Merhaba kızlar, görüşlerinize ihtiyacım var! Düşünmekten, çaresizlikten kafayı yemek üzereyim. Lütfen sıkılmadan okuyun.
20 yaşındayım... 5 aydır birlikte olduğum biri var. 30 yaşında. Aynı ofiste çalışıyoruz. Ben ne kadar istemesem de tüm gün birlikteyiz. Şirkette çalışmaya ilk başladığım da başka bir erkek arkadaşım vardı. Kendisi Alman'dı. Tahmin edeceğiniz üzere Avrupai bir ilişki anlayışı vardı aramızda. Bana bir kere bire argo konuştuğunu, sesini yükselttiğini duymadım 6 ay boyunca, kıskanmazdı da diğerleri gibi. ( Bu arada İstanbul'da yaşıyordu. )Hakkını yiyemem, beni hiç üzmedi, ağlatmadı. Ancak yeni bir işe başlayıp, şu andaki sevgilim olan iş arkadaşımla tanıştıktan sonra birşeylerin aslında onunla benim açımdan yolunda gitmediğini hissettim. Sadakatinden hiç şüphe duymadım ama sıkıntı o ki bu yeni tanıştığım adam bana ilgisini ilk günlerden belli edip, güzel aşk sözcükleri, sürprizler yaparken, her sorunumla derdimle ilgilenirken, Alman sevgilim eğer o gün görüşmüyorsak bana sadece bir mesaj atmakla yetinirdi. Sorunlarım olurdu, anlatırdım ancak aradaki büyük kültür uçurumundan dolayı o beni hiç anlamaz, benim sorumlarım ona hep saçma gelirdi. Öte yandan, kendi kültürümden, kendi dinimden bir insan bana ilgisini belli etmeye başladı ve ben... ONU SEÇTİM!
Alman sevgilimi bırakmakla iyi yaptığımı düşünüyorum çünkü her ne kadar bir çok konuda ideal bir eş adayı gibi görünse de aslında ortada bariz bir kültür ve din farkı vardı. Ben ki yılladır turizmde çalışan, kafa yapısı olarak genelde Batılı düşünen biriyim, buna rağmen olmadı, olamazdı! Daha fazla ilgi, heyecan, biraz kıskançlık istiyordum. Sonuç olarak onunla konuştum, çok üzülse de yalvarsa da bıraktım. Bir süre sonra iş arkadaşımla çıkmaya başladık. Adına Murat diyelim...
Murat 30 yaşında, 10 yıldır biriyle çıkmamış, 20 yaşında en yakın arkadaşının ölümüyle derinden sarsılmış, sonraki yıllarını sadece çalışmaya adamış biri. Kafa yapısı olarak benim ailemle birebir aynı, benimle ise TAMAMİYLE farklı!
Murat doğulu. Gördüğüm ve anlattıgı kadarıyla ( tıpkı benim gibi ) sevgisiz, saygısız bir ortamda, ailesinden şiddete maruz kalarak büyümüş.
( Bu detayları, onun kişilik yapısını daha iyi çözebilmeniz ve sağlıklı yorumlar yapabilmeniz için yazıyorum. )
Aslında biz çıkmaya başlamadan evvel kendisi yüzünü göstermeye başlamıştı bile. Daha Alman sevgilimle ayrılmadan önce her dışarıya çıktığımda defalarca arar, rahat bırakmazdı! Bilirdi onunla olduğumu, aşkından gözü dönmüş sanki içi acırdı bilirdim. 2 günde bir tartışırdık hep o sevgili yüzünden.. ( Sanırım o yüzü ona ben verdim ) Ben yinede onunla çıkmaya başladım çünkü bu sorunların o ikinci kişi ortadan kalkınca biteceğini düşündüm ama... BİTMEDİ....BİTMİYOR!
O kadar aksi,agrasif bir adam ki.. Her an herşeyi yargılama,yadırgama, bağırma çağırma eğiliminde. Dilinin kemiği yok. Herkese her düşündüğünü rahat rahat söyleyebiliyor. Sinirlendiği, çok üzüldüğü zaman beni değil ama kendini dövüyor, yumrukluyor, işyerinde olduğumuzu bile umursamadan masalara vuruyor. Ortada hiç birşey yokken, biraz dekolte giydiğim de hemen '' kötü kız'' damgası vuruyor sana... Şu tipine bak utanmıyor musun böyle giyinmeye, insanlara koltuk altını göstermeye vs. vs. vs. sonu gelmeyecek iğnelemeler yapıyor. Ve ben özgürlüğüne çok ama çok düşkün, anneme babama bile kıyafetlerime karışma hakkını hiçbir zaman vermemiş biriyim... Düşünün artık nasıl dayanıyorum! Daha doğrusu dayanamıyorum, çünkü bu adam o lafları söyler söylemez birden bire düşmanım gibi görüyorum onu, sevgiye dair birşey kalmıyor tek hissettiğim nefret oluyor. Ama o kendinde o hakkı buluyor '' sevgilim ( ! ) '' olarak... Ben karşılık olarak tabiiki '' sen kimsin de bana bunları söyleyebiliyosun , herşey bitti defol git, sana hesap mı vericem'' diye karşılık veriyorum. Buna engel olamıyorum ve haklıyım da... Birşeyi söylemenin de adabı var...
Ah benim aptal kafam.. benim saf kafam... Annem ve arkadaşlarım hep uyarmıştı. Kızım sırlarını kimseyle paylaşma diye. Daha ilk günden herşeyi bilmek istedi ve ben herşeyi anlattım. Ailemi, eski sevgililerimi vs. Şimdi her ama her defasında fırsat bulduğunda bunları en acımasız haliyle benim önüme çıkartıyor. '' Sen pisliksin, geçmişin pislik, her altı yemişsin vs. vs. '' diyor ve zaten yaralı olan özgüvenimi benden iyice alıyor. Her iki günde bir ya bir kıyafetten, ya yemediğim bir yemekten, ya başka bir şey den mutlaka tartışıyoruz! Abartmıyorum arkadaşlar, haftada en az iki kez gözyaşı döküyorum hıçkıra hıçkıra ağlıyorum bu yüzden. Bıktım artık! Bu adam sağlıklı değil ama bunu anlatamıyorum ona. Her defasında kaçtım ayrıldım ama peşime bir takıldı ki gitmiyor... Ayrı yaşıyorum, kapıma dayanıyor, anneme gidiyorum annemin evinin önüne gelip çık dışarı diye arıyor. Pişmanlıktan yalvarmalar, kadın gibi hüngür hüngür yanımda ağlamalar, kendimi öldürürüm diye tehdit etmeler, kendini dövmeler ve daha neler neler. O öyle yapınca içim sızlıyor, kendimi suçluyorum ben bu adamı ne hala getirdim diye, o hatalarını görmüyor genelde ona göre herşeyin sorumlusu benim geçmişim, sakadatsizliğim, ilgisizliğim, dik kafalılığım....
Genelde bir gün böyle kabus gibi geçiyor, sonra sırnaşmalar başlıyor ve kaldığımız yerden devam... 2 gün sonra yine aynı kabus. Unuttum sanıyor ama hiç birşeyi unutmuyorum. Ben ailemden şiddetin, saygısızlığın alasını gördüm. Hayatımdaki adamın böyle yapmasına dayanamam. Cahillik ettim, evlilik hayallerimi kurdum, geldi annemle babamla abimle tanıştı. 1 2 seneye evlenmeyi kafaya koymuş.
Bana şimdi soracaksınız. Eeee sen ne düşünüyorsun? Seviyor musun bu adamı? Hiç sevdin mi ? Neden hala birliktesin diye...
Onun sevdiği kadar sevmiyorum eminim, aşık da değilim. Aşk cazibe ister, heyecan ister. Bizde ikisi de yok. Karşımda geğiren, burnunu karıştıran, osuran bir adama nasıl cazibe duyabilirim? ( Bunu yazdığım için bile ona suçluluk duyuyorum ama herşeyi anlatıp içimi dökmem lazım. )
Öte yandan, o iyi olduğumuz günlerde ( az da olsa ) saçımı okşamalarına, ağladığımda benimle ağlamalarına, karşılık beklemeden bana istediğim herşeyi almasına, gülüşmelerimize vs. bayılıyorum. Bu yeterli değil tabi, olmayacak ondan ayrılmam en hayırlısı ama nasıl? En ufak bir fikrim yok. Şu anda çalıştığım işimi Kasım'a kadar bırakma şansım yok. O zamana kadar idare etmek zorundayım galiba. Mutlu değilim, ayrılmak istiyorum ama bunu onu en az şekilde yararalayarak nasıl yapabilırim? Bana neden umut verdin, neden ailenle tanıştırdın diyecek. Belki yine hakaretler edecek ve sonra yine yalvaracak ağlayacak... Yine affetmekten korkuyorum... O ağladıkça ben de ağlayıp kendimi suçlayacağım ve onu özleyeceğim biliyorum.. Az bir zamanım kaldı karar vermek için. Yakında kendi ailesiyle tanışmamı isteyecek ve ben hayır diyeceğim yine kavga edeceğiz. Birşeyler yapmak lazım ama ne!!!!