- 29 Temmuz 2010
- 276
- 140
- 303
Aslında bu başlığı ‘bir derdim var’ panosuna yazacaktım ama bu ‘dert’ değil bi ‘yaşam’ haline geldi. Alıştım artık. Kısaca hayatımı anlatacagım;
İlkokul yıllarım öğretmenim tarafından şiddet görerek geçti. Kreş veya anaokuluna gitmedim direk 1 den başladım. Ve sınıf öğretmeni ileri yaşta bekar bi kadındı sürekli öğrencileri döverdi, özellikle beni. Çünkü ben hep en sessizi idim, ses çıkarmazdım ağlamazdım diye beni çok döverdi sebepsiz yere. Bnde okullarda bu normaldir deyip aileme söylemezdim bu durumu. 1 yıl tenefüse çıkmama cezası verirdi çıkmazdım, yıllarım sınıfta geçti sosyalleşemedim.
Eve gelirdim babam anneme sürekli şiddet uygulardı. Öyle böyle değildi bazen o kadar çok vururdu ki yerler kan olurdu. Korkardım hep. Zaten sevilmezdim evde de.
Ortaokul yani ergenliğim tam bi fiyaskoydu. Kilo aldım popom baya büyük idi ve nefret ederdim hep uzun giyer saklardım. Yüzüm felaket derecede sivilceli idi. Gözlük takardım. Kimse benle konuşmaz idi, zaten kolejde okudugum için hep popüler olanlar polüler kişilerle konuşurdu. Benle asla konuşmazdılar. Eve gelirdim yine şiddet yine şiddet ama bu sefer şiddet gören bendim.
Lise yıllarım biraz daha iyiydi ama yine yalnızdım. Kilo vermiştim, sivilcelerim yoktu ama derslerim berbat idi, üniversiteyi kazanamayacagımı biliyordum. Evde yine şiddetler devam ediyordu.
Üniversite zamanımda evden ne kadar uzak olursam o kadar iyi olur deyip şehir dışına okumaya gittim. Hayalim sosyalleşmek idi, ruhen kendimi düzeltmek yeni arkadaşlıklar kurmak kısaca yeni bir hayat. Ama beklediğim gibi olmadı.. Çünkü 18e kadar asosyal içine kapanık biri bi anda mucize olup açılamazdı. Daha beter içime kapandım. Üniversite hayatı beni depresyona soktu. Antidepresan kullandım bi müddet. Arkadaşım dahi yoktu. Çevremdeki kızlar edepsiz idi çoğu. Ama ben onlara uymadım, Dişimi sıktım çalıştım hayal kurdum. Hedef koydum kendime. Avrupaya gideceğim orda yüksek yapacagım dedim. Gezip tozacağım, yeni yerler, yeni insanlar tanıyacagım dedim. Çok dua ettim ve gerçekten istedim.
Yüksek lisans ı Roma’da yaptım. Belki en prestijli hatta lisanstaki hocam alamazsın dediği okulu kazandım. Kendimle gurur duydum. 2 yıl hayatımın en güzel yılları idi. Belki cebimde fazla para yoktu ama çoğu ülkeyi hiç tanımadığım- yolda tanıştığım yabancılarla gezdim. Bu kadar asosyal olan bi kız tek başına ülke ülke geziyor, ben bile kendime inanamadım.
Bunları anlatıyorum ama atladığım bazı şeyler var. Bu süre zarfında babam her ne kadar fiziksel olarak ayrı olsada psikolojikmen tehdit mesajları atardı. -Senden bir bok olmaz, aptal gerizekalı eşekoğlu eşek hatta o....u.
Hayatı boyunca beni ezdi durdu. Şimdi nerde miyim? Kendisinin yanında çalışıyorum. Malesef. Belki az buçuk güzel yıllarım oldu ama hep burnumdan getirdi. Ne aile sevgisi gördüm ne arkadaşlık ve başka bir şey. Ha bu arada 28 yaşıma gireceğim. Hiç erkek arkadaşım olmadı. Güvenemiyorum erkeklere. korkuyorum. ya bnde dayak yersem diye. evliliği sildim attım zaten olmıcak dedim kendime. ama bazen derdimi anlatacak kimse bulamıyorum. Psikoloğa gitmek istemiyorum, gitsem gözlerim kan çanağı olana kadar ağlayacağım. Ya sonra?? Bunlar hep devam edecek, bitmeyecek. Annem alış diyor yapacak bir şey yok. Bırak bu da benim kaderim sınavım diyorum...
Atladığım çok çok nokta var. Anlatsam kitap olur. Bunları buraya yazmamın amacı belki biri çıkar ‘yanlız değilsin’ der mutlu olurum. işte bu kadar basit mutlu olmak benim için..
İlkokul yıllarım öğretmenim tarafından şiddet görerek geçti. Kreş veya anaokuluna gitmedim direk 1 den başladım. Ve sınıf öğretmeni ileri yaşta bekar bi kadındı sürekli öğrencileri döverdi, özellikle beni. Çünkü ben hep en sessizi idim, ses çıkarmazdım ağlamazdım diye beni çok döverdi sebepsiz yere. Bnde okullarda bu normaldir deyip aileme söylemezdim bu durumu. 1 yıl tenefüse çıkmama cezası verirdi çıkmazdım, yıllarım sınıfta geçti sosyalleşemedim.
Eve gelirdim babam anneme sürekli şiddet uygulardı. Öyle böyle değildi bazen o kadar çok vururdu ki yerler kan olurdu. Korkardım hep. Zaten sevilmezdim evde de.
Ortaokul yani ergenliğim tam bi fiyaskoydu. Kilo aldım popom baya büyük idi ve nefret ederdim hep uzun giyer saklardım. Yüzüm felaket derecede sivilceli idi. Gözlük takardım. Kimse benle konuşmaz idi, zaten kolejde okudugum için hep popüler olanlar polüler kişilerle konuşurdu. Benle asla konuşmazdılar. Eve gelirdim yine şiddet yine şiddet ama bu sefer şiddet gören bendim.
Lise yıllarım biraz daha iyiydi ama yine yalnızdım. Kilo vermiştim, sivilcelerim yoktu ama derslerim berbat idi, üniversiteyi kazanamayacagımı biliyordum. Evde yine şiddetler devam ediyordu.
Üniversite zamanımda evden ne kadar uzak olursam o kadar iyi olur deyip şehir dışına okumaya gittim. Hayalim sosyalleşmek idi, ruhen kendimi düzeltmek yeni arkadaşlıklar kurmak kısaca yeni bir hayat. Ama beklediğim gibi olmadı.. Çünkü 18e kadar asosyal içine kapanık biri bi anda mucize olup açılamazdı. Daha beter içime kapandım. Üniversite hayatı beni depresyona soktu. Antidepresan kullandım bi müddet. Arkadaşım dahi yoktu. Çevremdeki kızlar edepsiz idi çoğu. Ama ben onlara uymadım, Dişimi sıktım çalıştım hayal kurdum. Hedef koydum kendime. Avrupaya gideceğim orda yüksek yapacagım dedim. Gezip tozacağım, yeni yerler, yeni insanlar tanıyacagım dedim. Çok dua ettim ve gerçekten istedim.
Yüksek lisans ı Roma’da yaptım. Belki en prestijli hatta lisanstaki hocam alamazsın dediği okulu kazandım. Kendimle gurur duydum. 2 yıl hayatımın en güzel yılları idi. Belki cebimde fazla para yoktu ama çoğu ülkeyi hiç tanımadığım- yolda tanıştığım yabancılarla gezdim. Bu kadar asosyal olan bi kız tek başına ülke ülke geziyor, ben bile kendime inanamadım.
Bunları anlatıyorum ama atladığım bazı şeyler var. Bu süre zarfında babam her ne kadar fiziksel olarak ayrı olsada psikolojikmen tehdit mesajları atardı. -Senden bir bok olmaz, aptal gerizekalı eşekoğlu eşek hatta o....u.
Hayatı boyunca beni ezdi durdu. Şimdi nerde miyim? Kendisinin yanında çalışıyorum. Malesef. Belki az buçuk güzel yıllarım oldu ama hep burnumdan getirdi. Ne aile sevgisi gördüm ne arkadaşlık ve başka bir şey. Ha bu arada 28 yaşıma gireceğim. Hiç erkek arkadaşım olmadı. Güvenemiyorum erkeklere. korkuyorum. ya bnde dayak yersem diye. evliliği sildim attım zaten olmıcak dedim kendime. ama bazen derdimi anlatacak kimse bulamıyorum. Psikoloğa gitmek istemiyorum, gitsem gözlerim kan çanağı olana kadar ağlayacağım. Ya sonra?? Bunlar hep devam edecek, bitmeyecek. Annem alış diyor yapacak bir şey yok. Bırak bu da benim kaderim sınavım diyorum...
Atladığım çok çok nokta var. Anlatsam kitap olur. Bunları buraya yazmamın amacı belki biri çıkar ‘yanlız değilsin’ der mutlu olurum. işte bu kadar basit mutlu olmak benim için..
Son düzenleme: