• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Tecavüz edilip, yakılarak öldürülen Özgecan Aslan için..

Yazmıyım diyorum çünkü yazarsam taşlanırım ama yine de azıcık yazayım;

Hukuktan ormanda ya da yabanda bahsedilmez sadece. Ortak noktada hakkımızı aramak için çalacagımız kapı sadece hukuk, bunun haricinde yapabilecegimiz bir şey yok maalesef. Aksi halde kargaşa olur, orman kanunu işlemeye başlar.

Masumiyet karinesi diye bir şey var örnegin, ''suçu ispatlanan kadar kimse suçlu ilan edilemez'' ilkesi... bu ilkeyi 'bi seferlik yok sayalım canım' diye çignersen en temel doktrinlerden birini kaldırıp atmış olursun. Temel oluşturan ilkeleri bir seferlik de olsa kaldıracaksan, o temel ilkelerin üzerine inşa ettigin tüm hukuku tut çöpe at daha iyi.

Verdigim örnek de masum bir örnek degil. Belki masum gibi geliyor ama degil... Sen yoksulun elinde ne var ne yok alırsan, bunun tecavüzden aşagı kalır bir yanı yoktur. O yoksul ailenin küçük çocukları açlıktan ne hallere düşecek, aile dagılacak belki cinnet geçirip birbirlerini öldürecekler ya da intihar edecekler ya da kanunsuzluklara başvuracaklar... vs.

Bu olayın üzerine çok fazla yogunlaşılması da bana bu yüzden hoş gelmiyor. İnsanlar belli şeylere daha fazla odaklanırken belki çok daha kötü şeyleri normal görüyor... ya da umursamıyor bile ya da daha masum görüyor, yukarıdaki örnekte oldugu gibi. Duygusal, anlık tepkilerle belli olaylara karşı hızlı ve sert çıkışlarla sanki insanlar vicdan rahatlatıyor gibi geliyor bana. Onca şeye göz yum, normal gör, umursama... ama belli olaylar karşısında kaplan kesil.

Anlatabildim mi? İyi hadi taşlayın beni, alıştık nasılsa.
Lütfen yazma, gerçekten..
 
Birde yanında kimse yoktu diyor. Bir erkek vardı minibüse bindirdi diyor. Kız güya 100 lira vermiş başka yoldan götürsün diye. Kızcağız telefonunu bile yaptıramamış para yokmuş. Nasıl 4 katı para versin. Birisi akıl vermiş belli ki avukat falan bulmuşlardır. Ya da kafasında tasarladı. DNA'yı akıl eden bunları da düşünür...
Babası güya hastaneye götürelim demiş, diğer arkadaşına daha çok suç atmış farkettin mi o kışkırtmış gibi ama ona da iyi olmuş gerizekalı mal sen neden polise haber vermek yerine o şerefsize ortak oldun.
Çok sinirlendim ya okuyunca ceza indirimi almak için senaryo çizmişler esmen namussuzlar.
avukat savunması o bence. bu adam küçücük beyniyle bu kadarını düşünemez. avukatı yazmış bi senaryo ezberletmiş oda bu şekilde savunmuş kendini. bende o haberi görünce çıldırdım hikaye yazmış resmen. avukat akrabaları varmış galiba savunan odur büyük ihtimalle
 
Kadın hiç kimse durduk yere bu hale gelmez bundan sonraki çocuklar iyi yetişsin devlet el atsın diyor ama o caniyide sen yetiştirmişsin be kadın kime ne anlatıyorsun
Ben izleyemedim yaa nasıl ne hakla ne yüzle çıkabiliyorlar televizyona.
Onu yetiştiren dur demeyen sus demeyen sensin be kadın.
Bunların temelinde 'Çocuğum erkek olsun' mantığı yatıyor.
Erkek soy(!)un devamı olarak görüldüğü için erkeğe laf geçirilmiyor.
Hey gidi hey Allah herşeyi görür..
Günlerdir aklımdan bir dakika çıkmıyor..
 
Hukukta böyledir, herkesin savunulma hakkı var. İlkeler çignenemez yoksa bu ilkesizlik olur.

Normalde zaten avukatlar para için her gün yüzlerce, binlerce haksızı haklı, haklıyı da haksız çıkarıyorlar sonuçta, bu bir ilk degil. Bu avukata neden özellikle bu kadar yüklenildigini de anlamıyorum... aslında anlıyorum ama söylemiyim neyse.

Bir de davayı reddeden avukatlar... Sanki çok mu temizler? Daha geçen gün bi iş adamının ya da bir kurumun zenginleşmesi için bir yoksulun elinde avucunda ne varsa alan ya da bir suçluyu sırf parası var diye suçsuz ilan eden şahıslar bu davayı reddedince mi ''ooo çok ahlaklı avukatmış'' oluyor.
Bu avukata neden özellikle bu kadar yüklenildigini de anlamıyorum... aslında anlıyorum ama söylemiyim neyse.
yooo söyleyin lütfen şahsen ben çok merak ettim, sebebini.
bu adam diyelim ki kaçarken kaza yapsa ve yaralansa, doktora götürseler, o doktor eli mahkum tedavi edecek. doktorun mesleği o. hipokrat yemini bunu gerektirir.
avukata gelince. zaten mahkemeye çıkması için avukatı olması gerekir, kasten öldürmekten yargılanacak ve bildiğim kadarıyla beraat hükmü dışında hiçbir hüküm avukatı olmaksızın yüzüne okunamaz. dolayısıyla biri illa ki savunacak.
kızılan nokta, daha doğrusu benim kızdığım nokta şu;
bu adam polisteki ifadesinde (avukatsız olan ifadesi yanılmıyorsam) tecavüze yeltendiğini ve Özgecan direnince öldürdüğünü itiraf etmişti. ama yeni ifadeye göre ilk saldıran Özgecanmış, tecavüz niyeti yokmuş, babası asgari ücretle çalışan bir üniversite öğrencisi çıkarıp dolmuş şoförüne kestirmeden gitmesi için çıkarıp 100 lira vermiş, her nedense taksiye binmemiş. bir de üzerine gitmiş adamın kafasına gözüne vurmuş, adamı çırmıklamış.
bir bana tecavüz etmeye çalıştı, karşı koydum yanlışlıkla öldü dememiş, sanırım aklına gelseydi onu da derdi bence.
burada sorun bu adamın savunulması değil. hoşumuza gitsin gitmesin birileri savunacak. hapiste tecavüz fantezileri falan ortadaki vahşette iç soğutsa da Hektor'un intikamını Kabilin almasını beklemek gibi bir şey. adaleti hukuk sağlar, orman kanunu değil ve tecavüz mağdurunun intikamını karısını namus davasında 5 yerinden doğramış adamın alması en hafif ifadeyle trajikomiktir. yani içerde dayasınlar bir tarafına da demiyorum.
bu adam için de hoşumuza gitse de gitmese de var adalet. bu adam içeride ölmesin, sakatlanmasın diye de var ( ne acı değil mi, Özgecan'ın yaşam hakkını koruyamayan adalet, bu adamınkini korumak zorunda özellikle de hapiste)
ama bu avukat, ölmüş bir kadına iftira attı. elbette müvekkilini savunacak. alacağı ceza müebbetse bunun ağırlaştırılmış müebbet olmaması için mücadele edecek ama alenen tecavüz etmek için cana kıymış bir adamı kurtarmak için ölmüş bir kızın üzerine haksız tahrik suçunu yüklemek hangi vicdana sığar?
avukattan beklenen sadece işini yapmasıydı, şeytanın avukatlığını yapması değil.
 
Yazmıyım diyorum çünkü yazarsam taşlanırım ama yine de azıcık yazayım;

Hukuktan ormanda ya da yabanda bahsedilmez sadece. Ortak noktada hakkımızı aramak için çalacagımız kapı sadece hukuk, bunun haricinde yapabilecegimiz bir şey yok maalesef. Aksi halde kargaşa olur, orman kanunu işlemeye başlar.

Masumiyet karinesi diye bir şey var örnegin, ''suçu ispatlanan kadar kimse suçlu ilan edilemez'' ilkesi... bu ilkeyi 'bi seferlik yok sayalım canım' diye çignersen en temel doktrinlerden birini kaldırıp atmış olursun. Temel oluşturan ilkeleri bir seferlik de olsa kaldıracaksan, o temel ilkelerin üzerine inşa ettigin tüm hukuku tut çöpe at daha iyi.

Verdigim örnek de masum bir örnek degil. Belki masum gibi geliyor ama degil... Sen yoksulun elinde ne var ne yok alırsan, bunun tecavüzden aşagı kalır bir yanı yoktur. O yoksul ailenin küçük çocukları açlıktan ne hallere düşecek, aile dagılacak belki cinnet geçirip birbirlerini öldürecekler ya da intihar edecekler ya da kanunsuzluklara başvuracaklar... vs.

Bu olayın üzerine çok fazla yogunlaşılması da bana bu yüzden hoş gelmiyor. İnsanlar belli şeylere daha fazla odaklanırken belki çok daha kötü şeyleri normal görüyor... ya da umursamıyor bile ya da daha masum görüyor, yukarıdaki örnekte oldugu gibi. Duygusal, anlık tepkilerle belli olaylara karşı hızlı ve sert çıkışlarla sanki insanlar vicdan rahatlatıyor gibi geliyor bana. Onca şeye göz yum, normal gör, umursama... ama belli olaylar karşısında kaplan kesil.

Anlatabildim mi? İyi hadi taşlayın beni, alıştık nasılsa.

verdiginiz ornekteki olayda dogru degil dedim ben zaten ama bu yasananlarla karsılastırarak yanlıslıgı yapan sizsiniz..sucu ispatlanana kadar kimse suclu ilan edilemez durumu bu cinayette de gecerlimi sizce nefsi mudadafa dısında..öldürmüş olduklarını kabul ettiler neyin savunulmasını bekliyorsunuz daha..siz bu olayda muhalefet ederseniz tepkide alırsınız kusura bakmayın..ustelik verdiginiz ornekteki hassasiyetiniz takdire sayan fakat aynı hassasiyeti bu yasanan olayda gostermiyorsunuz farkındamısınız..dogru seyleri yanlıs zamanda ifade ediyorsunuz..ustelik bir kadın olarak konuyu bu denli saptırmanızda hic hos olmadı
 
Ben izleyemedim yaa nasıl ne hakla ne yüzle çıkabiliyorlar televizyona.
Onu yetiştiren dur demeyen sus demeyen sensin be kadın.
Bunların temelinde 'Çocuğum erkek olsun' mantığı yatıyor.
Erkek soy(!)un devamı olarak görüldüğü için erkeğe laf geçirilmiyor.
Hey gidi hey Allah herşeyi görür..
Günlerdir aklımdan bir dakika çıkmıyor..
Kadın üzerine bile alınmıyor ki babayı suçluyor imalarla devleti suçluyor ama sanki kendisinin hiç suçu nefret ediyorum kadınların bu sinmiş ezik benim elimden bir şey gelmez hallerinden.
 


Kadın kocasından ayrılmış şiddet gördüğü için, (zaten o şerefsizin böyle bir ortamda büyüdüğünü tahmin ediyordum, bu karakterde biri sevgi ortamında büyümemiştir.) kadın üzgün ne diyebilir ki. Babasının yanında öyle yetişti diyor. Ben çok istedim oğlumun ondan uzakta büyümesini ama başaramadım dedi. Oğlumun şiddet ortamında büyümesi bunu yapmasına gerekçe olamaz. Ben onun bir karıncayı bile incitmesini istemezdim dedi. Özgecan'ın ailesinin yanına gidip elini ayağını öpmek istiyorum dedi.

Devlet ailelerin içinde bu çocuklar nasıl yetişiyor kontrol etsin dedi. Çok istedim oğlumun benim yanımda yetişmesini ama olmadı dedi. Kadın çok fazla şiddet görmüş, kemerle, et kıyma makinesi ile. Uzun seneler önce boşanmış zaten. Babası insan olsa, oğlunun suçunu suçla örtmezdi dedi. Madem oğlum beni aradı ben oraya adaleti götürürdüm dedi. O daha çok suça teşvik etmiş dedi.
 
merve hanım teorik yazıyorsunuz yazdığınız biçok şey zaten Türkiye de uygulanmıyor Türkiye de zaten hukuk yok orman kanunları işliyor

sanki hersey çok güzel kitabına uygunmuş gibi konusuyorsunuz, zaten sağlam bi hukuk sistemi olsa insanlar bu kadar galeyana gelmez nasılsa cezasını alır der ama bizler bugün gelinen noktada içerideki mahkumlardan adalet bekliyoruz

daha bugün haberlerde gördüm laik eğitim protestolarında gözaltına alınan bi eğitimciye savcı cin süresini soruyo, savcı hukuk adamı değil mi, onun işi olayı hukuk çerçevesinde degerlendirmek değil mi ne hakla bi insanın din bilgisini sorgular burdan atıf yapar, Türkiye de hukukun geldiği nokta bu siz polyannacılık oynuyorsunuz
 
Kadın kocasından ayrılmış şiddet gördüğü için, (zaten o şerefsizin böyle bir ortamda büyüdüğünü tahmin ediyordum, bu karakterde biri sevgi ortamında büyümemiştir.) kadın üzgün ne diyebilir ki. Babasının yanında öyle yetişti diyor. Ben çok istedim oğlumun ondan uzakta büyümesini ama başaramadım dedi. Oğlumun şiddet ortamında büyümesi bunu yapmasına gerekçe olamaz. Ben onun bir karıncayı bile incitmesini istemezdim dedi. Özgecan'ın ailesinin yanına gidip elini ayağını öpmek istiyorum dedi.

Devlet ailelerin içinde bu çocuklar nasıl yetişiyor kontrol etsin dedi. Çok istedim oğlumun benim yanımda yetişmesini ama olmadı dedi. Kadın çok fazla şiddet görmüş, kemerle, et kıyma makinesi ile. Uzun seneler önce boşanmış zaten. Babası insan olsa, oğlunun suçunu suçla örtmezdi dedi. Madem oğlum beni aradı ben oraya adaleti götürürdüm dedi. O daha çok suça teşvik etmiş dedi.
Demek o şerefsizin annesi de bir şiddet mağduruymuş. Üzüldüm.
 
Tüm suçu anneye yani -kadına- atmak da doğru değil. Bu adamın hiç mi iradesi yoktu? Bir çocuğu yalnızca kadın mı büyütür?


Ben kadını suçlu bulmuyorum, kimse oğlu katil olsun istemez. Hele bir anne. Babası zaten İNSAN olsa oğlunu kendi elleri ile teslim ederdi. Kadın zaten sürekli şiddet görmüş dayak yemiş. Yıllar önce boşanmış...
Bizim komşumuz var 6 yaşında çocuk 14 yaşında ablasını bıçaklamaya kalktı. Kız kendini odaya kitlemiş odanın kapısına saplamaya çalışmış bıçağı.Düşünsenize 6 yaşında! Onlarında babası sürekli eşini dövüyor.
 
Tüm suçu anneye yani -kadına- atmak da doğru değil. Bu adamın hiç mi iradesi yoktu? Bir çocuğu yalnızca kadın mı büyütür?
değil mi bu da bir çeşit cinsiyetçilik. çocuğu kadın büyütür, ikisi yapıyorsa ikisi büyütecek de. hep böyle böyle erkekleri tepemize çıkarıyoruz en modernimizin bile aklındaki düşünce çocuğu ana büyütür.
 
Ben kadını suçlu bulmuyorum, kimse oğlu katil olsun istemez. Hele bir anne. Babası zaten İNSAN olsa oğlunu kendi elleri ile teslim ederdi. Kadın zaten sürekli şiddet görmüş dayak yemiş. Yıllar önce boşanmış...
Bizim komşumuz var 6 yaşında çocuk 14 yaşında ablasını bıçaklamaya kalktı. Kız kendini odaya kitlemiş odanın kapısına saplamaya çalışmış bıçağı.Düşünsenize 6 yaşında! Onlarında babası sürekli eşini dövüyor.

değil mi bu da bir çeşit cinsiyetçilik. çocuğu kadın büyütür, ikisi yapıyorsa ikisi büyütecek de. hep böyle böyle erkekleri tepemize çıkarıyoruz en modernimizin bile aklındaki düşünce çocuğu ana büyütür.

Yani bu olayda bile faturanın bir kadına kesilmesi çok acı.
Ona bakacak olursanız bu kadını koruyan fikirleri savunan yeni nesil Türk kadınları olarak da eminim birçoklarımız gayet de ataerkil ailelerde yetişmiştir. Birçoklarının rol model olarak alabilecekleri güçlü, mağrur bir anneleri de yoktur.
Ama KİMİ kadınlar kendi dünyalarını evde gördüklerinden daha fazlası haline getiriyorsa; okuyor, araştırıyor ufkunu açıyorsa aynı şeyi erkekler niye yapamasın?
Kadın kendini yetiştiriyor, modern fikirler alıyor da erkeğe gelince niye tüm suç yine bir kadına -anneye- atılıyor? neden hemen ''Eee annesi yüzünden tabi.'' deniyor.
Aynı olay ev işi, çocuk bakımı paylaşımı mevzusu için de geçerli. Herkes ''Ne yapalım, annelerinden böyle görmüşler.'' diyip işin içinden çıkıyor. Ama ev işleri ve çocuk bakımında demokratiklik isteyen kadınlar da annelerinden öyle görmüş oluyorlar. Ama ailede gördükleriyle yetinmeyip kendilerini yetiştiriyorlar, peki erkeklere gelince ne değişiyor?
Çünkü işlerine öyle geliyor. Bu kadar basit. Kendi bencilliklerini yine bir başkasına -bir kadına- yıkmak hoşlarına gidiyor.
Bu tamamen bir tercih meselesi.
 
yooo söyleyin lütfen şahsen ben çok merak ettim, sebebini.
bu adam diyelim ki kaçarken kaza yapsa ve yaralansa, doktora götürseler, o doktor eli mahkum tedavi edecek. doktorun mesleği o. hipokrat yemini bunu gerektirir.
avukata gelince. zaten mahkemeye çıkması için avukatı olması gerekir, kasten öldürmekten yargılanacak ve bildiğim kadarıyla beraat hükmü dışında hiçbir hüküm avukatı olmaksızın yüzüne okunamaz. dolayısıyla biri illa ki savunacak.
kızılan nokta, daha doğrusu benim kızdığım nokta şu;
bu adam polisteki ifadesinde (avukatsız olan ifadesi yanılmıyorsam) tecavüze yeltendiğini ve Özgecan direnince öldürdüğünü itiraf etmişti. ama yeni ifadeye göre ilk saldıran Özgecanmış, tecavüz niyeti yokmuş, babası asgari ücretle çalışan bir üniversite öğrencisi çıkarıp dolmuş şoförüne kestirmeden gitmesi için çıkarıp 100 lira vermiş, her nedense taksiye binmemiş. bir de üzerine gitmiş adamın kafasına gözüne vurmuş, adamı çırmıklamış.
bir bana tecavüz etmeye çalıştı, karşı koydum yanlışlıkla öldü dememiş, sanırım aklına gelseydi onu da derdi bence.
burada sorun bu adamın savunulması değil. hoşumuza gitsin gitmesin birileri savunacak. hapiste tecavüz fantezileri falan ortadaki vahşette iç soğutsa da Hektor'un intikamını Kabilin almasını beklemek gibi bir şey. adaleti hukuk sağlar, orman kanunu değil ve tecavüz mağdurunun intikamını karısını namus davasında 5 yerinden doğramış adamın alması en hafif ifadeyle trajikomiktir. yani içerde dayasınlar bir tarafına da demiyorum.
bu adam için de hoşumuza gitse de gitmese de var adalet. bu adam içeride ölmesin, sakatlanmasın diye de var ( ne acı değil mi, Özgecan'ın yaşam hakkını koruyamayan adalet, bu adamınkini korumak zorunda özellikle de hapiste)
ama bu avukat, ölmüş bir kadına iftira attı. elbette müvekkilini savunacak. alacağı ceza müebbetse bunun ağırlaştırılmış müebbet olmaması için mücadele edecek ama alenen tecavüz etmek için cana kıymış bir adamı kurtarmak için ölmüş bir kızın üzerine haksız tahrik suçunu yüklemek hangi vicdana sığar?
avukattan beklenen sadece işini yapmasıydı, şeytanın avukatlığını yapması değil.

Hukukun kusursuz oldugunu hiçbir zaman savunmadım. Bilim bile hatta matematik bile kusursuz degilken, hukukun kusursuz olması zaten beklenemez. Ayrıca hukuk ve ahlak belli kişilerin dayatmalarını da içerir. Birileri bu konuların bazı noktalarına karar verirler ve biz de uyarız. Eski atalarımızdır ya da yönetici kesimdir falan... Ama kusurlu da olsa kusursuz da olsa, üstünün hukuku da olsa maalesef tek seçenegimiz hukuk ve onun ilkeleri. Yani bu benim dememle olan bir şey degil, kaos istemiyorsan, orman kanunu istemiyorsan hukuk mecburen tek kapı.

Bahsettigin şeyler sana kötü de gelse hukukun sınırında olan şeyler. Savunma tarafı elinden geldigince kendisini savunacaktır. Katil de olsa, pislik de olsa... ceza almamak ya da en az cezayı almak adına kendisini savunacaktır.

Şeytanın avukatlıgına gelirsek... çogu avukat şeytanın avukatı aslında. Ama bu konuyu uzatmak istemiyorum sonra millet kendi duygusal hezeyanları üzerinden bana vicdansız etiketi yapıştırıyor. Ugraşamam.
 
Yani bu olayda bile faturanın bir kadına kesilmesi çok acı.
Ona bakacak olursanız bu kadını koruyan fikirleri savunan yeni nesil Türk kadınları olarak da eminim birçoklarımız gayet de ataerkil ailelerde yetişmiştir. Birçoklarının rol model olarak alabilecekleri güçlü, mağrur bir anneleri de yoktur.
Ama KİMİ kadınlar kendi dünyalarını evde gördüklerinden daha fazlası haline getiriyorsa; okuyor, araştırıyor ufkunu açıyorsa aynı şeyi erkekler niye yapamasın?
Kadın kendini yetiştiriyor, modern fikirler alıyor da erkeğe gelince niye tüm suç yine bir kadına -anneye- atılıyor? neden hemen ''Eee annesi yüzünden tabi.'' deniyor.
Aynı olay ev işi, çocuk bakımı paylaşımı mevzusu için de geçerli. Herkes ''Ne yapalım, annelerinden böyle görmüşler.'' diyip işin içinden çıkıyor. Ama ev işleri ve çocuk bakımında demokratiklik isteyen kadınlar da annelerinden öyle görmüş oluyorlar. Ama ailede gördükleriyle yetinmeyip kendilerini yetiştiriyorlar, peki erkeklere gelince ne değişiyor?
Çünkü işlerine öyle geliyor. Bu kadar basit. Kendi bencilliklerini yine bir başkasına -bir kadına- yıkmak hoşlarına gidiyor.
Bu tamamen bir tercih meselesi.
Aynı şeyi erkeklerde yapsın, çocuğu düzgün yetiştirsin deyince hemen olamayacağı için annelere yükleniliyor aslında. Erkek şiddetinden ve hegomanyasından en çok zarar gören yine kadın olduğu için.Önce düzgün babalık yapacak, çocuklarına doğru örnek olacak erkek çocuklarını yetiştirmeliyiz ki biz kadınlar, sonraki nesillerde dediğiniz örnekler olsun.
Şiddet görmüş bir anne kaçıp canını zor kurtardıysa mecburen eski eşine bıraktığı çocuğunun birgün o adamdan şiddet göreceğini,ilerde psikopat bir karakter olabileceğini hesaplayıp o çocuğu kurtarmaya çalışmalıdır bana göre.
Baba şerefsizin teki , o kesin. Ama "anneninde yapacağı birşey yok"kısmını kabul etmiyorum.
Bu toplumu biz kadınlarımız, kızlarımız için yaşanılır hale getirmek istiyorsak o hayal ettiğimiz düşünceli babaları önce yetiştirmemiz gerekiyor.
 
Tüm suçu anneye yani -bir kadına- atmak da doğru değil. Bu adamın hiç mi iradesi yoktu? Bir çocuğu yalnızca kadın mı büyütür?

Ben de dün aslında buna benzer şeyler yazmıştım, istedigin kadar yetiştir ne olacagı belli olmaz diye.

Burada önce anne hatalı diyorlar, baba o arada ne yapıyordu sormuyorlar. Hadi anne-baba'ya suç attılar, peki akrabalar? Akrabaları da geçtim arkadaş çevresi? Sonuçta sebep varsa buna, hepsi de sebeptir. Bunu sırf ''ailesi yetiştirememiş''e baglamak saçma.
 
Back