Akıl sağlığını için için yitirmekte olduğu bu kalabalık yalnızlık içinde olma ve yanlış yerde bulunma hislerini susturmak için, medet umduğu sigarasından bir dal çıkarıp, balkona doğru yönelerek efkarlı bir ifadeyle yakmıştı Şukufe;
-Kapa kız, balkon kapısını kapa, içeri geliyor dumanı. Şukufe, demiyim diyorum ama bir kadına hiç yakışmıyor şu hallerin. Erkek olsan olacakmış.
Eltisi Müyesser'in -ideal kadın nasıl olmalı- fikirli bu uyarısı üzerine, balkon kapısını dışarıdan çeken Şukufe, yönünü apartmanın trafik manzarasına çevirerek, yoldan gelip geçmekte olan arabaları izlemeye koyuldu, ideal kadın, ideal erkek neydi sahi? Esas soru, Şukufe ve Murtaza'nın, bir arada, birbirleri için ne kadar ideal olduklarıydı aslında...
Bugün, geçirmekte olduğu en boş günlerden biriydi; nitekim geçen günkü boşanma konuşmasının üzerine öküz yeteneklerini bir haftalığına gizleyerek normal insan gibi davranmaya çalışan Murtaza, "Şukufe elden gidiyeah" korkusu ile, ev işleri ve çocuk bakımını bir süre sırtlanmış, Şukufe'ye soluk aldırmaya karar vermiş ve "Annemlere, Müyesser geliyormuş, hadi git gez oralara doğru, birlikte alış-verişe gidersiniz isterseniz, cebinde bulunsun" diyerek eline üç-beş kuruş sıkıştırmış ve evden dışarı zorla itelemişti. Bu, tam da Şukufe'nin içini açacak türden bir soluklanma fikriydi, Murtaza için.
Zaten Şukufe'nin derdi başka ne olabilirdi ki? Ev işleri ve çocuk bakımından bunalmıştı en fazla, bir de alış-verişi gelmişti, iki parça etek çorap alsa kendine gelirdi, yoksa yediği önünde, yemediği arkasındaydı ve Murtaza gibi zarif, ilgili ve iç açıcı muhabbetleriyle ülke şartlarında ideal koca olmanın vücut bulduğu bir erkeğin, kocası olduğuna şükürsüzlüktü. Şukufe, elindekinin kıymetini hiç bilmezdi zaten, eh napsındı, Murtaza'nın imtihanı da Şukufe'siydi, O'nu seviyordu, eserekli hallerine, huzur batmasına da katlanıverecekti, o olgun bir erkekti, Şukufe zamanla bunu anlayacaktı nasıl olsa.
Tam bir zarafet örneği sergileyerek, koltuk tepelerine doğru sapan gibi çekerek attığı çorapları, bir hafta boyunca kirli sepetine atmayı başarmış, "Şuku, arabayı değiştirelim mi? Bak totoya'nın modelleri baya hoş, fonda siviç de bir klasiktir" şeklinde Şukufe'nin ilgi alanına teğet geçen muhabbetlere O'nu da katmış, "Muckk"lu el şakalarını ve "Şukufe bak bi" diyerek ansızın çektiği nahları azaltmış, izlemelere doyamadığı kalaşnikoflu mafyalı her karesinden oluk oluk kültür, sanat ve bilgi akan dizilerinden bir miktar koparak, Şukufe'ye "Nüge Hanlı'da neler oldu kız bugün? Yine kim kime atlamış?" diye sorabilmişti. Daha ne yapsındı Murtaza? Daha ne istiyor olabilirdi Şukufe?
Kadir kıymet bilmez Şukufe, kocası Murtaza bu kadar büyük bir gayret gösterirken, elbette kendi vicdansız-merhametsiz, doymak bilmez yapısı yüzünden sinirleniyordu sadece. Birbirlerini bu evliliğin içinde, gerçekte ne kadar tanıdıklarını sorguluyor olması, Şukufe'nin kendi huzursuzluğu ile ilintiliydi, yoksa Murtaza gibi kocayı kim kaybetmişti de bulacaktı?
Evlenmeliler miydi acaba gerçekten?
Şukufe sık sık bunu düşünürdü, aslında evlilik Şukufe'ye göre değildi; ancak bunu kendine itiraf ettiğinde artık evli ve çocuklu bir kadındı. Kocası Murtaza'ya ise, tek oklava savurmasıyla 3 yufkayı aynı anda açacak yetenekte, kurabiyenin ne kadar helmeleneceği üzerine kendini geliştirmiş, yüzünden gülücüğü eksik etmeyecek, mutluluğu daim koruyacak yapıda ve evcimen ruhta bir kadının lazım olduğunu fark ettiğinde ise anlamıştı ayrı dünyaların insanları olduklarını, Murtaza tam bir geleneksel evlilik tipi erkekti.
Şukufe ile Murtaza birer yiyecek olsa; Şukufe kahveli makaron, Murtaza bol soğanlı et dürüm olurdu.
Murtaza ile aralarında ortak ne görüp de evlenebildiğini kendine sormadan edemiyordu bazen, ne kadar farklıydılar oysa... Şukufe kendini, yıllarca neye-nasıl inandırmış, kendine bu kadar yabancı kalmayı nasıl başarmıştı?
-Şukufeeğ, Murtazağn geldi kııız. Ay kadın baca gibi tüttür tüttür bitiremedi, eline de hiç yakışıyor mu ya?
Eltisi Müyesser'in uyarısıyla, kül tablası olarak kullandığı çay tabağına sigarasını basıp, "Oyh" diyerek içeri geçti ve Murtaza'nın yanına doğru yürüdü.