Mabelciğim iyi ki diş hekimi olmamışsın tatlım, kim yapacaktı bu şarkıları, kim basacaktı gönüllerde bam tellerine... bu arada seninle çok benziyoruz xxx , galiba o yüzden tanışınca ben seni tanıyorum bir yerden ama çıkaramıyorum dedin. Bakışlarımız, mimiklerimiz, göz çapkını olmamız, üçü birarada ve çay tiryakiliğimiz, gülüşümüz ve dişlerimiz, Ankara simidi sevgimiz. Bir de aynı sendikaya üyeliğimiz... ama yine de alır mıydım seni bilmiyorum...
Çok yoruldum be günlük, her günüm birbirinden farksız ne yazıyımki .. benimde payıma düşen sevdikleriyle sınanmak oldu bu hayatda , yazmam daha çünkü bana gelince bembeyaz olan sayfan siyaha dönüşür biliyorum artık..! Temkinliyim
Şu hayatta en nefret ettiğim şeylerden biri ya da belki de en nefret ettiğim ve oldukça zorlandığım şey kötü niyetlilere uyanık olma zorundalığı, bir de onlarla başa çıkma süreci. Aşırı enerjimi emiyor, çok çaba harcamak zorundayım. Ve galiba güçlü asosyal olma sebeplerimden. O kadar rahat olmak istiyorum ki... Ama yok... Başa çıkmak da ayrı bir maharet istiyor... Çirkef manipülatif tipler oluyor...
İnsanlara güvenme, inanma ihtiyacımın tamamen kontrol altında olması lazım... Bu dünyada tamamen güvenmek diye bir şey yok bunu artık tamamen kabul etmem lazım...
şuan Yeşil Çam Gülşen Bubikoğlu ve Tarık Akanın bir Filmini izliyorum, içim kıpır kıpır eskiye götürüyor Film beni… ama bir o kadarda üzgün gözlerim dolu dolu…
artık küçük değilim büyüdüm…
Ahhh eskiye gitmeyi o kadar çok isterdimki…
Fedailik yapıp da sürekli vay beni düşünen yok vay ben onca şey yapıyorum kendimi düşünemiyorum falan deyip de sürekli beklentide olanlar insanı bunaltıyor
Değişimimin fragmanını izliyorum arada bir sonra hoop geri kaçıyor, o an tam değişmiyorum ama nereye gidiyorum az buçuk görüyorum. O görü de kalıcı olmuyor, yok oluveriyor o hal, tutamıyorum. İlginç...