Seni Seviyorum

VAZGECILMEZIM

DÜDÜKSÜZ TENCERE
Kayıtlı Üye
20 Temmuz 2007
4.226
654
Varlığın, yokluğuna özdeş şimdi…
Yazıyorum birkaç dakika ağlamışlığın ve gözyaşının üstüne…

…
Sen bulanıklaşsan da, gözüm hep ufuktaki yalnız haberciyi gördü… Buğulanmış cama çarparken yağmur damlaları, ben çizdim bir kâlp içine iki bedeni…
Zamanın bilmem hangi köşesindeydik hatırlamıyorum. İşime gelmeyen buluşmalardan kaçmadım sen varsın diye… Çam diplerinde petunyaları kuruturken ellerimizde, sen bana SENİ SEVİYORUM derken bile bakamıyordum gözlerine. Utancımdan … alışık olmadığımdan belki … belki de o öpülesi dudaklarından ayıramam dudaklarımı diye, korkumdan.. Farkına varamadım gerçeklerin.. Gözlerine saklanmış hainliği sezseydim eğer; … eğer, denizlerden çaldığın dalganın, bir mühür gibi yüreğime leke yapacağını çözebilseydim, mayasız öperdim seni.. Özüm’süz …

…
Güzel kelimeler istiyordum senden … Ay ışıklarıyla yıkanmış, okuyunca en çirkin anlarımın anlamlaştığı, okuyunca dokunduğun gözlerimin mızmızlaştığı …

…
Kulağımın arkasına fısıldanmış güzel kelimeler biriktirmiştim ben sana oysa… terk edip gitmeseydin ansızın; duyacaktın … Ben çırpınırken bir kaşık suyun derinliğinde boğulmamak için, sen görünce beni böyle çaresiz, beni böyle çırılçıplak; tutup çıkarırsın diye uzatmıştım ellerimi..Sen, biraz yukardan ifrit dolu yüreğinle bakıp gülmüştün hâlime.Oysa ben susmanı bekliyordum.. birde ıslak bedenimi sarmanı… bir “NEYİN VAR SENİN” e öyle ihtiyaç duymuştum ki o an; anlatmak istedim, ama sen … yoktun..!

…
Yıllar geçti aradan.. ve farkında olmadan…
Adımlarım daha büyük, daha hızlı ve daha sağlam…
Yokluğunda büyüttüğüm acılarımı her gün tazelemek zoruma gitmeye başladı. Ve hasretinin bitime uğraması gerekti. Eylüldü.. hüzün mevsimiydi.. nasıl unuturdum seni? Yaprakların salına salına karıştığı toprağı öpüyordum, “Vatanım” diye değil! Sen dön diye…

…
-Köylü kız- büyüsü bozulduğunda ben öğretmen olmuştum.. Hani rüyalarımın en güzel sahnesinde seyrederken, göz yaşlarımı tutamadığım … hani en mateminde gecenin; üzerimde bir hamal gibi taşıdığım sensizlik yükünü atmak istediğimde, düşünüp de derinlere daldığım….
Hatırladın mı?
Saçlarım; senin bildiğin kadar sıradan değil artık..
Gözlerime durulmayı öğrettim..
Dudaklarıma kilit vurdum konuşmasın diye..
Yüreğimdeki seni her gece zindana attım bensizliğin acısını, sensizliğin acısını çektiğim gibi çek diye! !

…
Gitme Sevgili!
Sokak aralarında yitirdiğim aklımı geri ver bana.. yüreğim yüreğinde.. Böyle kuru bir beden ne işe yarar sensiz.. Ya dünümü ver, yada hakkımı! çok mu arzu ettiklerim?
Hayatının kısa film akropollerinde hiç mi karem yok? Senaryoda figüran olarak ölmek istemiyorum.. al beni de gözlerine…
…
Gözünle gördüğün her seksiyonda bir sahtekârlık, her parselinde acı ve göz yaşı… Güzel kelimelerinden duymak istiyordum bir ikindi çayı ertesinde.. Dudaklarından dökülmedikten sonra, adıma yazılan mektupların ne albenisi var ki?

…
Evlendim…Soğuk duvarlarında, gece lâmbasının aydınlattığı kadar görebildiğim dünyanın eşiğinde, bedenimi saran başka kolları sen zannedip doyasıya, hissedilmeyen kokunu sineye çektiğim günler aklıma geldi..

Evlendin…İkinci sayfa haber bültenlerinden öğrenmek istemezdim… Bilmek isterdim yerime koyduğun biblonu… Kim bilir hangi Can sırada bekliyordu Yanmak için… Farkında olmadan işlediğin günahın bedelini ödeyeceksin demiştim … Yüreğimi yüreğine koymuş olsaydın farkına varırdın süzülmemiş gerçeklerin… Arsız gönül kuşun konmuştu bir başka evin bir başka penceresine…Açar mıydı? …

…
Yıllar geçti aradan … farkında olmadan.
Cebimde kimsenin göremediği bir öfke saklı sevdiğim… Çıkardığımda dağ dayanmaz ki gönlün dayansın? Ben, kaybolmuşluğun sefasını sürerken, sen, bensizliğin nedametini çekiyorsun… Hissediyorum bunu…Ne ektin ki biçesin?

Beni arıyorsan;
Yokum! !
Sisle çevirdiğin bu evren, artık benim olmadığı kadar, seninde değil! !
Zaman hızla akıp gidiyor..
Yıllar sonra bugün, bakıp da halime gülmeyeceğim… Gözlerime durulmayı öğrettim…
Dudaklarım, dudaklarında güneşe selam çakmayacak artık..
Erkekçe, namusluca çekip gideceğim gözlerinin önünden;
Arkasına bile bakmadan…
…
Dur! !
Yaklaşma…
Yollarına toz olduğum sevgili! !
Dudak büktüğüm gidişine…
Yüz eskittiğim zamanla..
Ey Yüreğimi yüreğine bir kez olsun konuk edemediğim sevgili! ! !
Dokunma ellerime..
O eller ki, zamanın bir köşesinde, okul kaçışlarının heyecanıyla atan kâlpleri bir bedene dolduran; sonra Tek can ile kenetlenip kaderin vahametini inadıyla kıran eller…

…
Git..

Varlığın, yokluğuna özdeş şimdi…
Yazıyorum birkaç dakika ağlamışlığın ve gözyaşının üstüne
(alıntı)
 
Birgün daha geçti sensiz.
Ben yine aynı bilgisayar başında, radyomun sesini az açmış zamanımı ve işimi bitirmeye çalışıyorum.
Öyle hasretimki yıldızlar altında seninle oturmaya, Deniz kenarında oturup martıları izlemeye.
Hatırlarmısın izmit'in sıcak günlerinde yüzümüzü okşarcasına esen rüzgara doğru bir bankta otururduk, sen başını omzuma yaslar denizin ve sonsuz maviliğin birleştiği noktaya dalardın, Bende usulca saçlarını okşar esen yelin o büyüleyici serinliğine kendimi bırakırdım.
Şimdi binlerce kilometre uzaktayız, Bazan mesafelere isyan edesim geliyor çünkü en ihtiyacım olduğu an sana, yalnızlığım yanımda oluyor.
Yalnızlığım sarıyor senin yerine beni,
Yalnızlığım paylaşıyor tüm dertlerimi,
Yalnızlığıma haykırıyorum deli gibi sevdiğimi...

ahh yanımda olsan,
Deli gibi sarılsam sana, öyle hasretimki...
Elimi kalbime koyduğum her an seni yanımda bulacakmış gibi oluyorum.
Sessizce adını fısıldıyorum Gözlerimi kapayarak. Sıcaklığın sarıyor dört bir yanımı.
Buz gibi odam birden sıcacık bir mekana dönüşüyor.
Özlüyorum birtanem. Sensizlik çok zor, üşüyorum...

Yazıyorum şuan hissettiklerimi, yazmaya çalışmak kar etmiyor çünkü inan hissettiklerimi yazmaya kelimeler yetmiyor. Meğer ne kifayetsizmiş sözcükler aşkın yanında, Gözlerine bir kere bakmam bir romanı yazmama yeter.
Hiç bir şey yerini tutmuyor senin.
soğuk klavyemin tıngırtıları beynimi kemiriyor adeta, Yoksun sevdiğim yoksun işte...
Müziğin her notasında sen varsın sanki
Bak ne diyor şarkıda , Onur Akın

"Geceyi sana yazdım sızımı sana
Tutundum güzel sesine tenine tutundum..."
Yanarım sana....

Sensizim sana koştum iklimler boyu
Uykular yanan liman uykular haram
bir vapur geçer dalgasında savrulan ben
dön yürek yurduma evine dön
...
Yanarım sana...

Bir gece daha geçti en insafsızından, ayrı kalmak ne zormuş be cancağzım.

Yetmiyor yazmak hasretimi gidermeye
Yetmiyor hiçbirşey senin özlemini gidermeye.
Anladım ben sensizken yarım kalmış bir roman gibi anlamsızım.
Unutma sevdiğim,
ne kadar uzakta olursam olayım yine sendeyim.
Birgün uzaklarda yakın olur, önemli olan YÜREKLER BİR OLSUN
(alıntı)
 
Sensiz geçen birgünüm daha be gülüm ömrüm sensiz tükeniyor ben sensizim mutsuzum huzursuzum.....
Hayat senmişsin yaşamak senmişsin Hani bana gülüm derdin bebeğim derdin duyamıyorum artık duyamıyorum gecelerin sessizliğinde sensiz ağlıyorum hiç dinmeyecek gözyaşlarım başlıor ve hiç bitmiyor Hasretin öldürdü be aşkım yaşamak gelmiyor içimden sensiz tat alamıyorum hiçbirşeyden umudum kalmadı duygularım bitti hayat bundan sonra benim için sadece mantık duygularım seni bana kaybettirdi artık onları sevmiyorum Ben bende bittim be gülüm hayat boş benim için İnşallah mutlu olursun Bundan sonra.Ama bilki sevgilim beraber öleceğiz Ben seni Hep hissediyorum benim sende yüreğimin yerini biliyorum sen benim herşeyimsin...Ben seni sensiz sevdim be gülüm halada öle...hepte öyle olacak bigün ben evlensemde çocuğum olsada hep öyle olcak ama hep isterdimki senden bi parça dünyaya getirim bi bebeğimiz olsun senin ve benim ama olmadı sevgilim....Sen yoktun hala yoksun ama hep kalbimdesin nerde el ele bi sevgili görsem aklıma sen geliyorsun Kaçamak yaptığımız günler gecenin bi saatinde gezmeler...

CESARET İSTEYEN GECENİN Bİ SAATİGülüm ben sevdanın sevginin oturduğu sokakta oturuyorum Beni ararsan orda bulursun Seninle bitmeyecek bi sevgimiz aşkımız vardı anlatılamayacak kadar adımızı Leyla mecnun katmışlardı Bizde onlar gibi kavuşamadık be gülüm sonumuz onlar gibi bitsin istemedim ama bu sölediklerim nafileydi ne kadar çaba göstersemde olmadı BİTTİ!!!Hayatımdaki sevmediğim kelimeden biri bunun içinde sende varsan o benim için daha kötü ama inanıyorumki kıyamet günü geldiğinde beni uyandıracaksın Ben seni sensiz sevdim gülüm...Neden bu kadar sevdim bilmiyorum ama kendimi senden alamıyordum olmuyordu sensiz Nefesimdin Vazgeçilmezimdin.....Dünyamdın evrenimdin Ruh eşimdin ama YOKSUN YOKSUN YOKSUN Bundan sonrada olmayacaksın Öbür Dünyada Kavuşuruz Be gülüm İnanıyorum Ben Sevenler orda kavuşur derler ben inanıyorum inanmak istiyorum Hoşçakal Şimdilik sonsuz aşkım sonsuz RUH EŞİM....HERŞEYİM.....BEBEĞİM....ßİTANEM.....GÜLÜM......SANA GELMEDİĞİM GÜN ÖLDÜĞÜM GÜNDÜR GÜLÜM.....BEN SENSİZ ARTIK BİR HİÇİM.........MUTLU OLAMIYORUMMMMMMMMMMMM.......YAŞAMA SEBEBİMDİN AMA ARTIK YOKSUN!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!SENİ SEVİYORUM SENİ HEP SEVDİM HEP DELİCESİNE SEVECEĞİM......

(alıntı)
 
Keşke seni farklı bir zamanda,
Bambaşka bir ortamda
Tanısaydım ve sevseydim yine delice,
Bu sefer çıkıp ta karşına sadece
Seni sevdiğimi bilmeni istemezdim
Vefasızlığına böyle sükut etmezdim.
Ancak her şey istediğim gibi de olmuyor
Sevdamın zararı yalnız benle son bulmuyor
Ve ne yazık ki ellerim kolllarım da bağlı
Seni düşünür dururum gözlerim yaşlı.
Hayatta bir tek seni ummuştum neler buldum.
Sayende yalnız bile kalamaz oldum.

Çünkü ne zaman kalsam
Hayalinle saatlerim gidiyor
Ne zaman seni hayal etsem
Sonu hep hüzünle bitiyor.
Sonu hep sensiz bitiyor

(alıntı)
 
Sen,gönlümün bahçesinde vakitsiz açansın.
Okulda,evde,vapurda,otobüste
Hayali gönlümün tepelerinde uçansın
Sevmemeye yemin edip te,
Kalbimi sözünden döndüren
Ve bir senedir gönlüme dur diyen
Aklımı başımdan alansın.
O gül yüzüne uzaktan bakıp ta
Yaklaşmaya cesaret edemedigim,
Hergün defalarca görüp te
Bir selam bile veremediğimsin.
Gündüz söyleyemeyip te
Gece rüyalarımda dediğim,
Hep bir daha ki sefere deyip te
Hiç Seni Seviyorum diyemediğimsin.
Yalnız şunu da bilesin ki;
Sen aşka dair son sözümsün
Sen yıllardır aradığım özümsün
(alıntı)
 
bu kentin
koca betonları
üstüme üstüme geliyor can
buğulu sesin yankılanıyor
yüreğimde
tesellim oluyor

zonklayan beynime balyozlar iniyor
bu gece
sarhoş olasım geliyor
tut ellerimi sevgilim
seninle dağlar aşmak istiyorum
anlam veremiyorum
içime hazan çöküyor bazan

(alıntı)
 
Saçının telini dünyalara değişmem derdin ya ben kısacık kestirdim, o saçları hem sen yoktun ki zaten kim okşayacaktı?

Evlenmedim, kızlarım oğullarım olmadı. Ama dünyadaki tüm kimsesiz çocukları evlat edindim. Hepsinin saçlarında yıldızlar parladı, kaç doktor büyüttüm, bir bilsen hepsi de çok başarılı ameliyatlar yaptı. Kim derdi ki gülüm bir gün Leyla ünlü olacaktı, yayınevleri kitabını basacaktı, televizyonda kanaldan kanala koşacaktı.

Kim derdi ki gülüm o sana tapan kız bir gün seni unutacaktı. O hani;

'ocağında ateş olsam yar yar
pencerende güneş olsam yar yar
bahçende gülün olsam yar yar
dalında bülbül olsam yar yar'

diyen kız seni unutacaktı. Hani o kız gülüm, hani o kız sana her şeyden yakın olacaktı. Biliyor musun hep gülecek? Hep şiirden bahsedecek. Sen bilmeyeceksin yaralarını belki kitabını okuyanlar da. O, hep güldüğü için göğsünde kanamamış yaraları görmeyecekler sevgili.

O hayaller artık bize çok uzak sevgili, ben artık gece yatağında üşürken sevgilisini düşünen o küçük kız değilim. Ben gece yatağında üşürken elektrikli battaniyesinin fişini prize sokan kadınım. Ben hayallerimi seninle kurdum, hayallerim kirlenmedi nereye gittiği belli olmayan hayatlarda.

Evet sen hep vardın, yakındın. Evet beni bu gerçekleşmesi mümkün olmayan hayaller ayakta tuttu. En güzel şiirlerimi seni değil ama hayalini düşünerek yazdım. Ve ben seni değil gülüm, o hayali sevdim.

Bağışla sevdiğim şiirden başka bir şey gelmedi elimden karın gibi ikiz çocuk veremedim sana, hem biliyorsun evlenseydik, bizim, iki oğlumuz, iki kızımız olacaktı, kızımızın saçında yıldızlar parlayacaktı, her birinden aşıklar dilek tutacaktı, onun adı bahar olacaktı, aynı aşkımız gibi. Küçük oğlumuz ablasını kıskanacaktı. Büyük oğlumuz doktor olup, yaşlandığın zaman seni katarak ameliyatı yapacaktı. Küçük kızımız doğduğunda benim göğsüm yara olacak, sütüm akmayacaktı. Ama biz ona sevgimizi verecektik, mama yedirirken ve hep ellerinden öpecektik yavrucağı.

Evet sevdiğim ben o, gerçekleşmesi mümkün olmayan hayali sevdim. Aynı yalnızlığım gibi, çocuklarım gibi, şiirlerim gibi …

Ben senin hayalini sevdim sevgili

O HAYAL BANA HİÇ KAZIK ATMADI ÇÜNKÜ.



(alıntı)
 
Aşkım benim, hayatımın anlamı.
Seninle konuşurken, gözlerine bakarken, hatta sen yanımda yokken, seni düşündüğümde bile gürül gürül bir ırmak akıyor yüreğimden.
Her damlasında mutluluk ve heyecan taşıyan bir ırmak bu.Su yalan dünyada ölüm kadar gerçeksin benim için.
Yaşamak kadar tutkulu. Pılımı pırtımı toplayıp acılardan, gideceğim tek adressin. Sen benim dönüşü olmayan yolumsun.Seni tanıdığımdan beri, tebessüm etmekle, içtenlikle k arasındaki farkı anladım.Sen benim dudağımdaki gülücüksün.Gelmiş ve gelecek tüm sıkıntılara, dertlere attığım kahkahasın.
İkinci baharı yaşıyorum diyemem.
Çünkü sen ilkbaharsın. Geç kalmış ilkbaharımsın. Senden önce sadece karakışlar vardı ömrümde. Kaybetmekten korktuğum tek hazinesin. Saklı kalmış mutluluğumsun.
Eğer günün birinde beni istemezsen, sana gitme diyemem. Ama sunu bilmeni isterim bebeğim, giderken, özümü de beraberinde götüreceksin.Ruhundan arınmış bir beden bırakacaksın ardında.
Sözlerimde hiçbir abartı yok sevdiğim. Sadece eksik var. Senin yüreğime yazdıklarının yanında, benim yazdıklarım hiçbir şey. Evet, sana hiçbir şey yazıyorum bu mektubumda. Oysa ki seni anlatmaya niyetlenmiştim.
"Duygularımız sözcüklerin ötesindedir. Utanmalıyız şiirlerimizden" demiş Nizar Kabbani. Belki de utanmalıyım yazdıklarımdan, seni anlatamadığım için.
Seni çoook seviyorum.
Beni sensiz bırakma...BeBeĞiM...
(alıntı)
 
Ne çok özlemisim seni.Seni düsünerek kurduğum ve rüyalarımad delice sarılıp dizlerinde agladıgım sevdana ne cok özlemisim..Rüzgar olup saclarının dagılışını , esen yelde saclarını bukle bukle omuzlarından beline dökülüsünü özlemisim ben..Gece yarısı gözlerin düsüyor aklıma bir yıldız gibi..Gözlerinde sanki bir gece saklı..Gözbebeklerinde ise yıldızların en güzeli parlıyor..Dagılan saçlarının arasından teninin kokusunu cekiyorum icime...Gözlerine dalıyorum gözbebeklerinde bir ömür boyu yasayıp özleminde alev alev yanmak icin..Aman Allahım tenin büyüleyici kokusu..Hangi ciceğin kokusuydu bu ? Menekselerin mi sümbülllerin mi yoksa akasyaların mı kokusuydu bu ..hayır bu sadece Cennetin bahcelerinden gelmis bir kokuydu...Mest oldum bir an sana..Yeniden asık oluyorum sana..Yeniden seviyorum seni..Sanki gözlerimin önündeki deniz kızıydı belki de ..Öyle tutulmusum ki sana..Tarif edilmez duyguların icinde özlemini cekiyorum icime...Senin kalbinde buldum baharları..Ucurumun kenarındaki kalbimimle sadece saan tutundum..Kalbimin kurak cöllerine düserdin damla damla..Karanlık geceden korktugumu bilirken her gece yıldız yıldız düserdin gözbebeklerime..

Ne cok sevmisim seni..özlemlerinde yandıgım, sevgiye susadıgım yalnızlık cöllerinde kana kana ictigim, kalbime ismini sevgilerimle kazıdıgım canımdın sen..Seher vakitlerin soğuk gül yapraklarının ılık dokunuşlarındadır ellerinin nazeninligi, beni benden alan baharın güzelliklerine masum güzelligini katan sebnemleri bile kıskandıran tatlı gülüşlerindir..İçimde büyüttüğüm mavi kusların kanatlarında saklıdır sana olan sevdamın beyaz umutları..

Ne cok özlemisim seni...uykuya haram gözbebeklerimle bir an dalsam düslere beyaz gelinliğinle geliyorsun bana..Hayran hayran bakakalıyorum sana..Kırların en güzel ciceklerini toplayıp tac yapıp saclarını süslemişler..Gecenin aydınlık yıldızlarını gözbebeklerine verip yüzüne güllerin en güzel gülüşünü bırakmışlar..
Of ya uyanmak istemiyorum hayallerimden..Tatlı hayallerinin arasında huzur dolu yüregim...uyandırmayın beni..Bu kadar özlemisken seni; rüyalarımda yasamalıyım belki bu mutlulukları..

Tam hayallerimden uyanıp gözbebeklerimi günese cevirmisken aklıma düsüyor özlemin...Bu gece gelecektin..Gittigin diyarlardan kalbime kesin dönüş yapacaktın..Adı konulmayan bir heyecan var .Bekliyorum seni...Sen geleceksin ya bakma bana bos bos odaları kacıncı kez dolastıgıma..Mırıldanıyorum kendi kendime...Senin özleminde bir sigara daha yakıyorum..Biri bitmeden birisini daha yakıyorum..yanan sigarayla beraber senin özleminde bende yanıyorum alev alev.

Bir an merdivenlerden bir ses duyuyorum.Ayak sesiydi bu.Aman Allahım, yoksa bekledigim özlemi gözlerimde tüttügü sevda cicegim mi geliyordu...Heyecan daha artıyor..Terledigimi, ellerime bir titreyisin girdigin farkında bile degiliim..gömleğimin bir düğmesini acayım..Terim sinmesin senin dogum gününde alıp simdi giymeye nasip beyaz gömlegime..ne cok özlemisim seni...Ürkek bir ceylan gibi yüregim..Dilim susarken kalbimin tüm hücrelerinde senin özleminin alevi yanıyor..Sanki bu gece deniz tüm dalgalarını bana vermişcesine nefesim
gel-gitlerde kesiliyor..Sanki karanlık gece tüm yıldızlarını gözbebeklerime armagan etmiscesine gözlerimin ici ısıl ısıl..Sen geleceksin ya...Özledigimi karsılayacagım ya bu gece..Kendi kendime nedir bu telas diye sorarken ayak sesleri yakınlasıyor..yaklaştıkca sesi bir yakından geliyor..


Bekledigim zil caldı sonunda..Kimsiniz diye sormayacağım.neden sorayım ki sendin kapının ardındaki..uzun zamandır özledigim canım sendin..Bir nefes kadar yakınsın..Canım diye sarılacagım sana..Ve ne kadar özledigimi anlatacagım sana..Meğer ne cok özlemisim seni...Bu gece özlemlerimde bir kez daha sana sevgimi anlatacagım ve senin dizlerinde huzura uzanacagım..Seni seviyorum gözbebegim..Canım uzaklarda olsan da seni cok özledim..


(alıntı)
 
hayat uzun bir yolculuktur aslında.Gittigin zamanları geri alamaz, bir sonraki filmin en güzel sahnelerini bir saniye öne alamazsın..Sadece sana sunulan hediyeyi zamanın altın tepsisinde nefes alarak yasarsın. Bu bazen hüzünlü bir öyküdür bazen ise mutluluk masaldır yasadıkların..tek degisen nefesinin kalbine bıraktıgı renktir .bu hayat yolculugunda binlerce kalp tanırsın kah hüzünlü kah karamsar bazıları ise gamsız kedersiz bazıları senin gibi meleksi kalbli insan suretindeki periler..)



dogan günes herkese farklı bir hediye sunar hüzünlerde mutluluklar verir ya da mutlulkukların icinde acıyı tattırır sana..ne mutluluklarını elinden kacır ne de acılarına boynu bük..Bazen hüzünlerinin kalbine yansıyan zamanında; acı bir sızıya gözbeklerindeki masum gözyasları eşlik eder; bazen de mutluluklarının resmine renk renk cicek hükmündeki gülüşlerin eklenir..



Her cicekte sana sunulmak üzere bir mutluluk vardır.Acelyaların mutlulukları, güllerin tatlı sevgisi ve lalerin ise gülüşleri vardır senin kalbini bekleyen..Onlar senin hediyelerindir.Seni aramazlar sen bulmasın onları...



bu hayat yolcugunda gittgin yer önemli degildir aslında; sadece bu yolculuktaki sonsuz beklentilerindir önemli olan..kazandıkların, her zaman kaybettiklerinden cok olmalı ;mutlulukların ise hüzünlere her zaman galip olarak ayrılmalı..ögrendigin güzellikler, kaybettigin hüzünleri aratmayacak olmalı..Yüzündeki gülüşler gecmiste acılara hediye ettigin gözyaslarından daha güzeldir..Farklı bir zamanda farklı sabahlara uyanacaksın..



Hayat bir sınavdır.kaybedeni cok kazanını ise cok az ama sen her zaman kazanacaksın bu gözlerindeki yasama sevinciyle dolu iken..belki de bu sınavın ödülü senin gülüşlerindir ...Acıların hüzünleri ve sevinclerin senin hayattan kazandırlarındır.Acılarda gözyası keder cekerken bunu nasıl kazanc olarak görürüm kalbime dersen sana cevabım ; hüzünlerindeki gözyasların yarınlarındaki mutlulukların habericisidir aslında...gözyasların ıslaktır ama bil ki yarınlarındaki mutlulukların günes kadar sıcak olacaktır. Yalnızlıkların ve dertlerin her zaman siyah ve soguktur .Ama gelecekteki bir gün ( bu gün belki de yarından önce bu gece de olabilir) yasayacıgın mutlulukların ne kadar rengarenk ve de ne kadar samimi oldugu ve gözlerin ne kadar ısıl ısıl parladagına sende sasıracaksın.icinde o kadar samimi mutluluklar var ki saklı kalan..Onlar bi gün bir yerde tam senin ihtiyac anında avuclarında olacaktır..



Dikenler her zaman güllerle anılacaktır...Gülü koprarırken dikeni senin avuclarrını kanatsa da bir süre sonra güllün bülbülün bile övdügü büyüsüne kapılacaktır yüregin..Aynı gül misali gibi kelebek ömürlü hüzünlerinde gözbebeklerinden süzülen gözyaslarını silerken o gözyaslarının bir gün sana binlerce mutluluklarınla avucları süzülecegini bilmek ne güzeldir degil mi ?



Yasadıgın dakikalar aslında bir kalemdir kalemin rengi senin kalbindeki hayata baktıgın pencerenin hangi rengin icinde boyandıgına baglı..Hayatının beyaz defterinin satır aralarına bazen buruk ama umutlu yalnızlıklarını yazacaksın bazen de mutlulukların güzel anlarına gülüşlerin en güzel rengini cizeceksin..ve de acılarının dayanılmaz yükünü yazarken satırlara belki gözbebeklerinin masum gözyaslarını eklenecektir ıslak ıslak..



Eger sen gözlerini kaptatırsan günese..dünyanın en güzel renklerini bir anda elinin tersiyle itersin ama sen gözlerin kapalıyken günes her zaman ısıklarıyla insanlara aydınlı olmaya ve de umut dağıtmaya devam edecektir.Eger sen gözlerindeki mutlulukları değerini bilmeden acılara boyun bükersen hayat her ne kadar etrafına mutluluk perilerini de yollasa sen her zaman yalnızlıgın kahırlı sokaklarında gözyaslarnla dolasırsın...



Hayatının her dakikasında dünyayın tüm mutlulukların en güzel renkleri elllerine cicek buketi olarak verilsin..Yarınlarındaki umutların ise nakıs nakıs kalbine armagan edilsin Sakın unutma: hayat seninle güzel ve kısa ama hayatın en güzel yanı kısa zamanda en güzel mutlulukları tadma sansın var.Bu sans senin elinde..Bu sans senin gözbebeklerin icindeki masumiyette...

(alıntı)
 
Ölmek üzere fakat gözlerinde hâlâ ikimize yetecek kadar hayat ışığı var.Bir şeyler söylemek istiyor gibi fakat bir türlü konuşamıyor. Gözlerime bakıyor sadece. Ara sıra gözleri kayıp avuçlarımın içindeki eline bakıyor fakat ellerimi tutamıyor. Sadece bana bakıyor. Gittikçe nefes almakta zorlandığını hissediyorum. Ben ise hiçbir şey söyleyecek durumda değilim. Ama o öyle değil. Sadece gözleriyle de olsa şimdiye kadar birbirimize söyleyemediğimiz sevgimizi haykırıyor.
Dudaklarım oynadı birden. Birkaç kelime döküldü ağzımdan. Öyle durgundu ki kelimeler, adeta süzüldü dudaklarımdan. Ne yüzümde, ne de sesimde duyguların hiçbir tonu olmadan, sessizce.. Seni Seviyorum dedim.Öyle durgundu ki, sanki ölen bendim. Yine gözleriyle bana karşılık verdi.

Sonra...Sonra aniden yüzümdeki bütün kaslar gerildi. Gözlerim kısıldı. İki damla yaş yanaklarımdan süzüldü. İki kelime dışında varlığımın ifadesi olan bütün bir dil boğazımda düğümlendi ve son bir kez, kısık bir nefesle de olsa haykırdım.

"Seni Seviyorum"


alıntı
 
senden ayrı saatler gün, günler yıl, yıllar mevsiz, mevsimler asır gibi... senden ayrı kalbimde dinmeyen bir sızı... hasretenden örülü bir özlem kaneviçesi hayat; dokusu gözyaşı, ilmegi ızdırap, düğümü çile olan.. senden ayrı gözlerim buğulu, yüreğim uğultulu tepeler gibi feryatlı figanlı. dudaklarımda serenatlar, senilerimde dualar, ellerimde bilekçeler, kalamlemimde sana özlemle yazılmış dilekceler... Senden ayrı baharlar kış, kışlar ise zemheri oldu. Yıldızları söndü mehtabın. Asuman karardı, karardıkça karardı, zalam zalam geceye döndü... Senden ayrı içimde binbir burkuntu. 'Gel!' çağrılarıyla örülü bir melodi özümde. Sözümde bir orman yangını; her alevi hasret, her kıvılcımı özlem yüklü. Senden ayrı acılarım katmerlendi. Dizlerim daha da dermansız kaldı. Kalbim taşıyamıyor yükü, ruhumun kanadı kırık bir yaralı kuş gibi kuytularda gizlenmeye durmuş. Kalbi küt küt. Her taraf avcı, hem de acımasız sayyadlar... Gözlerim dolu, sinem de dolu... Yolu görüyorum ama öncüm yok; yol gösteren uzakta, kalbimi ona bağlayıp, hislerimle yakalamaya çalışıyorum düşüncelerini, rüyalarımla anlamaya çalışıyorum. Bazen kaşları çatık bir silüet giriyor hayallerimi, bazen kederli bir çehre rüyalarıma.. Ama gülümsediği de oluyor. Bana selâm gönderdiği de... Gece yakarışlarında, gündüz açlık ve susuzluk anlarında çakıyor bir gamze gibi ufkumda... Çakırkeyf olduğumuz dakikalar yüz çizgileri kederli bir görüntü, iki büklüm inleyen bir muzdarip, çizgileri keder tufanıyla buruk bir bakış, zonklayan bir şakak, yücelere açılmış bir çift el gördüğümüz.. Senden ayrı içim sızım sızım. Yalnızlık kol geziyor obamda, ovamda. Kimsesiz yavrulara döndüm.. Yetim ve öksüz.... Ey özüme binlerce kıvılcım salan ateş dokulu yürek! Ey soluğuyla içime bahar dirilişi sunan! yitik cennetimi avuçlarıma koyangüzel, elmas kalem sahibi! Gel!... Ve hasretimiz ebedi bitsin....

(alıntı)
 
DÜN GECE ÖLÜMÜ GÖRDÜM..
BOYLU BOYUNCA UZATMIŞLARDI BENİ
ÜZERİMDE YEŞİL BİR ÖRTÜ VARDI
İŞLENMİŞ ÜZERİ YAZILI
BİR TAHTA ÜZERİNE UZATMIŞLAR BOYLU BOYUNCA ÇIPLAKTIM...
BEYAZ BİR ÖRTÜ VARDI SARILDIĞIM
GÖZLERİMİ AÇMAK İSTEDİM
AĞLAMAK İSTEDİM
SENİ ÇAĞIRMAK İSTEDİM
SANA BEN ÖLMEDİM DEMEK İSTEDİM
AĞLAYAMADIM
ÇAĞIRAMADIM
ÇENEM KİTLENMİŞTİ SANKİ
DİŞLERİM BİRBİRİNE YAPIŞMIŞTI.
BIRAKMAK İSTEMİYORLAR SANKİ
YANIBAŞIMDA AĞLIYORLARDI.
ÇOK GENÇTİ
ÖLMEYİ HAKETMEDİ DİYORLARDI
SONRA SENİ GÖRDÜM
BAŞINDA BEYAZ BİR SARGI VARDI
O GİTTİ DİYORDUN
GÖZLERİM BUHULANDI SANKİ AĞLAYAMADIM
SANA BEN ÖLMEDİM DEMEK İSTEDİM SÖYLEYEMEDİM...
SONRA BİRİLERİ GELDİ BENİ TABUTA KOYDULAR
SIRTLARINDA TAŞIDILAR
SEN HALA AĞLIYORDUN
SONRA KANKAMI GÖRDÜMBİR KENARDA OTURMUŞ SESSİZCE GÖZLERİ BUĞULU
DERİNLERE BAKIYORDU
BELKİ YAŞADIĞIMIZ O TATLI ANILARI ANIMSIYORDU
KARDEŞLERİM VE ARKADAŞLARIM AĞLIYORLARDI
BANA DOKUNMAK İSTEDİLER
NEDEN BIRAKMADILAR
ONLARI BİR DEFA DAHA GÖRMEK İSTEDİM
NEDEN BIRAKMADILAR
SONRA KARANLIK BİR YERE KOYDULAR BENİ
SESLER GİTTİKÇE UZAKLAŞIYORDU.
ARTIK DIŞARIDA SADECE RÜZGARIN UĞULTUSU VARDI.
KORKUYORDUM...
ARTIK SANA ÇOK İHTİYACIM VARDI...
ŞİMDİ OLDUĞU GİBİ.....


alıntı
 
Yokluğunda uzun uzun yazmaya başladım.
Pencerenin önünde saatlerce oturup, gelip gidenlere daldığım zamanlar oluyor.
Gidişini unutamıyorum. İçimdeki boşluğun iliklerime geçişine seyirci olup, izliyorum.
Her şeyden, herkesten uzaklaşan kopuk bir ruha yataklık ediyorum.
Eskiden de severdim yalnız olmayı, ama şimdi, daha bir hoşuma gidiyor bir başına kalmak,
yaşamak. En iyi kendime ifade ediyorum kendimi. ..

Kendi filmimi yazıp, yönetiyorum. Tek kişilik bu oyunda sensizliği ve yalnızlığımı anlatıyorum.
Bir rüyanın içinde uyanır gibiyim. Gerçek hangisi, ben nerdeyim çözemiyorum.
Sen de yoksun...

İçimdeki boşluğun derinleştiği gündü gidişin. Gitme diyebilmeyi her şeyden çok istedim.
Ama, söyleyemedim. Küçük hayallerim vardı büyük umutlara gebe kalan.
Düzgün, koca adamdın sen, bense hiç büyümek istemeyen bir çocuk.

Aslında senin gidişinle değişti her şey… Yokluğunu kaldıramayacak kadar büyüdüğümü fark ettim.
Oysa büyük olmak can yakıcı duygulardı benim için.

Bundan iyice emin oldum. Kuşkusuz artık gelmeyeceksin biliyorum.
Kalabalık, en tenha köşelerde yakalıyor şimdilerde beni.
Sensizlik darbe üstüne darbe indirirken, gelişigüzel duygulara demir atıyorum.
Düşüncelerimi karıştırıyorum. Karışıyorum. Hep aynı duygular etrafımda dönüyor.
Alışkın bir eda içinde yere çivileniyor ayaklarım. Kaçmak istiyorum.
Kaçamıyorum...

Yalnızlık benden kalabalığa bulaşıyor. Kendimi bırakıp, duygularımı salıveriyorum sokağa.
Her yer gözlerim değdikçe grileşiyor. Sensizliğe tahammül gücüm gün ve gün zorluyor düşüncelerimi.
Çıkıp gittiğin anı düşlüyorum tam orta yerinde evimin.
Kapıya dokunamıyorum. Sadece sen varsın orada, bakamıyorum.
Gidişine ortaklık eden kapım yalnızca yokluğuna açılıyor...

Aramıza kapıdan başka her şey giriyor. Zaman giriyor, ayrılık, özlem bir de sensizlik.
Kalan son gücümü çıktığın kapıyı kapatmak için kullanıyorum.
Sessizliğin içinde buluyorum artık seni. Ruhumdaki tüm duyguları boşaltıyorum kapının arka yerine. Bıraktığın yerdeyim hala. Her gün gidişini yeniden izliyorum.
Üzerimde ince yorgunluğun, yüreğimde külçe ağırlığınla duruyorum....

Yokluğuna alışamadım. Ancak, bu şekilde yaşamaya çalışıyorum...

 
Seni özlüyorum. Gecenin en zifiri anında bile odamı aydınlatan bu aşkı özlüyorum en çok da her gün duyabilmek için çırpındığım sesini. Seni özlüyorum işte… Her kavgamızın sonunda çekdiğim sancıları, seni kaybetmek korkusu yüreğimi bir bıçak gibi kestiği anları bile.

Seni özlüyorum kabul ettim artık bunu… Gözbebeklerimin içine yerleşmişsin ve dünyada iyiye ve güzele dair ne varsa içinde sen varsın. Meleklerin kanatlarında geliyorsun sen bana her gün, martıların gözlerinde. Bir papatya demetinin üstündeki uğur böceği oluyorsun, ayın şavkında, umudun mavisindeki en çok bu renge tutkunum bilirsin sen varsın. Yüreğime işlemişim seni bir dantel gibi ince ince düğümlerle… Çözülemezsin çözmem seni. Oradasın orada kalmalısın. Çünkü bir tek sen yüreğime yakışırsın.Her gün içimi ısıtan asıl sensin sıcacık ışıklarında tüm ruhumu saran, her yeni güne gözümü acar açmaz içine doluştuğunbir günaydınsın. Seni özlemek dayanılmaz hale geldğinde bile hiç isyan etmiyorum. Çünkü içimdesin ve seni göz yaşlarımla akıtmaya kıyamıyorum. Özlemin sancılarıyla bedenim her gün ölse de aslında her güne yeniden doğuyorum.

Seni özlüyorum çünkü seni seviyorum hemde çok.. Doğrularını yanlışlarını sorgulamadan, bir çocuk yüreği gibi masumca yaşıyorum seni. Bu hayata verdiğim her nefesde gittiğim her yerde sende benimle birlikte varsın. O yüzden yalnızlığı hiç bilmiyorum. Asla değiştirmeden, en katıksız halinle seviyorum seni. Özgürleşiyor aşkımız, sevdikçe büyüyor özledikçe yüceliyor. İşte en çok bunu, özlüyorum seni sevmeyi özlüyorum. Sevdikçe daha çok özlüyorum, özledikçe daha çok seviyorum....

alıntı
 
Hayatımın Anlam'ına....

Gözlerim kapalı, bir sonbahar akşamında;
Seni düşünüyorum.. bu gece yaptıgım gibi ..
ya da yarın sabah yapıcagım gıbı.. ya da diger yarınlar gıbı..
Sıcak göğsünün kokusunu içime çekiyorum,
Dalıyorum yavasca, gozlerine uzun uzun bakarken... seni hayran hayran seyrederken...
Sarıyorsun beni kollarınla, sıkıca sarılıyorsun bana.. benimsin, diyorsun.. sevdiğim..
Hissediyorum.. derin bir nefes cekiyorum..evet, seninim..sevdiğim...
Varlığın benim icin sabah..... Yokluğun ise gece...
Gece karanlıktır.. çeker içine...
Ben ise küçüğüm daha minicik.. aglarım belki de hemen...
Ama sen hep yanımda ol.. ozaman asıl gece korksun benden..
Yanında huzur bulduğum... Sevgilim..
Bazen diyorum gizlice sevmelisin..bilmemeli nasıl sevdiğini...
Ama sonra vazgeciyorum.. olmaz diyorum.. bilmeli nasıl sevdiğini...
korkmadan söylemelisin sevdiğini.. özgürce..
Seni seviyorum demesini sevmelisin..
ve hiç kimse umurunda olmamalı .. ya da herhangi birsey umrunda olmamalı..
öyle bir sevmelisin ki... senin gözlerinde başlamalı... onun yüreğinde bitmeli cümleler...
mutluluk olmalı birde... düşünmemeli yarını... hep bugünde olmalı...
kaçırmamalı güzellikleri... mutlulukları...
öyle sevmelisin ki... kelimeler yetmemeli onu anlatmaya.. bir bakisin hissettirmeli..
neden sorularının cevabı hep ismi olmalı...
aşk olmalı... sevgi olmalı..
aşık olmalı... sevgili olmalı...
birde kaçmamalı... korkmamalı..
benim gibi olmalı...
senin gibi olmalı...
aşk sen... sen, ben olmalı..
aşk’ ın da... aşk’ ımda...
-biz- gibi olmalı...
Sen hayatımın aşkı..
Sen kalbimde en tatlı sızı...
Sen bütün varlığımın en sevimli hırsızı ...
Sen sevdikçe sevilesi ...
Övdükçe övülesi ...
Öptükçe öpülesi aşkım... Seni çok seviyorum herseyim...
Irmağın olurum senin ..
.....
Fırtınamsın sen benim, Sen estikçe ben titrerim....



alıntı
 
Beklemek mi gitmek mi oldu adın, hiç bilmedim.
Gittiğim zamanların bekleyeniydi yerin,
Geldiğim zamanların gideni.



Kocaman uğultuların gözü yaşlı sessizliğiydi sende durmak, sana bakmak ve belki her gelişte senden gitmek.


Bir valiz dolusu kimsesizliği sırtlanmaktı sana gelmek; kente bırakılan yalnızlıkları umuruna bile almadan… Yalnızlık basamak olurdu kimsesizliğime ve sen kimsesizliğim olurdun.


Gelmek alacanın beyaza döndüğü bir gülümseyiş, gitmek akşam kızıllığı kaplı bir ağlamaktı senin yüzünde ve sana her bakışta basamak basamak tırmanırdı gözyaşlarım yerçekimine inat gözlerimden gözlerine.


Sesine de sessizliğine de yoldaş ederdin kıyına gelmiş çığlıkları. İnleyen her vapur düdüğü, yalnızlığına tecavüzdü. Sen kalabalıklaşır, ben yalnızlaşırdım...


Bazen bir kaçıştın sen. İçinin duvarlarına suçumu haykırdığım. Kaçandım.. Tanıktın... İs rengi sesin ihbar ederdi beni, kimseler duymazdı…


Ve ne zaman sana baksam gözlerimden avuçlarıma kusuyorum geçmiş diye içime kilitlediklerimi. Siyah beyaz hayaletler dans ediyor hayat ayamda. Müzik kırgın, gitar ağlamaklı…
Bir şarkının dizelerinden asıyorum kendimi boşluğa. Ellerin yok. Sesin gömülmüş içine. Bağır şimdi. Bağır çağır… Sustur çığlıklarımı sana...
Yan, yak.


Bırakma öyle; öleyim gitmelerin ertesinde.
Bil sözlerin düştüğünden beri içime, an’ ın gerçekliğinde Hak’ tı her şey.


Kelimelere asılı heceler tersine döndü, gizlendi isimler.


Yüreğimin kalemiyle yazıyorum; gözlerin kapalı oku sevdiğim...


alıntı
 
Aşk Canımı Aldı... İçimdeki acıları daha yeni dindirmiştim...
Daha yeni bitmişti yüreğimi uyutmak için söylediğim ninni.. Yüreğimin kanamasına neden dikenler battı..çıktı!!...
Sen düşünme beni!! Ağlamam durdu!! Verdiğin güllerin dikenleri yoktu, rengi yoktu... Acılar gözbebeklerimde, aklım sende..
İçim kurudu!!
Sevdan yine bende!!.....
Dönüp bakmam bundan böyle gözlerine..
Bakma sende kanayan ellerime... Dikensiz güllerin bu sefer kokusu battı..çıktı... Sen düşünme beni... Kan kaybım durdu... Seni sevişim nedensiz, Nedensiz yürek ağrılarım, Elimden gelen birşey yok, Ben ağlarım... Bölüştüğümüz ekmeğin bende hep sıcak kalsa da Dönüp gelmem bunca zamandan sonra sana Arama gönlünün kilidini Kalbinin kapısındaki nöbetim son buldu..... Ağlamam durdu!.... Kan kaybım durdu!...

Aşk canımı alacak!...der dururdum.....

Aşk canımı aldı!!! Duydun mu...?

alıntı
 
şimdi uzaktasın ama biliyorum birgün döneceksin geleceksin tekrar tutacaksın elerimi herkese inat gezeceğiz bu sokaklarda tekrar dokunacak tenin tenime zor bu ayrılık bir gün sana tekrar kavuşacağımı bilmesem inan inan çekemezdim bu hasreti son verirdim hayatıma
çünkü sensiz yaşamam imkansız artık seni çok sewiyorum bitanem bunu bütün dünyaya haykırmak istiyorum artık yanına gelmek seninle olmak seninle yaşlanmak istiyorum ve seninle ölmek istiyorum bitanem okadar çok şeye ğöğüs gerdikki seninle artık ağlamak değil hasret çekmek değil mutlu olmak istiyorum seninle işte askerim sana bunlar seni hayatımdaki herşeyden çok sewiyorum bitanem
 
Sana bu kaçıncı mektup ,gönderilmeyen
Yazıp da okuyamadığım,okuduğumda ağladığım
Bu nasıl bir sevda ki,ağlayıp ta anlatamadım
Anlatayım....
Ellerim nasır,gömleğim ütüsüz
Yamalı pantolonumdan utanır
Sevdalara sığmasa da sesim,haykıramazdım
Senin için en nezih kelimelerden şiirler yazdım
Tarif edemedim diye gönlümün diliyle seni,
Yırtıp attım...........................
Kaç gül kopardım bahçelerden,al
Kaç kez yemin ettim,tamam
Gülümü vereceğim sevgimi söyleyeceğim
Olmadı liseli kız olmadı,anlatamadım
Sen eve dönerken ben bir köşede ,ağladım
Bir bakış çok şey anlatır derler
Anadolu yiğidi sevdalıysa,
Ben sana bakamadım da doyasıya
Gözümden sakındım seni.................
En serin yaylalardan daha,serin
Saçların savrulurken gözlerin ah..gözlerin
Umudun başka gözlerde,ellerin başka ellerde
Düşünsene seni severken deli ce..
Dokunsun başka bir ten tenine
Nasıl anlatayım kıskanıyorum.
SENİ ÇOK SEVİYORUM
alıntı
 
X