• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Tecavüz edilip, yakılarak öldürülen Özgecan Aslan için..

Hukukun kusursuz oldugunu hiçbir zaman savunmadım. Bilim bile hatta matematik bile kusursuz degilken, hukukun kusursuz olması zaten beklenemez. Ayrıca hukuk veahlak da belli kişilerin dayatmalarını da içerir. Birileri bu konuların bazı noktalarına karar verirler ve biz de uyarız. Eski atalarımızdır ya da yönetici kesimdir falan... Ama kusurlu da olsa kusursuz da olsa, üstünün hukuku da olsa maalesef tek seçenegimiz hukuk ve onun ilkeleri. Yani bu benim dememle olan bir şey degil, kaos istemiyorsan, orman kanunu istemiyorsan hukuk mecburen tek kapı.

Bahsettigin şeyler sana kötü de gelse hukukun sınırında olan şeyler. Savunma tarafı elinden geldigince kendisini savunacaktır. Katil de olsa, pislik de olsa... ceza almamak ya da en az cezayı almak adına kendisini savunacaktır.

Şeytanın avukatlıgına gelirsek... çogu avukat şeytanın avukatı aslında. Ama bu konuyu uzatmak istemiyorum sonra millet kendi duygusal hezeyanları üzerinden bana vicdansız etiketi yapıştırıyor. Ugraşamam.
ama ben bahsettiğim şeylerin kulağa kötü geldiğini söylemedim ki tam tersine bu olması gerekendir. ben Suphi A'nın acılar içinde ölmesini dileyebilirim ama mantıklı bir insan olarak diyorum ki tecavüz mağdurları kahrolsun geri kalan suçlulara bakarız gibi bir yöntem olmaz. suçlular için İnfaz hükümleri kanunda bellidir ve uygulanır.
bu kanunların hoşumuza gitmesine gerek yok, katil olmaya biri itiş kakış esnasında çarpılacak bir taş mesafesindeyiz, her birimiz katil olabiliriz, o yüzden bu hükümler her birimiz için aynı zamanda.
Suphi A kendisini savunacaktır, en iyi şekilde savunma hakkına sahiptir.
ben diyorum ki bu en iyi savunmanın içinde kıza tecavüze yeltenmişken " ilk önce o saldırdı" yoktur. bu avukat biliyor ki müvekkil kendi kabul etmediği sürece poliste alınan ifadesi mahkeme huzurunda geçerli değil. bu adam polis sorgusunda kızı nasıl ve neden öldürdüğünü anlattı. şimdi sırf 90'lı yıllarda işkence altında alınan ifadelere bir önlem olarak hak koruma amaçlı bir hükümden yararlanmak adalet değil fırsatçılıktır.
benim bildiğimi bu avukat bilmiyor mu sanıyorsunuz.
savunma hakkı kutsaldır, olması gereken bir haktır ama bu hak tecavücü katiller hukuktan ceza almadan kaçabilsinler diye değil, sistemin mağdurlarının kendilerini aklamalarının bir yolu olsun diye var olan bir haktır, esasen.
elmayla armutu aynı kefeye koymanın bir manası yok.
 
ama ben bahsettiğim şeylerin kulağa kötü geldiğini söylemedim ki tam tersine bu olması gerekendir. ben Suphi A'nın acılar içinde ölmesini dileyebilirim ama mantıklı bir insan olarak diyorum ki tecavüz mağdurları kahrolsun geri kalan suçlulara bakarız gibi bir yöntem olmaz. suçlular için İnfaz hükümleri kanunda bellidir ve uygulanır.
bu kanunların hoşumuza gitmesine gerek yok, katil olmaya biri itiş kakış esnasında çarpılacak bir taş mesafesindeyiz, her birimiz katil olabiliriz, o yüzden bu hükümler her birimiz için aynı zamanda.
Suphi A kendisini savunacaktır, en iyi şekilde savunma hakkına sahiptir.
ben diyorum ki bu en iyi savunmanın içinde kıza tecavüze yeltenmişken " ilk önce o saldırdı" yoktur. bu avukat biliyor ki müvekkil kendi kabul etmediği sürece poliste alınan ifadesi mahkeme huzurunda geçerli değil. bu adam polis sorgusunda kızı nasıl ve neden öldürdüğünü anlattı. şimdi sırf 90'lı yıllarda işkence altında alınan ifadelere bir önlem olarak hak koruma amaçlı bir hükümden yararlanmak adalet değil fırsatçılıktır.
benim bildiğimi bu avukat bilmiyor mu sanıyorsunuz.
savunma hakkı kutsaldır, olması gereken bir haktır ama bu hak tecavücü katiller hukuktan ceza almadan kaçabilsinler diye değil, sistemin mağdurlarının kendilerini aklamalarının bir yolu olsun diye var olan bir haktır, esasen.
elmayla armutu aynı kefeye koymanın bir manası yok.

Dedigim gibi hukuk kusursuz degil. Hatta yeterli gücü olan için hukuk, haksızlıgı uygulama aracıdır, yeri gelince arınma aracıdır, sömürme aracıdır... vs.

Kimi suçsuz yere ceza yer ömrü durduk yere hapiste geçer, kimi en azılı suçludur ama elini kolunu sallar aynı suçlara devam eder dışarıda. Maalesef hukukun boşlukları bunlar. Bu boşlukları doldurmanın da imkanı yok. Boşluklar durdugu sürece de fırsatçılık yapacaklardır elbette.

Hoşumuza gider ya da gitmez...
 
Aynı şeyi erkeklerde yapsın, çocuğu düzgün yetiştirsin deyince hemen olamayacağı için annelere yükleniliyor aslında. Erkek şiddetinden ve hegomanyasından en çok zarar gören yine kadın olduğu için.Önce düzgün babalık yapacak, çocuklarına doğru örnek olacak erkek çocuklarını yetiştirmeliyiz ki biz kadınlar, sonraki nesillerde dediğiniz örnekler olsun.
Şiddet görmüş bir anne kaçıp canını zor kurtardıysa mecburen eski eşine bıraktığı çocuğunun birgün o adamdan şiddet göreceğini,ilerde psikopat bir karakter olabileceğini hesaplayıp o çocuğu kurtarmaya çalışmalıdır bana göre.
Baba şerefsizin teki , o kesin. Ama "anneninde yapacağı birşey yok"kısmını kabul etmiyorum.
Bu toplumu biz kadınlarımız, kızlarımız için yaşanılır hale getirmek istiyorsak o hayal ettiğimiz düşünceli babaları önce yetiştirmemiz gerekiyor.
Parkon sana katılıyorum zaten. Benim kızdığım tek nokta tüm suçun yine kadınlara atılması. Sen ben açıp kitap okuyup, düşünüp sorgulayıp bizim kafamıza toplum tarafından dikte edilenleri kabul etmiyorsak bir erkek neden bunu yapamıyor? Yani burada da adım gibi eminim birçok eşitlik savunucusu ataerkil ailelerde büyümüştür, ama bizler bunu sorguluyorsak erkekler niye sorgulamıyor? Ee onlar da bizlerle aynı ailelerde büyümediler mi?
Elbette bize büyük görev düşüyor ama bu katilin annesine bu kadar yüklenilmesine kızıyorum ben. Kadının ekonomik özgürlüğü olmayabilir, toplum baskısıyla yetiştirilmiş olabilir, o ruh hastası kocasıyla baba zoruyla evlendirilmiş olabilir. Ee peki babası zorla kızını evlendirirken bunun sebep olabileceklerini hiç düşünememiş miydi bir erkek olarak? Erkeklerin düşünme kabiliyeti yok mu?
Yani tamam toplumu şekillendiren birincil kişiler kadınlar; ama tüm yükü de kadınlara atamayız. Erkeklerin de beyinleri var. Bu hayvanı yetiştiren babanın da bir beyni var. Doğruyla yanlışı oğluna öğretebilecek aklı var.
Bu toplumsal suçların tüm yükünü kadınların omzuna yüklemek de bence kadına yapılan bir şiddet. Biz bu yükü tek başımıza sırtlanamayız mümkünatı yok. Ve biz bu yükü tek başımıza sırtlanırsak bu defa erkekler de ''Amaaan annesi düşünsün.'' deyip işin içinden çıkar.
En basitinden babası yanında küfür ediyorsa sen bir anne olarak oğlunun küfür etmesini nasıl engellersin?
 
Son düzenleme:
Ben de dün aslında buna benzer şeyler yazmıştım, istedigin kadar yetiştir ne olacagı belli olmaz diye.

Burada önce anne hatalı diyorlar, baba o arada ne yapıyordu sormuyorlar. Hadi anne-baba'ya suç attılar, peki akrabalar? Akrabaları da geçtim arkadaş çevresi? Sonuçta sebep varsa buna, hepsi de sebeptir. Bunu sırf ''ailesi yetiştirememiş''e baglamak saçma.
Ben zaten sana hak vermiştim. Bir çocuğu yalnızca ailesi yetiştirmez ki. Babası, dayısı, amcası, kuzenleri, halası, teyzesi, mahallenin bakkalı, öğretmenleri, komşuları...

Yani tüm suçu annesine atmak da kadına şiddettir. Herifçioğlu cinayet işler, suçlu anne.! Adam tecavüz eder. Suçlu anne!
Hırsızlık yapar. Suçlu anne!
Geri kalan 7 milyar insan ne yapıyordu o arada?
 
Dedigim gibi hukuk kusursuz degil. Hatta yeterli gücü olan için hukuk, haksızlıgı uygulama aracıdır, yeri gelince arınma aracıdır, sömürme aracıdır... vs.

Kimi suçsuz yere ceza yer ömrü durduk yere hapiste geçer, kimi en azılı suçludur ama elini kolunu sallar aynı suçlara devam eder dışarıda. Maalesef hukukun boşlukları bunlar. Bu boşlukları doldurmanın da imkanı yok. Boşluklar durdugu sürece de fırsatçılık yapacaklardır elbette.

Hoşumuza gider ya da gitmez...
iyi de birimiz pratik üzerinden birimiz teori üzerinden konuşuyoruz. pratikte hata olması teoriyi yanlışlamaz kabulüm. en muhteşem hukuk kuralını da yazsak illa ki bir boşluk olacak ona da varım.
ama en başta bir çıkış yaptınız, Nazmi Karataylı'ya söylenenlerin haksız olduğunu ortaya koyan bir yazıydı genel olarak, ben de size neden verildiğini açıkladım ama siz konuyu hukuk sistemine getiriyorsunuz.
oysa sorunumuz hukuk sistemi değil şu anda o sistemin içindeki tek bir kişi. Nazmi K. muhteşem bir avukat olabilir ve muhtemelen barodan kimse savunmak istemediği için ortaya atıldı bir de reklam var tabii cabası olarak.
ama esas sorun Suhpi A'nın savunulması da değil, illaki savunulacak, suçu avukatsız mahkemeye çıkmasına engel bir suç. buradaki sorun avukatın savunma adı altında resmen ölmüş bir kadına iftira atmasıdır, bu avukatlık değil yalancılıktır.
konu hukuk sistemi değil yani bu sistemin içindeki bu avukat.
 
Dimi? Böylece sen çok vicdanlı ben de çok vicdansız oluverdim. Günün kahramanı... Neyse yazmayacagım daha.
Bi de bu çıktı sana tepki gösteren herkes kahraman olmaya çalışıyor öyle mi???

Nasıl ya, bu kadar kendini nasıl önemseyebiliyorsun. 26 yaşındaymışsın bir de. Yemin ediyorum şu ergen muhabbetlerin yüzünden 20 yaşından büyük olduğunu düşünmemiştim. Yahu hiç 26 yaşında biri şu davranış biçimi içinde olur mu. Hayret birşey ya gerçekten.
Bence de sen birkaç gün sus. Biliyorum çok da eğleniyordun ama...
 
Dimi? Böylece sen çok vicdanlı ben de çok vicdansız oluverdim. Günün kahramanı... Neyse yazmayacagım daha.
Sana vicdansız kendime de vicdanlı damgası vurmak için söylemedim ben.
Bilmek istemiyorum, görmek istemiyorum, duymak istemiyorum. Buradaki hiçbir kadın da istemiyordur emin ol. Biz burda oturup saatlerce ağlarken bu açıklamaları okumak zorunda değiliz.
 
Parkon sana katılıyorum zaten. Benim kızdığım tek nokta tüm suçun yine kadınlara atılması. Sen ben açıp kitap okuyup, düşünüp sorgulayıp bizim kafamıza toplum tarafından dikte edilenleri kabul etmiyorsak bir erkek neden bunu yapamıyor? Yani burada da adım gibi eminim birçok eşitlik savunucusu ataerkil ailelerde büyümüştür, ama bizler bunu sorguluyorsak erkekler niye sorgulamıyor? Ee onlar da bizlerle aynı ailelerde büyümediler mi?
Elbette bize büyük görev düşüyor ama bu katilin annesine bu kadar yüklenilmesine kızıyorum ben. Kadının ekonomik özgürlüğü olmayabilir, toplum baskısıyla yetiştirilmiş olabilir, o ruh hastası kocasıyla baba zoruyla evlendirilmiş olabilir. Ee peki babası zorla kızını evlendirirken bunun sebep olabileceklerini hiç düşünememiş miydi bir erkek olarak? Erkeklerin düşünme kabiliyeti yok mu?
Yani tamam toplumu şekillendiren birincil kişiler kadınlar; ama tüm yükü de kadınlara atamayız. Erkeklerin de beyinleri var. Bu hayvanı yetiştiren babanın da bir beyni var. Doğruyla yanlışı oğluna öğretebilecek aklı var.
Bu toplumsal suçların tüm yükünü kadınların omzuna yüklemek de bence kadına yapılan bir şiddet. Biz bu yükü tek başımıza sırtlanamayız mümkünatı yok. Ve biz bu yükü tek başımıza sırtlanırsak bu defa erkekler de ''Amaaan annesi düşünsün.'' deyip işin içinden çıkar.
En basitinden babası yanında küfür ediyorsa sen bir anne olarak oğlunun küfür etmesini nasıl engellersin?
Bende senin söylediklerinde hemfikirim, ama yok işte. Bu toplumda çocuklarını doğru yetiştirecek kapasitede erkek gerçekten çok az ve bizlerin o erkekleri yetiştirmesi gerekiyor.
Eşim oğlumun yanında küfür etse bile çokta örnek alıcağını düşünmüyorum. Oğlum ergenliğe girmek üzere ve ben ona kızıma ne öğretiyorsam aynısını öğretiyorum.küfür ve şiddetin aciz insanların başvuracağı şeyler olduğunu, kız kardeşinin hayatına sadece yardımcı olabileceği noktalarda istek dahilinde müdehale edebileceğini öğretiyorum. Tüm bunları ben bir kadın olarak zorluklarını gördüğüm için öğretmeye çalışıyorum. Eşim eğitimli, modern bir adamdır Türkiye şartlarına göre, ama o hiç ihtiyaç hissetmez bunları öğretmek için. Gerek yoktur çünkü ona göre, bizim yaşam şeklimizi görmesi yeterlidir.
 
Parkon sana katılıyorum zaten. Benim kızdığım tek nokta tüm suçun yine kadınlara atılması. Sen ben açıp kitap okuyup, düşünüp sorgulayıp bizim kafamıza toplum tarafından dikte edilenleri kabul etmiyorsak bir erkek neden bunu yapamıyor? Yani burada da adım gibi eminim birçok eşitlik savunucusu ataerkil ailelerde büyümüştür, ama bizler bunu sorguluyorsak erkekler niye sorgulamıyor? Ee onlar da bizlerle aynı ailelerde büyümediler mi?
Elbette bize büyük görev düşüyor ama bu katilin annesine bu kadar yüklenilmesine kızıyorum ben. Kadının ekonomik özgürlüğü olmayabilir, toplum baskısıyla yetiştirilmiş olabilir, o ruh hastası kocasıyla baba zoruyla evlendirilmiş olabilir. Ee peki babası zorla kızını evlendirirken bunun sebep olabileceklerini hiç düşünememiş miydi bir erkek olarak? Erkeklerin düşünme kabiliyeti yok mu?
Yani tamam toplumu şekillendiren birincil kişiler kadınlar; ama tüm yükü de kadınlara atamayız. Erkeklerin de beyinleri var. Bu hayvanı yetiştiren babanın da bir beyni var. Doğruyla yanlışı oğluna öğretebilecek aklı var.
Bu toplumsal suçların tüm yükünü kadınların omzuna yüklemek de bence kadına yapılan bir şiddet. Biz bu yükü tek başımıza sırtlanamayız mümkünatı yok. Ve biz bu yükü tek başımıza sırtlanırsak bu defa erkekler de ''Amaaan annesi düşünsün.'' deyip işin içinden çıkar.
En basitinden babası yanında küfür ediyorsa sen bir anne olarak oğlunun küfür etmesini nasıl engellersin?

Haklısınız, ben önceki yorumumda sinirimden kadın ne yüzle çıkıyor o büyüttü demiştim.

Ama yanlış bu, erkek çocuklarının yetişmesinde annelerinin rolü çok az. Bu adam anasını bile oldurur gömer.
Toplumunuzda çocuğun yetişmesinde en buyuk etken baba aslında. Kızının giyimine karışan, onu sokağa çıkarmayan, sürekli erkek çocuk isteyen. Erkek çocuğa kıza göre daha çok müsamaha gösteren. Erkektir yapar söylemleri de hep erkeklerin ağzından çıkmıştır zaten. Kadınlar her zaman ezilmiştir, görülüyor ki bu kadın da şiddete maruz kalmış, neler yaşamış. Napabilir çocuğuna ne diyebilir. Önceki mesajım çok yanlış olmuş..
 
Haklısınız, ben önceki yorumumda sinirimden kadın ne yüzle çıkıyor o büyüttü demiştim.

Ama yanlış bu, erkek çocuklarının yetişmesinde annelerinin rolü çok az. Bu adam anasını bile oldurur gömer.
Toplumunuzda çocuğun yetişmesinde en buyuk etken baba aslında. Kızının giyimine karışan, onu sokağa çıkarmayan, sürekli erkek çocuk isteyen. Erkek çocuğa kıza göre daha çok müsamaha gösteren. Erkektir yapar söylemleri de hep erkeklerin ağzından çıkmıştır zaten. Kadınlar her zaman ezilmiştir, görülüyor ki bu kadın da şiddete maruz kalmış, neler yaşamış. Napabilir çocuğuna ne diyebilir. Önceki mesajım çok yanlış olmuş..
Yok estağfurullah. Sohbet ediyoruz, beyin fırtınası.
Kadınlar özellikle Türk kadınları çok pasif. Kocalarına ''Hayır'' cevabı vermeye dahi korkuyorlar. Buraya bazen konu açılıyor. Eşim bana şunu dedi ne yapsam? Eşim benden şunu istedi ne desem? Yani bu da soru mu? Söyle fikrini, istemem de. Ama yok hayır tüm seçeneklere göz gezdiriliyor, yine de kocaya hayır denilemiyor.
Kocasından Allahtan korkar gibi korkan o kadar çok kadın var ki...
 
mervecik01 mervecik01 hukukla ve ilkeleriyle ilgili yanlış şeyler söylemiyorsun. Haklısın.
Lakin milletin neden bu avukata bu kadar yüklendiğini sorarsan tepki alırsın, senin tabirinle taşlanırsın.

Zanlıyı Mecburen savunmak var, bir de suçu hafifletmek için yalan ifade verdirmek, sonra da facebook hesabından pişkin pişkin saydıranlarla alay etmek var.

Biri hukukun emrettiği zorunluluk, diğeri ise kansızlık..Bu farkı anlayabilecek kadar zekisin aslında..
 
Yok estağfurullah. Sohbet ediyoruz, beyin fırtınası.
Kadınlar özellikle Türk kadınları çok pasif. Kocalarına ''Hayır'' cevabı vermeye dahi korkuyorlar. Buraya bazen konu açılıyor. Eşim bana şunu dedi ne yapsam? Eşim benden şunu istedi ne desem? Yani bu da soru mu? Söyle fikrini, istemem de. Ama yok hayır tüm seçeneklere göz gezdiriliyor, yine de kocaya hayır denilemiyor.
Kocasından Allahtan korkar gibi korkan o kadar çok kadın var ki...
Evet bu yüzden çocukların yetişmesinde en büyük görev erkeklerde. Çünkü erkeklerin koyduğu kurallara göre yetişiyor herkes. Kadının pek bir yetkinliği yok, kocadan korkuluyor çünkü. Temelde çok büyük sorunlar var. Onların aşılması lazım. Erkeklerin yaşa bee sen erkeksin yürü beee diye büyümemesi lazım..
 
Kadın kocasından ayrılmış şiddet gördüğü için, (zaten o şerefsizin böyle bir ortamda büyüdüğünü tahmin ediyordum, bu karakterde biri sevgi ortamında büyümemiştir.) kadın üzgün ne diyebilir ki. Babasının yanında öyle yetişti diyor. Ben çok istedim oğlumun ondan uzakta büyümesini ama başaramadım dedi. Oğlumun şiddet ortamında büyümesi bunu yapmasına gerekçe olamaz. Ben onun bir karıncayı bile incitmesini istemezdim dedi. Özgecan'ın ailesinin yanına gidip elini ayağını öpmek istiyorum dedi.

Devlet ailelerin içinde bu çocuklar nasıl yetişiyor kontrol etsin dedi. Çok istedim oğlumun benim yanımda yetişmesini ama olmadı dedi. Kadın çok fazla şiddet görmüş, kemerle, et kıyma makinesi ile. Uzun seneler önce boşanmış zaten. Babası insan olsa, oğlunun suçunu suçla örtmezdi dedi. Madem oğlum beni aradı ben oraya adaleti götürürdüm dedi. O daha çok suça teşvik etmiş dedi.
Ben seyredememiştim, tek tek yazmışsın eline sağlık.

Kadının söylediği bi cümleyi buraya taşımışsın : Devlet kontrol etsin bu çocuklar bu aileler içinde nasıl yetişiyor.

O kadar doğru ki bu. "Anne" "Baba" sıfatını almak fazla kolay çünkü.

Sağlıklı bi üreme sisteminiz var mı? Var. E bi de evlenin tabi toplumumuz hoşgörüyle bakmaz evlilik dışı dünyaya gelen bi çocuğa. Evlendiniz mi? Aferiim, hadi analık babalık sıfatınız hayırlı olsun. Aman 3'er 5'er yapın, elinizi korkak alıştırmayın.

O çocuklara bakacak, onları düzgün insanlar olarak yetiştirecek yeterliliğe, duygusal ve mantıksal olgunluğa sahip olup olmadığınız kimin umurunda ki? Çocuk yetiştirmenin ehliyeti yok neticede. Ha çocuk, ha saksıdaki bitki zaten. Ver suyunu yemini, ikisi de büyür nasıl olsa.

Sonra bu manyaklar nerede yetişiyo, nasıl bu kadar insanlıktan çıkıp canımızdan can koparıyolar diye düşünüp duruyoruz.

8 yıllık zorunlu eğitimin olduğu (4+4+4 ten sonra ne oldu tam bilmiyorum) bi ülkede bu çocukların sosyal gelişimi nasıl denetlenmez, psikolojik durumları nasıl incelenmez ben gerçekten hayret ediyorum.

O rehberlik servisleri, sosyal hizmetler, aile ve sosyal hayat hakkındaki politikaları hayata geçirecek kuruluşlar ne işe yarar bilmiyorum mesela.

Ne ölüsü ne dirisi topluma yaramaz bi şerefsize dönüşene, geri dönülemez bi noktaya gelene kadar kaç sene geçiyo o insanların hayatlarında. Kaç noktada geri döndürülebilirdi kim bilir.

Annesini döven babasına özenip okulda kavga çıkardığında, lisede ilk kez bi kıza sarkıntılık etmeye kalktığında biri dikilseydi karşısına belki Özgecan hayatta olurdu.
 
Mervecik01 senin hakkimda erkek uye soylentisi cikmisti bi ara. Hakikaten insana bunu dusunduruyorsun. O avukatla ilgili bi kac sey ogrenen insan, o caniden hic de farkinin olmadigini şıp diye anlar. Facebookdaki paylasimlari ve savunmasi ortada. Kesinlikle ruh sagligi yerinde biri degil. Boyle bir avukati savunmak( ki sen bunu yapiyorsun mervecik) caninin yaptiginin dogrulugunu savunmakla ayni seydir. Evet kanunen bu caninin bi avukati olacakti ama gonullu bir avukat degil. Baronun atadigi biri olacakdi. Hicbir avukatin yapmak istemedigi seyi yapmaya gonullu olarak, hukuk savasi verdigini saniyor sanirim. O da sizde.
 
hanımlar avukat mecburen atanmak zorunda zaten o_O
hiç bir avukat savunmak istemediğini zaten belirtmişti ama mersin barolar birliği başkanı mecburen 3 avukat atandı dedi.
atama yapıldıktan sonra da bi avukat yemin ettiği mesleğini yapmak zorunda neden yüklenilmiş bu konuya ben anlamadım o_O
 
4justice bu katil yakalandığı an çoğu katil gibi karakolda olanı biteni bi güzel anlattı şimdi o mecburen görevini yapıyor dediğin avukat o ifadeyi bi güzel değiştirmiş ve neredeyse ozgecan a kabahat bulacak. Avukatlık böyle şerefsiz bi meslek olmamalı
Resmen kiz durduk yere huzursuzluk cikartan, adama saldiran bir karakter seklinde anlatilmis. Kim inandi buna? Kendi yalanlarina kendileri inanir bir tek. Inanilacagini dusunseler, Ozgecan adama tecavuz etmeye kalkisti derler hic utanmadan, korkmadan.
 
Back