• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Tecavüz edilip, yakılarak öldürülen Özgecan Aslan için..

Bir gün ilçeden başka bir ile aktarmayla gidecektim tek yolcu bendim binerken plakayı aldım ablama gönderdim. Yolda baktım kimse yok hava karardı yolu net bilmiyorum. Yoldayken de ablamı aradım yalandan dedim nerden alacaksın beni şu palakalı minübüsteyim falan tamam sen orda bekle. ama nasıl korkuyorum dizlerim titriyor. Neyse ki sağsalim vardım evime. Özgecan olayını dün duydum. Kendi yaşadığım zerrenin de zerresiydi. Hatta hiç bir şeydi.
Ne yapalım. bayanlar okumasın mı bayanlar evlere mi tıkılsın. ki eve de tıksılsak evi basan caniler var. öyle yorumlar okudum ki. Nereye gidiyor insanlık. Halen şoktayım.
 
valla çok oldu okuyalı
iki lezbiyen kızdı kız arkadaşlarını eğlenmeye gidiyoruz deyip bir ormana götürüyorlardı ,
kıza ilişki teklif ediyorlardı , kız da iğrenç ben böyle bişey yapamam diyordu
demek aile kızı böyle şeyler yapamaz ha deyip kızla dalga geçiyorlardı
şimdi sen görürsün diyorlar dı , sonra biri eline kamera alıyordu , diğer ikisi kızı soyup vajinasına ağaç dallarını sokmuşlar kaya sokmaya çalışmışlar, meme uçlarını kesmişler , canlı canlı kızı sünnet felan etmişler ve her yaptıklarını kameraya almışlardı , hatta o görüntüler polisler tarafından ihma edilmiş felan ya daha çok tu da yarısınız hatırlamıyorum ..

caniliğin kadını erkeği yok demek ki
 
bide hindistanlı cahit vardı onu hiç unutamıyorum
intikam için 100 tane çocuğu kaçırıp kaynar kazanda yakmış
bir de öldürdüğü çocukların hepsinin resmini çekmiş numaralandırmış polise postalamış !! caniii
 
bı fıkrımde var ama tabıkı benı fakrlı dusundurmek ıstersenız acıgım
ben daha cok doguda oldugunu dusunuyorum
tecavuz vakalarını gerceklestıren kısılılerın oralı oldugunu dusunuyorum cunku amca kızıyakl evlenıyorlar hala ogluna askım bebegım kacıyorlar daha sonra bunlar herseyı kendılerınde hak goruyorlar amca kızıyla evlenıp teyze kızıyla yatıyorlar
bızde kesınlıkle akraba evlılıgı yok bırakın 1. dereceden 7 gobek gerısıne kadar bu tıp seyler bızde yok ne onalr bıze nede bız onalra farklıb ır gozle bakmıyoruz :S
Resmi kayıtlara göre bakarsak tam tersi görünüyor cute.
İçanadolu ve Doğu bölgelerde daha çok ensest vakası görüldüğü ve büyük çoğunluğunun örtbas edildiğini okumuştum.
Genelde korkudan söylemiyor ordaki çocuk ve kadınlar çünkü öldürülme tehlikeleri var.
 
valla çok oldu okuyalı
iki lezbiyen kızdı kız arkadaşlarını eğlenmeye gidiyoruz deyip bir ormana götürüyorlardı ,
kıza ilişki teklif ediyorlardı , kız da iğrenç ben böyle bişey yapamam diyordu
demek aile kızı böyle şeyler yapamaz ha deyip kızla dalga geçiyorlardı
şimdi sen görürsün diyorlar dı , sonra biri eline kamera alıyordu , diğer ikisi kızı soyup vajinasına ağaç dallarını sokmuşlar kaya sokmaya çalışmışlar, meme uçlarını kesmişler , canlı canlı kızı sünnet felan etmişler ve her yaptıklarını kameraya almışlardı , hatta o görüntüler polisler tarafından ihma edilmiş felan ya daha çok tu da yarısınız hatırlamıyorum ..
Aslında şiddetin cinsiyeti yok. Yurtlarda çocuklara işkence yapan, bebeğini açlığa terk eden hemcinslerimizi de gördük.
 
''İDAM'' cani yaratıklar için kurtuluş olur ancak.
Hücreye kapatılsınlar ve kendi pisliklerinde boğuluncaya kadar beslensinler.
 
dün akşam çocukları uyutup eşime bıraktıktN sonra markete çıktım markette çalışan hanım benim yakın arkadaşım onunla ayaküstü sohbet ediyorduk Özgecan' la ilgili konuştuk malum en son ben bu olaydan çok etkilendim seninle böyle sohbet ettikten sonra biraz içim rahatladı çok canım sıkılıyordu terapi gibi geldi dedim vedalaştık ben kasaya doğru yöneldim o sırada içeri giren bir adam bana temas etmeye çalışarak yürüyor tuhaf tuhaf bana bakıyor en son ' terapi derken ? Yogaya mı gidiyorsunuz ondan mı böyle hoş bir kadınsınız ' gibilerinden birşeyler söyledi kızlar o an beynimden kaynar sular döküldü ' ne diyorsun sen ya ' diye bağırdım markettekiler şaşırdı, ama elim ayağım titriyor zaten bu vahşet mahvetmiş neredeyse her erkeğe sapık gözüyle bakmaya başlamışım bir de üstüne bu gevşek herifin söyledikleri çok canımı sıktı, sonra markettekilerden korkup çıktı . Kasadaki kız abla sapsarı oldun falan dedi marketten çıktım eve yürüyene kadar arkama baktım eve girdim sapsarıyım eşime anlattım o sinirle 1 saat ağladım. Belki eskiden olsa bu kadar üzülmezdim 32 yaşında koca kadınım saçım başım ağarmış ben bile böyle bir manyakla muhattap olmak zorunda kalıyorsam bu yaşımda , Allah genç kızlarımızı korusun her türlü sözlü fiziksel tacizden rahatsızlıktan
 
Elleri de mi kesilmis? Yoksadigercinayet degil mi kesik bilek cimayeti? Sanki cinayetler karisti. Ozgecan in elleri kesilmemis benim bildigim
İğrenç detaylar gelmeye devam ediyor. :KK22::KK42:
"Bayandan hala hırıltılı bir ses geliyordu ve yaşıyordu. İki elini de bileklerinden kestim."
 
Çocuklarımızı karete kurslarına gönderelim , en azından kendilerini koruyabilecek , kaçabilecekleri zamanı sağlayacak kadar . Hatta kendimiz de gidelim .
 
ALINTI....

facebook-----
Nihat Sırdar Fanlar ve Canlar Sayfası

Hep konuşuyoruz bu aralar "Cezalar artsın, indirim olmasın, af kapsamı dışına çıkarılsın" diye.
peki şu anda bile yarım yamalak uygulanan ceza sisteminin mahkeme karar verdikten sonraki kısmı nasıl biliyor musunuz?
Ben bilmiyordum.
Cezaevinde görev yapan bir psikolog dinleyicimden öğrendim "içeride" bu pisliklerin bir an önce tahliye edilsin diye devletin sunduğu imkanları.
Okuyun ve en ağır cezayı (ağırlaştırılmış müebbet) alsalar dahi, Özgecan'ın katillerinin cezaevi sürecinin ne olacağını öğrenin...

Mahkumlar cezalarını üçte birlik kısımlar halinde; ilk kısmını kapalıda ikinci kısmını açıkta yattıktan sonra son kısmını da Denetimli Serbestlik müdürlüğüne imzaya giderek ve "vallah düzeldim ben" diyerek geçirirler. Yani misal; ağırlaştırılmış müebbet alırsa bir kişi, bunun 8 yıl 1 ay 10 gününü kapalıda yattıktan sonra açığa gelir, açıkta kurum içi ya da adliye görevinde görevlendirilir, bir o kadar da açıkta ceza tamamladıktan sonra biz mahkumun ıslah olup olmadığına dair bir rapor hazırlarız ve DS'ye çıkışını belirleriz. İşte her şey tam da burada karışıyor. Belirleme noktasında, aslında belirleme gibi bi durum yok, bant işlem gibi, "mal" bizim banda geldiğinde damgalayıp geçiriyoruz!

Diyelim ki kapalıdan bir mahkumu açığa göndermek istemiyorsunuz, mesleğiniz ve işlediği suça karşı vicdanınız yattığı kadarını yeterli bulmuyor ve diyorsunuz ki; işlediği suç ve tekrarı göz önüne alındığı taktirde şahsın suçunun yatar kısmının tamamını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmesi uygun bulunmuştur. Raporunuzu imzalayıp müdüre yolluyorsunuz onay için, beş dakika sonra müdür arıyor, "kurum kapasitesini biliyorsunuz, 10 kişilik koğuşta 23 kişi kalıyor, onaylayın gitsin" direniyorsunuz mobing yiyorsunuz, mesai için 08:05 te kapıda olduğunuz taktirde mesai ihlalden yazılı savunmanız isteniyor. Soruşturma elbet takipsizlik alacak ama siz uğraştığınızla, gerildiğinizle ve üzüldüğünüzle kalıyorsunuz. Bu arada bakanlıktan ya da savcılıktan bildirim geliyor, yasal haktır geçireceksin! Açıkta bu kez çabalamaya başlıyorsun, diyorsun ki adam zorla ırza geçmeden ağırlaştırılmış 7 yıl almış o da duruşmadaki hal ve hareketlerinden 5 yıl 10 aya indirilmiş bunun da 7 ayını yatmış ve adalet diyor ki hadi onu DS'ye yolla yemin billah etsin bi daha yapmicana, sal gitsin. Hayır diyorsun, suç sabit, suç insanlık dışı, suç af götürmez. Hem sen kimsin şahıslara karşı suçları devlet olarak affediyorsun?!?! Devlet ancak ve ancak devletin bütünlüğüne bağlı işlenen suçları yani terör suçlarını affedebilir, şahıslara yönelik suçları affetmek devletin ne haddine, ben affetmiyorum bana karşı yapılan suçu. Ama bu noktada yapabildiğin tek şey hakkında rapor yazıp psikiyatriye sevk edebilmek, psikiyatrist de kendini riske atmamak için korkudan olumsuz rapor yazamıyor, olumlu raporuyla dönen mahkumu en fazla 10-15 gün geciktirerek özgürlüğüne uğurluyoruz, ardından bir tas su dökerek; su gibi giiiit su gibi gel, çünkü biliyoruz gene gelecek ve biz gene salıvericez.

Bir kaç sene önceydi, bakanlığın eğitimlerinden birinde adalet bakanlığı eğitim daire başkanı ziyaretimize geldi, bey dağları yürüdü resmen. Hepimiz hazır asker bekliyoruz, derken saçma sapan konuşmaya başladı; maaşlarınızdan yakınmayın, avrupa gezin falan diyo. Şaşkın şaşkın dinliyoruz derken konu döndü dolaştı raporlara geldi, yastığa başınızı rahat koyun, vicdanınızla karar verin dedi. Bende şafak o noktada attı; "hakim bey, siz bize başınızı yastığa vicdanınızla koyun diyorsunuz. Benim raporlamalarımı yaparken vicdanımla karar verebilmem için sizin beni bakanlık olarak koruyabilmeniz gerekiyor." Bana cezaları kendilerinin verdiğini, esas riski kendilerinin aldığını falan anlattı. "Sizin lojmanlarınız korunuyor, siz hiç cezaevi lojmanlarını gördünüz mü, kaldı ki çoğumuza lojman dahi çıkmıyor. Sizin silah taşıma hakkınız var bizim yok. Kaldi ki bana silah verin ben de saldırganı etkisiz hale getireyim, çözüm bu mu? Sizin verdiğiniz kararların hepsi indirimli, hepsi alt sınırdan dolayısıyla mahkum size karşı nefret beslemiyo, tam tersi Allah razı olsun diyor, biz olumsuz rapor yazdığımızda mahkuma, PİSKOLOK olumsuz yazdığı için gidemiyorsun haberini uçuruyorlar ve ben o noktada tehdit almaya başlıyorum, siz hangi vicdandan bahsediyorsunuz, devlet benim can güvenliğimi koruma altına almadan benden vicdani kararlar ve raporlar beklemesin, sorumluluğunuzu yerine getirin cezaları üst sınırdan verin" dedim. Dedim de ben nasıl dedim, hakim nasıl hakkımda soruşturma açmadı ne ben, ne de o an o odada donup kalan meslektaşların anlamadık. o günden sonra da iyileşen hiç bir şey olmadı.

Toplumun barsaklarında çalışan biri olarak size işin mahkemelerde bitmediğini, bizim nelerle uğraştığımızı anlatmaya çalıştım. Ki iş bunlarla da kalmıyor, toplum içini "bunlara içerde aynı şeyi yapıyorlar"la rahatlatıyor da, boşa rahatlamasınlar, cinsel suçluların koğuşu ayrıdır, kimse onlara dokunamıyor, onlar bizimle görüşme dilekçesi yazdığında aslında akşam mastürbasyonlarına görüntü tazelemek için geldiklerini bildiğimiz halde görüşmeyi kabul etmek zorundayız. Diyelim ki bunlardan birinin başına bi iş geldi, 1. müdür, sorumlu müdür, nöbetçi müdür, psikososyal yardım servisinden sorumlu müdür yer değişikliğine ve ünvan düşürme cezasına çarptırılıyor, biz psikososyal servis elemanları da soruşturma geçirip kınama ya da bir yıl ilerlemeyi durdurma cezası alıyoruz.

Velhasıl-ı kelam, devlet amca her daim suçlunun yanında. Özgürken yaşama hakkını umunrsamayan ve dahi kendi eliyle hakkını elinden alan devlet amca, adi bir suçlu olduğunda seni hiç koruyup kollamadığı kadar çok sarıyor
 
arkadaşım 2 ay kadar önce başından geçen bi olayı anlattı az önce faceden, dolmuşta giderken şoför birden duruyor ve yeşil montlu in lan aşağı. diyor adam kem küm edincede ya paşa paşa in ya da ben geliyorum kolunu kırıp öyle indiriyorum demiş, meğer bu sapık ayaktaki bi kızı elliyomus şoför aynadan görmüş kız kıpkırmızı sesi çıkmıyo şoför olayı çakınca bu tepkiyi veriyo
 
Yani bu yazıyla şu demek isteniyor, galeyana mı geldiniz, içiniz mi acıdı? Bunun sizdeki etkisi maksimum 3-5 ay, o arada olay soğur unutulur, tecavüzcü, katil, sapkın birkaç yıl sonra çıkar ve sizde arkasından öylece bakakalırsınız, bu dava da sanıyor musunuz ki ömür boyu yatacak, 36 yıldan açılır, ana baba indirimi, tahrik indirimi, iyi hal indirimi, daha önce suça karışmadıysa onun indirimi, kırpıla kırpıla elde kalana razı olun.
 
Yani bu yazıyla şu demek isteniyor, galeyana mı geldiniz, içiniz mi acıdı? Bunun sizdeki etkisi maksimum 3-5 ay, o arada olay soğur unutulur, tecavüzcü, katil, sapkın birkaç yıl sonra çıkar ve sizde arkasından öylece bakakalırsınız, bu dava da sanıyor musunuz ki ömür boyu yatacak, 36 yıldan açılır, ana baba indirimi, tahrik indirimi, iyi hal indirimi, daha önce suça karışmadıysa onun indirimi, kırpıla kırpıla elde kalana razı olun.
kredı faızlerı bıle boyle dusmuyor ya
 
ALINTI....

facebook-----
Nihat Sırdar Fanlar ve Canlar Sayfası

Hep konuşuyoruz bu aralar "Cezalar artsın, indirim olmasın, af kapsamı dışına çıkarılsın" diye.
peki şu anda bile yarım yamalak uygulanan ceza sisteminin mahkeme karar verdikten sonraki kısmı nasıl biliyor musunuz?
Ben bilmiyordum.
Cezaevinde görev yapan bir psikolog dinleyicimden öğrendim "içeride" bu pisliklerin bir an önce tahliye edilsin diye devletin sunduğu imkanları.
Okuyun ve en ağır cezayı (ağırlaştırılmış müebbet) alsalar dahi, Özgecan'ın katillerinin cezaevi sürecinin ne olacağını öğrenin...

Mahkumlar cezalarını üçte birlik kısımlar halinde; ilk kısmını kapalıda ikinci kısmını açıkta yattıktan sonra son kısmını da Denetimli Serbestlik müdürlüğüne imzaya giderek ve "vallah düzeldim ben" diyerek geçirirler. Yani misal; ağırlaştırılmış müebbet alırsa bir kişi, bunun 8 yıl 1 ay 10 gününü kapalıda yattıktan sonra açığa gelir, açıkta kurum içi ya da adliye görevinde görevlendirilir, bir o kadar da açıkta ceza tamamladıktan sonra biz mahkumun ıslah olup olmadığına dair bir rapor hazırlarız ve DS'ye çıkışını belirleriz. İşte her şey tam da burada karışıyor. Belirleme noktasında, aslında belirleme gibi bi durum yok, bant işlem gibi, "mal" bizim banda geldiğinde damgalayıp geçiriyoruz!

Diyelim ki kapalıdan bir mahkumu açığa göndermek istemiyorsunuz, mesleğiniz ve işlediği suça karşı vicdanınız yattığı kadarını yeterli bulmuyor ve diyorsunuz ki; işlediği suç ve tekrarı göz önüne alındığı taktirde şahsın suçunun yatar kısmının tamamını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmesi uygun bulunmuştur. Raporunuzu imzalayıp müdüre yolluyorsunuz onay için, beş dakika sonra müdür arıyor, "kurum kapasitesini biliyorsunuz, 10 kişilik koğuşta 23 kişi kalıyor, onaylayın gitsin" direniyorsunuz mobing yiyorsunuz, mesai için 08:05 te kapıda olduğunuz taktirde mesai ihlalden yazılı savunmanız isteniyor. Soruşturma elbet takipsizlik alacak ama siz uğraştığınızla, gerildiğinizle ve üzüldüğünüzle kalıyorsunuz. Bu arada bakanlıktan ya da savcılıktan bildirim geliyor, yasal haktır geçireceksin! Açıkta bu kez çabalamaya başlıyorsun, diyorsun ki adam zorla ırza geçmeden ağırlaştırılmış 7 yıl almış o da duruşmadaki hal ve hareketlerinden 5 yıl 10 aya indirilmiş bunun da 7 ayını yatmış ve adalet diyor ki hadi onu DS'ye yolla yemin billah etsin bi daha yapmicana, sal gitsin. Hayır diyorsun, suç sabit, suç insanlık dışı, suç af götürmez. Hem sen kimsin şahıslara karşı suçları devlet olarak affediyorsun?!?! Devlet ancak ve ancak devletin bütünlüğüne bağlı işlenen suçları yani terör suçlarını affedebilir, şahıslara yönelik suçları affetmek devletin ne haddine, ben affetmiyorum bana karşı yapılan suçu. Ama bu noktada yapabildiğin tek şey hakkında rapor yazıp psikiyatriye sevk edebilmek, psikiyatrist de kendini riske atmamak için korkudan olumsuz rapor yazamıyor, olumlu raporuyla dönen mahkumu en fazla 10-15 gün geciktirerek özgürlüğüne uğurluyoruz, ardından bir tas su dökerek; su gibi giiiit su gibi gel, çünkü biliyoruz gene gelecek ve biz gene salıvericez.

Bir kaç sene önceydi, bakanlığın eğitimlerinden birinde adalet bakanlığı eğitim daire başkanı ziyaretimize geldi, bey dağları yürüdü resmen. Hepimiz hazır asker bekliyoruz, derken saçma sapan konuşmaya başladı; maaşlarınızdan yakınmayın, avrupa gezin falan diyo. Şaşkın şaşkın dinliyoruz derken konu döndü dolaştı raporlara geldi, yastığa başınızı rahat koyun, vicdanınızla karar verin dedi. Bende şafak o noktada attı; "hakim bey, siz bize başınızı yastığa vicdanınızla koyun diyorsunuz. Benim raporlamalarımı yaparken vicdanımla karar verebilmem için sizin beni bakanlık olarak koruyabilmeniz gerekiyor." Bana cezaları kendilerinin verdiğini, esas riski kendilerinin aldığını falan anlattı. "Sizin lojmanlarınız korunuyor, siz hiç cezaevi lojmanlarını gördünüz mü, kaldı ki çoğumuza lojman dahi çıkmıyor. Sizin silah taşıma hakkınız var bizim yok. Kaldi ki bana silah verin ben de saldırganı etkisiz hale getireyim, çözüm bu mu? Sizin verdiğiniz kararların hepsi indirimli, hepsi alt sınırdan dolayısıyla mahkum size karşı nefret beslemiyo, tam tersi Allah razı olsun diyor, biz olumsuz rapor yazdığımızda mahkuma, PİSKOLOK olumsuz yazdığı için gidemiyorsun haberini uçuruyorlar ve ben o noktada tehdit almaya başlıyorum, siz hangi vicdandan bahsediyorsunuz, devlet benim can güvenliğimi koruma altına almadan benden vicdani kararlar ve raporlar beklemesin, sorumluluğunuzu yerine getirin cezaları üst sınırdan verin" dedim. Dedim de ben nasıl dedim, hakim nasıl hakkımda soruşturma açmadı ne ben, ne de o an o odada donup kalan meslektaşların anlamadık. o günden sonra da iyileşen hiç bir şey olmadı.

Toplumun barsaklarında çalışan biri olarak size işin mahkemelerde bitmediğini, bizim nelerle uğraştığımızı anlatmaya çalıştım. Ki iş bunlarla da kalmıyor, toplum içini "bunlara içerde aynı şeyi yapıyorlar"la rahatlatıyor da, boşa rahatlamasınlar, cinsel suçluların koğuşu ayrıdır, kimse onlara dokunamıyor, onlar bizimle görüşme dilekçesi yazdığında aslında akşam mastürbasyonlarına görüntü tazelemek için geldiklerini bildiğimiz halde görüşmeyi kabul etmek zorundayız. Diyelim ki bunlardan birinin başına bi iş geldi, 1. müdür, sorumlu müdür, nöbetçi müdür, psikososyal yardım servisinden sorumlu müdür yer değişikliğine ve ünvan düşürme cezasına çarptırılıyor, biz psikososyal servis elemanları da soruşturma geçirip kınama ya da bir yıl ilerlemeyi durdurma cezası alıyoruz.

Velhasıl-ı kelam, devlet amca her daim suçlunun yanında. Özgürken yaşama hakkını umunrsamayan ve dahi kendi eliyle hakkını elinden alan devlet amca, adi bir suçlu olduğunda seni hiç koruyup kollamadığı kadar çok sarıyor

al işte sözün bittiği yer
 
Back