‘Sözümüzün arkasındayız’

düşündüm düşündüm, yeni ve saçma sapan bir yasa çıkarmadan ( ki böyle evi basmalı yasa çıkarabileceklerini sanmıyorum ), nasıl bu dediklerini yapabilirler diye.. sonuçta kimsenin evini polisler gelip "komşu şikayet etti, kızlı-erkekli olup olmadığınızın denetimini yapmaya geldik" diyemezler..

bu denetimi yapmayı kafasına koyan biri varsa, belki örgüt olayından yola çıkabilir. "evde çok kalabalık, örgüt ihbarı aldık" tarzı.. yoksa müzik açsan, evde ses yapsan, 50 kişi 3+1 eve doluşsan bile, kimse rızan olmadan evine giremez ki..

ben de buna takıldım, konuşmak kolay, saçmalamak ondan kolay.
 
amaç üni. ler ahlaksızlık yuvası olarak tanıtılsın, kimse kız çocuğunu üni. ye yollamasın... olay bu
amaçlarına ulaşacaklar mı evet ulaşacaklar, 5 sene sonra bu konuyla alakalı istatistiklerde okuruz artık
 
demirelin bi lafı vardı
şeyhaneler kapatalım da anamızı mı diye(özür dileyerek)
şimdi bu çocuklar evde sevişemeyip sokaklarda sevişince iyi mi olacak
gerçi belki de istedikleri budur
evleri göremiyolar sokakta olsun da nasiplenelim gözümüz gönlümüz açılsın hesabı mı ki
 
Adana valisi aciklamalari talimat olarak almis geregini yapacakmis. Ic isleri bakani da terorle bagdastirmis bu isi de . Polisler apart evleri kontrol edecekmis.Hey Allahim ya ne gunlere kaldik sinirden.deliricem.

Bir de bu konuyla ilgili soru soran gazeteciyi azarliyor. Alisti tabi canak sorulara. Farkilli cikis yapani affeder mi hic sayin basbakan?
 
Son düzenleme:
Başbakan ve muhafazakar aileler çocuklarının karşı cinsten arkadaşlarıyla
aynı evde yaşamasından rahatsızlık duyabilir.Bu çok normal bir durum
herkesin yaşam tarzı aynı olacak diye bir kaide yok ve bu doğrudur.
Burada yanlış olan Başbakanın vali ve polis gücüyle kendi yaşam tarzına
uygun yaşamayanlara dayatmada bulunmasıdır.Hiç de demokratik değil.
Ha neydi bunlar için demokrasi amaç değil araçtı gidecekleri durağa vardıklarında inecekleri tramwaydı.
 

yapamazlar zaten anayasaya aykırı.. kişilerin özel alanlarına girilemez.. en fazla başka sebeplerle arama adı altında girebilirler belki.. gerçi dertleri anayasayı değiştirmek bu çırpınışları ondan
 
bu arada birileri sayın başbakana bu işin yalnızca kızlı-erkekli olmadığını hatırlatsa...bunun kız-kıza erkek-erkeğe olanı da var...bunun için nasıl bir önlem düşünüyorlarmış....


ben "ahlak polisi" kavramının yakında bizim literatürümüze de gireceğini düşünüyorum...

ben de merak ediyorum "çok özgürüz yaşasın, ileri demokrasi geldi, kimin özgürlüğü kısıtlanmış ki" deyip siyaset başlığından çıkmayanların nerelerde olduğunu....
 

Biri cezali.

Sanmiyorum bunu savunacaklarini
 
Son düzenleme:
Akp nin bir çok şeyini destekleyen biri olarak,
bu açıklamaları saçma buldum.
Böyle birşeyin denetiminin mümkün olduğunu da düşünmüyorum,
zaten herkese de katılıyorum, kimseye düşmemiş,
aileler gerekli eğitimi, kendi kuralları dahilinde çocuklarına verirler zaten.
Her öğrenci evinin başına nöbetçi mi dikilecekmiş, birileri o şekilde yaşamak
istiyorsa zaten yaşar, ister denetleyin, ister denetlemeyin.
Boş bir iş gerçekten.
 
ben de merak ediyorum "çok özgürüz yaşasın, ileri demokrasi geldi, kimin özgürlüğü kısıtlanmış ki" deyip siyaset başlığından çıkmayanların nerelerde olduğunu....

ben burdayım

hali hazırda akp.yi destekleyen biri olarak bu uygulamayı hiç doğru bulmadım,çok saçma.
neresinden bakarsam bakayım yok,mantıklı bi çıkarım yapamıyorum.bununla ilgili nasıl bi denetleme mekanizması kurulacağınıda çok merak ediyorum :26: ben iki kız çocuk annesi biri olarak,ilerde erkek arkadaşlarıyla aynı evi paylaşmalarını doğru bulmasamda herkes benimle aynı fikirde olmak zorunda değil.kaldıki doğru bulmamama rağmen ben kendi çocuğum için bile istemem böyle birşeyi.herkesi benimle aynı fikirde olmaya zorlarsam,elimdeki gücü bu yönde kullanırsam işte o noktada gerçekten özgürlüğe müdahale etmiş olurum.yoksa üç çocuk doğurun denildi diye yada biri dekolteye laf etti diye özgürlükler elden gitmemişti zaten.

benim fikirlerim bu yönde...keşke herkes körükörüne onaylama yada karalama yoluna gitmese
 
[h=5]ÖĞRENCİ EVLERİNDE NELER OLUYOR SENCE?..

“Öğrenci evlerinde neler olduğunu” bilmiyormuş...

Sana ne?..

*

Ben anlatayım...

*

Kirli çoraplar sağa sola atılır...

Erken uyumaya kalkanın üzerine biner, uykusu gelmeyenler...

“Hadi uyuma” diye...

Çünkü içlerinden birisi uyuduğunda...

Yalnızlık çoğalır...

*

Sırayla anne olurlar birbirlerine...

Sırayla baba...

Sırayla küsülür...

Ve sırayla ağlanır öğrenci evlerinde...

*
Kirliler yıkanmaz...

Kazara yıkanan kaloriferin üzerine serilir...

Bulaşık bezi aynı zamanda ayakkabı bezidir...

Annelerinin yemeklerini özlerler...

Akşam oldu mu burunlarına biber dolmasının kokusu gelir...

*

Ders çalışırlar ama, okul bitsin istemezler...

Yüreklerinde yarınların korkusu...

O gizli sızı...Sinsi bir umutsuzluk...

Cıvıl cıvıl yüzlerin arkası, birer ölü evidir...

Kapının önünde kendilerini neyin beklediğini bilirler, öğrenci evlerinde...

*

“Oralarda” neler olduğunu bilmiyorsan söyleyeyim...

Seninkiler gibi askerlikten tüymek geçmez bile akıllarından,

davul zurna ile gidecekleri günü hayal ederler, eminim...

Gemicik filosu yerine, bir spor ayakkabı hayali belki...

Mücevherat mağazaları niyetine, bileğe ejderhalı bir dövme hadi...

Babanın devlet bankalarının kasasından kendisine alacağı gazete,

televizyon aklından bile geçmez...

Bir bira içince kendi şarkısını kendisi söyler bebeğim:

“Odam kireçtir benim...”

*

Geceleri ışık kapatıldığında...

Işıl ışıl hayaller çıkagelir...

Ama sıra gelmez karanlıkta gülümsemeye...

Çünkü her güzel hayale,

senin dünyandaki kirli dişli canavarlar saldırır...

*

Sen nereden bileceksin...

Öğrenci evlerinde sıra ile ağlanır...

★★★
07 Kasım 2013 - bcoskun@cumhuriyet.com.tr
[/h]


 

Yanlışa yanlış denildiği zaman konular ne de güzel tartışmasız ilerliyor

Mune , bu konu bana sürekli anı tazeletti ve burda paylaştırdı , hain ispiyoncu zeytinciden sonra aklıma gelen şu oldu , biraz gülümsetir belki ...Biraz da düşündürür.

Annem 700 km . uzaktaki öğrenci evimi ziyarete gelmiş. İşi gücü temizlik

O akşam arkadaşlarım geldi , 4 erkek . Artık niyetleri anneme hoş geldin demek miydi yoksa anne yemeği yemek için bu fırsatı değerlendirmek mi bilemem Yemekten sonra oturuyoruz , laflıyoruz , biz evde 2 kız kalıyorduk zaten .

Annem salona geldi , gözüne birini kestirdi .

-Oğlum senin boyun uzun , şu perdeleri indirelim de siz otururken ben yıkayayım , sen de as (merdiven yok diye evde , bizde boylar hobbitten hallice , anneme dert olmuştu tüller )

Velhasılı kelam , rahmetli annem ; ilkokul 3. sınıftan okuldan alınmış , yıllarca çalışmış , emekli olmuş , muhafazakar da sayılabilecek bir kadın idi .

Güzel günlere götürdü bu konu beni...

Bu arada hukuksal olarak hiç bir geçerliliği olmayan bu denetim hakkında aslında pekte söylenecek bir şey yok , o yüzden anılara daldım .

Tabanına sesleniyor AKP denilmiş , tabanı mıyım tavanı mıyım bilemem de ; son seçimlerde seçmeni olarak , bu sözü son derece rahatsız etti beni.

Birileri artık Erdoğanın kulağına bir şeyler fısıldamalı . Ne düşünüyor ve nasıl yaşıyorsa ise , neye inanıyor ve uğrunda savaşırım diyorsa da , ülkeyi bire bir o doğrultuda yönetemez , bunu mutlaka biliyordur da ...

Ki , bahsini geçirdiği yönetim ve denetim , benim şuan ki aile yaşantıma hiç ters değil . Ucu bana dokunduğu için itiraz etmiyorum yani.
 

Yaş olarak sanırım benden büyüksün .
Senin gibi Akp seçmeni çok az . Yani bazı olaylarından rahatsızlık duyup ses çıkartacak olabilen.
Mesela tanıdığım çoğu Akp'li inanılmaz partizan , yanlışsız , mükemmel gören bir Tayyip Erdoğan taraftarı.
Annemle konuşuyoruz bazen diyorum ki '' Anne bu işin sonu kötü , ülke de çok şeyler değişecek , herşeyi inançlarına göre yaşatmaya başladılar '' Annem ortalarda bir siyasi görüşe yakın yaptıklarından sevdikleri de sevmedikleri de var. Bana diyor ki '' Bak kızım halk getirdiğini indirmeyi de bilir , o yüzden korkma . Benim gibi düşünen seçmeni var böyle devam ederse çok kan kaybeder. '' Annemin bu seçimlerde vermeyeceğini çok iyi biliyorum . O yüzden bu adamın yanlışlarını gören seçmenlerine çok saygı duyuyorum. Mesela 2 teyzem var . Biri aşırı derecede partizan asla yanlışı yoktur onların. Diğeri ise yanlışını konuşabilen bir insan.
Açıkcası buna yanlış diyen , bundan rahatsız olan Akp seçmenini görmek beni sevindiriyor .
Bence bu son zamanlar da verdiği kararlar her kesimi rahatsız edecek cinsten.
Şunu da eklemek isterim senin dediğin gibi bu kararın ucu bana dokunduğu için konuşmuyorum.
Ama insanların sevap günahını sorgulamak , ahlakını edebini kendi çizgileri içine sokmak ve sanki kız-erkek bir araya geldiği her vakit sadece sevişiyorlar gibi davranmayı doğru bulmuyorum. İnsan özgür iradesiyle herşey yapabilir. Beni korumak devletin işi değil.
Bide insanları aptal yerine koyuyorlar sanki niyetlerini anlamıyoruz.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bu konuyla ilgili Ece Temelkuran'ın yazısını çok anlamlı buldum ve paylaşmak istedim:

"Sizin içki içmenizi istemiyor değiller. Bunu kimsenin görmeyeceği bir yerde yapmanızı istiyorlar.
Sizin kızlı-erkekli “şeyi” (malum, onların nazarında kızlı-erkekli tek bir “şey” yapılabiliyor) yapmanızı istemiyor değiller. Bunu saklamanızı istiyorlar.
Sizin düşünmenizi istemiyor değiller. Bunu evinizde, kimseye söylemeden yapmanızı istiyorlar.
Sizin kapalı kapılar ardında sinsileşmenizi, odalarda kokuşmanızı, evlerde sıkışmanızı istiyorlar. Delikanlı olmanızı istemiyorlar, pusucu olmanızı istiyorlar. Sizin artık hayatınızın müstehcen bir şey olmasını, bundan utanmanızı istiyorlar. Sizin hayat biçiminizle dertleri yok, itaatkar olmamanızla, bunu gizlememenizle dertleri var. Sizin ezik olmamanıza öfkeleniyorlar. Hayır, sizin hayatı nasıl yaşadığınızla ilgilenmiyorlar. Sizin sadece onurlu olmanızı, başı dik durmanızı istemiyorlar. İkiyüzlü olmanızı istiyorlar. Pis bir şey yapıyormuş gibi yaşamınızı istiyorlar. Sevişmek, kahkaha atmak, içki içmek, neşelenmek, çok güzel bir sohbet etmek... Bunları işte hep müstehcenleştirmek istiyorlar...

Ağlayan özne olarak AKP
Bu yazıyı yazmak bana utanç veriyor. Çünkü ilkel bir şeyden söz ediyorum. Kirleniyorum gibi hissediyorum. Bu da işte politik bir şey. Beni, seni, hepimizi bu meseleleri konuşmak zorunda bırakarak kirletiyorlar. Bizi tenezzül ettiriyorlar! Böylece hep birlikte bir çukurun içinde debeleniyoruz sanki. Yaşadıkları çukura bizi de çekiyorlar.
CHP’den Şafak Pavey, güzel bir konuşma yaparak, başörtülü vekiller Meclis’e girdiğinde özgürlüklerin artık onlara emanet olduğunu söyledi. Başörtülü vekillerin şahıslarını tenzih ederim ama bu mümkün değil. Zira fabrikasyon bir mağduriyet üzerinden varolan, süren ve büyüyen bir politik hareketin böyle bir yük altına girmesi kendi tabiatına aykırı. Bu kızlı-erkekli açıklamanın ardından özgürlüklerimizin emanet edildiği başörtülü vekillerden bir eleştiri geldi mi? Geleceğini de sanmam. Zira mağduriyet üzerine kurulan bir kimlik çocuk bir kimliktir, yetişkin olmanın sorumluluklarından azadedir. Mağduriyet çok konforlu bir alandır, hiç büyümeniz gerekmez. Eyleyen değil, ağlayan bir öznesinizdir, kimse size sorumluluk atfedemez. AKP’nin ve etrafındaki toplumsal çeperin bu mağduriyet söylemiyle kesintisiz bir intikam psikolojisi içinde olması bir yana politik yetişkinlikten uzak duruyorlar, kaçıyorlar. Onlar oraya buraya, kendinden olmayana saldıran çocuklar olarak hep “şımarmak” istiyor. Bu kızlı-erkekli açıklamalar bu “şımarma konforunun” son ürünü. AKP artık kimse bakmazken etrafındaki herkesi döven sonra da öğretmen gelince ağlamaya başlayan bir “ağlayan özne”. Bu konforlu kimliği hiçbir şekilde terk edeceklerini sanmam. Çünkü her nasılsa bu ikili tutum, ülkemizin insan hamurunda akılalmaz derecede karşılık buluyor.

Bilinçli neşe ve onur
Özgürlük, adalet ve eşitlik isteyenlere düşen ne peki? Mağduriyet üretimini engelleyemezsiniz. Çünkü bu onların tek başlarına üretebildikleri bir şey. Tek tek bu ipe sapa gelmez açıklamalara öfkelenmek de işe yaramaz. Topyekün müstehcenleştirmeye karşı durmak gerek. Çünkü oynadıkları yaşam tarzımız değil; delikanlılığımız, onurumuz. Bizi ittikleri ikiyüzlülük çukuruna hiç girmemek, hiç saklanmamak gerek. Ve evet neşe. En çok neşeden ürküyorlar sanırım. Neşeyi son ana kadar korumak gerek. Gevşek değil; ciddi, bilinçli bir neşe. Neşe ciddidir ve son derece politiktir.
Ama evet zor, örgütlü bir çıldırtma politikasına karşı durmak çok zor... Haklısınız."

http://birgun.net/yazi-goster/ece-t...i-erkekli-seyler-politik-simariklik-1050.html
 

ne güzel söylemişsiniz....

"yaşasın artık özgürüz" ya da "eyvah nereye gidiyoruz" nidaları arasında gerçek durum değerlendirmesi yapamıyoruz...

sakin olup olanları değerlendirmek, gerçekten görebilmek gerek...
 
Körü kòrüne karalamak lafı geçince biri beni çağîrdı sandım............biz burda özgürlük mözgürlük sohbet ederken bu adamlar kıdem tazminatını kaldırıyor...........çok merak rdiyorum herkes mi işveren burda mağdurum da mağdurum edebiyatı yapanlar dolandırîcılık sadece dolandırmaktan mı ibaret..........ne kadar okursan oku ne kadar donanımlı olursan ol senin yerine daha ucuza çalışan birini buldular mı sana by by yapacaklar.......tatil yapmanı istemeyecekler...........sen evini geçindirecek ücreti alamayacaksın............bu işin akp si chp si mhp si kalmadı.................gemi gerçekten batîyor..........
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…