6 Şubat...
Gece saat saat 04.17 yi gösterdiği bir zaman dilimi.
Uykudayiz. Ben ve eşim yatağında çocuklarım kendi odasında yataklarında.
Kapılarının çarpmasına uyandık bir şeyler oluyordu.
Duvardaki saat ve resim bir o yana bir bu yana hızlıca gitmeye başlamıştı.
Yatak yerinde durmuyordu hareket ediyordu.
Kalbim çarpmaya başladı. Eşime kalk bir şeyler oluyor dedim.
Kalktı deprem oluyor sakin ol dedi hemen çocuklarımızın yanına koştuk.
Ikiside mışıl uyuyordu . Uyandırmaya bile kıyamadım. Ellerini tuttuk kendimizi siper ettik üstlerine. Yanlışmış o an insan doğruyu düşünemiyor ki.
Daha bir ay önce gittiğim kursta deprem tatbikatı yapmıştık. Her şeyi bildiğimi sanıyordum. Ama akıl tutulması olunca insan doğru davranış sergileyemiyor.
Cok uzun sürdü 1 buçuk dakika bir çocuk uyandı. Anne evimizi kim sallıyor deyince cevap bile veremedim.
Deprem bitmişti.
Evde duvarlarda boyalar dokulmustu sadece.
Yatsi namazımı kılmadan uyumuştum o gün o aklıma geldi. Gittim abdest almaya namazımı kulüp arkadaşına hacet namazı kılmak istedim.
Abdest almaya başladım . Stresimi korkumu namazla yenecegimi biliyordum.
Yine sallanmaya başladı.
"Allah im dedim affet" kendimi cok kastım o gece.
Ağlayamadim .
2. Deprem de durunca namazımı eda ettim. Çocuklarıma sarıldım. Yavaş yavaş uyandırdık.
En güvenli sandığımız o ev o an bize sanki bizim düşmanımız gibi bakıyordu.
Gitmeliydik. Küçüğüm çok üşüdü. Battaniyeye sardık.
15 katli apartman ve 7. Kattan yürüyerek indik.
Asansör kullanılması tehlikeliydi.
Herkes arabasına binmisti. Ağlayanlar bağıranlar vardı.
Ambulans sesleri gelmeye başladı.
Yikilan binalar vardı .
Eşime bu Adanaya özgü bir deprem değil cok büyük bu deprem bence başka şehirlerde daha büyük felaketler oluyor ne olur bak öğren dediğimi hatırlıyorum.
Eşim İnternete baktığında o zaman acı gerçekler ortaya çıktı.
Kahramanmaraş, Malatya , Hatay, Gaziantep ve 6 tane daha şehir yok olmaya yüz tutmuş bir şekilde yıkılmıştı.
Çok korkunçtu nefesim kesilmişti.
Annemi aradım onlarda sahurda yakalanmış depreme oruca kalkmışlar.
Onlar başka şehirde olduğu için cok sarsilmadik dedi.
Büyük depremi en ağır yasayan şehirlerde akrabalarımız arkadaşlarımız sevdiklerimiz vardı.
Telefon cekmiyordu. Çoğuna ulaşamadık.
Sabah ezanı okunuyordu. Arabamızı cami kenarına park etmiştik. Çocuklarımız ve biz camiye girdik sabah namazımızı kıldık.
Ilk defa bir sabah namazında cami bu kadar kalabalıktı...
Yasinler okundu dualar edindi gidecek hiç bir yerimiz yoktu camide bile kalmanın tehlikeli olduğunu söyledi yetkili kişiler herkes arabasina geri gitti.
devamli anonslar geliyordu "lütfen evlerinizden çıkın daha büyü deprem gelebilir"
4-5 saat arabada kaldık trafiğe çıkmak yasaktı. yol kenarlarında durduk çünkü trafik sıkışıklığı ambulanslarin işini zorlastirmaktan başka bir işe yaramazdi.
Çocuklar aciktilar bir sey alamadik, her yer kapalıydi .Devamli sorular sordular cevaplarını vermekte güçlük çektiğimiz sorular.
İnsanlar sabah saatlerinde 9 gibi evlerine girmeye başladılar.
Türkiye de üst üste böyle deprem olmamıştı onu da düşünerek artık olmaz dendi.
Biz de evimize girdik.
Ev çok soğuktu elektrik dogalgaz kesilmişti. Hava cok soğuktu.
Yorganlarin altına girdik. Sonra hepimiz uyuyakalmisiz. Uyandığımızda saat 13.00 a yaklaşmıştı.
Öğle yemeği hazırlığına geçtim. Kötü düşünmek istemiyordum. Bir daha olmayacak diye kendimi teselli ediyordum.
Ve saat 13.37 yi gösteriyordu. Allah im bu bir kabus olmalı diye düşündüğümü hatırlıyorum ilkleri yaşıyordu Türkiye yine çok büyük bir deprem oluyordu. Henüz üstünden 24 saat bile geçmeden yine korkulu dakikalar.
Bu sefer çocuklarla yaşam üçgeni oluşturduk. Küçük çocuğum ilk defa görüyordu o da o an sorular sormaya başladı.
Ben sadece şehadet getirdiğimi hatırlıyorum.
Apartman sanki bir besikti bir o yana bir bu yana gitti geldi demir seslerini duyuyorduk. Apartmandan çatlama sesleri geldi.
"Sondayız bitti buraya kadarmış " dediğimi hatırlıyorum.
Durdu evet deprem durmuştu. Eşime gidelim lütfen gidelim dedim . Hızlıca valiz hazırlayıp başka şehire gittik. Benzin istasyonunda en az 100 kişi siraya girmişti.
Herkes kaçıyordu .
Kardeslerimin şehrine gittik. Çok farklı bir duyguyla sarilmistik o gün.
Peki diğer şehirlerde neler oldu.
Ah benim güzel Maraşim güzel Antepim yerle bir olmuştu. Cok anılarım vardı orda.
Çok sevdiklerim vardı.
İnsanlarımız güzel İnsanlarımız
Trabzon caddesine bir başka hayrandım.
Ulu Cami...
Kalbim yerinden çıkacak gibi attı ilk gunler kalp krizinden öleceğim dedim nefes alamıyordum.
Bir kaç gün geçti aradan bir aile getirdiler mezarlığa. Anne baba anneanne dede ve bebek.
Hepsi yan yana mezarlık yapıldı.
Anneyle bebeğini aynı mezara koydular.
Bu sadece yakınımızda olanlardı.
Haberde gördüklerimiz ya...
Elinde bisküvisi ile enkazdan çocuklarının çıkmasını bekleyen baba...
Cansiz bedenine ulasilan Kızının elini bırakmayan baba...
Hafıza kaybına uğrayanlar...
Anneleri babalarını kaybeden minik canlar...
Evlendiği gün ölenler...
Enkaz altında karnındaki bebeği doğurup kendisi ölenler...
Ve daha niceleri.
Ev değil mezarlık almışız yavruma diyen bir anne sesi gitmiyor kulağımdan.
Acımız cok büyük .
Dün canlı yayın yapıldı tarihi eklemek istiyorum 15 Şubat .
Yardım çağrıları yapıldı.
Turkiyem hepsi birlik oldu az çok demeden herkes o yardım kutusuna bir şeyler koydu.
Kumbarasinda ki son kuruşa kadar veren çocuklar, hacca gitmekten vazgeçtiğini söyleyen hac parasını yardıma gönderenler, tüm birikimini verdiğini söyleyen çiftçi insanlar , zengin insanların büyük yardımları ve daha niceleri...
Bilmiyorum ama gurur duydum insanımıza olan inancım sevgim daha da büyüdü.
Allah hepsinden razı olsun.
Kötü insanlar var onları yazmak bile istemiyorum . Çünkü onlara çok doluyum, öfkeliyim ,kızgınım .
Ama iyi insanlarımız onlardan daha fazla ben buna inanıyorum. Ve iyilerin iyilikleri kalbime çok iyi geliyor. Daha çok cogalalim birbirimizi sevelim istiyorum .
Allah' ım bir daha böyle bir acı yaşatmasın.
Kalanlarimiza sabır diliyorum. Olenlerimize rahmet...