Seçim bitti gitti şimdi sonuçlarını konuşuyoruz....

28 Mayıs 2. turda oyumu

  • Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vermiştim yine ona vereceğim.

    OY: 425 31,6%
  • Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vermiştim Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vereceğim

    OY: 17 1,3%
  • Sn. Sinan Oğan'a vermiştim Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vereceğim

    OY: 37 2,8%
  • Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vermiştim yine ona vereceğim.

    OY: 802 59,7%
  • Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vermiştim Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vereceğim

    OY: 10 0,7%
  • Sn. Sinan Oğan'a vermiştim Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vereceğim

    OY: 52 3,9%

  • Ankete Katılan
    1.343
o hepsine nasil baksin zaten. gordumu cezayi yaziyomus tv de bas bas fiyatlar artmayacak dendigi halde marketcilef artiriyomus yok valla tartisilmaz asiri sinirleniyorlar tam akp fanatigi kp. kv kaynim
Hımm geçmiş olsun üzüldüm gerçekten, sabit fikirli insanlarla uğraşmak gerçekten zordur. Sabır diliyorum size :KK36:
 
Hangi köprü bu adı ne?
Screenshot_20230411_120524.jpg
 
-Basını, hükümetin kullanabildiği dev bir klavye olarak düşünün.
-Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız insanlar ona o kadar fazla inanırlar
-En parlak propaganda tekniği, tek bir temel prensip akılda sabit olarak tutulmadıkça başarıya ulaşmayacaktır: Kendini birkaç nokta ile sınırlamalı ve bunları defalarca tekrar etmelidir.
-İnsanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabileceğimizi anladık.

İşte her şeyin sorumlusu bunları zamanında düşünen, uygulayan ve siyasi bir deha olan adam. Bilin bakalım kim?
 
Bacım kendini feda mı ettin? :anne:Dışarıdan oku bari, sonra geçmişten gelene kadar helak olma 😅 Sayılı gün çabuk geçer :KK14:
Sorma bacım ya, tam da aklımdan geçiyordu 'konuda hiç ban yemeyen bir ben kaldım' diye 🤣
takip ettim vallahi, hiçbir şey kaçırmadım 😁
 
Bilgilendirme için teşekkür ederim :) Meriç Köprüsü için de bakar mısınız, ondan da iki tane var mı

Böyle bir haber var onla ilgili.

Bir de Meriç Nehri üzerindeki köprüye Mecidiye Köprüsü deniliyormuş..
meric-koprusu.jpg



İkisi farklı yerlerde muhtemelen
 
Teşekkür ederim ama benim amacım bilinçsizce her şeyi kutsallaştırdığımızı göstermekti, bu da en sevdiğim örneklerden olduğu için paylaştım. Babam anlatırdı zamanında köylerinde bir yatır varmış herkesin gidip adak adadığı, sel olmuş hasar görmüş başka yere taşıma kararı almışlar. Mezar açılmış içinden 4 ayaklı bir ceset çıkmış köyün imamı merak etmiş araştırmaya karar vermiş kemikler incelenmiş ki gömülen eşşek miş.
Yazınızı maalesef yüzümde acı bir gülümsemeyle okudum zira benzer bir olayı bizzat yaşadık.
Kızım 9 yaşlarındaydı, oturduğumuz müstakil ev büyük bir araziye sahipti, arazide Osmanlı zamanından kalma eski bir yapının kalıntıları ve yine Osmanlı zamanında açılmış bir deprem kuyusu vardı, bahçesinde de çeşitli meyve ağaçları.

Bir gün kızım yılbaşına yakın bir zamanda bahçedeki ağaçlardan birini süsleyeceğim diye tutturdu, çocuktur mutlu olsun diye evde ne kadar kurdele varsa verdim ağacı kurdelelerle süsledi, birkaç gün sonraydı galiba belki 1 hafta sonra geçmiş zaman olduğundan ne kadar süre sonra olduğunu net hatırlamıyorum, insanlar gelip geçerken kurdelelerle süslü ağacı görmüşler kapıya gelmeye başladılar adak ağacı sanmışlar, konuyu anlattım ama ikna oldular mi bilmiyorum zira bazı insanlar mucizesi olan şeyleri saklıyorsunuz söylemiyorsunuz sanıyorlar, kulaktan kulağa yayılır herkes sıradan bir ağacı mucizevi sanar diye tüm kurdeleleri söktüm.

Müzelerden bahsetmişsiniz, İstanbul’daki kapalı alanlarda yer alan müzelere diyecek bir lafım yok ama özellikle Ege’de gezdiğim açık alandaki antik kentlerin bazılarının hali içler acısı, her ziyaretçiden belli bir giriş ücreti alınan yerlerin pırıl pırıl olması gerekir, ki bizim en büyük gelir kaynaklarımızdan biri turizm, yabancı turistler atalarının kurduğu şehirleri gezmeye geliyorlar ama yerler çöp deryası, bazı antik yapılar hasar görmüş ve aslından çok uzak görsel rahatsızlık verecek şekilde onarılmış, mesela Priene de kent giriş kapısı gibi bir giriş kapısının yan sütunlarının üzerindeki beton levha kırılınca kiremitli bir beton yapılmış sütunları tutsun diye.

Keza Bodrum yolu üzerinde müze statüsünde bile olmayan kaderine terk edilmiş antik kent kalıntıları var.

Çanakkale Ayvalık’a bağlı Adatepe köyündeki Zeus Altarı da kaderine terk edilmiş, gittiniz mi bilmem köy muhteşem, Zeus Altarına şahane bir çam ormanından içinden geçerek ulaşıyorsunuz, sunağa ulaştığınızda manzara büyüleyici ama gelin görün ki yapı yok olmuş denecek kadar hasarlı, insanların manzara seyredip çöp bıraktığı bir yer haline gelmiş.

Ülkemin dağı taşı altın, her yeri tarih ama ver 70 lira gez, göster müzekartı gez demekle olmuyor maalesef.
 
Yazınızı maalesef yüzümde acı bir gülümsemeyle okudum zira benzer bir olayı bizzat yaşadık.
Kızım 9 yaşlarındaydı, oturduğumuz müstakil ev büyük bir araziye sahipti, arazide Osmanlı zamanından kalma eski bir yapının kalıntıları ve yine Osmanlı zamanında açılmış bir deprem kuyusu vardı, bahçesinde de çeşitli meyve ağaçları.

Bir gün kızım yılbaşına yakın bir zamanda bahçedeki ağaçlardan birini süsleyeceğim diye tutturdu, çocuktur mutlu olsun diye evde ne kadar kurdele varsa verdim ağacı kurdelelerle süsledi, birkaç gün sonraydı galiba belki 1 hafta sonra geçmiş zaman olduğundan ne kadar süre sonra olduğunu net hatırlamıyorum, insanlar gelip geçerken kurdelelerle süslü ağacı görmüşler kapıya gelmeye başladılar adak ağacı sanmışlar, konuyu anlattım ama ikna oldular mi bilmiyorum zira bazı insanlar mucizesi olan şeyleri saklıyorsunuz söylemiyorsunuz sanıyorlar, kulaktan kulağa yayılır herkes sıradan bir ağacı mucizevi sanar diye tüm kurdeleleri söktüm.

Müzelerden bahsetmişsiniz, İstanbul’daki kapalı alanlarda yer alan müzelere diyecek bir lafım yok ama özellikle Ege’de gezdiğim açık alandaki antik kentlerin bazılarının hali içler acısı, her ziyaretçiden belli bir giriş ücreti alınan yerlerin pırıl pırıl olması gerekir, ki bizim en büyük gelir kaynaklarımızdan biri turizm, yabancı turistler atalarının kurduğu şehirleri gezmeye geliyorlar ama yerler çöp deryası, bazı antik yapılar hasar görmüş ve aslından çok uzak görsel rahatsızlık verecek şekilde onarılmış, mesela Priene de kent giriş kapısı gibi bir giriş kapısının yan sütunlarının üzerindeki beton levha kırılınca kiremitli bir beton yapılmış sütunları tutsun diye.

Keza Bodrum yolu üzerinde müze statüsünde bile olmayan kaderine terk edilmiş antik kent kalıntıları var.

Çanakkale Ayvalık’a bağlı Adatepe köyündeki Zeus Altarı da kaderine terk edilmiş, gittiniz mi bilmem köy muhteşem, Zeus Altarına şahane bir çam ormanından içinden geçerek ulaşıyorsunuz, sunağa ulaştığınızda manzara büyüleyici ama gelin görün ki yapı yok olmuş denecek kadar hasarlı, insanların manzara seyredip çöp bıraktığı bir yer haline gelmiş.

Ülkemin dağı taşı altın, her yeri tarih ama ver 70 lira gez, göster müzekartı gez demekle olmuyor maalesef.
Zeus’u bilmiyorum ama Selçuk tam da anlattığın gibi :KK43:
Sözde bir tane güvenlik görevlisi var, yerler çöp .
O tarihi yapılar hiç korunmaya bile alınmamış , içler acısıydı.
 
Teşekkür ederim ama benim amacım bilinçsizce her şeyi kutsallaştırdığımızı göstermekti, bu da en sevdiğim örneklerden olduğu için paylaştım. Babam anlatırdı zamanında köylerinde bir yatır varmış herkesin gidip adak adadığı, sel olmuş hasar görmüş başka yere taşıma kararı almışlar. Mezar açılmış içinden 4 ayaklı bir ceset çıkmış köyün imamı merak etmiş araştırmaya karar vermiş kemikler incelenmiş ki gömülen eşşek miş.
Sonuna kahkaha attım özür dilerim..
Ne yazık ki böyle çok var.
 
X