

Billy, suyumun boşalması nedeni ile 36 haftalık iken sezeryanla doğdu. 2,32 kg doğdu ve bir hafta yeni doğan bölümünde kaldı. Hastaneden eve beraber geldik.

Tüp bebeğe karşı olan tutumum değişti. Bunun yanında boşa geçirdiğimiz beş yıllık süreyi düşündüğümde pek de mutlu olmuyorum. Tüp bebek her zaman başarılı sonuçlara götürmemekle beraber, bizim için tüp bebek tedavisinden beklediğimiz sonucu aldık. Ve herşeye değdi.

sevgiyle kalın :)
 
inşallah hayırlı bebek haberlerini alırız Egecancım.hepimiz umutla bu haberi vermeyi istiyoruz
 
arkadaşlar merhaba.ben yeni katıldım aranıza.aslında 1 haftadır takip ediyorum bu formu fakat bir türlü üye olamıyordum.neyse sorun çözüldü.
arkadaşlar ben 8 yıllık evliyim ve çocuğum yok.ilk önceleri istemedik.istemedik fakat doğru düzgün korumada olmadı.çocuğumuzun olmadığını fark ettik ama bunu önemsemedik.şimdi 32 yaşındayım ve artık kesinlikle çocuk istiyoruz.
araştırmalar yapıldı ve hem eşimde hemde bende bir takım sounlar olduğu ortaya çıktı.eşimde sperm sayısı ve hareketlilik biraz düşük çıktı.bende de yumartalık rezervimde azalma olmuş biraz.
doktorumuz bize tüp bebek önerdi.ve eğer tüp bebeğe karar verirsek fazla beklemememizi söyledi çünkü benim yumartalar azalıyormuş.
netice tüp bebek yapmaya karar verdik.sanırım öbür ay yaptırcaz.İnşallah hayırlı sonuçlar alırız.:içelim:
 
egecan hoşgeldin! ben 6 yıllık evliyim sorunlarımız aynı benim de yumurtalık rezervimde azalma var.gelecek ay ben de tedaviye başvuracağım ne diyelim yolumuz açık olsun.
 
evet egecan tüp bebek yaptırıcaz inş.doktora gittim yaşıma göre yumurtalıklarım az üretiyomuş biraz üzüldüm.normalde uygulanan ilaçların iki katını kullanacakmışım.kafam soru işaretleriyle dolu.aranızda doğal yollarla yumurta üretimi nasıl artırılır bilen var mı?bilmem ilgilenir misiniz ama size ilginç bişey anlatacağım doğal yolla yaratılmış bir mucize öyküsü,birebir yaşayan kişiden dinlediğim için etkilendim.
 
anlatan arkadaşın sorunu yumurtalarının az olması.tam 13 yıl mücadele etmişler karı koca tam ümitlerinin tükendiğini düşündükleri bir zamanda yaşlı bir kadından öğrendiği doğal tedaviyi uygulamış.bunu yazmak istiyorum arkadaşlar kendimden biliyorum ki en ufak bir ışık bile bizi umutlandırıyor.sabahları aç karnına 1 köy yumurtasının sarısını çiğ tüketmiş.ardından 3 diş sarmısak yutmuş ve sonrasında tereyağ ve bal karışımından oluşan macundan bir tatlı kaşığı yemiş.sadece bir kez daha adet olmuş sonra ki ay hamile kaldığını öğrenmiş.
 
evet egecan tüp bebek yaptırıcaz inş.doktora gittim yaşıma göre yumurtalıklarım az üretiyomuş biraz üzüldüm.normalde uygulanan ilaçların iki katını kullanacakmışım.kafam soru işaretleriyle dolu.aranızda doğal yollarla yumurta üretimi nasıl artırılır bilen var mı?bilmem ilgilenir misiniz ama size ilginç bişey anlatacağım doğal yolla yaratılmış bir mucize öyküsü,birebir yaşayan kişiden dinlediğim için etkilendim.
e hadi anla tbakam
bekliyorum merakla........................:sm_confused:
 
vavvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvavvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvv gerçekten
 
ilginç.
bu arada bir sorum sorum olacak tüp bebek yaptıranlara.arkadaşlarbana kısa protokol uygulanacak.adetin ilk günü başlancak tedaviye.birtakım ilaçlar verilcek ve yumartaların olgunlaşması beklencek.yumurtalar olgunlaştığı zaman çatlama iğnesi yapılacak.yaklaşık bir buçuk gün sonrada yumartalar toplancak.benim merak ettiğim bu adetin ilk günü olayı.adetlarim düzenli fakat bazen akşam geliyor bazende sabah.yani bu nasıl olacak.diğelimki akşam geldi o zaman ertesi gün tedavi merkezine gidilecek.ertesi gün adetin 2. günü olmuş olmuyor mu?
ben şu anda Konya Yunaktayım ve tedavi Ankara da yapılacak ve öğretmenim.yani rapor alacam.
offffffff bu işler çok karışık ya.
 
ilginç.
bu arada bir sorum sorum olacak tüp bebek yaptıranlara.arkadaşlarbana kısa protokol uygulanacak.adetin ilk günü başlancak tedaviye.birtakım ilaçlar verilcek ve yumartaların olgunlaşması beklencek.yumurtalar olgunlaştığı zaman çatlama iğnesi yapılacak.yaklaşık bir buçuk gün sonrada yumartalar toplancak.benim merak ettiğim bu adetin ilk günü olayı.adetlarim düzenli fakat bazen akşam geliyor bazende sabah.yani bu nasıl olacak.diğelimki akşam geldi o zaman ertesi gün tedavi merkezine gidilecek.ertesi gün adetin 2. günü olmuş olmuyor mu?
ben şu anda Konya Yunaktayım ve tedavi Ankara da yapılacak ve öğretmenim.yani rapor alacam.
offffffff bu işler çok karışık ya.

egecan merhaba.
Benimde aynı şekilde kısa protokol ile olacak.Doktoruma aynı şeyi bende sormuştum.Ertesi günü gelirsin dedi.Zaten adet olduğum gibi gece gündüz beni ara ve haber ver ben seni zaten yönlendiririm demişti.
Bende şimdi sabırsızlıkla mayısı bekliyorum.Allahım hepimizin uğraşlarını görür de arzuladığımız o bebişleri bize nsaip eder inşallah :emir_bebek:
 
allah emeklerinizi boş çıkarmasın arkadaşlar.allah yardımcınız olsun
 
arkadaşlar yaklaşık 2 gündür evde değildim bu yüzden gelen cevapları okuyamadım.no smoke sanırım haziran ayında yaptıracam.Önceden öbür aya düşünüyorduk fakat okuldayken zor olacağını anladık.Şu anda doktor kontrolündeyim.Her ay yumurtalık takibi yapılıyor ve ilaç kullanıyorum.Zaten bir sorun olursa doktor hemen gel diyecek.
burada tüp bebek merkezinin adını vermek doğru olur mu bilmiyorum ama yinede doktorumun adını vereyim.Hakan Şatıroğlu.
Hakkımızda hayırlısı neyse o olsun.
 
X