Kitaptaki ilk başlığa ait bölüm bitti.
Meraklıları zaten biliyorlardır veya bilmek isteyecek ve araştıracaklardır mutlaka.
Yine de, belki pas geçenler olursa düşüncesiyle , devamına geçmeden önce, küçük bir hatırlatmada bulunabilir miyim ?
Yazmakta olduğum satırları okuyacak olan okuyucuların; Hubert Reeves' in diğer kitaplarını da , ilgiyle ve severek okumak isteyeceklerinden zaten eminim.
Doğaya ve insanoğlunun doğayla ilişkisine dair kozmik gözlemlerini adeta kozmik bir duaya dönüştürdüğü " boşluk bakışımın biçimini alıyor" kitabında yer alan canlı türleri hakkındaki bilgileri de lütfen pas geçmemenizi tavsiye etmek isterim.
Şimdi artık hepimiz (aynı zamanda pek çok bilgi kirliliği de bulunmasına rağmen, yine de) bir tıkla bir dolu bilgiye ve görsele çok rahat ulaşabiliyoruz.
Örneğin;
İlk bölümde yer alanlardan, "Sarı düğün çiçeklerine" ve "Mührüsüleymana" şöyle bir göz atabilirsiniz.
Özellikle "Gündüz tavus kelebeği" nin o dayanılmaz ve doyulmaz güzelliği zaten bir başka güzel...
Üzerinde, aniden ortaya çıkan gözleri varmış. Muhteşem bir ileri teknoloji doğal savunma... (Kendi de zaten başlıbaşına bir tablo gibi adeta, çok ama çok güzel.)
Gerek bu Kelebekle ilgili yapılan araştırmaları ve sonuçlarını, gerekse kitap içinde yer alan diğer canlılar ve bitkileri; dileyenler zaten inceleyeceklerdir.
Aslında ülkemiz pek çok konuda olduğu gibi, bu konularda da pek çok doğal zenginliklere sahip idi ve halen sahip.
Bu konularla alakalı, sade bir vatandaş ve karşıma çıkan her birşey hakkında az da olsa bilgi sahibi olmayı seven biri olmam dışında, herhangi bir bilgiye veya yeterliliğe sahip değilim asla...
Sadece; sanırım 2003 yılları olmalı, tam olarak hatırlayamıyorum şimdi.
Aynı zamanda Çevre Günü etkinlikleri kapsamındaki bir yürüyüş gününde; aramızda bulunanlardan (ihtisaslaşmış ve akademik kariyeri olan bir kişinin) minik bir takım bitki ve çiçekleri göstererek birşeyler anlattığı gruba yöneldiğimde, konuşmasının son bölümünden kulağımda kalan, yarım yamalak bir bilgi kırıntısı o gün bu gündür hep aklımdadır.
Ne kadar olduğunu hafızama yerleştirmemiş olduğum sayıları beni şaşırtmıştı ve bir sürü Türkiye endemiği bitki olduğunu, ayrıca bunların da büyük bir kısmının Uludağ endemiği olduğunu ve ne yazık ki bunların yeterince önemsenmediği için bir kısmının türünün artık yok olmak üzere olduğunu ve bu sayılarda düşüş olduğu gibi birşeyler söylemişti. Uzun zamandır hatırıma bile gelmemiş olan bu konuyla ilgili olarak, hazır hatırlamışken;
(Bir ara, yarım saat - bir saatlik bir zaman kadar da olsa, en kısa sürede google amca / teyze ye müracaat etmek elzem oldu, an itibariyle)
Gündüz tavus kelebeğinin de kendi içinde farklılıkları var. Ülkemizde karadeniz bölgesinde olduğundan başka kalıcı bir bilgi yok hafızamda.
Yazmayı bitirdikten sonra, bir günümü buna ayırıp, tek tek hepsiyle ilgili bilgilerimi tazelemek niyetindeyim, aynı zamanda görsel şölenler eşliğinde.
Bu gibi durumlarda, hakikaten her defasında, şu teknolojiye ve gelişmesine katkısı olanlara (olumsuzluklarının ötesinde bu tür faydaları da olması nedeniyle) ne kadar teşekkür etsek azdır diye düşünüyorum...