Günlük sana itiraf ediyorum artık; ben 25 yaşına girince özellikle bir şeyler oldu hormonlarıma.
Anne olasım geldi. İşim yok, evliliğin yanından bile geçmiyorum ama istemsizce bu istek içinde buldum kendimi.
Ayrı bir düzen kurma isteği de arttı biraz. Yani "istiyorum" da değil tam, baya dürtüymüş bu yahu.
Aklıma dişi kuşumun anne olma isteğiyle hormonlarının coşması ve öncesinde yuva hazırlamak için uğraştığı geldi bir an.
Ama mantıken baktığımda daha var bunların olmasına, insan olmak da burada başlıyor işte, "düşünmek".
İşsiz evlenmeye(topluma karışmadan nerden bulcam zaten?! sıkıntılı), evlenip hemen çocuğum olmasından çekinirim.
Her şey otursa zaten hazır hissetmek o sorumluluğa ayrı bir şey olur gibi.
Bazen de aman ne uğraşcan şimdi elin adamıyla tonla konu var burada görmüyor musun iş bulup bir süre evlenme yapamadıklarını yap diyorum, adamı geçtim ailesi dert oluyor ben de zaten insanları idare etmeyi, uğraşmayı, laf dalaşına girmeyi, karmaşayı sevmeyen kendi halinde bırakılmak isteyen biriyim, yoruluyorum diyorum ama bu dürtüyü de yaşıyorum(hoş normalde evlilik insanı olduğumu düşünüyorum, öyle çok sosyalliği seven biri de değilim bir iki kişi yeter bana, ama yanıp tutuşmak ayrı mesele tabi(şuan yok ki olsa da şartlar uygun değil), bir de bahsettiğim özelliklerimi falan düşününce bir an dert arama kendine diyorum). Ha her şey kafamdaki gibi ilerlese neyse de.
Ay neyse, nedense bir utanma hissi yaşadım bir süre bu dürtüyle birlikte ama bu hissimi dökesim geldi, bu yaşa kadar annemin aklımdan evliliğin e si geçmezken pc ekranında gelinlik denk gelmesiyle ya da evlilikle alakalı(benle alakası olmasa bile oraya çekiyor) bir yorum muhabbet yaptığım zaman anında bana "aklın nerelerde" diye kızarak carlamasından kaynaklı olabilir bu durum. Bir de milletin "evlilik, çocuk meraklısı" etiketinden kaynaklı toplum baskısı var haliyle, annemin de bana yaptığı gibi, hiç de değildim ama vakti zamanı gelince olur kafasındaydım yani..