Sıkıcı biri miyim? Benim gibi olan var mı merak ediyorum.

Ya aslında benim de çok esyam yok.eve bı baktım da.
Nevresim takımı 3 tane gayet yetiyor.ama 2-3 tane çarşaf var ayrıca.
Koltuk halı TV ünitesi ve orta sehpam var.
Çiçek köşem var.onlari seviyorum ama biblo gibi esyam yok.
Çocuk odası yatak dolap çalışma masa gibi
Ama bu mutfak eşyaları beni yoruyor.
Tencereler tabaklar,bardaklar.mutfak dolapları dolu.
Nerden açtınız konuyu yaaaaa iyice stres yaptım ben 😂
 
Bende sade ve şık şeyleri severim fazlalık beni de boğar benim evim de sizinkine benziyor sanırım az ve öz şeyler var , sizin gibiyim yani :KK66: ama 3 tane nevresim bana az gelir ben nevresim yastık yüzü vs sürekli değiştiririm abartmayayim ama iki günde bir mutlaka yastık yüzleri çarşaf hep değişir bende o sebepten 3 tane yetişmez bana en çok aldığım şeylerden biridir nevresim takımları ama öyle kek kalıpları fincanlar vs şeyler ben de almam yeterli ise neden fazla alayım ki boşa kalabalik
 
Arkadaşlarım tarafından eleştirildiğim bir huyum var. Whatsapp grubunda konuşurken birisi kek kalıbı attı nasıl diye sordu evde de belki besten fazla cesit kek kalıbı var bu kisinin. Bende zaten evde bir sürü var napcan dedim aman seninde içinde geçmiş dediler bana.
Şöyle detaylandırayım. Evde kalabalık olacak gözümü yoracak herşeyden nefret ediyorum. Öyle yemek salonum vitrinim falan yoktur ev olabilecek en minimum eşya düzeyinde. Mesela oturma odamda koltuklar orta büyüklükte yemek masası ve duvarda tv var. Bunun dışında ortada sehpaymış çiçeklermiş şamdanlarmış biblolarmış sevmiyorum istemiyorum. Yatak odamda yatak ve küçük bir şifonyerim var. Ayrı bir giysi odası yaptım orda da sadece gardrop var. Mutfağımda çok sade. Evlenirken bile şu bilmem kaçlı yemek takımlarından incık cıncık ev aletlerinden almadım. Öyle çeşit çeşit bardak takımlarım yok. Perdelerimde düz tül ve düz renk fon olarak seçtim. Annem bile çok sade diyor şunu al bunu yap. Benimse tek isteğim renk uyumu olsun göz yormasın temiz olsun temizlemesi kolay olsun. En son iş yerinde kızlar nevresim takımı bakıyordu çeyizlerine bir tanesi abartmıyorum 6 takım almış hala alacakmış. Üstüne yatak örtüsü seti vs de aldı. Düşününce ben onuda almamışım. Pike seriyorum sadece. Nevresimde en fazla 3 tanedir ve düz renkler. Emekli gibisin diyolar bana bu eşya konuları açılınca.
İnstagramda bakıyorum herkesin evi çok renkli çok şık. Kahve storysi atıyorlar mesela her seferinde farklı fincanlar var. Çocukları ek gıdaya geçiyor çeyiz düzer gibi bardak çanak alıyorlar. Bense çocuğuma bi buharlı pişiriciyle suluk aldım evdeki tabak çatalla yiyor çocum.

çok uzattım ama söylesin bana dostlar benim içim mi geçmiş? Çok mu zevksiz bir insanım? Zaten var olan eskimemiş birşeyin fazla fazlasını yedeklemek almak zorunda mıyım? Gerçekten soruyorum sıkıcı biri miyim ben?
Çok küçük dünyaları var arkadaşlarınızın tabak çanakla mı hayatlarını renklendiriyorlar ki size için geçmiş yorumu yapıyorlar.Ben de sizin gibi kalabalıktan nefret ederim sıkış tepiş dolaplar nefesimi daraltır.Evde ihityacım kadarı vardır ne fazlası ne eksiği.Bir fincan takımı beğendim mesela öff şimdi sıkış tepiş olur dolap anca sığıyor der vazgeçerim.Öte yandan annem dehşet, üstüne tanımam bu konuda ne beğense alır.Bir pirinç süzgeci bile üç tane neymiş renklerini beğenmiş :) Bir sebze leğeni çıkaracak dolaptan tüm dolabı boşaltıyor ki leğen çıksın tepesine kadar dolu .Hiç işlevsel bulmuyorum hayatı zorlaştırıyor ve beni bunaltıyor.Ne zevksizsiniz ne de sıkıcı,pratiksiniz sadece
 
Bence kek kalıbı örneği gibi durumlarda direkt soruya cevap verin, eleştiri yapmayın. Siz eleştirince onlarda cevap veriyor.
Mesela ben beğenmediysemde söylerim. Kırılacak biriyse yorum yapmam.

Sıkıcı, iç geçmiş yorumlarına katılmadığımı da ekleyeyim.
Zira gereksiz süs diye konulan eşyalar benim ruhumu darlıyor. Dayanamıyorum psikolojim bozuluyor.
Fazladan bir yastık bile gözümü yoruyor. Ev ne kadar derli toplu ve sadeyse o kadar rahat geliyor bana.
Hem temizliği sevip temizliğe vakit ayırmayı angarya ve zaman kaybı olarak görüyorum.
Böyle bir ikilemim varken fazla eşya sadece sırtıma yük.

Siz yaptığınızdan memnunsanız kimin ne dediğinin bir önemi olmamalı.
Şüphe duymayın kendinizden. Tıpkı arkadaşlarınızın duymadığı gibi.
 
Arkadaşlarım tarafından eleştirildiğim bir huyum var. Whatsapp grubunda konuşurken birisi kek kalıbı attı nasıl diye sordu evde de belki besten fazla cesit kek kalıbı var bu kisinin. Bende zaten evde bir sürü var napcan dedim aman seninde içinde geçmiş dediler bana.
Şöyle detaylandırayım. Evde kalabalık olacak gözümü yoracak herşeyden nefret ediyorum. Öyle yemek salonum vitrinim falan yoktur ev olabilecek en minimum eşya düzeyinde. Mesela oturma odamda koltuklar orta büyüklükte yemek masası ve duvarda tv var. Bunun dışında ortada sehpaymış çiçeklermiş şamdanlarmış biblolarmış sevmiyorum istemiyorum. Yatak odamda yatak ve küçük bir şifonyerim var. Ayrı bir giysi odası yaptım orda da sadece gardrop var. Mutfağımda çok sade. Evlenirken bile şu bilmem kaçlı yemek takımlarından incık cıncık ev aletlerinden almadım. Öyle çeşit çeşit bardak takımlarım yok. Perdelerimde düz tül ve düz renk fon olarak seçtim. Annem bile çok sade diyor şunu al bunu yap. Benimse tek isteğim renk uyumu olsun göz yormasın temiz olsun temizlemesi kolay olsun. En son iş yerinde kızlar nevresim takımı bakıyordu çeyizlerine bir tanesi abartmıyorum 6 takım almış hala alacakmış. Üstüne yatak örtüsü seti vs de aldı. Düşününce ben onuda almamışım. Pike seriyorum sadece. Nevresimde en fazla 3 tanedir ve düz renkler. Emekli gibisin diyolar bana bu eşya konuları açılınca.
İnstagramda bakıyorum herkesin evi çok renkli çok şık. Kahve storysi atıyorlar mesela her seferinde farklı fincanlar var. Çocukları ek gıdaya geçiyor çeyiz düzer gibi bardak çanak alıyorlar. Bense çocuğuma bi buharlı pişiriciyle suluk aldım evdeki tabak çatalla yiyor çocum.

çok uzattım ama söylesin bana dostlar benim içim mi geçmiş? Çok mu zevksiz bir insanım? Zaten var olan eskimemiş birşeyin fazla fazlasını yedeklemek almak zorunda mıyım? Gerçekten soruyorum sıkıcı biri miyim ben?
Yani kek kalibina tepki gosterdiginiz icin biyolojik saatiniz suclanmis :)
Simdi bizim insanimiz biraz koleksiyonu sever.Kullanmasa bile almak ister,istifler.Sonrasinda aldigi urunu paketinden cikartmayi unutur.Ceyiz gibi olgular ise genelde (her zaman olmamakla beraber) ihtiyactan degil bir sukse ve itibar gostergisi olarak kullanilir. Ne kadar cok ve dolu ise o kadar iyidir mantigiyla hareket edilir.(sozumuz meclisten disariya)
Biraz da son zamanlarda sosyal medyanin tavan yapmasiyla her karede farkli bir aksesuar kullanma aliskanligi bas gosterdi.
Her karede farkli bir yuz ifadesi,farkli bir duygu..
Siz tukentim aliskanligindan zehirlenmediginiz icin,arkadaslariniz saasirmislar bir parca :)
 
Nasıl rahat ediyorsanız öyle yaşayın , şahsen ben de iki çocukla az eşya , az temizlik kafasındayım . Hatta yavaştan yavaştan minimalist yaşama geçmeye başlıyorum . Dün salondaki 7 tane çiçeğimi komşularıma hediye ettim . Ev balta girmemiş orman gibiydi . Penceremiz varmış burda deyip seviniyorum . Şimdi de yük dolabını boşaltıyorum , 5 tane polar battaniye , 4 tane kadife battaniye varmış , sonuç 12 yıldır kullanmadık . 1’er tane bırakıp diğerini letgo’da satarım inşallah. 26 tane patik varmış 😱 babaannemin ördükleri haricindekiler gidecek , bir sürü havlu var ( öğretmenler gününde de gelir ) onlar da azalacak . Yazma 3 hurç dolusu bire indireceğim . Japon’lar haksız olamaz diye düşünüyorum. Hem bizim atalarımız çadırda yaşarken muhtemelen bu kadar çok eşyaya sahip değillerdi .
Geçen gün bir yerde okumuştum , Türkler Arapların gösteriş merakına heves ettiler , halbuki bilime önem verselerdi , üretselerdi şimdi öncü ülkelerden olurlardı diyordu . Çok doğru geldi bana bu söz . Eşyaları havalandırmaktan , yıkayıp hurçlara doldurmaktan ve bunu yılda iki kere yapmaktan gına geldi artık. Onlara harcayacağım enerjiyi gökyüzüne , denize veya ormana bakarak geçirmeyi istiyorum. Çocuklarımın başını 5 dk fazladan okşamak bile bence daha önemli attık .
Bana da bir arkadaş ölüm gölgesi düşmüş üstüne senin demişti , 3 tane botum varken 4. Almadığım için . Ölüm gölgesi düşen insan dünyalık şeylere heves etmezmiş . Bakalım ne zaman öleceğim .
 
Arkadaşlarım tarafından eleştirildiğim bir huyum var. Whatsapp grubunda konuşurken birisi kek kalıbı attı nasıl diye sordu evde de belki besten fazla cesit kek kalıbı var bu kisinin. Bende zaten evde bir sürü var napcan dedim aman seninde içinde geçmiş dediler bana.
Şöyle detaylandırayım. Evde kalabalık olacak gözümü yoracak herşeyden nefret ediyorum. Öyle yemek salonum vitrinim falan yoktur ev olabilecek en minimum eşya düzeyinde. Mesela oturma odamda koltuklar orta büyüklükte yemek masası ve duvarda tv var. Bunun dışında ortada sehpaymış çiçeklermiş şamdanlarmış biblolarmış sevmiyorum istemiyorum. Yatak odamda yatak ve küçük bir şifonyerim var. Ayrı bir giysi odası yaptım orda da sadece gardrop var. Mutfağımda çok sade. Evlenirken bile şu bilmem kaçlı yemek takımlarından incık cıncık ev aletlerinden almadım. Öyle çeşit çeşit bardak takımlarım yok. Perdelerimde düz tül ve düz renk fon olarak seçtim. Annem bile çok sade diyor şunu al bunu yap. Benimse tek isteğim renk uyumu olsun göz yormasın temiz olsun temizlemesi kolay olsun. En son iş yerinde kızlar nevresim takımı bakıyordu çeyizlerine bir tanesi abartmıyorum 6 takım almış hala alacakmış. Üstüne yatak örtüsü seti vs de aldı. Düşününce ben onuda almamışım. Pike seriyorum sadece. Nevresimde en fazla 3 tanedir ve düz renkler. Emekli gibisin diyolar bana bu eşya konuları açılınca.
İnstagramda bakıyorum herkesin evi çok renkli çok şık. Kahve storysi atıyorlar mesela her seferinde farklı fincanlar var. Çocukları ek gıdaya geçiyor çeyiz düzer gibi bardak çanak alıyorlar. Bense çocuğuma bi buharlı pişiriciyle suluk aldım evdeki tabak çatalla yiyor çocum.

çok uzattım ama söylesin bana dostlar benim içim mi geçmiş? Çok mu zevksiz bir insanım? Zaten var olan eskimemiş birşeyin fazla fazlasını yedeklemek almak zorunda mıyım? Gerçekten soruyorum sıkıcı biri miyim ben?
Ihtiyaç dışı eşyaları gereksiz gördüğünüz için mi için geçmiş demisler? Bi de o eşyaların temizliği var maddi kaybı geçtim ciddi bir zaman kaybına da sebep oluyor.
 
Herkesin zevki farklıdır. Kimi ailelerde kız doğar,anne çeyizine lif ormeye başlar. Bunu görür bunu bilirler ve hayatlari boyunca hevesle dizecekleri evi ve uygun kocayı beklerler. Kimi insanlar da dekorasyona çok önem verirler, kimi insanlar hic önem vermezler...
Bunun sıkıcılıkla ne ilgisi var ki?
 
Ben de sıkıcıyım o zaman. Boşa para harcamayı sevmem. Gereksiz hiçbir şeye para vermem. Yirtilmayan kıyafeti atmam, yenisini ihtiyaç yoksa almam. Esyada minimum en sevdigimdir. Kalabalık ev sevmem. Hiç biblom yok. Orta sehpam bile yok ihtiyaç olmadığı için. Kalabalık ev temizlenmez zaten. :KK70:
İçin geçmiş, sıkıcısın diyenler fıkır fıkırlığı, cıvıl cıvıllığı para sacmakta arıyor anladığım kadarıyla. Aaa doğru ya insanlara gösterecek eşyan yoksa yaşamıyorsundur. :KK70:
Boşverin, pek gerekli insanlar değiller sanki ha?
 
O sizin yaşam tarzınız öbür türlüsü onların ki. Size içiniz geçmiş demeleri gereksiz ama ben böyle böyleyim onlar da böyle demeye gerek yok.
Çocuk için de normal çatal kullanmak zararlı değil mi?
 
Hayır değilsin , harikasın bence , devam et böyle :)

Ben de az eşya severim , kalabalık ev beni boğar. Rahat hareket isterim , kıvrıla kıvrıla yürüyemem koltuk kenarlarından. Kendi evim için de ihtiyacımdan fazlasını almadım. Aldığım her şey kullanılıyor.
 
Bazı insanlar sıkılgan olur o yüzden sürekli almaları bence. Ben mesela hep aynı desen kupadan çay kahve içmeyi sevmiyorum. İlla değişik olacak ruh halime göre içeceğim. Biblo falan hiç yok evimde ama duvarlarım hep fotoğraflarımla kaplıdır. Göz yorucu gelebilir ama ben seviyorum. Yemek takımım kayınvalidem verdi 1 tane o var. Nevresim hiç almadım. Annem biriktirdikce biriktirmiş. 6 tane fln var heralde🤣 ama şimdi onlarda hoşuma gidiyor. Bana sorsan o kadar almazdım. Ama var olanı kullanmaktan zevk alıyorum. Öyle yani sıkılganlik işte yapcak bişey yok. Sıkıcı olmak eşyayla olmaz ki. Muhabbetiniz kötüyse, hicbiseyden anlamıyorsaniz, sürekli şikayet ediyorsanız falan sıkıcı olursunuz.
 
Bence insan kendini nasıl mutlu ediyorsa öyle yaşamalı. Sizin kadar olmasa da ben de sadelikten yanayım. Büfe, tv ünitesi sevmem. Biblom hiç yok. Oraya, buraya sıkıştırılmıs eşyayı, göz kalabalığı yapan hiç bir şeyi sevmem. Ama tek fazlalığım kupa ve fincan. Aşırı severim. Onlar için ayrı dolabım var🙈Napayım böyle çok mutluyum😂
 
İnsanlar artık ihtiyaç ile istek nedir düşünmüyorlar. Her istediklerini ihtiyaçmış gibi düşünüp alıyor, alamayınca da depresyona giriyor.. İster eşya ister iş ister insan konusunda olsun insanlar sürekli elde etme peşinde.. Artık sadelik adı altında bile sürekli tüketim yapılıyor. Hâl böyle iken gerçekten sade insanlara 'için geçmiş denilmesi' kaçınılmaz oluyor. Bana da dediler, ama ben püskürttüm hep. Özellikle evlenirken bir milyon tane eşya almayınca sanki 'kız' da bir sorun varmış gibi bir algı var bizim millette. Çünkü sömürene kadar almazsan, aldırmazsan 'Acabalar' başlıyor akıl!larda.
Bizim de ev eşyası alışverişimiz bir kaç saatte bitmişti. Annemin arkadaşları şok olmuştu. İnsanlar aslında hem çok muzdaripler bu sıkıntıdan hem de şikayetçiler. Halbuki yine kendileri yapıyorlar. O yüzden takmayın hiç. Allah sağlık afiyet versin de, aldığımız eşyaları hayırla kullanmamızı nasib etsin.
 
Bu işin bir genellemesi yok bence. Kimisi seviyor incik cincik 😂 ben de sevmiyorum, sadelikten yanayım. Fazla eşyadan nefret ederim.. Normalsiniz korkmayın😬
 
Ben de sizin gibi düşünüyorum. Evimde fazlalık istemem. İhtiyacım kadar olması yeterlidir, bu beni zevksiz ya da içi geçmiş yapmaz. Bunun tersi eşyaya hizmet ediyormuş gibi hissettirir (hem para olarak hem temizliği vs) o yüzden ben değil eşya bana hizmet etsin mantığındayim, işimi yapabileyim, ihtiyaçlarımı karsilayabilecegim minimum esyam olsun yeterli. Kimi için ev eşyası önemlidir kimisi için önemli değildir. Ben o parayı eşyaya yatırmak yerine dışarıdan yemek yemeye, farklı yerleri gezmeye veririm ya da birikim olarak kenarda tutarım. Herkesin parayı harcama yeri, zevki, düşüncesi farklıdır. Farklı olmak da içi geçmişlik değildir..
 
Sizin bu sadelik anlayışınıza şimdilerde "minimalizm" diyorlar ve oldukça popüler bir akım şu anda. Halbuki Peygamber efendimiz önceden haber vermişti: "Sadelik imandandır, sadelik imandandır, sadelik imandandır" diye üstüne basa basa sadeliğin ne kadar huzur verici olduğunu.
Ben de sizin gibiyim . Önceden öyle değildim ama artık bu şekilde daha huzurlu olduğumun farkina vardım
 
Ufak tefek biblolarim var evde şimdi hiçbir şeyim yok çok sadeyim dersem yalan olur ama arkadaşımın evini görünce benim evim çok sade diyorum.
Temizliğe zorluk çıkartmak bu başka bir şey değil.
Benim de nevresimlerim var ama birkaç tane.
Yatak üstüne serilen abidik gubidik şey bilmem ben. Pike ya da battaniye iş görüyor.
Yok yani daha 1 senemi doldurmadim herhalde yeni gelin sayiliyorum ona rağmen yeni gelin şeysileri hiç benlik değil.

Zevk ve renk meselesi işte.
Bana gayet normal geldiniz.
Belki azıcık da olsa bir şeyler alınabilir ama sevmiyorsanız buna da bir şey demek saçma olur bence.
 
taşınmayı planladığım için tüm esyalarımı bi köşeye yığdım. bakıp bakıp acaba bu büyük havlu gereksiz mi anneme mi bıraksam diye düşünüyorum. az eşya özgürlüktür. dünyanın her yerine malı mülkü düşünmeden çekip gidebilmek zenginliktir.
 
Bence zevksiz değilsiniz, sadeliği ve basitliği çok seviyorsunuz. Yanlış olduğunu zannetmiyorum. Çevrenizdekilerin bu şekil yorum yaptığına bakmayın, çoğu gösteriş meraklısı. İhtiyaçtan değil de elalem görsün diye çoğunu yapıyor. Tabii kendi fikrim bu, dışarıdan böyle gördüm sizi.
 
X