görümcenizle aranızda bu yemek konusunun öncesinde birçok probleminiz olmalı ki, böyle bir olayda bu kadar tepki vermişsiniz diye düşünüyorum. Diğer yaşadığınız olaylarda görümcenizin haksız olduğu durumlar olmuş olabilir. Ancak akşam yemeğinde çiğ köfte hiç de garip gelmedi bana. Hatta arkadaşlarımdan böyle bir davet gelse koşa koşa giderim. güvenilir ortamda çiğ köfte, ohh ohh.
eşinizin arayıp yemeği sormasını eskiden olsa belki ayıplardım, ama artık bazı arkadaşlarımın eşleri sayesinde alıştım buna da. Yorgun ne var yemekte derler, ben de makarnaaa!!! ya da kuru ekmek, soğan derim! çok da şaka değil yani gerçekten makarna(ketçap ve mayonezle, hatta yoğurtla tabii) ile ağırladığım misafirlerim olur. Sonuçta bizim için yemek o anda bir araç, amaç değil ki. birbirimizin yüzünü görelim, muhabbet edelim bize yeter, bir de midelerimize bir şeyler girsin.
Ben o arkadaşlarıma gittiğimde çeşit çeşit yemek yapanlar da olur, benim gibi olanlar da. Kimi çalışmıyor, kimi çalışıyor. Becerikli ve pratik olanlar tabii ki az zamanda çok iş çııkarıyor. E ben öyle olmadığıma göre, 3-4 saat didinip, yorulup onların önüne 4 çeşit yemek koyup muhabbete katılacak enerjim kalmadığında hiçbir anlamı yok onlar için. Çünkü benim için de öyle. Çok evli-bekar arkadaşımla akşam yemeğini kahvaltı ederek geçirmişimdir. Hayatımda ettiğim en lezzetli kahvaltılardır.
Eşinizin görümce-gelin örneği son derece gereksiz ve duruma göre de sinir bozucu bence de. Ancak o anda (bu arada size çorba koyan başka görümceniz diye anladım ben sizin evinizde) o fevri hareketlere hiç gerek olmadığını düşünüyorum. Kendinizi haksız duruma düşürüyorsunuz. Ben olsaydım, o anda sert bir bakışla geçiştirir ya da ruh halim elverişliyse şakaya vurur, sonra sorardım hesabını yalnızken:jeyyar:
ayrıca aramızda bir yemek yüzünden bu kadar olay çıkaracak kadar gerginlik olan görümcemle de arama mesafe koyar, yemek davetlerini falan şak diye kabul etmezdim.