merhaba kızlar biraz anlatıp rahatlamak, belki de bu sorunu yaşayıp üstesinden gelen birilerini bulmak istiyorum...
Kısa yazmaya çalışacağım elimden geldiğince...
şubat ayında arkadaş aracılığı ile birisiyle tanışıp, 17. günümüzde de kendi anneme birisiyle konuştuğumu ve konuşmalarımızın iyi gittiğini söyledim...
aslında o zaman azıcık bişeyler anlar gibi olmuştum ama belki yanlış anlamışımdır diye üzerinde durmadım..
sorunum ise şu: annem evleneceğim kişinin "varlıklı" olmasına takmış durumda ve ben gerçekten bunaldım aylardır ruh gibiyim neredeyse...
ilk önce olay nisan 11 de konuştuğum kişinin annesi ve anneannesiyle aile arasında ufak çaplı bir tanışma yapmak için bize gelmesiyle başladı...
annem hariç: kız kardeşim anneannem yengem kuzenlerim çok sevdiler ve kahkahalar havada uçuştu.
bende konuştuğum kişiyle ilk defa yüz yüze geliyordum ve çok heyecanlıydım..
ilk gece annem le konuştuk misafirlerimiz uyuduktan sonra:
-anne nasıl buldun onları? dedim ve aldığım cevaplar;
-annesi çingene gibi
-çocuk çok uzun birazda zayıfça
-anneannesi de biraz fazla ara bulucu
o gece anladım annemin sorun yaratacağını...
daha sonra bir gün ve gece daha kalıp giresundan ayrıldılar..
ve annem onlarla ilgili ne anlatsam surat astı, kötü yorum yaptı...
yanlış anlamayın sevmediğinde değil nedenini de açıklayayım:
-kayınvalide adayım maddi durumuna bağlı olarak ilk iki gelinine 2 dal orta kalın bilezik yaptığını söyledi... doğru mu yoksa bizim ne tepki vereceğimizi mi anlamak için yaptı bilmiyorum ki gerçek olsa da benim için HİÇBİRŞEY FARK ETMEZ!!!!
ama kadın bunu der demez annemin suratı bir düştü anlatamam.
ben olayı hemen toparlamak için huzur olsun yuvada onlar önemli değil dedim ve bunu canı gönülden söyledim.
kayınvalide adayım da:ben iki tane yaptım ama düğün günü iki kollarıda doldu dedi...
bu sefer annem hafiften düzelir gibi oldu ilk olayımız böyle...
onlar gittikten 2 hafta sonra konuştuğum kişi ev almak istediğini söyledi ben al / alma birşey söylemedim... anneme fikrinden bahsettim ve anneme sanki onlar ev alacak sende bütün evi dayayıp döşeyeceksin demişim gibi dedi ki : "madem bende evin eşyalarını alacağım onlarda altınını yapsınlar"
annemin altın olarak ne istediğine gelince:
-6 dal en kalınından bilezik
-trabzon hasırı en kalınından
-2 dolam kordon zincir ucunda da tam altın
ben bunları duyunca resmen anladım ki annemin iki yüzü varmış
şoktan şoka girerken ben o bu arada bir şok daha yaşattı bana: bana seni evlendirmek için tam 50.000 tl lazım
acaba kaç ev döşeyecek diye geçirdim içimden???
bu olay olduktan sonra bir akşam mutlu mutlu oturmuş çay içerken kardeşimle konuşuyordum.
konu birden anlamadığım bişeye dönüştü gülerken ve annemin ağzından şu sözleri duydum: mutsuz yuvandan mutlu "yuva" ya gider, rahat edersin!!!
yüzümde kocaman bir "O" oluşmuştu şoktan.
anne bu ne demek diyorum ses yok. anne ne demek ben sizinle mutsuz muyum diyorum ses yok. kalktım odaya geldim...
hemen ertesi akşam bu sefer yemek sofrası kurulu kibarcık halime bürünüp göööya kalbini kırmadan anne dün akşam ne demek istedin dedim aman Allahım demez olsaydım keşke beynim uyuştu en son ağzından:"bana intihar ettirme kendimi özlem" lafını duydum bende film koptu..
"anne gönül rahatlığı ile intihar edebilirsin hatta şimdi edebilirsin. beni sakın tahdit etme ve bir daha asla böyle birşey söyleme yoksa beni kaybedersin" dedim ve kalktım sofradan
veee esas bombam.
ilçemizin saygıdeğer belediye başkanının doktor kardeşinin mühendis oğluna beni "uygun" görmüşler.
annem resmen ona takmış durumda kafayı. zengin ya
ve annem erkek arkadaşımı öğrendiği günden beri benimle bir çatışma içinde; boğazıma kadar batmış durumdayım şöyle ki:
- bir gün kendisiyle baharat takımı bakıyoruz ama öylesine. elime karabiber kutusunu aldım ve bana dediği kelime karabiber takımı alma. neden anne? çünkü ben karabiber sevmem!!!
-anne bak bu perdeler güzel değil mi bunun gibi bişey alacağım evime inşallah. hayır ben sevmedim bunu alamazsın!!!
-anne haticeyi istemeye geliyorlar kurban bayramı sonunda. abiye bakmaya gidecekler öylesine fikir olsun diye.
aman sen gitme kızın kafasını karıştırırsın. o bilir ne alacağını hatta söyle ben gideyim onunla.
-geçende liseden sınıf arkadaşım evlendi gittik düğüne takı töreninde annem, yengem ve benim aramda geçen diyalog:
annem usulca yanıma yaklaşır ve :-bak gördün mü peline 7 dal kalın bilezik taktılar. (tabi kınayan bakışlar)
yengem de : - senin kızına ev alıyolar ev!!! dedi (tepkili söyledi çünkü yengemle herşeyimi paylaşırım bu olayları biliyordu)
annem de o sırada kem küm edip yukarıda bahsi geçen mühandis çocuğu anlatmış yengeme o da karıştırma kızın kafasını demiş.
3 haziranda istanbula gidiyoruz nasipse ve hem erkek arkadaşımın ailesini göreceğiz hemde bi düğün işimiz var.
annem gitmemi engellemek için her türlü şeyi yapıyor!
mesela bana fellik fellik iş bakıyor!
dün özel hastaneye gidip başvuru yaptım yanımdaydı.
aynı gün başarı gösterdiğim için kabul edildim.
adama yazın nişan düşündüğümü evlendikten sonra da istanbulda yaşayacağımı söyledim kibar bir dille 2 yıllık sözleşme yaptıklarını ve fesh edersem yüklü miktarda tazminat ödeyeceğimi söyle karşılıklı teşekkür edip odadan çoktım.
anneme nedenini neden olmadığını anlattım ve şok geçirdim.
neden nişan işini araya kattın yok deseydin dedi!
yalan söylememi istedi yani.
artık ne yapacağımı şaşırdım durup durup ağlama isteği geliyor fakat sinirlerim çelikleşmiş durumda... annemi hiç bu kadar "paracı" bilmezdim...
Hayat!
merhaba kızlar biraz anlatıp rahatlamak, belki de bu sorunu yaşayıp üstesinden gelen birilerini bulmak istiyorum...
Kısa yazmaya çalışacağım elimden geldiğince...
şubat ayında arkadaş aracılığı ile birisiyle tanışıp, 17. günümüzde de kendi anneme birisiyle konuştuğumu ve konuşmalarımızın iyi gittiğini söyledim...
aslında o zaman azıcık bişeyler anlar gibi olmuştum ama belki yanlış anlamışımdır diye üzerinde durmadım..
sorunum ise şu: annem evleneceğim kişinin "varlıklı" olmasına takmış durumda ve ben gerçekten bunaldım aylardır ruh gibiyim neredeyse...
ilk önce olay nisan 11 de konuştuğum kişinin annesi ve anneannesiyle aile arasında ufak çaplı bir tanışma yapmak için bize gelmesiyle başladı...
annem hariç: kız kardeşim anneannem yengem kuzenlerim çok sevdiler ve kahkahalar havada uçuştu.
bende konuştuğum kişiyle ilk defa yüz yüze geliyordum ve çok heyecanlıydım..
ilk gece annem le konuştuk misafirlerimiz uyuduktan sonra:
-anne nasıl buldun onları? dedim ve aldığım cevaplar;
-annesi çingene gibi
-çocuk çok uzun birazda zayıfça
-anneannesi de biraz fazla ara bulucu
o gece anladım annemin sorun yaratacağını...
daha sonra bir gün ve gece daha kalıp giresundan ayrıldılar..
ve annem onlarla ilgili ne anlatsam surat astı, kötü yorum yaptı...
yanlış anlamayın sevmediğinde değil nedenini de açıklayayım:
-kayınvalide adayım maddi durumuna bağlı olarak ilk iki gelinine 2 dal orta kalın bilezik yaptığını söyledi... doğru mu yoksa bizim ne tepki vereceğimizi mi anlamak için yaptı bilmiyorum ki gerçek olsa da benim için HİÇBİRŞEY FARK ETMEZ!!!!
ama kadın bunu der demez annemin suratı bir düştü anlatamam.
ben olayı hemen toparlamak için huzur olsun yuvada onlar önemli değil dedim ve bunu canı gönülden söyledim.
kayınvalide adayım da:ben iki tane yaptım ama düğün günü iki kollarıda doldu dedi...
bu sefer annem hafiften düzelir gibi oldu ilk olayımız böyle...
onlar gittikten 2 hafta sonra konuştuğum kişi ev almak istediğini söyledi ben al / alma birşey söylemedim... anneme fikrinden bahsettim ve anneme sanki onlar ev alacak sende bütün evi dayayıp döşeyeceksin demişim gibi dedi ki : "madem bende evin eşyalarını alacağım onlarda altınını yapsınlar"
annemin altın olarak ne istediğine gelince:
-6 dal en kalınından bilezik
-trabzon hasırı en kalınından
-2 dolam kordon zincir ucunda da tam altın
ben bunları duyunca resmen anladım ki annemin iki yüzü varmış
şoktan şoka girerken ben o bu arada bir şok daha yaşattı bana: bana seni evlendirmek için tam 50.000 tl lazım
acaba kaç ev döşeyecek diye geçirdim içimden???
bu olay olduktan sonra bir akşam mutlu mutlu oturmuş çay içerken kardeşimle konuşuyordum.
konu birden anlamadığım bişeye dönüştü gülerken ve annemin ağzından şu sözleri duydum: mutsuz yuvandan mutlu "yuva" ya gider, rahat edersin!!!
yüzümde kocaman bir "O" oluşmuştu şoktan.
anne bu ne demek diyorum ses yok. anne ne demek ben sizinle mutsuz muyum diyorum ses yok. kalktım odaya geldim...
hemen ertesi akşam bu sefer yemek sofrası kurulu kibarcık halime bürünüp göööya kalbini kırmadan anne dün akşam ne demek istedin dedim aman Allahım demez olsaydım keşke beynim uyuştu en son ağzından:"bana intihar ettirme kendimi özlem" lafını duydum bende film koptu..
"anne gönül rahatlığı ile intihar edebilirsin hatta şimdi edebilirsin. beni sakın tahdit etme ve bir daha asla böyle birşey söyleme yoksa beni kaybedersin" dedim ve kalktım sofradan
veee esas bombam.
ilçemizin saygıdeğer belediye başkanının doktor kardeşinin mühendis oğluna beni "uygun" görmüşler.
annem resmen ona takmış durumda kafayı. zengin ya
ve annem erkek arkadaşımı öğrendiği günden beri benimle bir çatışma içinde; boğazıma kadar batmış durumdayım şöyle ki:
- bir gün kendisiyle baharat takımı bakıyoruz ama öylesine. elime karabiber kutusunu aldım ve bana dediği kelime karabiber takımı alma. neden anne? çünkü ben karabiber sevmem!!!
-anne bak bu perdeler güzel değil mi bunun gibi bişey alacağım evime inşallah. hayır ben sevmedim bunu alamazsın!!!
-anne haticeyi istemeye geliyorlar kurban bayramı sonunda. abiye bakmaya gidecekler öylesine fikir olsun diye.
aman sen gitme kızın kafasını karıştırırsın. o bilir ne alacağını hatta söyle ben gideyim onunla.
-geçende liseden sınıf arkadaşım evlendi gittik düğüne takı töreninde annem, yengem ve benim aramda geçen diyalog:
annem usulca yanıma yaklaşır ve :-bak gördün mü peline 7 dal kalın bilezik taktılar. (tabi kınayan bakışlar)
yengem de : - senin kızına ev alıyolar ev!!! dedi (tepkili söyledi çünkü yengemle herşeyimi paylaşırım bu olayları biliyordu)
annem de o sırada kem küm edip yukarıda bahsi geçen mühandis çocuğu anlatmış yengeme o da karıştırma kızın kafasını demiş.
3 haziranda istanbula gidiyoruz nasipse ve hem erkek arkadaşımın ailesini göreceğiz hemde bi düğün işimiz var.
annem gitmemi engellemek için her türlü şeyi yapıyor!
mesela bana fellik fellik iş bakıyor!
dün özel hastaneye gidip başvuru yaptım yanımdaydı.
aynı gün başarı gösterdiğim için kabul edildim.
adama yazın nişan düşündüğümü evlendikten sonra da istanbulda yaşayacağımı söyledim kibar bir dille 2 yıllık sözleşme yaptıklarını ve fesh edersem yüklü miktarda tazminat ödeyeceğimi söyle karşılıklı teşekkür edip odadan çoktım.
anneme nedenini neden olmadığını anlattım ve şok geçirdim.
neden nişan işini araya kattın yok deseydin dedi!
yalan söylememi istedi yani.
artık ne yapacağımı şaşırdım durup durup ağlama isteği geliyor fakat sinirlerim çelikleşmiş durumda... annemi hiç bu kadar "paracı" bilmezdim...
Hayat!
anneniz sizin iyiliğiniz için, kendi kaygıları doğrultusunda sizi garantiye almak istiyor, o bilezikleri kendisi takmayacak heralde. Hiçbir çıkarı olacağını zannetmiyorum sizden. başlık parası istemiyor sonuçta.. Sizi iki yaşından bu yaşa büyütmüş yalnız başına bir kadın o... Şimdi sanki çok kötü bir şey yapıyormuş gibi onu yargılıyorsunuz. Üzüldüm anneniz adına.
Evlenince olacakları size söyleyeyim. Annenizin ne kadar haklı olduğunu şimdi ağzınızın içine bakan adamın size nasıl höykürdüğünü görünce anlayacaksınız. Hiç bir evlilik öyle balım cicimli geçmiyor... yeni tanıştığınız birine kapılmışsınız hiçbir detaya dikkat etmiyorsunuz gibi geliyor... annenizi kırmayın, evet dediğini yapmasanız bile ki yapmazsınız gibi geliyor, onu yargılamayın... Boşanmış bir kadın anlar ancak halinden.. o da biliyor ki, bu gün aşkından ölüyorum diyen adam evlendikten kısa bir süre sonra çok başka bir kimliğe bürünebilir. Şimdi beni anlamayacaksınız belki, belki kızacaksınız.. ama aklınıza evlendikten sonra gelirim... ben annenizi böyle yargılamanıza kızdım. ikinci yüzü falan diyorsunuz.
neyse mutluluklar...