Ruhum daralıyor, yalnızlıktan gerçekten bunalmış durumdayım

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
ama ben küçücük bir cocukken bile hep çok güzel bir ask hayatim olacak gibi hisseder hayal kurardim😂 hatta ilk büyük askimdan (hayatimiz türk romantik komedisi gibiydi) ayrilinca uzulmek yerine cok guzel bir his gelmişti icime "ohh, ask defterimi actigim gibi kapatmadim" diye😂😂
yalnizken bile umutsuz degildim yani hic:)


*nihayet beş on aya 34ümde aşk defterimi kapatiyorum 👰🏻‍♀️🤵🏼daha da acmak istemiyorum - allah uzun ömür verirse uzun zaman birlikte yasamak istiyoruz, 40. yılımız icin cruise gemisi parasi biriktiriyoruz :) artik baska defterleri doldurma zamani :) kimse de acele etmesin bence - sirf yasim geldi seviyorum diye cok icime sinmeden exlerden biriyle evlensem her seyiyle icime sinen adami kaciracaktim.
Aşk defterini kapatma bence, çünkü bakarsın kocişine her gün yeniden aşık olursun. 😄
 
Sağolasın hoşbuldum. Lgs 2025 anası oldum yaşlandım. Siz eski dostlarım aşkı bulmuşsunuz . Vallahi çok çok sevindim🌸
Eski bir Lgs annesi olarak kolaylıklar diliyorum. Hoşgeldin ceycey bende görünce şaşırdım bu konu iyi geldi😁
 
İyi tamam siz sorun ben yazayım ... Yine de yazayım madem herkes sordu valla kanka beklentilerimin de üstünde oldu bu iş diyeyim, akıllı, başarılı, yakışıklıca, gözleri çok güzel, gülüşü çok güzel. :nazar: İlk ilgi gösterdiğinde Allah Allah ben yanlış anlıyorum dedim yani ABDde bir laf var ya gerçek olamayacak kadar iyi diye aynen öyle bityeniği aradaım ama gerçek çıktı:KK51:
Ne güzel ya, darısı bana! 777, milyon milyar ne kadar uğurlu sayı varsa üzerime yağsın.😄
Sizi o kadar iyi anlıyorum ki ben de geçmişte aynılarını yaşamıştım. Ama daha sonra aslında her şeyin kendimle alakalı olduğunu fark ettim. Yıllar önce 125 kilolu ( obez) bir kadındım. Ve hep duymuşuzdur çevremizden kilolular beğenilmez, zayıflar güzeldir. ( Sağlık açısından tabiki kilolu olmak sorun yaratır.) Tabiki ben de de bu algı yerleşmişti. Kendime değer vermiyordum. Sevilmediğim, beğenilmediğim için bu duyguları hak etmediğimi düşünüyordum. Kimden hoşlansam şaka gibi ya en yakınımla ilişkisi oluyordu ya da beni beğenmediğini söylüyordu ya da hissettiriyordu. Bir gün bir yazı okudum. Japon atasözü '' Asla kendin hakkında kötü konuşma. Çünkü içindeki savaşçı bunu duyacak ve bundan olumsuz etkilenecektir. '' Aynanın karşısına geçtim kendime baktım, gözlerime, tenime. Ben kendimi beğeniyor muydum? Ben kendime değer veriyor muydum? Kendimi seviyor muydum? Neden başkalarının sevgisine bu kadar ihtiyaç duyuyordum? O gün kendime geldiğim gündür. Vücudumun her bir zerresini, sarkmasını, çatlağını her şeyi inceledim. Ve o gün kendime, kendimi seveceğime dair söz verdim. Evet ilk başlarda çok zordu ama inanın tüm ilgimi, sevgimi, şefkatimi kendime verdim sadece kendime. Dışarıdan algımı çektim. Bu kadar aradım olmadı zaten hayatıma girecek kişi gelecek, ben tüm olasılıklara açıyorum kendimi dedim. Kendimle ilgilendim ama düşüncede dahi arayışta ya da sevgi yoksunluğunda olmadım. Saçlarımı yavaş yavaş sanki narin bir mücevhermiş gibi taradım, sevgi sözcükleriyle. Başkasından beklediğim ne varsa kendime o şekilde davrandım. Başlarda evet numaraydı ama sonra gerçekten öyle hissettim. Kendimi seviyordum, kendime değer veriyordum. Önceleri de kendimi sevdiğimi sanıyordum ama sevmiyor muşum. Bu sırada aynı iş yerinde çalışmaya devam ediyorum ve aynı kilodayım. Aradan 1,5 ay gibi bir süre geçti. Aniden insanlar benimle tanışmak istemeye başladılar. Bana iltifat ediyorlar, dakikalarca gözlerimi izliyorlar. Tenimi koklamaya çalışıyorlar. Bedenimi beğenmediğini söyleyen iki kişi de dahil bunlara. Bir gün dedim ki hayırdır hani beğenmiyordun, kiloluydum ne değişti? Bilmiyorum şu an bir başkasın, sana karşı yoğun çekim hissediyorum ve inan kiloların umurumda bile değil sadece seninle sevgili olmak, vakit geçirmek istiyorum dedi. ( Tabiki reddettim orası ayrı ) Sonra taliplerim arasından seçtiğim kişi her gün işe geldiğinde saçlarımı öpüyordu. O kadar narinler ki kıyamıyorum diyordu. ( Yahu ne narini kabaran ince telli saç işte ) Ama ben kendi saçımı öyle seviyordum tararken :) Biz kendimize nasıl davranıyorsak bize de öyle davranılıyor bunu bizzat deneyimledim ve deneyimlemeye devam ediyorum. Benim kendime veremediğim hiçbir şeyi bir başkası bana veremiyor. Ve kendimi sevmeye başlayınca duygusal yeme durumum da düzeldi ve hiç zorlanmadan kısa sürede zayıfladım. Ben aramayı bıraktım( aradıkça eksiklik enerjisi yayıyorum ve bana da dönüşü eksiklik duygusu oluyor), kendimi tüm olsalıklara açtım ve kendimi sevdim( tam manasıyla kendimi kandırmadan). Umarım size de bir fikir olmuştur yaşadıklarım. Unutmayın her şeyin en güzelini hak ediyorsunuz.
Senin adına sevindim. Yalnız ben kendime değer veriyorum ama senin gibi talip falan çıkmıyor. Çirkin biri de değilim. Belki çok konuşkan biri olmadığımdandır ama bu da yüksek ihtimal değil işte, neyse... Halime küfredesim geldi ama etmeyeceğim, çünkü sitede küfür yasak. Zohahahaha
 
Sizi o kadar iyi anlıyorum ki ben de geçmişte aynılarını yaşamıştım. Ama daha sonra aslında her şeyin kendimle alakalı olduğunu fark ettim. Yıllar önce 125 kilolu ( obez) bir kadındım. Ve hep duymuşuzdur çevremizden kilolular beğenilmez, zayıflar güzeldir. ( Sağlık açısından tabiki kilolu olmak sorun yaratır.) Tabiki ben de de bu algı yerleşmişti. Kendime değer vermiyordum. Sevilmediğim, beğenilmediğim için bu duyguları hak etmediğimi düşünüyordum. Kimden hoşlansam şaka gibi ya en yakınımla ilişkisi oluyordu ya da beni beğenmediğini söylüyordu ya da hissettiriyordu. Bir gün bir yazı okudum. Japon atasözü '' Asla kendin hakkında kötü konuşma. Çünkü içindeki savaşçı bunu duyacak ve bundan olumsuz etkilenecektir. '' Aynanın karşısına geçtim kendime baktım, gözlerime, tenime. Ben kendimi beğeniyor muydum? Ben kendime değer veriyor muydum? Kendimi seviyor muydum? Neden başkalarının sevgisine bu kadar ihtiyaç duyuyordum? O gün kendime geldiğim gündür. Vücudumun her bir zerresini, sarkmasını, çatlağını her şeyi inceledim. Ve o gün kendime, kendimi seveceğime dair söz verdim. Evet ilk başlarda çok zordu ama inanın tüm ilgimi, sevgimi, şefkatimi kendime verdim sadece kendime. Dışarıdan algımı çektim. Bu kadar aradım olmadı zaten hayatıma girecek kişi gelecek, ben tüm olasılıklara açıyorum kendimi dedim. Kendimle ilgilendim ama düşüncede dahi arayışta ya da sevgi yoksunluğunda olmadım. Saçlarımı yavaş yavaş sanki narin bir mücevhermiş gibi taradım, sevgi sözcükleriyle. Başkasından beklediğim ne varsa kendime o şekilde davrandım. Başlarda evet numaraydı ama sonra gerçekten öyle hissettim. Kendimi seviyordum, kendime değer veriyordum. Önceleri de kendimi sevdiğimi sanıyordum ama sevmiyor muşum. Bu sırada aynı iş yerinde çalışmaya devam ediyorum ve aynı kilodayım. Aradan 1,5 ay gibi bir süre geçti. Aniden insanlar benimle tanışmak istemeye başladılar. Bana iltifat ediyorlar, dakikalarca gözlerimi izliyorlar. Tenimi koklamaya çalışıyorlar. Bedenimi beğenmediğini söyleyen iki kişi de dahil bunlara. Bir gün dedim ki hayırdır hani beğenmiyordun, kiloluydum ne değişti? Bilmiyorum şu an bir başkasın, sana karşı yoğun çekim hissediyorum ve inan kiloların umurumda bile değil sadece seninle sevgili olmak, vakit geçirmek istiyorum dedi. ( Tabiki reddettim orası ayrı ) Sonra taliplerim arasından seçtiğim kişi her gün işe geldiğinde saçlarımı öpüyordu. O kadar narinler ki kıyamıyorum diyordu. ( Yahu ne narini kabaran ince telli saç işte ) Ama ben kendi saçımı öyle seviyordum tararken :) Biz kendimize nasıl davranıyorsak bize de öyle davranılıyor bunu bizzat deneyimledim ve deneyimlemeye devam ediyorum. Benim kendime veremediğim hiçbir şeyi bir başkası bana veremiyor. Ve kendimi sevmeye başlayınca duygusal yeme durumum da düzeldi ve hiç zorlanmadan kısa sürede zayıfladım. Ben aramayı bıraktım( aradıkça eksiklik enerjisi yayıyorum ve bana da dönüşü eksiklik duygusu oluyor), kendimi tüm olsalıklara açtım ve kendimi sevdim( tam manasıyla kendimi kandırmadan). Umarım size de bir fikir olmuştur yaşadıklarım. Unutmayın her şeyin en güzelini hak ediyorsunuz.
Ayy bu cevap bana bile o kadar iyi geldi ki. Elinize, parmaklarınıza, yüreğinize sağlık. Ben okurken çok şey çıkardım bu yorumdan, belki de bu aralar evrenden almam gereken mesaj buydu gibi hissettirdi.

MissCherryBlossom MissCherryBlossom senin adına da çok mutlu oldum. 2013'te hissettiğin üzüntüler, bu yazdıkların benim şuan güncel hislerim aslında, bana da umut oldu senin güzel bir şekilde bu hikayene devam etmen. Burada yorumlarını, duruşunu çok beğendiğim biriydin zaten, yalnızlığını giderebilecek o doğru insanı bulabilmene çok sevindim, hep mutlu olursun umarım :)
 
Evet, iş arkadaşım oluyor😊😊😊ikimiz de uzaktan çalışıyoruz, bir konferansa şirket ikimizi de yolladi olanlar orada oldu😊😊 ayrı departmanlardayız, adını biliyordum ama pek konuşmuslugumuz yoktu. Neyse buluştuk konferans salonunda oturduk yan yana üleym o bana bakıyor ben ona ama çaktırmadan😬😬😬ertesi gün benim sunumum vardı fotoğraflarimı çekmeye geldi bir gösterdi sağlam 200poz çekmiş bir şey demedim o da bir şey denedi evlerimize döndük kafam milyon pztesi çalışamadım hülyalardayım😁😁😁

Bu işler gercekten kısmet dostum oturduğum yerden buldum yani, olacağı varsa evde pijiyle otururken de oluyor🙄🙄
Tam olarak nerede oturdun? Söyle de ben de tam orada oturayım. 😄
 
Tam olarak nerede oturdun? Söyle de ben de tam orada oturayım. 😄

Valla kanka dedim ya evden çalışıyorum ben, bildiğin evde oturuyordum her gün öyle dışarı çıkmaya yeni insanlarla tanışmaya vb de hiç motivasyonum yoktu. Her gün tişört piji altı evde oturup çalışıyordum. 2 yıl aynı yerde çalıştık ama dediğim gibi aynı bölümde değildik konuşma fırsatımız pek olmamıştı. Bir şekilde bu işlerin bir zamanı var 2 yıldır yan yanaymışız meğer ama doğru zaman sonrasınaymış . Gerçekten kısmet. Var senin için de birisi merak etme gelip bulacak seni.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back
X