Saçma bir eğitim hayatı, tez aşamasında tezi bırakma isteği

_rose_ .!.:

Merhabalar arkadaşlar, benim derdim bizzat kendimden başlıyor. Medya ve iletişim bölümü bitirdim bitirir bitirmez yüksek lisansa başladım. Sektörde ufak tefek işler yapmaya çalıştım ama günden güne çok soğudum bu süreçte bilgisayar ve yazılıma ilgi duymaya başladım. Aöften bilgisayar programcılığı bölümüne başladım ve gerçekten bilgisayarı sevdiğimi fark ettim. Keşke en başından bilgisayar mühendisliği okusaymışım diye çok pişmanım şimdi dgs ile geçiş yapmak istiyorum yaşın ilerlese de.. Gelgelelim bir de yüksek lisans durumu var bölümümü derslerimin kolaylığından iyi bir ortalama ile bitirdim hocalar da seviyordu beni kolaylıkla girdim yl programına da. Ancak 1 senedir tez için kalem dahi oynatamadım. Akademisyenlik gibi bir hayalim yok habire soruyor insanlar sen okuduğun bölümden ne olacaksın diye sırf onlara cevap olsun ister gibi yl yapıyorum sanki. Teze de hiç başlayasım da yok bu arada dgs ve iyi bir ortalama için derslere çalışmaya çalışıyorum fakat tez bir gölge gibi zihnimden asla gitmiyor, içime dert oluyor resmen. Acaba bıraksam mı diyorum. Yaşıtlarım mesleklerini ellerine alalı yıl oldu ben hala onu mu yapsam şunu mu yapsam diye diye yolumu bir tutturamadım. Çok kızıyorum kendime çok…

Genişletmek için tıkla...

naz96 .!.:

Valla ben de yüksek lisans yapmak istiyordum puanım tutmadı o ayrı tabide Yine de dediğiniz gibi içimden hiç araştırma görevlisi, akademisyenlik bunlar gelmiyor ki o kadar başarılı olacağıma da inanmıyordum açıkçası çok çalışmak gerek ve bende o azim yok Üniversite hayatını ders çalışmayı seviyorum ama bi yere kadar çalışabiliyorum. Yüksek lisansı kendimi geliştirmek ve dil için çok istemiştim erasmus yapma şansım olmadı lisans okurken insanın kendini geliştirmesi okuması çok güzel bi şey ama mutlaka bir hedefi ve o hedefi ciddi anlamda zorlaması gerekir. Bu zamanda özellikle devlette de okusan özel okul gibi maliyetli. Ben yine masrafsız okumuşum şimdi ki zamanla kıyaslayınca bedavaya yaşamışım Antalya'da diyorum Dgs benim ömrümü yedi kolay gibi görünen ama zor bi sınavmış tabi en zoru tercihleri. Bir üniversite nasıl 2 kişilik kontenjan açar ya Şöyle düşünün siz hangi mesleği yapmak istiyorsunuz ne yaparsanız mutlu olur ve kendinizi geliştirirsiniz okuduğuz iki bölümde çok güzel önemli olan gerçekten okurken o alanda çalışıp tecrübe sahibi olabilmekmiş.

Genişletmek için tıkla...

filmdelisi .!.:

Senelerce düşündüğüm mevzu.
Hala ara ara gelir boşluktan.
Medya ve iletişimde yüksek yapmak neye yarayacak, ne mana ki görüşmelere daha önce gittiğimde akademisyenlik düşünmüyorsam zaten lisansını yaptığım fakülteyi uzatmaktan başka bir işe yaramadığını da hocalarım deklare etmişti.
Bence bırakın, size gram faydası olacağını sanmıyorum bizim meslekte.
Zaten işi yapmayacaksanız diğer alanınıza yönelmeniz çok daha doğru olur.

Genişletmek için tıkla...

_rose_ .!.:

Maalesef bazı üniversiteler de 1’e düşürdüler bu sene 2 yine iyiymiş…

Genişletmek için tıkla...

_rose_ .!.:

İleride doktora yaparım belki diyordum bazen de… Yoksa medya ve iletişim yl’si kesinlikle bir işe yaramıyor hatta sektöre az biraz bakınca anladım aslında okumaya bile gerek olmayan bir bölümmüş neredeyse kimse iletişim mezunu değil..

Genişletmek için tıkla...

naz96 .!.:

Ben dgs de zor olan sınav yani puanı alabilmek sanıyordum oda gerçi şimdi zor ama benim dönemimde şuna şaşırmıştım düşük puanlarla başlıyordu bölümler yani atıyorum o zaman için ben 300 360 civarı ile alır bu bölüm dediğim puan 240 230 ile alıyordu çalışmadığıma inanılmaz pişman olmuştum. Tabi tercih günü ne göreyim kontenjan yok D Bi yerlerden kasacak yolu buluyorlar. Doğuya baktığımda bile 8 kontenjan vardı en fazla. Tamam 3. sınıftan devam edecek 20 kişi alın demiyoruz ama 3 5 rakamlarda komik. Yani DGS sınavını zor yapan buymuş :)

Genişletmek için tıkla...

_rose_ .!.:

Puandan ziyade sıralama önemli bu sebeple… İlk 500’e girebilmeyi hedeflemek gerekir bir şekilde. Zor ama imkansız değil sanki

Genişletmek için tıkla...

filmdelisi .!.:

O yüzden bu ülkede en büyük işsizlik oranı maalesef iletişimde.
Bizler iletişim bilimci olurken, güzel sanatlar çıkışlılar eleman olduğundan, onlarla yürüyor mesele.
Gerçi öyle olsa o da iyi ya neyse.

Doktora düşünüyorsanız mutlaka akademik hayatı düşünmenizi tavsiye ederim, uzmanlık alanınız gereği verdiğiniz emeğin karşılığını alacağınız bir iş hayatınız olmayacak çünkü, bununla beraber bilgisayar programcılığı sevdiğinizi söylemiştiniz, bu ikisinin birleşimi bana kurgu tasarıyı aklıma getirdi.
En azından günümüz sosyal ağlarında medya içeriği, web haber tasarı ve reklam alanında donanımızı geliştirip, işe dönüştürebilirsiniz.

Aklıma gelenler bunlar.
İletişimden çıkıp da düzgün bir kariyeri olan koca fakültelerde 3 5 kişidir, yurtdışı düşünürseniz çok daha önünüz açılır, onu da ekleyeyim.

Genişletmek için tıkla...

_rose_ .!.:

Merhabalar arkadaşlar, benim derdim bizzat kendimden başlıyor. Medya ve iletişim bölümü bitirdim bitirir bitirmez yüksek lisansa başladım. Sektörde ufak tefek işler yapmaya çalıştım ama günden güne çok soğudum bu süreçte bilgisayar ve yazılıma ilgi duymaya başladım. Aöften bilgisayar programcılığı bölümüne başladım ve gerçekten bilgisayarı sevdiğimi fark ettim. Keşke en başından bilgisayar mühendisliği okusaymışım diye çok pişmanım şimdi dgs ile geçiş yapmak istiyorum yaşın ilerlese de.. Gelgelelim bir de yüksek lisans durumu var bölümümü derslerimin kolaylığından iyi bir ortalama ile bitirdim hocalar da seviyordu beni kolaylıkla girdim yl programına da. Ancak 1 senedir tez için kalem dahi oynatamadım. Akademisyenlik gibi bir hayalim yok habire soruyor insanlar sen okuduğun bölümden ne olacaksın diye sırf onlara cevap olsun ister gibi yl yapıyorum sanki. Teze de hiç başlayasım da yok bu arada dgs ve iyi bir ortalama için derslere çalışmaya çalışıyorum fakat tez bir gölge gibi zihnimden asla gitmiyor, içime dert oluyor resmen. Acaba bıraksam mı diyorum. Yaşıtlarım mesleklerini ellerine alalı yıl oldu ben hala onu mu yapsam şunu mu yapsam diye diye yolumu bir tutturamadım. Çok kızıyorum kendime çok…

Genişletmek için tıkla...

mehrunnisa .!.:

Ben de sizinle ayni durumdayim. Tez asamasinda arkamizdan kosturan biri veya bir seyler olmadigi icin rahat davraniyoruz. Ben mesela her seyi son gune birakan biriyimdir. Yumurta kapiya dayanmadan hareket etmem. Tez asamasinda bu ozelligim beni asiri zorluyor. Cunku arkamdan kosturan hicbir sey yok. Tamamen kendim ve tezimle bas basayim. Benim de bir sene oldu ve hala baslamadim adam akilli. Bence stres yapmayin kutuphanelere gidip tezine baslamaya calisin. Baslayinca devami gelecektir zaten. Eger cok stres oluyorsaniz simdilik dondurun bu sene. Tam karar verince geri baslarsiniz

Genişletmek için tıkla...