Valla ben de yapmadım,sadece bir şeyi araştırırken karşıma çıktı,
Sağlıklı olduğunu öğrendiğim için buraya eklemek istedim,
Bir de adamın kendisi zaten diyetisyen ve yaşam koçuymuş,
Bak şu aşağıdaki adamın yazdıklarını bi incele istersen...
25 Günlük Şifa Orucundan Öğrendiklerim – Kazandıklarım
100 kilo’luk halime acıyorum. 10 sene önce kantarın topuzunu fazla kaçırınca, 106 kiloyu bile görmüştü gözlerim :)
Ama şimdi ne zaman göbeğinde mezara kadar taşımaya azmettiği yağları ile, bir bir zahmet ve eziyetle kendisine ve çevresine zulmeden birisini görsem. Hemen kolundan çekip tutasım geliyor: -“Durun! Ölüyorsunuz” diyesim geliyor. Elimden gelse, 25 günde 22 kilo verdiğim programı bütün insanlara mecbur kılardım.
Evet. Evet. Bir yazım hatası yok.
25 günde 22 kilo vermekten bahsediyorum.Sağlıklı bir bedeniniz.
Berrak bir zihniniz.
Sevgi dolu bir kalbiniz.
Ve gerçekten arınmış bir ruhunuz olmasını istiyorsanız,
Sizi 21 veya 25 günlük Şifa Orucu’na davet ediyorum.
Yapmasaydım… Başarmasaydım…
100 kilodan, 25 günde 78 kiloya düşmeseydim… Ben de inanmazdım.
Doktor arkadaşlarım hala inanamıyor.
Zafiyet geçirmeden…
Üstelik Yurdun dört bir yanında seminerden seminere koşturarak…
Günde 5 saat sahnede kalarak…
25 günlük bir süreci başarıyla tamamladım.
25 günde 22 kilo verdim.
Verdim de ne oldu?
İşte Sizinle paylaşmak istediğim sonuçlar.
Manavda iken şöyle 5 kiloluk 6 karpuzu yan yana dizin. Ve karşısına geçip seyredin.
5 kilo çarpı 6 karpuz eşittir, 30 kilo.
Yani? Yanisi manisi yok. Sizinle beraber mezara kadar taşımaya ahdettiğiniz fazladan 30 kilo’nun manavdaki karpuz formatını görüyorsunuz işte.
Buradaki 30 kilo fazla, bir ankette Türkiye’deki normal yurdum insanındaki ortalama kilo fazlasına göre esas alınmıştır.
Düşünsenize bir. Her gittiğiniz yere, merdiven çıkarken (ki eğer hala merdiven çıkabiliyorsanız) yolda yürürken, çalışırken, eğlenirken ve dinlenirken (tabi 30 kilo fazla ile pek dinlenilmiyor ya, neyse) İşte bu 6 karpuzu da beraberinizde götürüyorsunuz.
Sahi sevdiğiniz bir insanın hatırı için, 2 fileye konmuş 6 karpuzu 1 aylığına taşır mıydınız? Hiç sanmam. Peki, nasıl oluyor da, kendinize bunca eziyet ederek, 5 kiloluk 6 karpuzla salvo yapıyorsunuz?
Doktorum, ilk önerdiğinde ben de hayret etmiştim. Çünkü bu 25 gün boyunca tek bir lokma yemek yemek bile yasak.Sadece Size özel hazırlanan bir terkip ile distile su içiyorsunuz.
Günde 3 litre su ile, 25 günde 22 kilo vermek.
Yöntemin adı: Şifa orucu. Yabancı literatürde, Türkiye’dekinden çok daha fazla kaynak bulmak mümkün.
Water Treatment, Water Healing, Water Fast, Fasting Treatment v.b. adlarla yurtdışında özellikle Amerika, Avrupa, Rusya, Hindistan ve Çin’de yaygın olarak kullanılan bir yöntem.
İlk 1-2 gün biraz yorgunluk oluyor ama normal Ramazan Orucu gibi değil. Ülkemizde “Oruçluyum bana dokunma” diye bir söz vardır. Genellikle Kutsal Ramazan Ayı’nda söylenir. Aslında bir arınma dönemi olan bu mübarek dönemi, iftar ve sahurda fazla yemek yediği için kendisine zehir eden bazı cahillerin, en ufak bir sıkıntıyı bile çekemediği durumlarda söylenen bir sözdür. Bak oruçluyum, fena yaparım haa!!!
Aslında oruçlu daha merhametli, daha anlayışlı, daha şefkatli, daha hoş görülü, daha toleranslı, daha kibar ve daha saygılı olmalıdır. Ama nedense, Ramazan Oruç’unda trafikteki kabalık ve kabadayılıktan tutun da, şirketlerdeki anlayışsızlığa varıncaya kadar, o güzelim ayı kendimize zehir ederiz.
Halbuki “Şifa Orucu’nda” böyle bir durum söz konusu olmuyor.
İnsan daha dinginleşiyor. İçerideki arınma daha da derinleşiyor.
Düşünceler daha da berraklaşıyor.
İnsan “Acaba ben de yapabilir miyim?” kaygısından kurtulduğunda ise, gerçek arınma başlıyor. “Dayanabilir miyim?” sorusu, yerini “Evet ben buna dayanabilirim. Ben de 25 gün sadece su ile yaşayabilirim!” cevabına bırakıyor.
Başlangıçta “İnsan 25 gün, sadece su ile yaşar mı?” diye endişelenen insan,
Bu yöntemin gerçek faydalarını görmeye başladığında, yıllardan beri fazladan taşıdığı onca kiloya kahırlanıyor.
Bir düşünsenize. Bu yoğun tempoda, 25 gün boyunca, hiçbir seminerimi iptal etmedim.
Yani 25 günlük şifa orucunda iken, normal hayatın devam ettiğini söylüyorum. Hiçbir performansınızda biz azalma olmuyor. Bilakis, vücut kendi içsel dengesine kavuştuğu için, bir performans artışı bile söz konusu.
Ben bu 25 gün boyunca, evde yemek yapmak, bulaşıkları yıkamak ve ev işlerine yardım etmek gibi faaliyetlerden de kaçmadım. Çocuklara kahvaltı ve yemek hazırladım. 25 gün boyunca eve gelen misafirlere yemekleri kendi ellerimle yaptım. Sofradan asla kaçmadım. Yemekten uzaklaşmadım. Dostlarım bari görme, dayanamazsın dediler ama ben hem gördüm hem de dayandım. 
Sofrada oldum hep, yemek yenilen yerden kaçmadım.
İnsanın verdiği bir karara sahip çıkması, içsel motivasyonunu arttırıyor. Kendinize olan güveninizi tazeliyorsunuz bir anlamda. Nefse hakimiyet, beyinize hükmetmeyi getiriyor, beraberinde.