• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

TBMM Başkanı'ndan skandal sözler: Laiklik olmamalıdır!

E aynen, o %99 çok üstünkörü bir rakam.
O değil de keşke tek derdimiz yönetim şeklimiz olsaydı. Başımızda bir dünya dert varken şu mesele lüks kaçıyor valla.
Sanki şeriat gelse akan kan duracak, tüm sorunlar bitecek, şu konuda bu kafaya sahip birisi var şaşırıyorum yani. Kaosun tam ortasındayız, şimdi bir de yönetim şekli değişelim tam olsun. İyice karışsın ortalık.
Valla ben ülkemin üstünden dumanlar tüterken gökyüzüne doğru bakıp harkıracağım günlerin gelmesini kati suretle istemiyorum. Hayal bile edemiyorum.
 
O değil de keşke tek derdimiz yönetim şeklimiz olsaydı. Başımızda bir dünya dert varken şu mesele lüks kaçıyor valla.
Sanki şeriat gelse akan kan duracak, tüm sorunlar bitecek, şu konuda bu kafaya sahip birisi var şaşırıyorum yani. Kaosun tam ortasındayız, şimdi bir de yönetim şekli değişelim tam olsun. İyice karışsın ortalık.
Valla ben ülkemin üstünden dumanlar tüterken gökyüzüne doğru bakıp harkıracağım günlerin gelmesini kati suretle istemiyorum. Hayal bile edemiyorum.
İşte ben de buna şaşırıyorum. Ortalık yangın yeri. Zannımca tek eksiğimiz şeriattı.
Ben bu tür isteklerin daima meclis altında tartışılması gerektiğini düşünürüm çünkü aksi halde marjinalleşir. Ama cidden yani oluru var mı, hele de şu anda.
Hele de kendi tabanında bile bu görüş ağırlıkta değilse.
Cidden başka derdimiz gücümüz yokmuş gibi böyle şeyleri tartışmak bile lüks.
 
İşte ben de buna şaşırıyorum. Ortalık yangın yeri. Zannımca tek eksiğimiz şeriattı.
Ben bu tür isteklerin daima meclis altında tartışılması gerektiğini düşünürüm çünkü aksi halde marjinalleşir. Ama cidden yani oluru var mı, hele de şu anda.
Hele de kendi tabanında bile bu görüş ağırlıkta değilse.
Cidden başka derdimiz gücümüz yokmuş gibi böyle şeyleri tartışmak bile lüks.
Boşuna kafa karıştırıyorlar. İşte bak duyanlar hemen başladı gelsin de gelsin diye.
Ya benim bildiğim önce bir araştırılır, raporlanır, ülke uygun altyapıya sahip mi nedir ne değildir bir güzel çıkarılır. Sonra öneri olarak sunulur, artısıyla eksisiyle halka söylenir. Ama hiçbir hazırlık yokken, beş çayı muhabbeti gibi koyverildi al işte.
 
Boşuna kafa karıştırıyorlar. İşte bak duyanlar hemen başladı gelsin de gelsin diye.
Ya benim bildiğim önce bir araştırılır, raporlanır, ülke uygun altyapıya sahip mi nedir ne değildir bir güzel çıkarılır. Sonra öneri olarak sunulur, artısıyla eksisiyle halka söylenir. Ama hiçbir hazırlık yokken, beş çayı muhabbeti gibi koyverildi al işte.
Ki ben cidden tabanlarından da ciddi bir destek olduğunu sanmıyorum. Bir şeriat nedir desen "insanın kendine yakışanı giymesidir" klasmanından cevap verecek olan twitter, facebook ergenleri, bir de hakikaten şeriatın Allah düzeni olduğuna inanan, gerçekten şeriat isteyen insanlar ki benim ciddiye aldıklarım bu ikinci grup, onların da oranı bence AKP seçmeni içinde çok minimal.
 
Ki ben cidden tabanlarından da ciddi bir destek olduğunu sanmıyorum. Bir şeriat nedir desen "insanın kendine yakışanı giymesidir" klasmanından cevap verecek olan twitter, facebook ergenleri, bir de hakikaten şeriatın Allah düzeni olduğuna inanan, gerçekten şeriat isteyen insanlar ki benim ciddiye aldıklarım bu ikinci grup, onların da oranı bence AKP seçmeni içinde çok minimal.
Ve bazı kesim şu an elindeki imtiyazlarından vazgeçmek zorunda olduğunun farkında bile değil.
Tek başına otobüse binemeyecek, o müthiş avmlerde volta atamayacak, kendisi veya kızı okula gidemeyecek belki.
 
Ve bazı kesim şu an elindeki imtiyazlarından vazgeçmek zorunda olduğunun farkında bile değil.
Tek başına otobüse binemeyecek, o müthiş avmlerde volta atamayacak, kendisi veya kızı okula gidemeyecek belki.
Ama işte sorun şu ki o kesim Şeriat geldiğinde bütün bunların olmayacağını en azından Suudi Arabistandaki gibi olmayacağını düşünüyor. Bu uygulamaların saptırılmış yasalar olduğu fikrindeler onlar.
Bence çok ütopik bir düşünce.
 
şeriat geldiğinde bizi kim yönetecek ben onu merak ettim.. zira ilk "öpülecek" olanlar çocukları kumar masalarından toplananlar olur.. var mı şeriata göre bizi yönetecek bir yönetici adayınız? hayatının tek döneminde zinhar harama bulaşmamış, şaibesi bile olmamış, her şeyin hesabını tıkır tıkır verebilecek biri? evet 100 puanlık uzmanlık sorusu, istediğiniz kısımdan başlayabilirsiniz, kolay gele..
 
kizkurusu kizkurusu rica ederim ne demek, asıl kapatmak istediğiniz halde yazdığım yoruma cevap verdiğiniz için ben teşekkür ederim. Umuyorum inşallah birgün her konuyu önyargılardan arındırarak konuşur insanlar.


Bu seriat yonetimini savunanlarin hepsinin dilinde ayni kelam: "uygulayabilen yok, o yuzden Islam ulkeleri boyle".. Peki neden acaba? Hic dusundunuz mu? Bir kanun kitabi ile bir Kurani yan yana koyun, inandiginiz en sahih hadis kitabini da ekleyin, Kuranin tumu kanun olsa dahi herseyi karsilamada yetersiz kalir, ki, Kuran bir kanun kitabi da degildir. Tarih kitabi desem, diger peygamberlerin hayatlarindan ve baslarina gelen olaylardan daha cok bahsettigi icin belki daha yerinde bile olur. Sonuc olarak Kuran bir inanci anlatan, neden inanilmasi gerektigini anlatan bir kitaptir. Bir toplumun butun davalarina, acmazlarina care olabilecek kadar kanuni kaynaktan yoksundur. Neden boyle diyorum? Oyle olmasa idi seriat ile yonetilen ulkelerde kanunlar din adamlarinin verdigi fetvalar ile yurutulmezdi. Arabistanda kadinlarin muz almasi yasaklanmazdi. araba kullanmasi yasaklanmazdi. Tecavuze ugrayan kadin idam edilmezdi. Her seriatla yonetilen ulkenin kanunlari birebir esit olurdu. Hepsi seriat kanunlarini uygular, ama hepsinde seriat farklidir, din adaminin yorumuna gore degisir, sekillenir, Kitaba gore degil, kitapta her seye bir yasa yok cunki. Diyelim ki kizin tecavuze ugradi. Kuranda buna nasil bir ceza verilecegini acikca bildiren bir kanun var mi? Yok.. Acar incelersin sureleri, bir din adami kirbac sonucunu cikartir, digeri hadim, digeri tazminat, oburu kadini da oldurtur, recm eder, yaktirir, herkes kafasina gore birsey der. Aslinda Kuranda tecavuzun lafi bile gecmez, fetvalar ile kanun icat edilir, kiminin hosuna gider, kiminin gitmez, seriati dogru uygulamiyorlar deyip cikarlar isin icinden..

Buraya seriat geldiginde farkli hic birsey olmayacak. Bastaki dinci ne buyurursa o olacak. Sizler de "burada da seriat duzgun uygulanamadi" diye hayiflanip duracaksiniz.

Kadin insan midir? Suudi Arabistan gundemi bunu tartisiyor bugun, biz ise adamlara plaket veriyoruz. Negzel sey su Seriatla yonetilmek.. Penceresiz evlere kapatilmak, erkek sinekten bile kacmak, araba bile kullanamamak, hiyar bile alamamak, daha da otesi, Biz insan miyiz hanimlar?

Saraylım,
Kuran dinin anayasa kitabıdır, sen buna itiraz edebilirsin ama bu böyledir, içinde ele alınmamış tek hüküm yoktur. Diyorsun ki tecavüzün lafı bile geçmez, tekrar okumanı öneririm. Ki,
Eğer bugün ben müslümanım diyen ve çoğunluğunun Müslüman olduğu söylenen ülkelerde insanlar dinlerinin gerekliliğini tam ve doğru yerine getirseydi zaten tecavüz, hırsızlık, cinayet, başkasının hakkını gasp, yağma, öz evladına tecavüz gibi ahlaksızca vakalar yaşanmazdı.



Ve evet her ülke kafasına göre uyguluyor çünkü işlerine öyle geliyor, bugün bizde olsa aynısı olacağınında farkındayım, hatta devlet yönetimine bir kere İslam devleti yazıldı mı olacakları kestiremiyorum bile, ülkeye bir Humeyni gelirse ne olur diye endişe etmemek mümkün değil, bu sebeple gerçek şeriatı istesemde, gerçeğiyle din adamlarının kafasına göre uygulayacakları farklı olacağından laiklikten vazgeçilmesini istemem. Laikliğin geliş sebeplerinden biri de budur aslında, herkesin kendi kafasına göre uygulamalar yapıp, bu uygulamaların değişkenlik göstermesi.

Padişahlar devlet bekası deyip kundaktaki kardeşlerini öldürmüş ama biz Osmanlı İslam üzerine yönetiliyordu diyoruz mesela, evet bazı uygulamaları olabilir ama evlat ve kardeşlerini öldürmeleri 1 yanlışın tüm doğruları götürmesi gibi birşey, dinde bunu nereye oturtacağız? Oturtacağımız bir yer yok, bildiğimiz öldürmüşler işte, cezalandırılmaları gerekir dine göre ama padişah denip meşru görülmüş yaptıkları, oysa ayetlerde padişahlara devlet büyüklerine ayrı muamele edin diye birşey yoktur, herkes eşittir.

Uzattım ve dayanamadığım için dini yoruma da epeyce girdim ama birşeyi istemek, duygularını dile getirmek başkadır, mantığına yatanı onaylamak başkadır.
Mantıklı olan laik yönetimin devam etmesidir.


 
Ama işte sorun şu ki o kesim Şeriat geldiğinde bütün bunların olmayacağını en azından Suudi Arabistandaki gibi olmayacağını düşünüyor. Bu uygulamaların saptırılmış yasalar olduğu fikrindeler onlar.
Bence çok ütopik bir düşünce.
Düpedüz öyle, hatta daha da ilerisi olabilir, eğer gelirse bence.
Umarak bir işe başlanmaz bence, önce emin olmak gerekir.
 
Hakaret olarak algılamadım. Yoksa "sağol" demezdim.
Senin inanacına göre, iyi bir dilekte bulunduğunuda biliyorum.
Bahsettiğin yazıyıda mutlaka okuyacağım.
Mevlana uçan dostlarını pek sevmesemde, böyle yazıları okumak hoşuam gidiyor.

İnsanlar Ateist'liğin bir tür liseli isyanı olduğunu sanıyor fakat öyle kolay ulaşılan bir yol değil.
Türlü dikenli yollardan geçmek, gece gündüz aklına getirdikçe ateşler içinde yanacağını hayal etmek... Sonra tüm bunlardan kurtulmak için çabalamak. Pek bir zor.


İsim olarak hatırlamıyorum ama abd de sanırım çok ünlü bir ateist, Allahın varlığını reddediyordum derken, artık bu alemi yaratan bir Allah olduğunu kabul ediyorum demişti

Peki zaten bir ateistle şeriatı konuşmak çok yersiz olacak Allahın kanununu kabul etmek için önce Allahı kabuk etmek gerek bunda hemfikiriz zaten sanırım
 
İsim olarak hatırlamıyorum ama abd de sanırım çok ünlü bir ateist, Allahın varlığını reddediyordum derken, artık bu alemi yaratan bir Allah olduğunu kabul ediyorum demişti
Stephen Hawking
Aslında kelime "Allah" değil, yaratıcı ve burada Teistlerin anladığı anlamda din ve peygamber gönderen bir Allah'tan değil, deist ve agnostiklerin kabul edebileceği anlamda bir yaratıcıdan bahseder.
Deizim'in ve Agnostizim'in Ateizim'den ayrıldığı noktayı bilmek lazım, bu farkı anlamak için.
İlk iki inançsızlık sistemi Yaratıcı fikrini reddetmez (ama tek tanrılı dinleri reddeder, bu iki grubun var olabileceğini/olduğunu söylediği yaratıcı teistlerin Allah'ı ya da Tanrısı değil, örneğin 23. yy'daki bir bilim adamının deneyi isek/o bilim adamının simülasyonunda isek bizlerin Tanrısı o bilim adamıdır, gibi, biliyorum Teizim açısından fazla şirk koşan bir ifade ama en yakın bu şekilde anlatabilirim.) Ateizm ise tümden Yaratıcı fikrini reddeder. Allah, Tanrı, Kutsal Ruh, Zeus, Odin.... Hiçbiri yoktur, bu inançsızlık sistemine göre
Deizim, Tanrı vardır ancak din göndermemiştir der, kabaca
Agnostizim ise Tanrı'nın varlığı ya da yokluğu elimizdeki mevcut bilgilerle kanıtlanamaz der.
Hawking, Ateizm'den Deizm'e doğru yönelme içinde sadece. Çünkü cümlesi "Evrenin oluşumu bilimin gerçekliğine dayanır. ama bu hiçbir şekilde, bilim kuralları’nı koyan ve onları da yaratan bir tanrı olmadığı anlamına gelmez…” ..." şeklinde idi. Bu da en fazla Deizm olabilir zaten. Ama bu kesinlikle Teist bir cümle değil.
Bir agnostik dese ki "Yaratıcının varlığı da yokluğu da sahip olduğumuz kaynaklarla bilim ile kanıtlanamaz."
Bu cümle Teist bir cümle mi? Değil.
Teist insan Tanrı'nın olmadığı anlamına gelmez, demez, Tanrı/Allah vardır" der.
 
Stephen Hawking
Aslında kelime "Allah" değil, yaratıcı ve burada Teistlerin anladığı anlamda din ve peygamber gönderen bir Allah'tan değil, deist ve agnostiklerin kabul edebileceği anlamda bir yaratıcıdan bahseder.
Deizim'in ve Agnostizim'in Ateizim'den ayrıldığı noktayı bilmek lazım, bu farkı anlamak için.
İlk iki inançsızlık sistemi Yaratıcı fikrini reddetmez (ama tek tanrılı dinleri reddeder, bu iki grubun var olabileceğini/olduğunu söylediği yaratıcı teistlerin Allah'ı ya da Tanrısı değil, örneğin 23. yy'daki bir bilim adamının deneyi isek/o bilim adamının simülasyonunda isek bizlerin Tanrısı o bilim adamıdır, gibi, biliyorum Teizim açısından fazla şirk koşan bir ifade ama en yakın bu şekilde anlatabilirim.) Ateizm ise tümden Yaratıcı fikrini reddeder. Allah, Tanrı, Kutsal Ruh, Zeus, Odin.... Hiçbiri yoktur, bu inançsızlık sistemine göre
Deizim, Tanrı vardır ancak din göndermemiştir der, kabaca
Agnostizim ise Tanrı'nın varlığı ya da yokluğu elimizdeki mevcut bilgilerle kanıtlanamaz der.
Hawking, Ateizm'den Deizm'e doğru yönelme içinde sadece. Çünkü cümlesi "Evrenin oluşumu bilimin gerçekliğine dayanır. ama bu hiçbir şekilde, bilim kuralları’nı koyan ve onları da yaratan bir tanrı olmadığı anlamına gelmez…” ..." şeklinde idi. Bu da en fazla Deizm olabilir zaten. Ama bu kesinlikle Teist bir cümle değil.
Bir agnostik dese ki "Yaratıcının varlığı da yokluğu da sahip olduğumuz kaynaklarla bilim ile kanıtlanamaz."
Bu cümle Teist bir cümle mi? Değil.
Teist insan Tanrı'nın olmadığı anlamına gelmez, demez, Tanrı/Allah vardır" der.
Biri teist değilse direkt ateist zannediyorlar. :D
Oysaki sadece deizmin bile kaç türü var. Kimisi Tanrı'yla iletişimini kesmez, dua eder, ibadet konusunda bilgim yok zaten nette de bulamadım. Kimisi Tanrı'yı kabul eder, ancak yaratmış ve bırakmıştır gözüyle bakar dua, ibadet işleriyle ilgilenmez. Bir keresinde bir dini ritüeli gerçekleştiren bir deist tanımıştım. Sordum yani dini reddediyorsun niye böyle? Yaratıcıya seslenirken amin demişim ne farkeder ki, benim öyle tabularım yok demişti. Tanrı'ya bakış açısı çeşitlidir yani. Bazısı sevgi dolu bir Tanrı figürü çizer, bazısı da daha uzak, direkt olarak insanlığa etkisi olmayan bir Tanrı.
Benim şimdiye kadar tanıştığım kişilerden, okuduğum birtakım dökümanlardan öğrendiklerim bunlar. Yanlışım varsa birisi düzeltsin.
 
Biri teist değilse direkt ateist zannediyorlar. :KK70:
Oysaki sadece deizmin bile kaç türü var. Kimisi Tanrı'yla iletişimini kesmez, dua eder, ibadet konusunda bilgim yok zaten nette de bulamadım. Kimisi Tanrı'yı kabul eder, ancak yaratmış ve bırakmıştır gözüyle bakar dua, ibadet işleriyle ilgilenmez. Bir keresinde bir dini ritüeli gerçekleştiren bir deist tanımıştım. Sordum yani dini reddediyorsun niye böyle? Yaratıcıya seslenirken amin demişim ne farkeder ki, benim öyle tabularım yok demişti. Tanrı'ya bakış açısı çeşitlidir yani. Bazısı sevgi dolu bir Tanrı figürü çizer, bazısı da daha uzak, direkt olarak insanlığa etkisi olmayan bir Tanrı.
Benim şimdiye kadar tanıştığım kişilerden, okuduğum birtakım dökümanlardan öğrendiklerim bunlar. Yanlışım varsa birisi düzeltsin.
Evet.
Örneğin Wicca'lık diye bir din var. Biz Cadı diye çeviriyoruz ama bize masallarda anlatılan Cadılar değil. Bir çeşit pagan bunlar. Eski hikayelerdeki şifacı kadın/erkekler olarak düşünebiliriz.
Genellikle kadınlardır, en azından kadınlar daha üst statüdedir. Dinin varlığı Hristiyanlık öncesine kadar gider. Hristiyanlığın pek çok dini ayini, tarihi Paganlıktan alınmadır.
Kabaca Kadının yaratıcı gücünün tanrısallık taşıdığını söylerler. Doğa Ana ifadesi de Paganistik bir ifadedir.
Günümüzde kendisini Deist olarak tanımlayan ve Pagan ayinlerine devam edenler olduğu gibi Wiccalar ya da Nütüristler (sanırım doğru yazdım) yani Doğacılar (biz de Doğa Tapıcı olarak çevrilir ama bence doğru bir çeviri değil, çünkü Doğa'ya tapmazlar, Doğanın yaratıcı gücüne saygı duyarlar, ikisi farklı şeyler) da var.
Yani Teizm açısından bakıldığında Tanrı Tanımazlık pek çok fraksiyona sahip.
Dallı budaklı bir konu.
İbadet eden Deistler...
Kimine göre kafası karışık Müslümanlar, bana göre ise söz konusu inanç olduğunda insanlar istedikleri şekilde inanmakta ya da inanmamakta serbest olmalı.
Eğer o deist ibadet ederek daha mutlu oluyorsa, kendisi bilir. Ama kendi kişisel fikrim, inanmamak zor bir şey, zorlu bir süreç ve onlar sürecin henüz başındalar. Bir kısmı ilerler, bir kısmı geri döner, bir kısmı da olduğu yerde mutludur.
 
Son düzenleme:
Evet.
Örneğin Wicca'lık diye bir din var. Biz Cadı diye çeviriyoruz ama bize masallarda anlatılan Cadılar değil. Bir çeşit pagan bunlar. Eski hikayelerdeki şifacı kadın/erkekler olarak düşünebiliriz.
Genellikle kadınlardır, en azından kadınlar daha üst statüdedir. Dinin varlığı Hristiyanlık öncesine kadar gider. Hristiyanlığın pek çok dini ayini, tarihi Paganlıktan alınmadır.
Kabaca Kadının yaratıcı gücünün tanrısallık taşıdığını söylerler. Doğan Ana ifadesi de Paganistik bir ifadedir.
Günümüzde kendisini Deist olarak tanımlayan ve Pagan ayinlerine devam edenler olduğu gibi Wiccalar ya da Nütüristler (sanırım doğru yazdım) yani Doğacılar (biz de Doğa Tapıcı olarak çevrilir ama bence doğru bir çeviri değil, çünkü Doğa'ya tapmazlar, Doğanın yaratıcı gücüne saygı duyarlar, ikisi farklı şeyler) da var.
Yani Teizm açısından bakıldığında Tanrı Tanımazlık pek çok fraksiyona sahip.
Dallı budaklı bir konu.
İbadet eden Deistler...
Kimine göre kafası karışık Müslümanlar, bana göre ise söz konusu inanç olduğunda insanlar istedikleri şekilde inanmakta ya da inanmamakta serbest olmalı.
Eğer o deist ibadet ederek daha mutlu oluyorsa, kendisi bilir. Ama kendi kişisel fikrim, inanmamak zor bir şey, zorlu bir süreç ve onlar sürecin henüz başındalar. Bir kısmı ilerler, bir kısmı geri döner, bir kısmı da olduğu yerde mutludur.
Evet wicca da tanımıştım, çok ilginçti cidden. Ramazanda oruç da tutuyordu bazen, bazen meditasyon tarzı şeyler yapıyordu, dolunayı bekleyip ritüeller de yapıyordu. Çok yönlüydü.
İbadet eden deist denince orada durmak gerek bence. Adam dinleri reddederken nasıl kafası karışık müslüman olacak ki ya? O kişi ona, ruhuna huzur veren, hoşuna giden herhangi bir şekilde ibadet, dua edebileceğini, tabuları olmadığını söylemişti. Yani bütün ritüelleri eksiksiz yerine getirmiyor ki bu adam, yine dini reddediyor yani.
Bana kalırsa deizm ateizm kadar net değil. Biraz serbest bırakıyor, açık büfe misali, herkes kendine göresini seçip yaşıyor. Biraz bireysel bir anlayış var, toplu bir hareket yok.
 
Evet.
Örneğin Wicca'lık diye bir din var. Biz Cadı diye çeviriyoruz ama bize masallarda anlatılan Cadılar değil. Bir çeşit pagan bunlar. Eski hikayelerdeki şifacı kadın/erkekler olarak düşünebiliriz.
Genellikle kadınlardır, en azından kadınlar daha üst statüdedir. Dinin varlığı Hristiyanlık öncesine kadar gider. Hristiyanlığın pek çok dini ayini, tarihi Paganlıktan alınmadır.
Kabaca Kadının yaratıcı gücünün tanrısallık taşıdığını söylerler. Doğan Ana ifadesi de Paganistik bir ifadedir.
Günümüzde kendisini Deist olarak tanımlayan ve Pagan ayinlerine devam edenler olduğu gibi Wiccalar ya da Nütüristler (sanırım doğru yazdım) yani Doğacılar (biz de Doğa Tapıcı olarak çevrilir ama bence doğru bir çeviri değil, çünkü Doğa'ya tapmazlar, Doğanın yaratıcı gücüne saygı duyarlar, ikisi farklı şeyler) da var.
Yani Teizm açısından bakıldığında Tanrı Tanımazlık pek çok fraksiyona sahip.
Dallı budaklı bir konu.
İbadet eden Deistler...
Kimine göre kafası karışık Müslümanlar, bana göre ise söz konusu inanç olduğunda insanlar istedikleri şekilde inanmakta ya da inanmamakta serbest olmalı.
Eğer o deist ibadet ederek daha mutlu oluyorsa, kendisi bilir. Ama kendi kişisel fikrim, inanmamak zor bir şey, zorlu bir süreç ve onlar sürecin henüz başındalar. Bir kısmı ilerler, bir kısmı geri döner, bir kısmı da olduğu yerde mutludur.
Mar, şimdi ben mesela Allah'ı kendime manevi bi güç olarak görüyorum, dua mı teşekkürü mü sık sık iletirim kendisine.Ama geri kalan hiç bir şeye inanmıyorum...Ben şimdi deist mi yok sa kafası karışmış biri mi oluyorum?Fikrini istiyorum?
(yasak mıydı bu konular?)
 
Mar, şimdi ben mesela Allah'ı kendime manevi bi güç olarak görüyorum, dua mı teşekkürü mü sık sık iletirim kendisine.Ama geri kalan hiç bir şeye inanmıyorum...Ben şimdi deist mi yok sa kafası karışmış biri mi oluyorum?Fikrini istiyorum?
(yasak mıydı bu konular?)
Ben bile yazdım bu topikte, normalde girmiyoruz yasak ama haberin içeriği bu yöndeydi.
Deizm, Ateizm vb merak edilenleri özelden devam ederseniz, konudan sapmamış oluruz;)
 
Kesinlikle şeriatı savunmuyorum,, çünkü şeriat uygulamak için, şerri hüküm verecek Zatların ciddi dini bilgi, takva, öngörü, merhamet, iman sahibi olması gerek ve günümüzde böyle insanların çok fazla olmadığını düşünüyorum. Böyle kişiler olmadığı için de önüne geçen şerri hukuk diyip kafasına göre ceza kesebiliyor. Bunun sonuçları da şeriat ile yönetiliyoruz diyip birçok kötülüğe imza atan ve gerçek islamla ilgisi olmayan bir yönetime sahip ülkelerdir. Ve bu ülkeler İslam'ın adını kötülüyor.

Gerçek şeriatta bir uygunsuzluk yok, şu anki şeriatla yönetilen ülkelere bakıp bunu İslami şeriat olarak adledmek, gerçek anlamda şeriat bilmememizden kaynaklı.

Şeriatı el kesmek, kırbaç olarak görmek yanlış. Çünkü gerçek şeriatta bu cezaları almak için çok ciddi bir suç işlemek ve bunu kanıtlamak gerek. Hırsızın eli kesilir ama bu hırsızlığı çok ama çok ciddi boyutta olması ve kanıtlı olması gerekir. Yani annenden para çaldın elin kesilir yok öyle birşey. Hırsızlığın birinin malına ve maneviyatına çok ciddi boyutta zarar vermiş olması, hırsızın, madurun yakının olmaması şeklinde hükümler genişler. İhtiyacın varken bişey çaldın mesela, Allah bunu bile hafifletiyor. El kesme cezasını hak edene kadar çok iğrenç birşey yapman gerek yani, öyle bakkaldan ekmek çalmalı bişey değil bu.

Şu anki şeriatta biri gidip yalan atıp bu kadın zina yaptı dese recm ediliyor. Oysa bu dinde yok. Ama bunu bile İslamiyet'e mal edenler var.

ABD'de suçlular akıl almaz yöntemlerle cezalandırılıyor ve idam ediliyor, ama bunu demokratik bulan varken, şeriattaki kırbaç cezasını (kaldı ki bu da ciddi suç işleyenler için geçerli) insanlık dışı bulanlar var.

Şeriatı gerçekten anlamak için Kuran okumak zorundayız, okumadan gördüklerimizle yargılamak gerçek anlamda akıl fikir sahibi olan kişilere yakışmıyor, araştırmadan fikir beyan edersek o cahil dediklerimizden farkımız kalmaz. Kuran-ı Kerim'e inanmıyor olabilirsiniz ama ben de şu anki haline inanmadığım halde (aslı değiştirildiği için inanmıyorum yoksa asıl hali de Allah'ın gönderdiği kitaptır) İncil okudum. İnanmamak için, neye inanmadığını bilmek zorundayız. Ya inanmadığımız şey doğruysa, önyargı değil mi bu?

Bence zaten şeriat tam olarak uygulanmadığı için de, şeriat kisvesi altında Allah'ın adını kullanan ülkeler çokça acı çekiyor. Bu da Allah'ın gazabıdır. Sanıyormusunuz Allah bundan razı.

O bakımdan en temizi LAİKLİK. Laiklik dinsizlik değil, din kutsalını sağlamaktır. Şeyhim şıhım diyip yönetime burnunu sokanlar şimdi paralelci olduysa, bu LAİKLİK sınırını tam çizemeyenlerin hatasıdır. O yüzden LAİKLİK olmalı ve din sömürüsü ile siyaset engellenmelidir.

Bunu RTE beyjiğimde demedi mi?
 
Mar, şimdi ben mesela Allah'ı kendime manevi bi güç olarak görüyorum, dua mı teşekkürü mü sık sık iletirim kendisine.Ama geri kalan hiç bir şeye inanmıyorum...Ben şimdi deist mi yok sa kafası karışmış biri mi oluyorum?Fikrini istiyorum?
(yasak mıydı bu konular?)
Bana göre kendini nasıl tanımlamak istiyorsan öyle bir insansın. Kavramların bence hiç önemi yok. İnançsızlık sistemlerini alıp sanki tek bir doğru varmış gibi "buysa budur yoksa yanlıştasın" demek inanmamanın mantığına aykırı bence.
Şimdi ben sana kafası karışık Müslüman desem...
Çok saçma değil mi?
3 tane Tek Tanrılı din var, biri de bizim topraklarımızda hüküm süren İslamiyet. Kurallarını, öğretilerini hepimiz biliriz ve sen bir noktada uyuşmamışsın ki ayrılmışsın.
Şimdi Deizmi, ateizmi, agnostisizmi senin karşına bir "din" olarak koymayı ve "kurallarımız bunlar, uymazsan çıkarsın" demek eşyanın tabiatına aykırı.
Bir ateist huzuru dinsizlikte ve mantıkta bulmuş, her soruna mantıksal açıdan yaklaşarak bulmuş/buluyor ya da bulamayıp bundan şikayet etmiyor olabilir.
Bir başkası huzuru İslamda bulmuş olabilir.
Sen de huzuru İslam'ın Allah'ında bulmuş ( ya da en azından sana en çok anlatılan Yaratıcı "O" olduğu için Yaratıcı dediğinde aklında Allah canlanıyor olabilir ki bence çoğu Türk Deistteki durum bu) olabilirsin.
Önemli olan senin kendini nasıl daha mutlu, daha huzurlu ve daha iyi bir insan olarak hissettiğin.
Gerisi bence hiç önemli değil.
 
Back