Ha bir de Avrupa konusundaki değerlendirmelerinizi, Türkiye’nin cennet olduğu masalını, sizin gittiğiniz yer hangi Avrupa derken büyüklenmelerinizi, Türkiye’de hava attığınız dünyadan bihaber, burnunu köyünden, bulunduğu şehrinden maalesef ki dışarı çıkaramamış akraba kesiminiz yutabilir. Ne de olsa Türkiye’deki insanları kendi ülkesinde şehir değiştiremedikleri için aşağılayabiliyorsunuz. Avrupa’daki dışlanmışlık ve kompleksten dolayı ego tatmini onlar üzerinde işe yarayabilir.
Avrupa’da yaşam Türkiye’ye ve aynı ligdeki diğer ülkelere, üçüncü dünya ülkelerine göre cennet; medeniyet, sosyokültürel, ekonomik gelişmişlik, hukuk, eğitim, toplumsal huzur, güvenlik konularında kıyaslanamaz ve bu su götürmez bir gerçek. Oradaki yaşamın da kendi içinde zorlukları var, orada da her şey mükemmel değil, insanların olduğu bir yerde her şey zaten mükemmel olamaz;ama en azından her şey sistemli, bir işleyişi var, insanlar asgari insani şartları sağlayabiliyorlar; proteinle beslenebiliyorlar, tatil yapabiliyorlar, yaşayabiliyor. Asgari ücretle çalışan nüfus oranı az, gelirler arası ciddi farklar yok. Orada asgari ücretle tüm aile bireyleri üst segment arabaya binip, havuzlu villada yaşıyor demiyoruz; asgari ücretle fizyolojik ihtiyaçlar karşılanabiliyor diyoruz.
O yüzden ne yapın edin, çoluğunuz çocuğunuz, şahsınız için imkân varsa, gerekirse zorlayarak özellikle dil, eğitim ve çalışmak için gitmelisiniz; nefes almak ve yaşamak arasında farkı herkes görmeli. Kalifiye eğitimli bir bireyseniz asgari ücret kazanmazsınız zaten şartlarınız çok daha iyi olur.