Su Gibi Hisset Su Olduğunu Düşün!

canayakxixn

Bir Nefes&Düş Gibi
Kayıtlı Üye
7 Mayıs 2008
4.916
3
116
50
İzmir


Sen şimdi "su olduğunu" düşün...
Bir an için sen su olduğunu düşün.
Su denli özel su denli yararlı ve su denli çok tükenmez...




ınanıyorum ki gerçekten de öylesin.
Ama ister çeşmelerden dökül ister göklerden yağ
ister nehirler dolusu ak;
dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın.
Yani seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsın...
Unutma daha çok bağırdığında
daha çok dinlenmezsin
gürültünün parçası olursun yalnızca!..






Suyun yanında olanlar suyu en az içenlerdir.
Çünkü; "Su nasılsa burada gerek yok ki
suyu kana kana içmeye" diye düşünürler...
Tıpkı sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi!..
Ormandaki hiçbir hayvan
ırmağın gürültüler koparan yerinden
su içmeye çalışmadı şimdiye dek.
Hepsi hep sabahın en sakin anını bekledi;
suyun durgun yerlerini bulabilmek için
Gittiler ve sakin sakin gereksinimlerini giderdiler.
Onlar için en uygun olan kendi istedikleri zamanda.




Sen hep bir su olduğunu düşün.
Su gibi güzel su gibi yararlı su gibi vazgeçilmez...
Ve su gibi yaşam kaynağı olduğunu düşün.
Ama su gibi yaşatıcı ol.
Su gibi yıkıcı sürükleyici ve öldürücü değil!..




Suysan tarlalarını basma insanların
yuvalarını yıkma
ocaklarını söndürme; sana "felaket" denmesin!
Suysan bir bardağa sığabil ki damarlara girebilesin!..
Su gibi özel su gibi güzel su gibi yararlı
su gibi gerekli ve
su gibi bitmez tükenmez olduğunu da unutma.
Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi
su gibi "kıyametler koparıcı" olabileceğini de unutma...






Vadiler varken önünde ve ovalar varken
yayılabileceğin küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini
ve bardaklara bölebiliyorsan yaşam verirsin çevrene.
Yoksa hep duyulmayan dinlenmeyen korkulan
ve kaçılan olursun seller afetler gibi.






Tercih elindeydi hep ve hep de "senin ellerinde" olacak...
Ya tutmayı öğreneceksin dilini
ya da hiç durmadan konuştuğun için
yalnızca bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi
olduğunu zannettireceksin çevrendeki insanlara!
Ama yapman gereken şu değil mi?
Düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini.
Düşüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini
kimin anlayıp anlamadığını.
Düşüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini...
Hatta anlayanların anladıklarının da
senin anlattıklarının ne kadarı olduğunu düşüneceksin...
Konuşmak için en uygun zamanı bekleyecek
en az ama en uygun sözcükleri seçmeye çalışacaksın...






Yolcuların önceden aldıkları biletleri
ceplerinde olduğu halde saatlerini kontrol ederek
zaman yaklaştığında vapurun kalkacağı iskelede
hazır olmaları gibi sen de fikrini bildireceğin kişinin
"kıyıya yanaşmasını" bekleyeceksin!..
Demeyeceksin :
"Ben canım isteyince giderim iskeleye
vapur da o saniyede gelmek zorunda!.."
Demeyeceksin:
"Ben aklıma geleni aklıma geldiği biçimde söylerim.
Karşımdaki de değil duymak değil dinlemek
anlattığımdan bile fazlasını anlamak zorunda!.."
"Keşke öyle olsaydı. Keşke haklı olsaydın
ama maalesef değil...
Ağzını açıp "Şelaleden dökülen suyu"
içmeye çalışan bir tavşan gördün mü hiç?..
Ya da önüne çıkan ağaçları bile sürükleyen bir selden
susuzluk gidermeye uğraşan bir ceylan gördün mü?
Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasını bekler;
beyni olan her canlı gibi!..






Hadi... Sen şimdi "su olduğunu" düşün
ve kendini "su gibi" hisset...
Su gibi özel su gibi güzel su gibi berrak su gibi yararlı...
Su gibi yaşam kaynağı ve su gibi bitmez
tükenmez olduğunu anımsa...
Ama yine su gibi "bir küçük bardağın içine"
sığdır ki kendini
girebilmeyi öğren insanların damarlarına.
Yaşam ver... Vazgeçilmez ol!..
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…