Hematoloji - Kan bilimi Trombosit hastalığı

melix01

'Ben' kattım sana biraz..
Kayıtlı Üye
23 Mayıs 2009
1.331
3
arkadaslar bılgınız varsa paylasırmısınız benımle bu hastalıgı nedenlerı belırtılerı sonucları??fisfisfis
 
ITP NEDİR?

ITP, immün/ idyopatik trombositopenik purpura hastalığının baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır.

Bu hastalık

1) İmmün bir hastalıktır. İmmün hastalıklar bağışıklık sisteminde oluşan bozukluklar nedeniyle vücudun kendi yapılarına saldırdığı hastalıklardır.

2) İdyopatik, yani neden oluştuğu tam olarak bilinmeyen bir hastalıktır.

3) Trombositopeni , yani trombosit sayısının düşüklüğü ile seyreder.

4) Trombosit sayısının düşüklüğü vücutta purpura denen kırmızı-mor renkte döküntülere neden olur.

TROMBOSİT NEDİR? NE İŞE YARAR? NORMAL DEĞERLERİ NEDİR?

Trombositler, kanamanın durdurulmasında rol oynarlar. Kanama bölgelerinde birbirlerine yapışarak bir tıkaç oluştururlar. Normalde kanın 1 mm3’ünde 150.000-400.000 adet trombosit vardır. Trombosit sayısının 150.000/mm3’ün altında olmasına trombositopeni (trombosit düşüklüğü) denir. Trombosit sayısı azaldığında birbirlerine yapışmaları ve yeterli bir tıkaç oluşturmaları zorlaşır, buna bağlı olarak özellikle darbelerden sonra kanamalar uzun sürer. Trombosit sayısı 50.000/mm3 altına düşmedikçe genellikle bir belirti vermez, budeğerin altında olduğunda darbelerden sonra çabuk morarma meydana gelebilir. Trombosit sayısı 30.000/mm3 altına indiğinde diş eti, burun kanamaları ortaya çıkabilir. Kadın hastalarda uzamış adet kanamaları görülebilir. Trombosit 10.000/mm3 ve altında olduğunda kendiliğinden ciltte nokta şeklinde veya geniş morartılar şeklinde kanamalar Trombositler (kan pulcukları) kanın en küçük hücresel elemanlarıdır. Kemik iliğinde megakaryosit adı verilen dev hücreler tarafından yapılırlar. Hayatı tehdit eden kanamalara bağlı risk nedeni ile bu durumda mutlaka doktorunuzla görüşmeniz gerekir.

ITP’DE NEDEN TROMBOSİT SAYISI AZALIR?

Bağışıklık sistemimiz yabancı organizmaları (bakteriler, virüsler, kanser hücreleri ve benzeri) tanır, antikor denen maddeler ile işaretler ve çöpçü hücreler tarafından işaretlenmiş hücreler yok edilir. ITP’de bilinmeyen bir nedenle bağışıklık sistemi trombositleri yabancı olarak işaretler ve bu da trombositlerin başta dalak olmak üzere savunmada görev alan organlarda parçalanmasına yol açar.

ITP HASTALIĞI NEDEN ORTAYA ÇIKAR?

Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Trombositlere karşı bağışıklık sistemi

tarafından antikor adı verilen işaretler yapılır. Antikorlar trombositlerin üzerine bağlanır ve trombositlerin parçalanmasına neden olur.

Bu hastalık kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla görülür. Gebelikte ITP daha sıktır. ITP tanısı bilinen kadınlarda gebelik sırasında trombositler çok daha fazla azalabilir. Bu nedenle ITP hastalığı olan kadınlar gebelik boyunca yakından takip edilmelidir.

Çocuklarda ve bebeklerde de ITP gelişebilir, ancak erişkinden daha farklı tedavi edilirler. Genellikle çocuklarda görülen ITP kısa sürelidir, oysa erişkin hastalarda kronik (süreğen, uzun süreli) olma eğilimindedir.

Bazen ITP, başka hastalıkların seyrinde (sistemik lupus eritematozus-SLE, lenf bezesi kanserleri-lenfoma, hepatit ve HIV virüsü ile oluşan enfeksiyonlar gibi) ortaya çıkabilir.

ITP TANISI NASIL KONUR?

Hastalığınızla ilgili öykü, fizik muayene bulguları, kan sayımı ve periferik yaymanın incelenmesi ile ITP ön tanısı konulabilir. Kesin tanı için diğer trombositopeni yapan hastalıkların (kemik iliğinin kanserleri, dalağı büyüten hastalıklar, hepatitler ve benzeri) olmadığının gösterilmesi gerekir. Bu amaçla bazı biyokimyasal testler, kemik iliği aspirasyonu ve batın ultrasonografisi yapılmaktadır. Şüphelenilen kişilerde viral enfeksiyonlar açısından gerekli kan testleri yapılabilir. Başka bir hastalık bulunamayan bir kişide kanda trombositler düşük iken, kemik iliğinde anormal hücreler görülmemesi ve megakaryositlerin bulunması ile ITP tanısı konur. Trombositlere yapışan antikorların araştırılması, test metotlarının çok güvenilir olmaması nedeniyle önerilmemektedir.

ITP NASIL TEDAVİ EDİLİR?


ITP’li hastaların çoğunda trombosit değeri normalin altında olmakla beraber, tedavi vermeyi gerekmez. Trombosit sayısı 30.000-50.000/mm3 altında olup kanama bulguları olan hastalarda tedavi gereklidir.

Tedavinin hedefi, bağışıklık sisteminin baskılanarak trombositlere karşı antikor gelişiminin engellenmesi ve dalakta trombositlerin parçalanmasının durdurulmasıdır. Bu amaçla kortikosteroid ilaçlar (kortizon), intravenöz immünglobulin, Anti-D ve hayatı tehdit eden kanama durumunda trombosit süspansiyonları kullanılır. Bu tedavi ile erişkinlerin bir kısmında başarılı sonuçlar alınır. Eğer bu ilaçlarla kalıcı bir etki elde edilemezse, trombositlerin başlıca parçalandığı yer olan dalağın çıkartılması gerekebilir (splenektomi). Genellikle (% 50-80) bu ameliyattan sonra trombosit değerleri güvenli bir düzeye yükselir. Nadiren splenektomiye rağmen kanamaya yol açacak kadar düşük trombosit değerleri sebat edebilir. Bu durumda bağışıklık sistemini baskılayacak daha güçlü ilaçların kullanılması söz konusu olabilir.

ITP TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLARIN YAN ETKİLERİ/ ZARARLARI NELERDİR?

Kortikosteroidler: İştahı arttırırlar ve vücutta su ve tuz tutulmasına neden olurlar. Kilo artışı, özellikle yüzde şişme, kızarma, gövdede yağ toplanması, kollarda ve bacaklarda incelme yapabilir. Bu nedenle kortikosteroid kullanırken, diyete dikkat etmeli, fazla şekerli ve tuzlu yememelidir. Özellikle daha önceden şeker hastalığı (diyabet) olan kişilerde çok dikkatli kullanılmalıdır. Bazen bilinen şeker hastalığı olmayan kişilerde kan şekerinde aşırı yükselmeye neden olabilir. Eğer çok su içme, çok idrara çıkma ve halsizlik yakınmaları başlarsa mutlaka doktorunuza başvurunuz. Kortikosteroidler su ve tuz tutucu etkileri nedeniyle kan basıncını yükseltebilirler (hipertansiyon), tansiyonu yüksek olan kişilerde ilaca rağmen dengesizlik olabilir. Kortikosteroid kullanırken mutlaka kan basıncınızı kontrol ettiriniz. Kortikosteroidler ayrıca deride incelme, kızarma, karında mor çatlaklar, sivilceler, kadınlarda kıllanma ve adet düzensizlikleri yapabilir. Enfeksiyonlara, özellikle mantar enfeksiyonlarına eğilim artar. Bazı hastalarda psikolojik problemler (depresyon veya mani) görülebilir. Kortikosteroidlerin yan etkileri dozu ve kullanma süresi ile ilişkilidir. Bu nedenle özellikle kronik ITP hastalarında uzun süre yüksek doz kullanılmamaya çalışılır. Kronik olgularda splenektomi önerilir.

İntravenöz İmmünglobulin (IVIG): Genellikle kortikosteroid ile birlikte verilir. Damardan 2-6 saatte infüzyon şeklinde uygulanır, 1-5 gün arka arkaya tekrarlanabilir. Bunlar çok sayıda insanın plazmasından elde edilen antikorlardır. Bağışıklık sistemini şaşırtarak, işaretli trombositlerin parçalanmasını engeller. IVIG insanlardan elde edilirken, virüs bulaşmasını engellemek için çeşitli işlemlerden geçirilmektedir, bu nedenle güvenli oldukları kabul edilmektedir. Çok hızlı etki ederler, ancak etkileri geçicidir. Kırıklık, baş ağrısı, bulantı, ateş, titreme, nadir olarak ölümcül ilaç reaksiyonlarına (anafilaksi) neden olabilirler. Bu nedenle mutlaka hastanede, doktor kontrolünde uygulanırlar.

Anti-D (Anti-Rh): Rh-pozitif eritrositlere bağlanan bir antikordur. Eritrositleri işaretleyerek bağışıklık sistemi şaşırtılır, trombositler yerine eritrositler parçalanır. Kullanım sırasında hafif kansızlık (anemi) ve hafif sarılık oluşabilir. Ateş, üşüme, titreme, anafilaksi görülebilir.

SPLENEKTOMİ NEDİR? ZARARI VAR MIDIR?

Dalağın ameliyatla çıkarılmasıdır. Splenektomi önemli bir cerrahi girişim olmakla beraber, güvenli bir biçimde yapılabilmektedir. Gebelerde zorunlu olmadıkça uygulanmaz. Genellikle başlangıç tedavisine cevap vermeyen, kronik (hastalığı 3-6 aydan uzun süren) kişilerde uygulanır. Dalak kapsüllü mikroplara karşı vücudumuzu koruduğu için, dalağın çıkarılması bazı mikroplara karşı savunmasız kalmamıza neden olabilir. Bu nedenle splenektomi ameliyatından önce mutlaka pnömokok ve temin edilebilir ise hemofilus influenza ve meningokok aşıları yapılır. Bu aşıların her 5 yılda bir tekrarlanması önerilir. Splenektomi ameliyatı yaklaşık 3-7 gün hastanede yatmayı gerektirir. Genellikle 1 ay sonunda kişi normal aktivitelerine geri döner.

ITP HASTALIĞI BULAŞICI MIDIR?

Hayır, kesinlikle eşinize veya yakınlarınıza bulaşmaz. Gebelikte ITP hastalığı olanlarda, bebeğe bir miktar antikor geçebilir, ancak yapılan çalışmalarda çocukta genellikle bir problem oluşmadığı gösterilmiştir. Geçici bir trombosit düşüklüğü olan bebekler kısa zamanda düzelmektedir. Bu hastalık tamamen kişiye özgü bir hastalıktır.

ITP’LİLERDE BAŞKA HASTALIKLARA YAKALANMA SIKLIĞI ARTAR MI?


ITP hastalığı başka hastalıklara yakalanmanızı kolaylaştırmaz. Vücut direncinizde bir sorun yoktur. Ancak hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar vücudun direncini etkileyebilir. Kullandığınız ilaçların yan etkileri konusunda doktorunuzdan bilgi isteyiniz.

ITP KİŞİNİN ÖMRÜNÜ KISALTIR MI?

ITP hastalığının kendisi hayatınızı kısaltmaz. Ancak kontrolsüz diyabet,
hipertansiyon, ülser, kalp hastalığı gibi durumların bulunması ve splenektomi ameliyatı sırasında oluşabilecek sorunlar hayatı tehdit eden durumların ortaya çıkmasına neden olabilir. Splenektomi öncesi aşıları tam yapılan, gerekli korunma işlemleri tamamlanan ve diğer hastalıkları kontrol altında olan kişilerde genellikle güvenli bir şekilde splenektomi gerçekleştirilir.

ITP’Lİ HASTALARIN DİKKAT ETMESİ GEREKEN DURUMLAR NELERDİR?

Eğer trombosit sayınız normalden düşük ise aşağıdaki durumlarda dikkat etmelisiniz:
1) Ağrı kesici ilaç kullanımı: Herhangi bir nedenle ağrı kesici kullanmanız gerektiğinde doktorunuza başvurunuz. Aspirin ve pek çok ağrı kesici ilaç trombositlerin fonksiyonlarını bozar ve tehlikeli kanamalara neden olabilir. Özellikle aspirin içeren ilaçların alınması çok zararlıdır. Asetaminofen veya parasetamol grubu ilaçlar (Minoset, Parol, Tylol ve benzeri) kullanılabilir.

2) Diş tedavisi: Dolgu, diş çekimi, diş taşı temizliği gibi işlemlerde aşırı kanama olabilir, mutlaka doktorunuza danışınız.

3) Enfeksiyonlardan korunma: Bulaşıcı hastalığı olan kişiler ile yakın temastan kaçınınız. Viral enfeksiyonlar trombosit değerlerinizde düşmeye yol açabilir.

4) Cerrahi girişim: Herhangi bir cerrahi girişim yapılması gerekirse doktorunuza ITP hastası olduğunuzu mutlaka belirtiniz.

5) Gebelik: Gebelikte trombosit sayısı normal kişilerde de azalabilir, ancak genellikle hafif trombositopeni şeklindedir. ITP hastalığı olanlarda ağır trombositopeni gelişebilir. Bu nedenle mutlaka düzenli aralıklarla kan sayımı yapılmalıdır. Eğer trombosit değeri çok düşerse, gebeliğin üçüncü ayından sonra kortikosteroid ilaçlar güvenli bir şekilde kullanılabilir. Kortikosteroidler etkili olmazsa doğum sırasında IVIG veya trombosit süspansiyonu ile destek yapılır.


Alıntıdır!!! Geçmiş olsun a.s.
 
canim trombosit dusuklugu yasaynlara bol bol cilek yemesi oneriliyor bilgine..
 
canim trombosit dusuklugu yasaynlara bol bol cilek yemesi oneriliyor bilgine..

hmmm bak bunu duymamıstım hayatım cok tesekkur ederım.hasta olan ben degılım ama cok yakın bır tanıdıgım bu bılgıyıde paylasacam hepınıze tekrar tekrar tesekkurler....opuyorumnanaktan
 
Canım ben bu hastalığı geçirdim benim trombositlerim 3000e düşmüştü.
 
cok gecmıs olsun benmde kardeşim geçirdi çok şükür atlattık..başka sorun warsa yardımcı olmaya çalısırım cnm..
 
sim nurrose benim eşimde de bu sorun var.trombositleri ve kan değerleri düşüktü,tedavi grdük şu anda allaha çok şükür normal olmasada en azından vücut üretmeye başladı.neydi senin hastalığın tam olarak bilgi verirsen sevinirim.allah yardmıcımız olsun hepimizin de
 
ıtp hastalığı annem yıllardır boğuşuyortrombositler düşünce vücutta kanamalar bacak ve kollarda büyük morarmalar oluo.dalagı alınan hastaların çoğu iyileşebilio.bnm anneminde alındı ama malesef 2 yıl sonra tekrarladı.kortizon tedavisi görüo hala daha.kendinize çok dikkat etmeniz enfeksiyon kapmamanız gerekio.grip soguk algınlığı bunlar tetikler.ve sürekli tahlillerinizi yaptırmanız gerekio
 
benimde aynı şikayetim var canım çok sııkın dün tahlil yaptırmıştım.83bine düşmüş.
doktor farklı bir tahlil daha istedi bugün onu verdim ondada 59 a düşmüş az önce aradılar tekarar tahlil vermem gerekiyormuş.
artık bugün veremiyceğimi söyledim orucum ve zaten sabah 2 tüp kan aldılar halsizim.
yarın gidip vericem
Allah tüm hastalara şifa versin...
 
benımde babam ole.hatta daha düşük.28 bıne kadar düşüyo ne tromposit hanı verıyolar.bı kaç gun bıras yukselıyo sora gene dusuyo hastanelerde yatıyo yanı.tromposıtı yukseltmek kolay degıl bıras uğrasş ıstıyo.kanser arastırmasından falan gectı bişey cıkmadu hersey normal ınsallah sende olesındır
 

Canım kusura bakma daha yeni gördüm yazdığını.
Ben 10 12 sene kadar önce bu hastalığımı öğrendim.Vücudumda sebepsiz morarmalar (içi kırmızı benek benek),halsizlik çabuk yorulma gibi belirtiler vardı.Burnum kanıyodu bir de.
Doktorz gittim o zaman Erzincanda oturuyduk ilçedeydik beni şehre sevketti.Ertesi gün doktora gidecektk ben gece kalktığımda başımı duvara çarpıp bayılmıştım yüzümü çarptığım yer (sağ taraf komple)mosmor olmuştu.

Ertesi gün gittik ve tahlillerde 3000 çıktı trombosit sayım.Beni Erzuruma Atatürk Ünv Tıp Fak. sevkettiler orda tedavi gördüm tahlilller kemik iliğinden fln kan almalar ve ilaç kullanımı daha sonra.Kortizondan bayaa bi şiştim bu sırada da:)
Daha snra ıstanbulda tedaviye devam ettim.Dalakla ilgili sorun olabilir diye baktılar eğer büyüme olsaydı onu alacaklardı.Böyle böyle normal seviyeye çıktı.Arada düşüyo 50 60binlere çok nadir ama.Kronikleşti mi diye 2 sene kdr önce kontrole gittim dalak fln da normal çıktı.Bugunlerde yine halsizim bişey var mı bilmiyorum.Varsa yazarım.
Özellikle öğrenmek istediğin bişey varsa sorabilirsin.Uzmanlaştım artık::)

Bu arada hastalığım tam olarak Akut ıdiopatik Trombositopenik Purpura
 

Geçmiş olsun canım .Nasıl oldun ne dediler???
 
Merhaba;

bu tronbosit problemini bende yaşıyorum ancak benim tronbositlerim normal değerlerin üzerinde çıkıyor. son değer 950 mesela. birkaç aydır hematolojiye gidiyorum ancak tam bir sonuvca ulaşamadık. sadece ilaç verip gönderiyorlar ve her ay düzenli kan tahlili yaptırmam istendi. eğer yaşım yüksek olsaydı bu durum tehlike yaratabilirmiş ancak genç olmamdan dolayı ve herekli biri olmamdan dolyı henüz bir problem teşkil etmezmiş. bol bol da sıvı tüketmek gerekiyormuş.

Eczacıyım ve gün içerisinde elimden birçok ilaç geçiyor, birçok hastayla dertleşiyorsunuz ancak insan bir hastalıkla boğuştuğu zaman herşey bammaşka oluyor. Eğer aranızda tronbosit yüksekliği yaşayan varsa nasıl bir tadavi gördüğünü benimle paylaşırsa çok sevinirim...
 
ben de trombosit hastasıyım.ancak bundan ortalama 10 sene once splektenomi oldum.amelıyat olasıya kadar 2 sene bu hastalıkla yaşadım.ben sırtımda ağrı ile dr. başvurmustum.nefes alırken sırtımdan batar gırıyordu ve nefes almamı engellıyordu.yapılan tetkıkler neticesınde trombosit degerım 20 ye düşmüş (ort normal deger yetişkınlerde 150-400 bin arası) benı eve salmadılar ve ambulansla bır baska hastahaneye yolladılar.kortizon kontrol 2 sene gecti...
daha sonra splektonomı olursam % 20 şans verdiler, çünkü dalagımın boyutları buyuk degıldı.ama tromb. yiyor ancak buyumuyormus....
velhasıl ALLAHIMA BINLERCE ŞÜKÜRLER OLSUN şimdi iyiyim.oldugundada fark etmıyordum yokluguda koymadı dalagımın....
 
Çok geçmiş olsun canım ya
 
merhaba arkadaşlar bugün bu hastalığın adını ilk kez duydum trombosit değerim 133 çıktı kullandığım bi antidepresan var doktorum ona bağlı olabilceğini söyledi çok mu düşük bu değer bilgisi olan varsa yardımcı olabilir mi
 
normalini şu an hatırlamıyorum ama annecimin 54 çıkmıştı o yüzden ona trombosit tedavisi uygulanması gerekti. trombosit kanda pıhtılaşma sağlayan hücre demek. trombosit oranı düşük oldugunda kanama halinde durmama ihtimali oluşuyor sanırım ama tabi ciddi kanamalardan bahsediyorum eline diken batması gibi şeyler değil
 

sarımsak ve limon karışımını araştır istersen netten canım çok geçmiş olsun
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…