Sizi o kadar iyi anlıyorum ki ben de geçmişte aynılarını yaşamıştım. Ama daha sonra aslında her şeyin kendimle alakalı olduğunu fark ettim. Yıllar önce 125 kilolu ( obez) bir kadındım. Ve hep duymuşuzdur çevremizden kilolular beğenilmez, zayıflar güzeldir. ( Sağlık açısından tabiki kilolu olmak sorun yaratır.) Tabiki ben de de bu algı yerleşmişti. Kendime değer vermiyordum. Sevilmediğim, beğenilmediğim için bu duyguları hak etmediğimi düşünüyordum. Kimden hoşlansam şaka gibi ya en yakınımla ilişkisi oluyordu ya da beni beğenmediğini söylüyordu ya da hissettiriyordu. Bir gün bir yazı okudum. Japon atasözü '' Asla kendin hakkında kötü konuşma. Çünkü içindeki savaşçı bunu duyacak ve bundan olumsuz etkilenecektir. '' Aynanın karşısına geçtim kendime baktım, gözlerime, tenime. Ben kendimi beğeniyor muydum? Ben kendime değer veriyor muydum? Kendimi seviyor muydum? Neden başkalarının sevgisine bu kadar ihtiyaç duyuyordum? O gün kendime geldiğim gündür. Vücudumun her bir zerresini, sarkmasını, çatlağını her şeyi inceledim. Ve o gün kendime, kendimi seveceğime dair söz verdim. Evet ilk başlarda çok zordu ama inanın tüm ilgimi, sevgimi, şefkatimi kendime verdim sadece kendime. Dışarıdan algımı çektim. Bu kadar aradım olmadı zaten hayatıma girecek kişi gelecek, ben tüm olasılıklara açıyorum kendimi dedim. Kendimle ilgilendim ama düşüncede dahi arayışta ya da sevgi yoksunluğunda olmadım. Saçlarımı yavaş yavaş sanki narin bir mücevhermiş gibi taradım, sevgi sözcükleriyle. Başkasından beklediğim ne varsa kendime o şekilde davrandım. Başlarda evet numaraydı ama sonra gerçekten öyle hissettim. Kendimi seviyordum, kendime değer veriyordum. Önceleri de kendimi sevdiğimi sanıyordum ama sevmiyor muşum. Bu sırada aynı iş yerinde çalışmaya devam ediyorum ve aynı kilodayım. Aradan 1,5 ay gibi bir süre geçti. Aniden insanlar benimle tanışmak istemeye başladılar. Bana iltifat ediyorlar, dakikalarca gözlerimi izliyorlar. Tenimi koklamaya çalışıyorlar. Bedenimi beğenmediğini söyleyen iki kişi de dahil bunlara. Bir gün dedim ki hayırdır hani beğenmiyordun, kiloluydum ne değişti? Bilmiyorum şu an bir başkasın, sana karşı yoğun çekim hissediyorum ve inan kiloların umurumda bile değil sadece seninle sevgili olmak, vakit geçirmek istiyorum dedi. ( Tabiki reddettim orası ayrı ) Sonra taliplerim arasından seçtiğim kişi her gün işe geldiğinde saçlarımı öpüyordu. O kadar narinler ki kıyamıyorum diyordu. ( Yahu ne narini kabaran ince telli saç işte ) Ama ben kendi saçımı öyle seviyordum tararken :) Biz kendimize nasıl davranıyorsak bize de öyle davranılıyor bunu bizzat deneyimledim ve deneyimlemeye devam ediyorum. Benim kendime veremediğim hiçbir şeyi bir başkası bana veremiyor. Ve kendimi sevmeye başlayınca duygusal yeme durumum da düzeldi ve hiç zorlanmadan kısa sürede zayıfladım. Ben aramayı bıraktım( aradıkça eksiklik enerjisi yayıyorum ve bana da dönüşü eksiklik duygusu oluyor), kendimi tüm olsalıklara açtım ve kendimi sevdim( tam manasıyla kendimi kandırmadan). Umarım size de bir fikir olmuştur yaşadıklarım. Unutmayın her şeyin en güzelini hak ediyorsunuz.