Ailenin korunmasına hiç gelemedik maalesef. Avukat, hakim, hukukçu değiliz. Vatandaş olarak yorumlamaya kalktığımızda tabi ki işin içinden çıkamıyoruz. Kaldı ki hukukçuların da anlaşamadıkları konular oluyor aynı çerçeve etrafında sıkışıp kalıyor. Bir başlık üzerinden dönüp duruyor 6284 sayılı kanunun “cinsel taciz ve şiddet durumunda kadının beyanı esastır” meselesinde takıldık kaldık. Kendi adıma pes ediyorumKavramlar karışmış sanırım :
Bahse konu KANUN metni linki aşağıdadır.
Başlığı : Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun
Bahse konu kanun UYGULAMA Yönetmeliği metni aşağıdaki linkte incelenebilir.
Kanun 1. Madde de şöle tanımlıyor kendisini:
Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Kanun isminde Kadına karşı şiddet geçse de 1. maddede aile bireyi kavramı ile aileye dahil her birey bu kanun kapsamına giriyor. Tezat kanunun isminde ve ilk cümlesinde erkekten bahsetmemesi.
Mağdur mağduriyetini iddia eden şikayet sahibidir. İfadesi alnırken (mahkeme, savcılık veya kolluk kuvveti huzurunda) mağdur sıfatı kullanılır. Bitmemiş bir hukuk sürecinde, veya kovuşturma aşamasında mağdur sıfatı kullanılır ki suçun kanıtlanması gerekmez. Eğer kanıt gerekseydi devan eden bir kovuşturma, soruşturma aşamasında mağdur sıfatı kullanılmazdı.
Bu yasanın amacı ne belli, fakat sonuçları itibariyle başka mağduriyetlere yol açtığı da malum. Bu konuda kurulan dernekler var. Mağdur olan milyonlar var mıdır bilmiyorum ama binlerin olduğu kesin. (1 milyon 900 bin imiş) Kanun ve kanun uygulama yönetmeliğine bakarsanız : bir kaç yerde delil veya belge aranmaz / aranmaksızın ifadelerini görebilirsiniz.
Bu konuda Dr. Fatih Erbakan'ın açıklamları benim dikkatimi çekti. İlginizi çekerse kamuoyunda çok tartışılmayan bir bakış açısı.
Ailenin korunmasına hiç gelemedik maalesef. Avukat, hakim, hukukçu değiliz. Vatandaş olarak yorumlamaya kalktığımızda tabi ki işin içinden çıkamıyoruz. Kaldı ki hukukçuların da anlaşamadıkları konular oluyor aynı çerçeve etrafında sıkışıp kalıyor. Bir başlık üzerinden dönüp duruyor 6284 sayılı kanunun “cinsel taciz ve şiddet durumunda kadının beyanı esastır” meselesinde takıldık kaldık. Kendi adıma pes ediyorumDr. Fatih Erbakanın söyledikleri biraz zor gibi ama olsa mı diyorum bazen keşke olabilse
Mağduriyetlerden dolayı birçok erkek ceza çekiyor ki çok üzücü fakat sapla samanı karıştırmamak gerekli. Çocuk istismarları konusunda özellikle Fatih Erbakanın söylediği gibi bence de idam geri gelmeliKavramlar karışmış sanırım :
Bahse konu KANUN metni linki aşağıdadır.
Başlığı : Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun
Bahse konu kanun UYGULAMA Yönetmeliği metni aşağıdaki linkte incelenebilir.
Kanun 1. Madde de şöle tanımlıyor kendisini:
Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Kanun isminde Kadına karşı şiddet geçse de 1. maddede aile bireyi kavramı ile aileye dahil her birey bu kanun kapsamına giriyor. Tezat kanunun isminde ve ilk cümlesinde erkekten bahsetmemesi.
Mağdur mağduriyetini iddia eden şikayet sahibidir. İfadesi alnırken (mahkeme, savcılık veya kolluk kuvveti huzurunda) mağdur sıfatı kullanılır. Bitmemiş bir hukuk sürecinde, veya kovuşturma aşamasında mağdur sıfatı kullanılır ki suçun kanıtlanması gerekmez. Eğer kanıt gerekseydi devan eden bir kovuşturma, soruşturma aşamasında mağdur sıfatı kullanılmazdı.
Bu yasanın amacı ne belli, fakat sonuçları itibariyle başka mağduriyetlere yol açtığı da malum. Bu konuda kurulan dernekler var. Mağdur olan milyonlar var mıdır bilmiyorum ama binlerin olduğu kesin. (1 milyon 900 bin imiş) Kanun ve kanun uygulama yönetmeliğine bakarsanız : bir kaç yerde delil veya belge aranmaz / aranmaksızın ifadelerini görebilirsiniz.
Bu konuda Dr. Fatih Erbakan'ın açıklamları benim dikkatimi çekti. İlginizi çekerse kamuoyunda çok tartışılmayan bir bakış açısı.
Ömür boyu hapisten çıkamasa çok daha iyi hem orda ona hak ettiğini yaşatırlar diye düşünüyorum.Mağduriyetlerden dolayı birçok erkek ceza çekiyor ki çok üzücü fakat sapla samanı karıştırmamak gerekli. Çocuk istismarları konusunda özellikle Fatih Erbakanın söylediği gibi bence de idam geri gelmeli
Bu haberi görmedim ama kesinlikle haklısınızÖmür boyu hapisten çıkamasa çok daha iyi hem orda ona hak ettiğini yaşatırlar diye düşünüyorum.
Daha bugün bir haber okudum dört çocuğunu öldürdüğü için 20 senedir hapiste olan kadının bilimin ışığında öldürmediği anlaşılmış.
Üç çocuğunun çok nadir genetik hastalığı varmış.
Kadın hapisten çıkmış şimdi ama geri giden yıllarını veya suçlanışını ne geri getirebilir artık.
Bir de daha kötüsünü düşünün. Öleni geri de getiremezsin.Bu haberi görmedim ama kesinlikle haklısınız
Haksız yere kadın erkek farketmez kimse dört duvar arasına sıkışmasın
Çok zor tahayyül edemiyorum((
Onu hiç düşünemiyorum bir annenin evladından ayrı kalması düşüncesi bile korkunç diyemiyorum onun da ötesiBir de daha kötüsünü düşünün. Öleni geri de getiremezsin.
Neyse ki bilim ve teknoloji çok ilerledi hakkıyla yapılınca en küçük ipuçlarından bile çok şey çıkarıyorlar.
Haberi atacaktım ama tekrar bulamadım daha iki saat önce okumuştum.Onu hiç düşünemiyorum bir annenin evladından ayrı kalması düşüncesi bile korkunç diyemiyorum onun da ötesi
( bu kadın hem evlatlarını kaybetmiş hem de özgürlüğü elinden alınmış. Ne diyebilir ki insan (
Sözün lafın her şeyin bittiği an
Teşekkür ederim söylediğiniz dakikadan itibaren izledim 1 milyon 973 binmiş rakam. Ciddi bir sayı tabi ki bunun içinde mağdur olmaması pek mümkün görünmüyor.Yukarıdaki videonun daha geniş hali : (48:48 den itibarren)
Aslında öneri sadece idam ilgili değil. İyi halin uygulanmaması, kararın ileriye ertelenmemesi, veya paraya çevrilmemesi.Ömür boyu hapisten çıkamasa çok daha iyi hem orda ona hak ettiğini yaşatırlar diye düşünüyorum.
Daha bugün bir haber okudum dört çocuğunu öldürdüğü için 20 senedir hapiste olan kadının bilimin ışığında öldürmediği anlaşılmış.
Üç çocuğunun çok nadir genetik hastalığı varmış.
Kadın hapisten çıkmış şimdi ama geri giden yıllarını veya suçlanışını ne geri getirebilir artık.
Doğrusu öneriyi okumadım, dinlemedim de.Aslında öneri sadece idam ilgili değil. İyi halin uygulanmaması, kararın ileriye ertelenmemesi, veya paraya çevrilmemesi.
Tabiki delilsiz işlem yapılmaması.
Türkiye’ye gelmiş Mehmet Şimşek görüşmüş.
Onedio'da idi haber.Haberi atacaktım ama tekrar bulamadım daha iki saat önce okumuştum.
Bulursam atacağım.
Kadın acı üstüne acı yaşamış çok çok zor
Hafize Gaye Erkan müthiş bir kadınmışTürkiye’ye gelmiş Mehmet Şimşek görüşmüş.
Mehmet Şimşek, Merkez Bankası için önerdiği Gaye Erkan ile görüştü (Hafize Gaye Erkan kimdir?)
SON DAKİKA HABERİ: Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası başkanlığı için önerdiği Hafize Gaye Erkan ile görüştü.www.ntv.com.tr
Hem Mehmet Şimşek’in bakan olması hem Hafize hanımın Türkiye’ye gelmesi piyasalarda olumlu karşılandı, sanayi ve banka sektörüne ait hisselerde alımlar var zira uygulanacak politikalar en çok bu 2 sektöre iyi gelecek.
Mehmet Şimşek’in para politikaları sıkılaştırılmıştır, kısa vadede halkın tabanına inip rahatlatmaz ama eğer TCMB ve Maliye Bakanlığı olması gereken uluslararası rasyonel ekonomi politikasını uygularsa 1 yıl sonra meyvesini halk da yemeye başlar.
Açıkça yazmak gerekirse sandıktan Kılıçdaroğlu da çıksa uygulayacağı ekonomi politikaları Mehmet Şimşek politikalarına benzer olacaktı çünkü şu an merkez bankası eksi rezervde, bir kere döviz rezervimizi iyileştirmemiz lazım, kaynaklar bulmalıyız ki enflasyonu düşürebilelim kamu çalışanının maaşlarını ödemede sıkıntı çekmeyelim, merkez bankasıyla Kapalıçarşı arasındaki döviz kuru farkını kapatalım, yabancı yatırımcıya cazip hale geri getirelim, burada parantez açayım bugün borsada yabancı alımları vardı, bazı Kuzey Avrupa ülkelerinden yatırımcılar da ülkemize geldi.
Velhasıl Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olsaydı kısa vadede ülke ekonomisi için şapkadan tavşan çıkarmasını bekleyemezdik çünkü ekonomik göstergelerimiz çok bozuldu maalesef, gelirse yabancı yatırımcı getirecekti çünkü bizimki gibi kırılgan ekonomilerin kaynak sağlayabilmesi için yabancı sermayeye ihtiyacı var, şimdi bunu Mehmet Şimşek yapacak.
Ben evet diğer konularda yine endişeliyim fakat yalan söyleyemeyeceğim ekonominin başına Mehmet Şimşek’in geçmesine sevindim, Hafize Gaye Erkan’ın özgeçmişini okuyunca ona da bir gözlerim ışıldadı dersem yalan olmaz zira Hafize Hanım demek yabancı sermaye demek.
Değdi mi şimdi bu yaptığına, gitmişsin yineYazık size kazanmak yetmemiş belli
Neyin acısını cekıyorsunuz böyle ?
Bu kadar hırsla 'aha da kazandık oh da kazandık eze eze kazandık soktuk mu soktuk' gibi amiyane tabirler
Umarım kişilik değildircok üzücü öyleyse etrafınız için
İlk kelimeyi söyleyemiyorum, ikincinin anlamını bilmiyorum. Çok cehil hissettim kendimi bunlar ne kız böyleEsfel-i safilin demeyi bilmeyen içişleri bakanının hakaretini içeren bir videoHa bir de soros çocuğu demişti..
İnşallah öyledir. Bizim ülkemiz düz mantıkla işliyor çünkü, bunu kötüye kullanmaya müsait çok insan çıkacağına eminimBunu bende okudum fakat genel avukat yorumları somut delil hukuki bir kavramış içeriği soyut olabilen şeyler de somut delil sayilirmis sadece ifade değişikliği olarak yazmışlar.