Tek parti döneminin zulmü, mağarada gün yüzüne çıktı!



yakında geleceğimiz durum

konuşurken cehape zihniyeti diyor, tek partili dönem diyor, arada yedirtmeyiz, iyi biliriz falan da diyor, konuşmanın toplamı bu

günümüzle pek alakası yok herhalde, plak tek partili dönemde takılı kalmış
 
Son düzenleme:

pardonda benim yazdığım yorumun sizin mesajınıza cevap niteliğinde olduğuna eminmisiniz ? mesajınızı alıntılayıp şahsınıza bişeymi demişim...demekki adımın rabia olması gerekmiyormuş.muhabbetinizle ilgilenmiyorum,sadece rabia ile aranızda geçen dialog üzerinden bu topikte gördüğüm genel durumu yazdım.ee genele açık bir forumda bunu yazmamda bi sakınca yok diye düşünüyorum.

kadesa arkadasim iyi niyetiyle sordu o soruyu

kendisini az cok tanirim saygi duydugum bir arkadastir

yalnızca sizinde farkedip yazdıklarınızı bende görüyorum demek istedim,yoksa kimsenin niyetini sorgulamıyorum...keşke mesajınızı alıntılamadan yazsaymışım,kusura bakmayın.sevgiler...
 
MİLLİ MÜCADELEYE KARŞI ÇIKMIŞ ZAT

Belgelere dayalı gerçek şudur: İsikilipli'nin Şapka Risalesi'inden yargılandığı mahkeme Giresun İstiklal Mahkemesi'dir ve bu yargılamanın tarihi 16-18 Aralık 1925'tir. İskilipli, bu yargılama sonunda, Şapka Risalesi'nin, geçmiş bir tarihte yazıldığı ve binaenaleyh buna dayanılarak yeni kanun muvacehesinde suçlama yapılamayacağı gerekçesiyle beraat ettirilmiş ve mahkeme heyetiyle aynı gemide İstanbul'a dönmüştür. Ne var ki, hayatı bir yığın kanunsuzluk içinde, özellikle Millî Mücadele'ye karşı çıkışla geçmiş bu zât, başka suçları tespit edildiğinden yeniden derdest edilip bu kez, Ankara İstiklal Mahkemesi'ne sevk edilmiştir. Burada yargılanması 1926 yılı Ocak ayında başlamış ve Şubat ayı başlarında suçu sabit görülerek Ceza Kanunu'nun 55. maddesine uygun şekilde mahkûm edilmiştir.

İdam hükmü, 'Türkiye Cumhuriyeti'nin Teşkilat-i Esasiye Kanunu'nu tamamen veya kısmen tağyir gerekçesiyle verilmiştir. İskilipli, aynı suçtan hüküm giyen Babaeski müftüsü Ali Rıza Efendi ile birlikte 4 Şubat günü Ankara'da Meclis binası yakınlarındaki Karaoğlan Çarşısı'nda asılmıştır.

............

BUNLAR HANGİ DİNİN ADAMLARI?

Aynı kararla aynı gün idam edilen Babaeski Müftüsü Ali Rıza ile Âtıf Hoca'nın Millî Mücadele'de batı Anadolu'yu işgal etmiş olan Yunan ordusuna direnilmemesi için faaliyet gösterdikleri mahkemece belgelenmiştir. Müftü Ali Rıza'nın, Yunan işgaline karşı çıkanları şikâyet ederek cezalandırdığı da belgelenmiştir. Bu müftü, Millî Mücadele devam ederken vatana ihanet suçundan on yıl ceza yemiş, fakat genel aftan yararlanarak kurtulmuştu. Hoca Âtıf ise başında bulunduğu Teâlî-i İslam Cemiyeti'nin (ada bakın!) imkânlarını kulla-narak İngiliz ve Yunan işgallerine karşı çıkılmaması için çalışmış, bu yolda hazırlattığı beyan-nameleri Türk köylerine dağıtmıştır. Mahkeme bunların tümünü belgelemiş ve hükmünü buna göre vermiştir.


yine meraklısına buyurun yazının gazete vatandaki linki


Atf Hoca neden asld? | GAZETE VATAN

neye isterseniz inanın ama tek olan tarihin bu yüzü de var bilin....
 
bu arada arştırmalarına bir türlü kaynak göstermeyen arkadaşların engin bilgilerini edinmek istiyorsanız

Kadir Çandarlıoğlu'nun "Belgelerle Gerçek Tarih" adlı zırvasını (benim için zırvalıktan başka bişey değildir) okuyun...

internetten çok kolay indirebilirsiniz ....bulamazsanız arzu edene pdf formatında gönderebilirim
 
Son düzenleme:

Ezan arapça okunuyor ne anlıyorsunuz,sadece kulağımı tırmalayan bir ses..yolda yürürken üzerinde arapça yazan bir kağıdı öptükten sonra alnına koyup yerden kaldıran bi milleti ne yapsak aydınlatamayız..bu yüzyılda hala bu zihniyet varsa aydınlanmaz zaten..

O tırmalayan ses değil ancak nasibi olan ondaki güzelliği içinde hisseder dilerim sizede nasip olur.Yere düşen bir harfi olsa öper kaldrrdım o Allahın kelamı üzüldüm adınza ve inanın yorumunuz çok gerdi
 
tüm objektifliğimle bir soru;

neden açılan konular sadece cumhuriyet döneminde yapıldığı söylenen yanlışlarla ilgili acep???

cumhuriyet döneminde mi yapıldı tüm yanlışlar???

yoksa cumhuriyet çok yanlış bişey mi???
 

Cabandan ve sabrindan ötürü seni kutluyorum. Paylasimlarin icin cok tesekkürler.
 
Hani bir zamanlar o okunmasi, bulundurulmasi yasak olan Kur´an varya!
Iste onu hakkiyla okuyup anlayan ve icine sindiren hak oldugunu tüm zerrrelerinde hisseden, ona inanan insanlar, cok iyi bilirlerki bazen en iyisi bazi insanlar icin dua etmektir.
Hayirlari icin, iyilikleri icin.

Takamül cok önemlidir, bir insan tekamüle ulastimi, alcakgönüllü ama dik duruslu, sabirli ve vakur, dogruya karsi boynu kildan ince, yanlisa karsi sözü agir bir sille, mazluma karsi hep sevkatli, zalime karsi hep azametli, ama en önemliside adaletli olur.

Kur´an ise insani en güzel ve en saglam tekamüle ulastirir. Tabiki ona inananlar icin.
Tarih tektir.
Insan istedigine inanabilir ama bu gercek tarihi degistirmez.
Tarihi arastirmak, dogrusu ile yanlisi ile TARIHI BILMEK cok önemlidir.
Zira insanlar yarinlarini tarihten ders alarak kurar.
Nasil ki Osmanlinin özelikle son dönemlerinde yanlisliklar her tarafi sarmisti ve cökmesine neden olduysa, Cumhuriyetin ilk yallarindada, bir padisahin kulu durumundayken, birden devletin önemli mevkilerinde söz sahibi olan insanlar bircok hata yapmistir.

Bizim görevimiz tüm gecmisimizi ögrenmek, dogrulari takdir edip yanlislardan ders almaktir!

Gecmisimizde yapilan hatalari elestirmek demek, Atatürk ü elestirmek degildir.
Birtek Atatürk yoktu o dönemde! Her kim hata, zulüm, haksizlik yapmis ise elestiri onadir!
 
Cabandan ve sabrindan ötürü seni kutluyorum. Paylasimlarin icin cok tesekkürler.

lütfen bahsettiğim kitabı oku...en azından hangi konuda nasıl bir alıntı ya da belge ile karşılaşacağını bilirsin...

ve ayrıca kitapta alıntı yapıldığında kaynak gösterilmesi özellikle istenmiş...
 
Son düzenleme:

Acaba Arabistan'da yasayan halk helikopterden filan reklam brosurleri atilirsa ne yapar? diye dusundum bu dedikleriniz uzerine... Acaba onlar da "Allahin kelami bunlar" deyip yol boyunca toplayarak operek kenara mi kaldiriyorlardir?
 
insan bazen ne söylemesi gerektiğini bilemediğinde ağırbaşlı, vakur bir edayla "sana şimdi bişey söylerdim ama ...." gibi bir cümle kurup işin içinen sıyrılırlar ...ya da oynamak istemediğinde "yerim dar"

bu da çok komik, polemiğin smokin giymiş hali....o yüzden bu konuda kimseye birşey anlatmaya çalışmadan, uzuuun uzun konuşmaya bişeyler bulmaya devam edeceğim...kim ne demiş ne iddia etmiş belgeler bilgiler...bulduğum hiçbirşeyi atlamayacağım zira ben bilmiyor, öğreniyorum...
 
Son düzenleme:
Acaba Arabistan'da yasayan halk helikopterden filan reklam brosurleri atilirsa ne yapar? diye dusundum bu dedikleriniz uzerine... Acaba onlar da "Allahin kelami bunlar" deyip yol boyunca toplayarak operek kenara mi kaldiriyorlardir?

çok hoş....

Belki alışkanlık, belki gerçekten duyduğumda kendimi iyi hissediyorum ama Türkçe Ezanı ben de yadırgarım...

ve şu arapçayı kutsallaştırmak..............................Allah kelamı hangi fani diliyle söylenirse söylensin aynı değerdedir...Aksi evrenselliğini inkar etmektir....
 

Zevkle takip ediyorum seni jean
 

Aynen oyle. Benim de Turkce ezan kulagima hos gelmiyor, Arapca olarak ilahi gibi soylendiginde daha guzel. Herhalde halkin cogunlugu da begenmemis bizim gibi ki uygulama degistirilmis, kimse de bundan bunca yil rahatsiz olmamis.. Ama Arapcaya gelince, o bir dil, bir cok ulkede adamlar o dili heryerde kullaniyor, dua ederken de, kufrederken de.. Is dilekcesini de o harflerle yaziyor adamlar, ask mektuplarini da.. Arapca konusulan ulkelerde Arap harfleri kutsal diye tuvaletin kapisina tarifeyi latin harfleri ile yazmiyorlar herhalde, bunu birilerinin artik kabul etmesi lazim. (Yani tarife yere dusse bunu da opup kenara kaldiracaklar bu gidisle..) Kutsal olsa once Araplar bilir, gunluk islerinde baska dil kullanirlardi.
 
yazıkkı kımsye ozgurluk yok herkes kendını haklı sanıyor kendı dogrularını dayatıyor

Aslinda ben herkesin kendini hakli zannetmesinden cok, gercekleri gördügü halde isine gelmeyen noktada insanlarin inkar yolunu sectigini düsünüyorum.
O yüzden bir seyi yüz kerede anlatsanniz dönüp size ayni soruyu sorabiliyorlar.
Mesela ben bir insana birseyi anlatirim, sorunca tekrar anlatirim, sorunca son birkez daha anlatirim ama ayni insana ayni konuyu en fazla 3 kez anlatirim.

Zira karsida ki hala anlamamis ayagina yatiyorsa, bu anlamadigindan degil isine gelmedigindendir.
Bu noktadan sonra muhattab almam.
Muhattab alinmayinca kiziyorlar:)
Ama söyle düsünüyorum, bir seyi bir insana dönüp dolasip sürekli anlatmak ya karsidakini anlayisi KIT yerine koymaktir, yada kisinin cok bos zamani konusacak az kelami vardir.
Benim cok bos zzamanim yok, kelamimda cok:) eee karsidakini anlayisi KIT gibi görmekte mizacima ters en iyisi muhattam almamak degil mi?:))

Gecmiste yapilan hatalari eminim herkes az cok biliyordur.
O hatalari yok saymak, var oldugu gercegini yok etmez:)
Neyse su sözlerimi tekrar edeyim belki üzerinde düsünülür:)
Takamül cok önemlidir, bir insan tekamüle ulastimi, alcakgönüllü ama dik duruslu, sabirli ve vakur, dogruya karsi boynu kildan ince, yanlisa karsi sözü agir bir sille, mazluma karsi hep sevkatli, zalime karsi hep azametli, ama en önemliside adaletli olur.

Kur´an ise insani en güzel ve en saglam tekamüle ulastirir. Tabiki ona inananlar icin.
 
Son düzenleme:
Sizler uyarılmaktan sıkılmadınız mı?
Konu yine gelmiş dayanmış Atatürk ve dine.
Şu topikte birşeyler savunacağım derken neler neler yazmışsınız öyle.
Bir taraf dini yasakladı deyip Atatürk'e etmediği lafı bırakmazken, diğer taraf Arapça ezana demediğini bırakmamış.

Hiç kendinize özeleştiri yaptığınız oluyor mu? Savunuyorum ama savunurken sarfettiğim laflar hiç adil değildi, gereksizdi diye.

M.Kemal Atatürk dini yasaklamamış, yasaklamış olsaydı meclis önünde duayla yapılan açılışta avuçlarını açar dua eder miydi?
Kurtuluş savaşı için asker olan onca vatan evladı namaz kılarken onlara namazı yasaklamaz mıydı? Başı kapalı eşi, namaz baş örtülü annesine itirazı olmaz mıydı?

Yaşananlarla anlatılanlar farklı diyorsunuzda yaşananları bizler ne kadar biliyoruz? Gerçekleri bildiğinize emin misiniz cidden? O zamanlarda yaşamadığımız için hiçbirimiz yeterince emin olamayız bence.


Hiç düşündünüz mü Atatürk'ün ilk adı niye Mustafa?
Ne kadar dile doladınız Atatürk'ü, bırakın da kabrinde rahat uyusun, ey kadınlar hadi yaptığı hiçbirşeyden hoşnut değilsiniz de özel hayatı, neye inandığı inanmadığı bizi ilgilendirmezken bile öyle yapıyordu, böyle yapıyordu diyorsunuz, vatan için insanlara umut olup, onlara yol göstermesi, savaşmak, tekrar ayağa kalkmak için bir millete lider olması bile saygı duymak için yeterli değil mi?

Gelelim din konusuna.

Şu gün bile kaç kişi Kuran'ı okumuştur, ya da okumuştur ama anlayarak okumuştur?
Kuran Arapça'dır çünkü indirildiği yer Arap yarımadasıdır, ve bir ayette der ki bu kitabı size anlayasanız diye sizin dilinizde indirdim, Kuran'ın özü düşünmek, okumak ve okuduğunu anlamak üzeredir.

Ezan Arapça okunursa kime ne zararı var?
Siz Arapça bilmiyorsanız diliniz olan Türkçe'sini okursunuz, Arapça okuduğunuzu anlayabiliyorsanız Arapça'sını okursunuz, Allah bizlere niye şu dilde okumadın diye mi soracak yoksa dinini neden öğrenmedin diye mi?

Kaçımız Arapça okumayı öğrensek bile anlayarak okuyabiliyoruz?
Arapça yazıyı üstünde ne yazdığını bilmediği için öpüp alnına koyan insanlar saf niyetlidir, onları dile dolamak doğru mudur?
Bilmiyorlar, bize düşen ayıplamak mıdır yoksa onlara Türkçe Kuran okuyup neler yazdığını anlatmak mıdır?

Bu arada, Osmanlı İmparatorluğu'nun dili 1876'dan itibaren Türkçe'dir zaten, yani dilimizi bizden aldı dediğiniz Atatürk doğmadan önce, ki Osmanlı Arapça konuşmuyormuş, 3 dilden etkilenerek oluşturduğu kendi resmi dili varmış, 1876'dan itibarende Türkçe resmi dil olarak kabul edilmiş, Atatürk sokakta konuştuğumuzla yazdığımızı aynı hale getirmiş, dil için birşeyler diyecekseniz 1876 yılına atıf yapın.
İnanmıyorsanız açın Kanuni esasi'yi, 18. maddesini okuyun.

MADDE 18.- Tebaai Osmaniyenin hidematı Devlette istihdam olunmak için devletin lisanı resmisi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır.
https://yenianayasa.tbmm.gov.tr/docs/kanunu_esasi_latin.pdf

Lütfen artık tartışmalarınızda dinden Atatürk'ten bahsederken üslubunuza dikkat ediniz.
 
"Hiç düşündünüz mü Atatürk'ün ilk adı niye Mustafa?
Ne kadar dile doladınız Atatürk'ü, bırakın da kabrinde rahat uyusun, ey kadınlar hadi yaptığı hiçbirşeyden hoşnut değilsiniz de özel hayatı, neye inandığı inanmadığı bizi ilgilendirmezken bile öyle yapıyordu, böyle yapıyordu diyorsunuz, vatan için insanlara umut olup, onlara yol göstermesi, savaşmak, tekrar ayağa kalkmak için bir millete lider olması bile saygı duymak için yeterli değil mi?

Gelelim din konusuna.

Şu gün bile kaç kişi Kuran'ı okumuştur, ya da okumuştur ama anlayarak okumuştur?
Kuran Arapça'dır çünkü indirildiği yer Arap yarımadasıdır, ve bir ayette der ki bu kitabı size anlayasanız diye sizin dilinizde indirdim, Kuran'ın özü düşünmek, okumak ve okuduğunu anlamak üzeredir.

Ezan Arapça okunursa kime ne zararı var?
Siz Arapça bilmiyorsanız diliniz olan Türkçe'sini okursunuz, Arapça okuduğunuzu anlayabiliyorsanız Arapça'sını okursunuz, Allah bizlere niye şu dilde okumadın diye mi soracak yoksa dinini neden öğrenmedin diye mi?"




Mune abla şu satırlardan sonra seni ayakta alkışlamak öpmek falan isterdim :) .diyecek kelime bulamıyorum çoğumuzun aklındakileri ancak bu kadar güzel anlatabilirdi biri.
 
Son düzenleme:

Söylediklerinize harfi harfine katılıyorum

Ezân-ı Muhammedî İslâm'dan önce Arapların bildiği bir usûl ve metin değildir, İslâm'dan sonra bulunup uygulanmıştır, kaynağı da ilâhîdir, nebevîdir ( ilham edilmiş, Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından da benimsenmiştir).

İşte o tarihte bu metinle başlayan ezan onbeş asırdır bütün İslâm aleminde "aynı şekilde, aynı metinle, aynı dilde" okunmuş, dili ve kavmiyeti ne olursa olsun bütün müslümanlar onu duyduklarında ezan olduğunu anlamışlar, gerekli tepkiyi göstermişler, çağrıyı almışlardır. Ezanın dili değiştirilecek olursa onun şiar olma özelliği kaybolur, ümmete ait olmaktan çıkar, sünnete aykırı "ulusal ezan" olur.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…