çocuğumun geleceği için yurt dışını tercih ederdim...Merhaba hanımlar.
Bir çok kişiye göre dert değil belki ama benim bu konuda ciddi anlamda yardıma ihtiyacım var.
Öğretmenim, devlette atanmış çalışıyorum. Çok da memnunum, seviyorum mesleğimi. Öğrencilerimi, ders anlatmayı, okul ortamını gerçekten seviyorum. İlerisi için yurtdışında çalışma imkanını mutlaka değerlendirmeyi istiyorum. Alanimda yüksek lisans yaptim, tez duruyor malesef sebebi de ikinci olarak okuduğum üni.den fırsat bulamadım.
Bunun yanı sıra, bir o kadar daha istediğim başka bir durum var. ikinci bir üniversite olarak hukuk okudum. Bunda da kazanmayı çok istediğim bir sınav vardi. Yaşım 30 ve bunun için en geç 35 yaşına kadar halletmek gereken bir sinav ve son 3 yilimi bu sınava hazırlanarak geçirdim ama olmadı malesef.
Eşim çok yardımcı oldu bu süre zarfında, ev işinden çocuk bakımına kadar. Hakkını yiyemem. Akşamın bir saatine kadar kütüphanelerde geçirdim herşeye o baktı sağolsun. Şimdi benim içimden bir ses bir kere daha hazırlan su sınava diyor. Diğer bir ses de tezini yaz ve yurtdışı işi için uğraş diyor.
İki arada kaldım. Sınavı kazansam yorucu ama prestijli ve çok keyif alacagima inandığım bir iş yapacagim ama bu süreçte eşim ve oğlumu ihmal etme durumu olacakama çok istiyordum. Yaşım da geçiyor 35 olmadan halletmek gerek. Ya pişman olursam ilerde tekrar denemedigim için diyorum.
Diğer yandan da yaz tezini (gerçi her halükarda tezi yazmak zorundayım.) Ogretmenlikte devam et. Seviyorsun sonuçta bu işi de diyorum.
Eşime tekrar hazırlanacağım demeye de utaniyorum. Her kararımda arkamda olur ama bilemiyorum çok kararsızım. Ne yapmali? Dinginlik mi? Yoksa daha çok çalışmak mı? İdealist düşünerek cevap verirseniz çok sevinirim.
Uzun oldu, kusura bakmayın. Şimdiden teşekkürler.
İşinizden gayet memnun olduğunuz konusunda kendinize dürüst müsünüz acaba? Yurtdışı ve alakasız meslek planları yapıyorsunuz, aklınız başka başka yerlere kayıyor besbelli. Tezi bırakıp ikinci üniversiteye başlamanız da bunu düşündürdü. Memnun değilsiniz belki de. Belki de kendinizi başka bir yerde görmek istiyorsunuz. Hisleri ve istekleri doğru tartarak gitmekte yarar var diye düşünüyorum. Neyden memnun olup neyden memnun olmadığınız üzerine detaylı düşünmekle başlayabilirsiniz gibime geldi.
bazı insanlar yapabildiği herseyi sonuna kadar zorlar. konu sahibide yapabiliyorum o halde varim demis sanırım. o yüzden de aklı karışık gibi. çünkü bir degil bir kac seyi yapabiliyo. yeteneği ya da yatkınlığı var onun için de tek yöne kanalize olamıyor.
Bu kadar kafanız karıştığına göre öğretmenliği çok sevdiğiniz halde size yetmiyor. Yurtdışına gitme durumunun olabilitesi yüksekse onun için uğraşın derim ve tabiki tez aşamasına geldiyseniz muhakkak bitirin derim. Şahsen ben bi işi yarım bırakmaktan hoşlanmam. Diğer seçenekte ise çok istediğiniz bir iş var (tahminen söylüyorum sanırım akademisyenlik) eğer çok içinizde kalıcaksa onada bi el atın. Valla yazarken bende çıkamadım işin içindenMerhaba hanımlar.
Bir çok kişiye göre dert değil belki ama benim bu konuda ciddi anlamda yardıma ihtiyacım var.
Öğretmenim, devlette atanmış çalışıyorum. Çok da memnunum, seviyorum mesleğimi. Öğrencilerimi, ders anlatmayı, okul ortamını gerçekten seviyorum. İlerisi için yurtdışında çalışma imkanını mutlaka değerlendirmeyi istiyorum. Alanimda yüksek lisans yaptim, tez duruyor malesef sebebi de ikinci olarak okuduğum üni.den fırsat bulamadım.
Bunun yanı sıra, bir o kadar daha istediğim başka bir durum var. ikinci bir üniversite olarak hukuk okudum. Bunda da kazanmayı çok istediğim bir sınav vardi. Yaşım 30 ve bunun için en geç 35 yaşına kadar halletmek gereken bir sinav ve son 3 yilimi bu sınava hazırlanarak geçirdim ama olmadı malesef.
Eşim çok yardımcı oldu bu süre zarfında, ev işinden çocuk bakımına kadar. Hakkını yiyemem. Akşamın bir saatine kadar kütüphanelerde geçirdim herşeye o baktı sağolsun. Şimdi benim içimden bir ses bir kere daha hazırlan su sınava diyor. Diğer bir ses de tezini yaz ve yurtdışı işi için uğraş diyor.
İki arada kaldım. Sınavı kazansam yorucu ama prestijli ve çok keyif alacagima inandığım bir iş yapacagim ama bu süreçte eşim ve oğlumu ihmal etme durumu olacakama çok istiyordum. Yaşım da geçiyor 35 olmadan halletmek gerek. Ya pişman olursam ilerde tekrar denemedigim için diyorum.
Diğer yandan da yaz tezini (gerçi her halükarda tezi yazmak zorundayım.) Ogretmenlikte devam et. Seviyorsun sonuçta bu işi de diyorum.
Eşime tekrar hazırlanacağım demeye de utaniyorum. Her kararımda arkamda olur ama bilemiyorum çok kararsızım. Ne yapmali? Dinginlik mi? Yoksa daha çok çalışmak mı? İdealist düşünerek cevap verirseniz çok sevinirim.
Uzun oldu, kusura bakmayın. Şimdiden teşekkürler.
Bu kötü bir tuzak işte, o zaman elimizde sadece yarım yarım yapılmış bir sürü şey kalır. Önemli olan tamamlamak. :) Kendim için de söylüyorum bunu.
Burada bence şuna dikkat etmek gerekiyor: Bir şey "olmak" mı istiyoruz, o şeyi "yapmak" mı?
Örneğin hukuk bölümüne bazı insanlar hakikaten merak ettikleri için girerler. Öğrenmek istedikleri için. Konuyla alakalı her şey onları cezbettiği için. Üzerine düşünmek istedikleri için. Alakalı bir şey duyduğunda "O madde neydi ya?" diye dönüp bakmaktan kendilerini alamadıkları için.
Bazıları ise, "avukat olmak", "hakim olmak" için girerler. Konuştuğunuzda, size giyeceği cübbeyi falan anlatırlar, odakları odur. Topuklu ayakkabılarıyla, ajandalarıyla adliyede koşturma resmi cezbeder onları, veya birinin onları "avukat" diye çağırması falan.
Akademi için de bu böyle. O tezi yazmak istiyor muyuz, yoksa birileri bizim için "akademisyen" desin mi istiyoruz? Belki siyah beyaz değildir bunların cevabı, ama hangisini daha çok istiyoruz? Dürüst olalım. Bence bunların cevabı ne istediğimizle ilişkili çok şey söylüyor. Onu dinlemeliyiz.
İşte bunu diyorum, öğretmenlikte iyi olayım yine ideallerim olsun, eski hobim olan Ebru yapmayı da daha profesyonel hale getireyim. Aklım parça parca oldu. Her fikir güzel gibi, hepsine bir heves var. Ama hangisini seçmeli yım. Sınavı verip sonra bu dinginlige geçeyim diyorum sonra ya pişman olursam diyorum. Offben de öyle biriyim. ama çoğu zaman frenlerim kendimi :) yoksa hayatim parça parça hep eksik ve mutsuz olur dediğiniz gibi. yeteneğim olduğunu yapabildigimi düşündüğüm şeyleri hobihe ceviriyorum. ya da çevirmek için zemin hazırlıyorum.
bi kere geliyoruz dünyaya. sakin dingin ve mutlu olmak istiyorum.
Çok teşekkür ediyorum yorumlarınız için.
Hukuk sevgisi meraktan başladı işin açığı ama sonrasında farklı bir duruma döndü. Yüksek lisans zamanında akademisyenin istediğim ve hatta hocalarım kesin gözüyle baktığı için başladı. Ama tez de takıldı. Şu an sadece yüksek lisans bitsin diye yazacağım tezi. Fazlası gözümde kalmadı. Acaba diyorum hukuk da istediğim de mi öyle sönüp gidecek. Ama bir yandan da ya pişman olursam demekten alikoyamiyorum kendimi. Buyk dengesizlik örneği, farkındayım..
Aile hayatı böyle de yaşanmaz mi? Erkekler böyle yaşıyor. Yani genelde boş vakitlerini ailesine ayırıyor, ben de benzer birşey yapiyorum diye düşünüyorum ama bilemiyorum öyle mi acaba. Yaptığım her işte mükemmeliyetçi bir tutumum var. Bitirdiğim üni.leri başarıyla bitirdim. Okurken bir çok imkanı degerlendirdim. Erasmus yaptım. Teze kadar yüksek lisans da harikaydı. Ama tez yazanlar bilir konu seçmek inanılmaz zor olabiliyor. O dönem hukuka başladım ve tez kenarda kaldı. Şimdi tezi şubata kadar yazmak zorundayım. O olması mutlak bir durum. Ama Aralık'ta bitirip tekrar sınava mi ugrassam demekten kendimi alamiyorum.
Öğretmenlik hayattaki en harika iş. Ama aynı şeyleri tekrar tekrar anlatıyor olmak (her ne kadar yeni yöntemler, teknikler denense de) bir yerde eksik hissettiriyor. Ha devam edilemez mi? edilir çok da güzel işler yapılır ama ya diğer durum? Bunları düşünmekten alamıyorum kendimi.
Yapı olarak hayatım boyunca hiç tek bir iş yapamadim. Elimde degil yapamıyorum. Ama seçim yapmam gerek şu an sanırım. İki ihtimal de güzel ama hangisi... Eşimle ailemle daha fazla vakit geçirip daha sakin bir yaşam mi? Yoksa harila gurule çalışmak mı?
Sınava kazanmaya çok yaklaşıp kaybettiyseniz bi kez daha denenebilir bence belliki çok istiyorsunuz. Bir sınava yaklaşıp yaklaşıp 4 kez giren biri olarak söylüyorum. Tecrübe konuşuyor yaniAile hayatı böyle de yaşanmaz mi? Erkekler böyle yaşıyor. Yani genelde boş vakitlerini ailesine ayırıyor, ben de benzer birşey yapiyorum diye düşünüyorum ama bilemiyorum öyle mi acaba. Yaptığım her işte mükemmeliyetçi bir tutumum var. Bitirdiğim üni.leri başarıyla bitirdim. Okurken bir çok imkanı degerlendirdim. Erasmus yaptım. Teze kadar yüksek lisans da harikaydı. Ama tez yazanlar bilir konu seçmek inanılmaz zor olabiliyor. O dönem hukuka başladım ve tez kenarda kaldı. Şimdi tezi şubata kadar yazmak zorundayım. O olması mutlak bir durum. Ama Aralık'ta bitirip tekrar sınava mi ugrassam demekten kendimi alamiyorum.
Öğretmenlik hayattaki en harika iş. Ama aynı şeyleri tekrar tekrar anlatıyor olmak (her ne kadar yeni yöntemler, teknikler denense de) bir yerde eksik hissettiriyor. Ha devam edilemez mi? edilir çok da güzel işler yapılır ama ya diğer durum? Bunları düşünmekten alamıyorum kendimi.
Yapı olarak hayatım boyunca hiç tek bir iş yapamadim. Elimde degil yapamıyorum. Ama seçim yapmam gerek şu an sanırım. İki ihtimal de güzel ama hangisi... Eşimle ailemle daha fazla vakit geçirip daha sakin bir yaşam mi? Yoksa harila gurule çalışmak mı?
İşte bunu diyorum, öğretmenlikte iyi olayım yine ideallerim olsun, eski hobim olan Ebru yapmayı da daha profesyonel hale getireyim. Aklım parça parca oldu. Her fikir güzel gibi, hepsine bir heves var. Ama hangisini seçmeli yım. Sınavı verip sonra bu dinginlige geçeyim diyorum sonra ya pişman olursam diyorum. Offtam bir terazi burcuyum...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?