Tiroid, TSH, Haşimato, Nodül hakkında her şey...

Genel beslenme düzenini yazarsan daha iyi yorum yapabiliriz.

Ben kayınvalidemle yaşıyorum kendime ait bi buzdolabı yerleşimi yapamıyorun maalesef.
Elimden geldiğince bişeyler yapmaya çabalıyorum ama.
Bu sabah 1 rafadan yumurta, tuzsuz süzme peynir, 3 tane çeri domates,3 küçük dilim tam tahıllı ekmek yedim.
Hala işten fırsat bulup öğle yemeği yemedim.
Şekersiz sütlü nescafe içiyorum
 
Ben kayınvalidemle yaşıyorum kendime ait bi buzdolabı yerleşimi yapamıyorun maalesef.
Elimden geldiğince bişeyler yapmaya çabalıyorum ama.
Bu sabah 1 rafadan yumurta, tuzsuz süzme peynir, 3 tane çeri domates,3 küçük dilim tam tahıllı ekmek yedim.
Hala işten fırsat bulup öğle yemeği yemedim.
Şekersiz sütlü nescafe içiyorum
Senin yerinde olsaydım çeri domatesi yemezdim. Domates mevsimi değil. Çeri domates dediğin şeye ben şu mevsimde güvenmiyorum ki yazın bile almam. Genetiğiyle oynanmış olma ihtimali baya yüksek.
Ekmek konusunda sert bir şekilde eleştirmeyeceğim seni ben de son 3 aydır kademeli bırakıp son 4 gündür sıfırlayan biriyim. Ama zamanla ekmeği hayatından çıkarmalısın tam tahıllı bile olsa.
Öğlen yemezsen akşam gömülme durumuna karşı en azından bastıracak bir şeyler yemeye çalış.
 
Sabah 1 yumurta ballı ıhlamur sınırsız dereotu :))
Öğlen 2 kuru erik bir kase yayla çorbası bir kase salata
İkindi yeşil çay
Akşam yoğurtlu havuç salatası köfte ve bir bardak da taze sıkılmış meyve suyu içeceğim
Tatlı krizlerim geliyor arada ama :KK43:(((( arkadaşım herballife protein bar önerdi sağlık bakanlığı onaylı...ama güvenemiyorum..
 
Sabah 1 yumurta ballı ıhlamur sınırsız dereotu :))
Öğlen 2 kuru erik bir kase yayla çorbası bir kase salata
İkindi yeşil çay
Akşam yoğurtlu havuç salatası köfte ve bir bardak da taze sıkılmış meyve suyu içeceğim
Tatlı krizlerim geliyor arada ama :KK43:(((( arkadaşım herballife protein bar önerdi sağlık bakanlığı onaylı...ama güvenemiyorum..

Ohh afiyet olsun canım. Pes etmiyoruz. Gün be gün kendimizi iyi hissediyoruz. Ama sen de Dvit seviyene bir baktır daha iyi olacak. Yalnız meyve suyunu sıkarsan daha çok kalori alıp liflerini bırakıyorsun. Ben hamileyken ilk aylar çok kilo almıştım doktor ne yaptığımı sordu. Ben de havucu falan sıktığımı söyledim. O da 1 bardak havuç suyu için 1 kilo havuç yemiş gibi olduğumu söyleyerek komik duruma düşürdü beni: )

O gün bugün yemeye çalışıyorum meyveleri.

Ama nasıl olsa pek çok şeyden ayrıştırdık ya kendimizi içmenin de zararı olmaz tabi.

Tatlı krizlerin bir süre sonra düzene girer. Ben eve gider gitmez çekmecelere saldırırdım tatlı bir şey için. Şimdi aklıma gelmiyor. İnsülin direnci azalıyor ya zamanla.

Sen de kuru incir falan ye kriz gelince.
 
Cevizi yemekle, gece boyu cevizi suda bekletip yemek arasındaki farkı ilk okuduğumdan beri anlamadım. Kimse bilimsel bir şey dememiş bu konuda. Mesela bilmem ne yağı serbest kalıyor da şu yararı oluyor diye. 3 ay önce 210 olan kolesterolüm 164, 299 olan trigiliseridim 111. Ben akşamları 2 ceviz yiyorum. Yani suya mı koysam ki ben de??
Bunu kollestrolü düşürmek için bir diyetisyen söyledi bana.Yağı suya geçiyor suyunu içince cevizi de yiyorsun zaten. Daha sonra tiroit için iyi geldiğini de sağlıkla ilgili bir kitapta okumuştum.
 
Sabah 1 yumurta ballı ıhlamur sınırsız dereotu :))
Öğlen 2 kuru erik bir kase yayla çorbası bir kase salata
İkindi yeşil çay
Akşam yoğurtlu havuç salatası köfte ve bir bardak da taze sıkılmış meyve suyu içeceğim
Tatlı krizlerim geliyor arada ama :KK43:(((( arkadaşım herballife protein bar önerdi sağlık bakanlığı onaylı...ama güvenemiyorum..
Şeker krizinin önüne geçmek için tarçın kullan. Hem şeker isteğini köreltir hem kan şekerini dengeler. Bir de meyve yerken yanında bir kaç çiğ badem vb. yağlı tohum ya da biraz yoğurt yersen kan şekerin hızlı yükselmez. Açlık ve şeker isteğin sık olmaz. Meyve suyunu taze sıkım bile olsa içmeyin. Şeker bombasına dönüşüyor. Meyveyi yiyin, sebzeyi için diyor uzmanlar. İşlenmiş bir bar almak yerine 1 adet keçi boynuzu kemir. Hem tadı güzel, hem sağlıklı ve kan şekerini çabuk yükseltmez.
 
Son düzenleme:
FONKSİYONEL PERHİZ, TOKSİK GIDALAR

HAYATINDAN ŞEKERİ ÇIKARAN AİLENİN BAŞINA NELER Mİ GELDİ ?
MART 14, 2015 ULTRATEDAVİLER
Bir zamanlar sağlıklıydım ya da en azından öyle olduğumu düşünüyordum. Tabii, bütün bir günü geçirebileceğim yeterli enerjim yoktu, ama Amerika’nın yorgun kitleler için sürekli televizyonda çığırtkanlığını yaptığı reklamları düşününce enerji eksikliğinden muzdarip olan tek kişinin ben olmadığımın farkına vardım.



Ailemden herkesin gelecek soğuk algınlığı ve grip sezonundan ölesiye korktuğunu ve Ocak ayında da misofobi, yani mikrop bulaşmasına karşı aşırı korku geliştireceklerini biliyordum.

En azından, şekerin etkileri hakkında bazı rahatsız edici yeni bilgiler duyana kadar ben de öyle düşünmüştüm. Çoğu uzmana göre, şeker pek çok Amerikalı’nın şişman ve hasta olmasının asıl sebebi. Bu konu hakkında daha çok düşündükçe söylenilenler daha mantıklı gelmeye başladı.

Yedi Amerikalı’dan biri metabolik bir hastalığa sahip. Üç Amerikalı’dan biri obez. Diyabet oranı hızla artıyor ve kardiyovasküler hastalıklar da Amerika’nın bir numaralı katili olarak biliniyor.

Bu teoriye göre, bu hastalıkların hepsi ve dahasının asıl kaynağı bizim beslenme alışkanlıklarımızdaki maddeye yani şekere dayanıyor.

Parlak bir fikir

Ortaya atılan bütün yeni bilgileri topladım ve bunları formüle ettim. İlave şeker içeren gıdaları yemeden bütün bir yılı geçirmenin ailemiz (ben, kocam ve yaşları 6 ve 11 olan iki çocuk) için ne kadar zor olacağını görmek istedim. Sofra şekeri, akçaağaç şurubu, agave veya meyve suyu gibi ilave tatlandırıcı içeren her şeyi kesecektik. Tatlı orijinal ve doğal kaynağına (örneğin, bir parça meyve) bağlı olmadığı takdirde de yenmeyecekti.

Araştırmalarımıza başladığımızda, tortilla, sosis, tavuk suyu, salata sosu, söğüş et, kraker, mayonez, pastırma, ekmek ve hatta bebek maması gibi çok şaşırtıcı gıdalarda şeker bulduk. Neden bu gıdalara bu kadar şeker ekleniyordu? Bu yiyecekleri daha lezzetli hale getirmek, raf ömrünü uzatmak ve paketlenmiş gıda üretimini daha ucuz hale getirebilmek içindi bütün bunlar.

Bana deli diyebilirsiniz, ama bir yıl boyunca ilave şekerden kaçınarak büyük bir maceraya atıldım. Ne olacağını merak ediyordum. Nasıl olacağını, ne kadar ilginç şeylerle karşılabileceğimi ve ne kadar zor olacağını bilmek istiyordum. Araştırmama devam ettikten sonra, şekeri hayatımızdan çıkararak hepimizi sağlıklı kılacağıma ikna oldum.

Şeker yememenin beni gerçek ve somut bir şekilde daha iyi hissettirebileceğini beklemiyordum.

Şekersiz geçirilen bir yılın sonunda

Bu, güç algılanan bir şeydi ama fark ediliyordu; ilave şeker olmadan yemek yedikçe, daha iyi ve daha enerjik hissettim. Kocamın doğum gününde yaşadıklarım da bunu bana kanıtladı.

Hiç şeker kullanmadan geçirdiğimiz bir yıl boyunca, bir aile olarak kurallarımızdan biri her ay gerçek şeker içeren bir tatlı yiyebilmekti. Doğum gününde tatlıyı kendin seçmek zorundaydın.

Zamanla, Eylül ayına kadar damak tadımızın yavaş yavaş değişmeye başladığını ve aylık tatlı kaçamağımızdan da daha az zevk almaya başladığımızı fark ettim.

Kocamın doğum günü kutlaması için istediği çok katlı muz kremalı pastayı yediğimde bir şeyler olduğunu anladım. Hem yediğim pasta diliminden zevk almadım hem de bir dilimi bile bitiremedim. Yeni damak tadıma bu muz kremalı pasta hastalıklı bir şekilde tatlı geldi ve dişlerimi ağrıttı. Başım ağrımaya ve kalbim küt küt atmaya başladı; kendimi berbat hissettim.

Toparlanmaya başlamadan önce başımı yasladığım kanepede bir saat uzandım. “Tanrım,” diye düşündüm, “şeker beni kötü hissettiriyor, çünkü daha önce fark etmediğim hemen hemen her şeyin içinde şeker varmış.”

Şekersiz bir yıl sonunda bu bir yılın hesabını yaptım, çocuklarımın okula hasta oldukları için gidemedikleri gün sayısıyla şeker kullanmadığımız dönemdeki devamsızlıklarını karşılaştırdım. Fark dramatikti. Büyük kızım, Greta’nın geçen seneki 15 günlük devamsızlığı bu sene iki güne düşmüştü.

Bedenim şekersiz geçirilen bir yıl için bana teşekkür ediyor gibiydi. Artık enerji konusunda hiçbir endişem yok. Grip sezonu geldiğinde büyük bir korkuyla çocuklarımla yatağın altına saklanmıyorum.

Böyle bir şeyin üstesinden geldiğimize göre vücutlarımızın da gelecek herhangi bir tehlike için donatılmış olduğunu düşünüyorum. Artık ailecek daha az hasta oluyoruz ve daha çabuk iyileşiyoruz. Bu bir yılın sonunda artık daha sağlıklı ve daha güçlüyüz.

Eve O. Schaub’un yazısı,
Berfun Çağinli Türkçeleştirmiştir.

ALINTI: ultratedaviler
 
Ohh afiyet olsun canım. Pes etmiyoruz. Gün be gün kendimizi iyi hissediyoruz. Ama sen de Dvit seviyene bir baktır daha iyi olacak. Yalnız meyve suyunu sıkarsan daha çok kalori alıp liflerini bırakıyorsun. Ben hamileyken ilk aylar çok kilo almıştım doktor ne yaptığımı sordu. Ben de havucu falan sıktığımı söyledim. O da 1 bardak havuç suyu için 1 kilo havuç yemiş gibi olduğumu söyleyerek komik duruma düşürdü beni: )

O gün bugün yemeye çalışıyorum meyveleri.

Ama nasıl olsa pek çok şeyden ayrıştırdık ya kendimizi içmenin de zararı olmaz tabi.

Tatlı krizlerin bir süre sonra düzene girer. Ben eve gider gitmez çekmecelere saldırırdım tatlı bir şey için. Şimdi aklıma gelmiyor. İnsülin direnci azalıyor ya zamanla.

Sen de kuru incir falan ye kriz gelince.
Hepimize afiyet olsun canımm şimdi bak moralim bozuldu meyve suyu olayına hakikaten doktor haklı :KK31:işte zencefili bende yiyemiyorum ısırarak katı meyve sıkacağında sıkıyorum..
 
HR
FONKSİYONEL PERHİZ, TOKSİK GIDALAR

HAYATINDAN ŞEKERİ ÇIKARAN AİLENİN BAŞINA NELER Mİ GELDİ ?
MART 14, 2015 ULTRATEDAVİLER
Bir zamanlar sağlıklıydım ya da en azından öyle olduğumu düşünüyordum. Tabii, bütün bir günü geçirebileceğim yeterli enerjim yoktu, ama Amerika’nın yorgun kitleler için sürekli televizyonda çığırtkanlığını yaptığı reklamları düşününce enerji eksikliğinden muzdarip olan tek kişinin ben olmadığımın farkına vardım.



Ailemden herkesin gelecek soğuk algınlığı ve grip sezonundan ölesiye korktuğunu ve Ocak ayında da misofobi, yani mikrop bulaşmasına karşı aşırı korku geliştireceklerini biliyordum.

En azından, şekerin etkileri hakkında bazı rahatsız edici yeni bilgiler duyana kadar ben de öyle düşünmüştüm. Çoğu uzmana göre, şeker pek çok Amerikalı’nın şişman ve hasta olmasının asıl sebebi. Bu konu hakkında daha çok düşündükçe söylenilenler daha mantıklı gelmeye başladı.

Yedi Amerikalı’dan biri metabolik bir hastalığa sahip. Üç Amerikalı’dan biri obez. Diyabet oranı hızla artıyor ve kardiyovasküler hastalıklar da Amerika’nın bir numaralı katili olarak biliniyor.

Bu teoriye göre, bu hastalıkların hepsi ve dahasının asıl kaynağı bizim beslenme alışkanlıklarımızdaki maddeye yani şekere dayanıyor.

Parlak bir fikir

Ortaya atılan bütün yeni bilgileri topladım ve bunları formüle ettim. İlave şeker içeren gıdaları yemeden bütün bir yılı geçirmenin ailemiz (ben, kocam ve yaşları 6 ve 11 olan iki çocuk) için ne kadar zor olacağını görmek istedim. Sofra şekeri, akçaağaç şurubu, agave veya meyve suyu gibi ilave tatlandırıcı içeren her şeyi kesecektik. Tatlı orijinal ve doğal kaynağına (örneğin, bir parça meyve) bağlı olmadığı takdirde de yenmeyecekti.

Araştırmalarımıza başladığımızda, tortilla, sosis, tavuk suyu, salata sosu, söğüş et, kraker, mayonez, pastırma, ekmek ve hatta bebek maması gibi çok şaşırtıcı gıdalarda şeker bulduk. Neden bu gıdalara bu kadar şeker ekleniyordu? Bu yiyecekleri daha lezzetli hale getirmek, raf ömrünü uzatmak ve paketlenmiş gıda üretimini daha ucuz hale getirebilmek içindi bütün bunlar.

Bana deli diyebilirsiniz, ama bir yıl boyunca ilave şekerden kaçınarak büyük bir maceraya atıldım. Ne olacağını merak ediyordum. Nasıl olacağını, ne kadar ilginç şeylerle karşılabileceğimi ve ne kadar zor olacağını bilmek istiyordum. Araştırmama devam ettikten sonra, şekeri hayatımızdan çıkararak hepimizi sağlıklı kılacağıma ikna oldum.

Şeker yememenin beni gerçek ve somut bir şekilde daha iyi hissettirebileceğini beklemiyordum.

Şekersiz geçirilen bir yılın sonunda

Bu, güç algılanan bir şeydi ama fark ediliyordu; ilave şeker olmadan yemek yedikçe, daha iyi ve daha enerjik hissettim. Kocamın doğum gününde yaşadıklarım da bunu bana kanıtladı.

Hiç şeker kullanmadan geçirdiğimiz bir yıl boyunca, bir aile olarak kurallarımızdan biri her ay gerçek şeker içeren bir tatlı yiyebilmekti. Doğum gününde tatlıyı kendin seçmek zorundaydın.

Zamanla, Eylül ayına kadar damak tadımızın yavaş yavaş değişmeye başladığını ve aylık tatlı kaçamağımızdan da daha az zevk almaya başladığımızı fark ettim.

Kocamın doğum günü kutlaması için istediği çok katlı muz kremalı pastayı yediğimde bir şeyler olduğunu anladım. Hem yediğim pasta diliminden zevk almadım hem de bir dilimi bile bitiremedim. Yeni damak tadıma bu muz kremalı pasta hastalıklı bir şekilde tatlı geldi ve dişlerimi ağrıttı. Başım ağrımaya ve kalbim küt küt atmaya başladı; kendimi berbat hissettim.

Toparlanmaya başlamadan önce başımı yasladığım kanepede bir saat uzandım. “Tanrım,” diye düşündüm, “şeker beni kötü hissettiriyor, çünkü daha önce fark etmediğim hemen hemen her şeyin içinde şeker varmış.”

Şekersiz bir yıl sonunda bu bir yılın hesabını yaptım, çocuklarımın okula hasta oldukları için gidemedikleri gün sayısıyla şeker kullanmadığımız dönemdeki devamsızlıklarını karşılaştırdım. Fark dramatikti. Büyük kızım, Greta’nın geçen seneki 15 günlük devamsızlığı bu sene iki güne düşmüştü.

Bedenim şekersiz geçirilen bir yıl için bana teşekkür ediyor gibiydi. Artık enerji konusunda hiçbir endişem yok. Grip sezonu geldiğinde büyük bir korkuyla çocuklarımla yatağın altına saklanmıyorum.

Böyle bir şeyin üstesinden geldiğimize göre vücutlarımızın da gelecek herhangi bir tehlike için donatılmış olduğunu düşünüyorum. Artık ailecek daha az hasta oluyoruz ve daha çabuk iyileşiyoruz. Bu bir yılın sonunda artık daha sağlıklı ve daha güçlüyüz.

Eve O. Schaub’un yazısı,
Berfun Çağinli Türkçeleştirmiştir.

ALINTI: ultratedaviler

Harika bir paylaşım gaza getiriyor beni teşekkürler :)
 
Hepimize afiyet olsun canımm şimdi bak moralim bozuldu meyve suyu olayına hakikaten doktor haklı :KK31:işte zencefili bende yiyemiyorum ısırarak katı meyve sıkacağında sıkıyorum..
Merve katı meyve sıkacagının mekanızmasını dusununce atman hazneden suyunun cıkması ıcın normal kullandıgından daha fazla atman lazım.bır de onub temızlıgı var kucuk parca ıcın lıflerı makınaya gırer ugras dur.rendenın ınce kısmını kullan kasıkla bastır suyunu cıkar.artık posasını ne yaparsan.ben atmaya kıyamıyorum saklamıyorum da suyla yutuyorum.
 
FONKSİYONEL PERHİZ, TOKSİK GIDALAR

HAYATINDAN ŞEKERİ ÇIKARAN AİLENİN BAŞINA NELER Mİ GELDİ ?
MART 14, 2015 ULTRATEDAVİLER
Bir zamanlar sağlıklıydım ya da en azından öyle olduğumu düşünüyordum. Tabii, bütün bir günü geçirebileceğim yeterli enerjim yoktu, ama Amerika’nın yorgun kitleler için sürekli televizyonda çığırtkanlığını yaptığı reklamları düşününce enerji eksikliğinden muzdarip olan tek kişinin ben olmadığımın farkına vardım.



Ailemden herkesin gelecek soğuk algınlığı ve grip sezonundan ölesiye korktuğunu ve Ocak ayında da misofobi, yani mikrop bulaşmasına karşı aşırı korku geliştireceklerini biliyordum.

En azından, şekerin etkileri hakkında bazı rahatsız edici yeni bilgiler duyana kadar ben de öyle düşünmüştüm. Çoğu uzmana göre, şeker pek çok Amerikalı’nın şişman ve hasta olmasının asıl sebebi. Bu konu hakkında daha çok düşündükçe söylenilenler daha mantıklı gelmeye başladı.

Yedi Amerikalı’dan biri metabolik bir hastalığa sahip. Üç Amerikalı’dan biri obez. Diyabet oranı hızla artıyor ve kardiyovasküler hastalıklar da Amerika’nın bir numaralı katili olarak biliniyor.

Bu teoriye göre, bu hastalıkların hepsi ve dahasının asıl kaynağı bizim beslenme alışkanlıklarımızdaki maddeye yani şekere dayanıyor.

Parlak bir fikir

Ortaya atılan bütün yeni bilgileri topladım ve bunları formüle ettim. İlave şeker içeren gıdaları yemeden bütün bir yılı geçirmenin ailemiz (ben, kocam ve yaşları 6 ve 11 olan iki çocuk) için ne kadar zor olacağını görmek istedim. Sofra şekeri, akçaağaç şurubu, agave veya meyve suyu gibi ilave tatlandırıcı içeren her şeyi kesecektik. Tatlı orijinal ve doğal kaynağına (örneğin, bir parça meyve) bağlı olmadığı takdirde de yenmeyecekti.

Araştırmalarımıza başladığımızda, tortilla, sosis, tavuk suyu, salata sosu, söğüş et, kraker, mayonez, pastırma, ekmek ve hatta bebek maması gibi çok şaşırtıcı gıdalarda şeker bulduk. Neden bu gıdalara bu kadar şeker ekleniyordu? Bu yiyecekleri daha lezzetli hale getirmek, raf ömrünü uzatmak ve paketlenmiş gıda üretimini daha ucuz hale getirebilmek içindi bütün bunlar.

Bana deli diyebilirsiniz, ama bir yıl boyunca ilave şekerden kaçınarak büyük bir maceraya atıldım. Ne olacağını merak ediyordum. Nasıl olacağını, ne kadar ilginç şeylerle karşılabileceğimi ve ne kadar zor olacağını bilmek istiyordum. Araştırmama devam ettikten sonra, şekeri hayatımızdan çıkararak hepimizi sağlıklı kılacağıma ikna oldum.

Şeker yememenin beni gerçek ve somut bir şekilde daha iyi hissettirebileceğini beklemiyordum.

Şekersiz geçirilen bir yılın sonunda

Bu, güç algılanan bir şeydi ama fark ediliyordu; ilave şeker olmadan yemek yedikçe, daha iyi ve daha enerjik hissettim. Kocamın doğum gününde yaşadıklarım da bunu bana kanıtladı.

Hiç şeker kullanmadan geçirdiğimiz bir yıl boyunca, bir aile olarak kurallarımızdan biri her ay gerçek şeker içeren bir tatlı yiyebilmekti. Doğum gününde tatlıyı kendin seçmek zorundaydın.

Zamanla, Eylül ayına kadar damak tadımızın yavaş yavaş değişmeye başladığını ve aylık tatlı kaçamağımızdan da daha az zevk almaya başladığımızı fark ettim.

Kocamın doğum günü kutlaması için istediği çok katlı muz kremalı pastayı yediğimde bir şeyler olduğunu anladım. Hem yediğim pasta diliminden zevk almadım hem de bir dilimi bile bitiremedim. Yeni damak tadıma bu muz kremalı pasta hastalıklı bir şekilde tatlı geldi ve dişlerimi ağrıttı. Başım ağrımaya ve kalbim küt küt atmaya başladı; kendimi berbat hissettim.

Toparlanmaya başlamadan önce başımı yasladığım kanepede bir saat uzandım. “Tanrım,” diye düşündüm, “şeker beni kötü hissettiriyor, çünkü daha önce fark etmediğim hemen hemen her şeyin içinde şeker varmış.”

Şekersiz bir yıl sonunda bu bir yılın hesabını yaptım, çocuklarımın okula hasta oldukları için gidemedikleri gün sayısıyla şeker kullanmadığımız dönemdeki devamsızlıklarını karşılaştırdım. Fark dramatikti. Büyük kızım, Greta’nın geçen seneki 15 günlük devamsızlığı bu sene iki güne düşmüştü.

Bedenim şekersiz geçirilen bir yıl için bana teşekkür ediyor gibiydi. Artık enerji konusunda hiçbir endişem yok. Grip sezonu geldiğinde büyük bir korkuyla çocuklarımla yatağın altına saklanmıyorum.

Böyle bir şeyin üstesinden geldiğimize göre vücutlarımızın da gelecek herhangi bir tehlike için donatılmış olduğunu düşünüyorum. Artık ailecek daha az hasta oluyoruz ve daha çabuk iyileşiyoruz. Bu bir yılın sonunda artık daha sağlıklı ve daha güçlüyüz.

Eve O. Schaub’un yazısı,
Berfun Çağinli Türkçeleştirmiştir.

ALINTI: ultratedaviler
Buna benzer bır paylasım da bugun kk da yapıldı.ınsallah bu noktaya gelebılırız.en azından bılınclı anneler olarak cocuklarımın damak tadını sekere alıstırmayalım.benım su asamadakı amacım basıt seyler tuketmek.mesela hazır olan hıc bır sey almayarak ılk etapta sofra sekerı ve turevlerını yememek/ yedırmemek.meyvede bıle seker olmasından dolayı yemeyenler varmıs ama sonucta glıkoz degıl dıye hemen o asamaya gelemıyorum.
Bunu kollestrolü düşürmek için bir diyetisyen söyledi bana.Yağı suya geçiyor suyunu içince cevizi de yiyorsun zaten. Daha sonra tiroit için iyi geldiğini de sağlıkla ilgili bir kitapta okumuştum.
Bu aksamdan tezı yok yapmaya baslıyorum:))
 
Buna benzer bır paylasım da bugun kk da yapıldı.ınsallah bu noktaya gelebılırız.en azından bılınclı anneler olarak cocuklarımın damak tadını sekere alıstırmayalım.benım su asamadakı amacım basıt seyler tuketmek.mesela hazır olan hıc bır sey almayarak ılk etapta sofra sekerı ve turevlerını yememek/ yedırmemek.meyvede bıle seker olmasından dolayı yemeyenler varmıs ama sonucta glıkoz degıl dıye hemen o asamaya gelemıyorum.

Bu aksamdan tezı yok yapmaya baslıyorum:))
Yap tabii bu arada kapağını kapat bardağın, cevizin yağları uçmasın.
 
Yap tabii bu arada kapağını kapat bardağın, cevizin yağları uçmasın.

Dün akşam ilk ceviz suyumu yaptım. Hatta eşim “be ne yine yaa?” dedi. : )

Yine de karşı koymayacağını bildiği için ve bana güvendiği için uzun sürmedi direnmesi. Yani o da içecek, alternatifi yok: )

Her bardak için 2 ceviz kırdık ve iç organlarıyla birlikte klorsuz 1 bardak suya attık. Üstünü çay tabağı ile kapattım. Sabah uyandığımda öyle bir manzara kesinlikle beklemiyordum. Su resmen kahverengi olmuş. Önce suyunu içtik, sonra cevizleri yedik. Cevizler o şekliyle bana taze ceviz tadı verdi. Son derece memnun kaldım. İnşallah kan sonuçlarımızda da bu memnuniyeti yaşarız.
 
Bu arada arkadaşlar sağlıklı yaşam ve beslenme adına bolca paylaşım yaptığım bir konum var. Orada ki bilgileri de okuyun derim.

http://www.kadinlarkulubu.com/forum...eyve-ve-sebzeler.644693/page-30#post-44995789

Bugün yazdıklarından tereyağı ile bir şey okudum. Biz halk olarak çok severiz kızarmış ekmeğin üzerine ya da ballı olarak. En azından çocukluğumuzdan kalma masum bir tat niyetine tadını sevmeyen yoktur. Ancak son yıllarda üretim sektörü de ucuzladıkça tereyağının tadı margarine döndü. Bu bir gerçek. Ben de 2-3 aydır falan tereyağını çıkardım evden. Ama olsa da doğalını yesek diye düşünürüz ya hep nasıl yapılıyor diye bir araştırdım da süt ya da yoğurt kaymağından toplanarak oluyormuş doğalı. Hal böyle olunca market tereyağını geçtim zaten de civar köylerde falan da bu işe şike karıştırmayacak ancak akraba gibi birinden alınmalı belki. Aksi halde bundan sonra ağzıma tereyağı sokmam artık.
 
Ben gidip 2 hafta da bir 90 km falan demiyorum Kızılcahamam'dan tanıdığım bildiğim bir teyzecik ten alıyorum tereyağımı...kesinlikle market tereyağlarına güvenmiyorum...bir de sade yağ var kolesterolü alınmış tereyağ biraz kokulu ama kolestrol hastalarına tavsiye ediliyor tereyağ kızdırılıyor üzerine köpük çıkıyor hani o köpük işte kolesterol onu topluyorlar tekrar dondurup yağ yapıyorlar o da sade yağ oluyor...bu topik gerçekten süper ceviz suyu öyle alışkanlık yapacak ki yapamadığınız gece vicdan azabı çekiyorsunuz 1 gece hastanede kaldım geçen hafta elimden dolayı içemedim diye ne üzüldüm... Sabah kahvaltım 1 dilim lor sınırsız dereotu 1 yumurta 1 bardak yeşil çay ve 5-6 fındık...
 
Ben gidip 2 hafta da bir 90 km falan demiyorum Kızılcahamam'dan tanıdığım bildiğim bir teyzecik ten alıyorum tereyağımı...kesinlikle market tereyağlarına güvenmiyorum...bir de sade yağ var kolesterolü alınmış tereyağ biraz kokulu ama kolestrol hastalarına tavsiye ediliyor tereyağ kızdırılıyor üzerine köpük çıkıyor hani o köpük işte kolesterol onu topluyorlar tekrar dondurup yağ yapıyorlar o da sade yağ oluyor...bu topik gerçekten süper ceviz suyu öyle alışkanlık yapacak ki yapamadığınız gece vicdan azabı çekiyorsunuz 1 gece hastanede kaldım geçen hafta elimden dolayı içemedim diye ne üzüldüm... Sabah kahvaltım 1 dilim lor sınırsız dereotu 1 yumurta 1 bardak yeşil çay ve 5-6 fındık...

Tanıdığın biriyse olabilir tabi ama benim öyle bir tanıdığım olmadığı için şimdilik yememeyi daha garanti sayıyorum.

Gayet iyi gidiyorsun. Her şey bizim için.

Benim de yediklerim şöyle:

Uyanır uyanmaz cevizli suyumu içtim ve zencefil yedim 20 dk arayla.

Sabah: 1 orta boy armut bir Türk Kahvesi zamanla bırakacağım bunu da..

Arada bitki çayları ve 1 küçük boy orta havuç.

Öğlen avuç içi kadar peynir, 15-20 tane zeytin ve sınırsız dereotu, maydanoz, şekersiz çay. Fabrikanın yemeklerinden daha sağlıklı. Canan Karatay bile kendi çalıştığı hastanenin yemeklerini yemiyormuş.
 
X