Popüler Konu Sevgili günlük...

Kendimi bazı şeylere zorlamak o kadar saçma geliyor ki. Böyle olmamalı.
Bir şekilde istediğimi yapmalıyım!
 
Bir yerde duyduğum "gözlerinin içi gülüyor" cümlesiyle düşünmeye başladım, hüzünlendim. İlk güvenim sarsıldığında oturup "bir daha böyle gözlerimin içi gülemeyecek" diye ne üzülmüş, ağlamıştım. Bir yara almış ve içimde bir şeyi kaybetmiştim, saf yanım zarar görmüştü. Yaş 17-18. Alışamam sanıyordum o an, çok canım yanmıştı ama geçti gitti... Sonra bir çok kez daha kırıldım, bir çoğu başkaları için normaldi ama bana şok etkisi yapıyordu küçük bir şey bile, mesela nasıl söylediğim bir laf bu kadar fesat anlaşılabilirdi, aklımın ucundan geçmemişti o düşünce, herkes çok şüpheciydi. Neyse, bir daha öyle gülmedi gözlerimin içi evet, özellikle bir insana karşı. Biraz olsa da o derece olamayacak, o saflık geri gelmeyecek...
Bebeklerin gülüşleri, hayvanların tatlılıkları falan hüzünlendiriyor beni bu yüzden... Saflık ❤
 
Ne yazsam ne söylesem hayatım önümde duruyor zor bir süreç çaresiz herkesin kimse oldugu bir dönem kalabalık ama yanlız... Degişik insanlar olmaz yapmam dediğime yaşıyorum olamıyoruz kinci herhalde yine susuyorum içime atıyorum....nerdemiyim bıraktığın yerdeyim hep ords karda Kışta hep oradayım
 
Hayat güzel değil, bunu kabullenmiş hissediyorum. Bence tam bir sınav, mücadele yeri. Sana verilenlerle nasıl kendini daha iyiye, güzele ulaştırabilirsin, farkındalık kazanabilir ve bunu verimli kullanabilirsin gibi bir şey.
Diyelim ki tuzun kuru, bir çok konuda şanslısın, psikolojik, yapı olarak da düzeltmen gereken çok bir şey yok ama hayatta bir çok zorluk çekenler varken sadece sana güzel olabilir. "Hayat güzel" demek genellemedir. Ya da iyi anlarında öyle gelir daha çok. Güzel şeyler var ve burayı katlanılabilir kılıyor, daha güzel yapabilecek de yine biziz aslında bir çok şeyi fakat yine de tamamen olmaz, sanmam... Tabi yaşanılan zorlukların da bir anlamı olması, ileriye götürüyor olması da güzel ama dersleri alabilmek, anlayabilmek, hayatımıza, hayata katkı olarak kullanabilmek lazım. O şanslı insanlar da birilerine yardım ediyordur, illaki herkesin bir katkısı ve ekstra öğrenmesi gereken şeyler, bir görevi vardır. Herkes başka, hayat herkese başka ama yine de aynı dünyadayız. Bazen birinin kullandığı tek bir farkındalıklı cümle bile aklımda uzun zaman yer ediniyor, aydınlatıyor...
Bunları düşünürken modum düşmüyor şuan, depresif değilim, umarım hep bu soğukkanlılıkta kalırım düşmem tekrar, eskiden böyle değildim. İnşallah ben de farkındalıklarımı verimli kullanabilirim ve daha çok fark ederim... Çok düşünmekten, ataletten sıyrılıp, sadece var olmaktan kurtulup yaşarım... Sadece düşüncelerde kalmam...
 
Son düzenleme:
Günlük.. Biraz dinler misin beni? Sana geldim içimi dökmeye. Hayli üzgünüm bugün. İlaçları aksatıyorum. Yemek işini de aksatıyorum, rastgele yiyorum. Yapmam gereken işleri de aksatıyorum.
Ben gidiyorum günlük. Sana anlatmak istedim ama çok yorgunum üzgünüm.
 
O zaman mutlu yıllar bana...
Sağlıklı, verimli, huzurlu, artık dış dünyada, iş için güzel, somut adımlar atabileceğim bir yıl diliyorum...
Artık değişsin bir şeyler...
 
Günlük başım dönüyor. Midem bulanıyor. İyi değilim. Bu sefer nasıl toparlanacağımı bilmiyorum. Tutunamıyorum. Nolur iyi olayım :KK43:
 
Onca yıldır anladığım şeylerden biri; kendi hislerime güvenmeliyim. Hislerim "kendine güvenme" diyorsa o zaman güvenmemeliyim. Diyelim ki hata oldu, vardır bir hayrı, dersi, kendi kendine yapmak daha iyi. İlk hatamı yaptığımda çok mutluydum kendim karar verdiğim için annemin kontrolcülüğünün içinde...
 
Olmadı... Yine düştüm... Yine yerlerdeyim... Bu sefer de hayal kırıklığı oldu. Neye elimi atsam sanki herşeyi berbat ediyorum. Lanetli gibiyim. Bir türlü beceremiyorum. Okuldan, aşktan, sınavlardan yana yüzüm hiç gülmedi. Şimdi de işten yana gülmedi. Biliyorum aslında bu ilk denememdi hemen olacak diye bir kural yoktu. Ama ne olur olsaydı... O zor olayı ben başarsaydım, ilk denememde olsaydı ya. Kim bilir bu fırsatı bir daha ne zaman yakalayabileceğim? Yolunda giden hiçbir şeyim yok. Bugün benim için kötü bir gündü. Güne Kırıkkale'de kocası tarafından öldürülen masum kadını görerek başladım. O kadar yıktı ki beni. Dünyada kötülükler hiç son bulmayacak mı? Neden olan hep kadına oluyor? Neden bu dünyada insanlar sevgisiz, birbirine karşı acımasız? Bilmiyorum günlük, anlayamıyorum insanları... İnsanlar insanlara zarar veriyor sadece insanla da sınırlı kalmıyor hayvanlara da zarar veriliyor. Artık dünya gözümde hiç yaşanılacak bir yer değil... Bu dünyada artık iyimser olamıyorum. Bu kadar sevgisizlik, kötülük, nefret oldukça da dünya daha da çirkin bir yer halini alacak. Kime güvenmeli, kime inanmalı, kiminle konuşmalı, arkadaşlık yapmalı bu saatten sonra? Bu gidişata göre kimseyle. Ben artık herkese olan güvenimi kaybettim. Babam eskiden "Senin dışarıya karşı duvarın var bir türlü onu aşmıyorsun." derdi. Aşmıştım, insanlara inanmıştım ama çok hata etmişim. Tekrardan duvarlarıma geri dönüyorum.
 
Selam günlük kafamda on bin tane soru ve sorun ... aylardır istedim çabaladım gerçekleşti çok şükür ama bu derece buruk olacağımı düşünmemiştim.
Sil baştan yeniden başlıcam herşeye yeni şehir yeni hayat yeni insanlar ... o kadar Yorgun’um ki nasıl üstesinden gelicem ben bunca şeyin bilmiyorum umarım gözümde büyüttüğümden çok daha kolay olur herşey benim için ...
Hiç böyle hayal etmemiştim bu şehirden bu şekilde gitmek canımı çok yakıyor olması gereken bu değildi ama kaderimmiş diyip kendimi avutuyorum belki de ...
Allahım her zorumu kolaylaştırır inşallah be günlük 🙏☹️
 
sevgili günlük,
1 plak olsam, zeki müren çalsam, aynı yerde takılsam ve hep tekrarlasam: "elbet 1 gün kavuşacağız, bu böyle yarım kalmayacak"..
 
İstediğim ama yapamadığım konularda son günlerde isteğim daha bir artmış durumda.
Ah...
Sabah uyandığımda kendimi denize sıfır bir odada bulmak isterdim şuan.
Suyun akışına bırakmak istiyorum kendimi bu ara, bir ferahlarmışım gibi geliyor...
 
Son günlerde hayatımdaki sorunlar arttı günlük.
Ve şuan tam bir çıkmazda gibi hissediyorum.
Daha kötü ne olabilir dedim ve boyumun ölçüsünü aldım.
 
Saygideger gunlukçum
Hep böyle kal dimdik dipçik gibi ..
Ne demiş osho biz dünyaya mahkum geliriz özgürlük için mücadele ederiz mahkumluk talihsizlik değildir ama mücadele edip özgürlüğü elde edemezsen talihsizliktir. İyekşanlar günlük gardaş
 
Artık bir düzen ve disipline geçmeliyim. Artık bir şeyler yapmalıyım...
Yoruldum kendimden artık.
 
Sebepsiz yine darlandım o yüzden sana geldim yine günlük. Keşke daha iyi şeyler olsaydı hayatımda anlatabileceğim ama yok işte. Yine böyle darlandım. Hiçbir şey yapasım yok, hiçbir yere gidesim yok. Ara ara böyle oluyor bana. Olmadı işte bu sefer de beceremedim bir şeyi. İlk denememdi iş konusunda biliyorum ama olmadı. Oysaki çok umutlandım, çok büyük beklenti içindeydim. Yine bana hüsran... Artık düşüp ayağa kalkmak gelmiyor içimden. Ne var sanki öyle kalsam, böyle kimse dokunmasa. Her düştüğümde ayağa kalkmak artık zoruma gidiyor. Düşmek istemiyorum, bir şey de yolunda gitsin istiyorum. Şu kader, şans bana da gülsün, bize de gülsün. Başkasının işi hep oluyor, başkası hep mutlu... Neden benim hayatım öyle değil? Sorular sormaktan, herhangi bir şeyi sorgulamak, üzülmek beni yordu bu hayatta. "Ne olacak bu durum?" diye düşünmek beni bitirdi. Artık gülmek, eğlenmek zor geliyor bana. Yalandan mutluymuşum gibi yapıyorum, iyiyim, bir sıkıntım yok gibi rol yapmaktan bıktım usandım. Ben gerçekten iyi olmak, mutlu olmak istiyorum. Ne yazık ki istemekle olmuyor. Yaşananlar izin vermiyor ki bana... Ahh öyle şeyler sığdırdım ki şu hayatıma içimde heves bile kalmadı. İnsanlığa, hayata, yaşama ne inancım ne güvenim kaldı. Hiçbir şeye de şaşırmıyorum artık. Sanki genç değilim de çok yaşlıymışım gibi hissediyorum bu hayat yüzünden... Veee insan 25 yaşında ölür, 75 yaşında gömülür...
 
Sevgili günlük
Yarın ne olacak bilmiyorum 2 gündür annemin evindeyim yarın eşim konuşmaya gelecekmiş
 
Sevgili günlük...
Eylül geldi. İki özel, çok özel günümüzün olduğu Ağustos ayı sessizce geçti.
Ayrı uyuduk.
Aynı sofraya oturmadık.
Kafamızda boşanma düşüceleri dolaştı.

Eylül geldi. Aslında sevmem Eylül ayını. Kışın habercisi, en sevdiğin mevsim gidiyor diyor bana. Ama artık seviyorum. Çünkü kızımın, can’ımın gelişini ben bu ay öğrendim.

Kızımın hakkını nasıl ödeyeceğim bilmiyorum sevgili günlük. Her ne kadar yanında olmasa da o uyuyunca ağlayan, düşünceden saçları dökülen, dişlerini sıkmaktan dişetleri ağrıyan bir annesi var. Tüm bu yaşananlar olmasaydı, eski cıvıl cıvıllığım lazımdı kızıma..

Tüm bunlara sebep olana hakkımı helal etmiyorum sevgili günlük. Bugüne kadar hiç beddua etmemiştim, ama bugün kızım elin adamının peşinde “Baba” diye dolaştı parkta. Çok ağladım. Kendi babasız büyümüş bir kadın benim kızımında babası büyümesine, hayallerle kurduğum yuvamı dağıtmama sebep oluyor.

Yanına kalmaz değil mi sevgili günlük?

Kalmasın,lütfen...
 
X