Bugün eski bir evin kırık dökük penceresinden izledim o yeşil sokağı.
Sessiz ıssız, virane.
Kimler, neler yaşadılar o evde
Nasıl özenli asmış perdesini insancağız ama eskimiş, yırtılmış, penceresinin camı kırılmış.
Yanından dere geçiyormuş kurumuş.
İşte dünya hali, vardın ve yoksun, işte o kadar
Bir yere oturmuş ve kalkmış bir misafir
Belki bir zamanların en şaşaalı perdesi, şimdi öksüz mü kaldın
Hayalimdeki insanları orada yaşattıktan sonra atladım hemen zaman makinama, geçmişe gittim geleceğe gittim.
Dokundum, öptüm, sarıldım, güldüm, güldürdüm, yüzleştim, tekrar hayal kırıklığına uğradım, gıdıkladım, açtım kapattım, tozlu raflardan aldım yerine koydum, koymadıklarımı kırıp attım
Bazısını hiç hatırlamadım bile, olmamış gibi, anısı bile kalmamış ne tuhaf ve ne güzel
Kalbimin her bir parçasını dağıttım önce, pek sevgili eşcağızıma neler neler anlattım.
Sonra toparladık tek tek.
O virane evde kahkahalarımız çınladı
Bir öpücük kondurdum yarime.
İyi ki bu yolculuğun yol arkadaşı sensin.
Her halinle ve her halimle benimsin, seninim