Ramazan ayında kabızlık

Caddy

Guru
Pro Üye
28 Mart 2012
8.170
2.003
Ramazanda öğün tüketim sıklığındaki azalmayla birlikte görülen kabızlığı önlemek için iftardan 1-1.5 saat sonra meyve tüketilmeli.
Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Diyetisyeni Uzman Aysun Yorulmaz, yaz sıcaklarında oruçlu geçen sürenin uzun olmasının göz önüne alınarak buna göre beslenme yapılması gerektiğini belirtti. Yorulmaz, öğün tüketim sıklığındaki azalmayla birlikte görülen kabızlık şikayetini önlemek amacıyla, iftardan 1- 1.5 saat sonra meyve tüketilmesini önerdi.

Diyetisyen Aysun Yorulmaz, Ramazan'da yaklaşık 15 saat süren açlık sonrasında kısa sürede çok fazla besini tüketmenin reflü gibi mide rahatsızlıkları ve daha pek çok sağlık problemine neden olabileceğini ifade etti. Ramazan ayında öğünlerin, sahur ve iftarla 2 ana öğün, iftardan sonra 1- 1.5 saat aralıklarla 2 ara öğünden oluşması gerektiğini ifade eden Yorulmaz, şu uyarılarda bulundu:

“Günde ortalama 2- 2.5 litre suyun yanı sıra enerji verirken sıvı ihtiyacını ve elektrolit dengesini de sağlamak için daha çok ayran, sebze ve meyve tüketmeliyiz. İftarda ağır yağlı kızartma gibi gıdalardan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Oruç, çorba ile açılıp bir süre ara verildikten sonra yemeğe geçilmesi hem doygunluk hissinin sağlanması hem de sindirim problemlerinin önlenmesi açısından etkili olur. Çorbadan yarım saat sonra etli sebze yemeği, salata, sütlü tatlı ile devam edilebilir. İftar yemeği yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde, iyi çiğneyerek yenmeli ve sık aralıklarla besin tüketilmelidir. Çok yağlı, çok tuzlu ve aşırı tatlı besinlerden kaçınılmalıdır.”

İftardan 2 saat sonra yürüyüş yapın

Ramazan ayında kabızlık şikayetini önlemek için de bol meyve tüketimini tavsiye eden Aysun Yorulmaz, öğün tüketim sıklığındaki azalmayla birlikte görülen kabızlık şikayetini önlemek amacıyla iftardan 1- 1.5 saat sonra yaz ayında olmanın avantajı kullanılarak meyve tüketilmesi gerektiğini söyledi. Özellikle karpuzun bol su içermesi ve yaz meyvesi olması nedeniyle iyi bir seçim olduğunu hatırlatan Yorulmaz, iftardan 2 saat sonra yapılacak hafif yürüyüşlerin daha rahat bir sindirim ve daha rahat bir uyku sağlayacağını kaydetti. Aysun Yorulmaz, “Sahurda doygunluk kapasitesi yüksek, acıkmayı geciktiren, hazmı kolay besinler tercih edilmelidir. Açık çay, bitki çayları, peynir, zeytin, domates, salatalık, yeşil sebzeler, kuru meyve, muz, elma, yumurta, kepekli veya çavdar ekmeğinden oluşan hafif bir kahvaltı yapılabilir. Ya da çorba, az yağlı etli veya zeytinyağlı yapılmış sebze yemekleri, yoğurt ve kompostodan oluşan gıdalar da yenilebilir” dedi.

Orucun sağlığa olumlu etkilerinin olduğunu ifade eden diyetisyen Aysun Yorulmaz, “Oruç tutarken sağlıklı beslenme kurallarına dikkat edilir, besin seçimi ve miktarı kişiye özgü olarak hazırlanarak vücudun toksinlerden arınması, metabolizmanın dinlenmesi sağlanır. Orucun asıl amacı da bireyin bedenen ve manen bütün fazlalıklarından arınması ve dinlenmesidir. Bir ay boyunca sindirim sistemi de bu sayede kendini yeniler” diye konuştu.

Hümeyra PARDELİ / DHA
 
Vücudumuzun yeni bir beslenme düzenine geçmesiyle birlikte yaşanabilen bu sorunlar, dost bakteriler olarak adlandırılan probiyotik ve prebiyotik içerikli besinler yardımıyla aşılabiliyor.

Ramazan'da oruçlu kalınan sürenin 17 saatten fazla olması, bir yandan oruç tutan kişilerin sindirim sisteminin tüm dengesini değiştirirken, diğer yandan da çeşitli sindirim sorunlarının yaşanmasına yol açabiliyor. Sıcak havanın da buna eklenmesiyle başta mide ve bağırsak problemi olanlar olmak üzere pek çok sağlıklı insan bundan olumsuz etkilenebiliyor. Sahur ve iftar arasında beslenme aktivitesi olmayan uzun bir sürenin bulunduğuna dikkat çeken Orzaks Medikal Direktörü ve İç Hastalıkları UzmanıDr. Lütfi Hocaoğlu, bu sürede beslenme faaliyetinin olmamasının tüm sindirim kanalını aktif halden inaktif hale geçirerek bağırsak hareketlerinde azalmaya yol açtığını söyledi.

ÇÖZÜMÜ DOĞRU GIDALARLA BESLENMEDE

İftarla birlikte hızlı ve yüksek miktarlarda gıda tüketiminin midede ve bağırsaklardaşişkinlik ve gaz problemlerine neden olabileceğinin altını çizen Dr. Hocaoğlu şunları söyledi: "İftar sonrası yoğun gıda tüketimi ve bu tüketimin akşamın ilerleyen saatlerine rastlaması, sahurda da yine beslenmenin devam etmesi kaliteli uykunun zarar görmesine de neden olabilir. Sindirim sisteminde meydana gelen değişiklikler sonucunda görülenkabızlık, şişkinlik ve gaz problemlerini doğru türden gıdalarla beslenerek ve bazı probiyotik-prebiyotik içerikli takviyelerle aşmak mümkündür."

PROBİYOTİK VE PREBİYOTİKLER CAN KURTARICI

Sindirim sisteminin sağlıklı dengesinin korunmasında probiyotik ve prebiyotik içerikli besinler ve eczanelerde satılan gıda takviyesi ürünlerin önemli bir yer tuttuğuna değinen Dr. Hocaoğlu şöyle devam etti: "Bağırsaklarımızda 1-2 kg kadar dost bakteriler dediğimiz probiyotikler yer almaktadır. Bu bakteriler sağlıklı sindirim sistemi florasının oluşmasında, besinlerin sindirilmesinde, bağışıklık sisteminin desteklenmesinde, K ve B vitaminlerinin sentezinde önemli yer tutmaktadır. Ayrıca kötü bakterilerin çoğalmalarını da engelleyerek gaz, şişkinlik ve kabızlık gibi sindirim problemlerini de ortadan kaldırabilmektedirler. Sindirilemeyen karbonhidratlar olan prebiyotikler ise probiyotiklerin etkinliğini artırdığı için birlikte kullanımları, ramazan boyunca en sık karşılaşılan bu şikayetlerin giderilmesi için ayrıca önem taşımaktadır."

HASSAS BAĞIRSAK SENDROMU'NA DİKKAT!

Ramazan ayında; karın ağrısı, sık tuvalete çıkma isteği, şişkinlik, gaz şikayetleri gibi sorunlara Hassas Bağırsak Sendromu hastalığının da artış gösterdiğini kaydeden çözümü için şu tavsiyelerde bulundu: "Yeterince su tüketmek, öğün sayısını artırmak, gaz yapıcı gıdalardan uzak durmak, probiyotik ve prebiyotik içerikli gıdalara (yoğurt, kefir, lifli sebzeler) sofralarda fazlaca yer vermek tedaviye önemli katkılar sağlamaktadır. Hassas Bağırsak Sendromu olan hastalar; içerdiği probiyotik türü ve sayısı belli olan, mide ve safra asitlerinden etkilenmeden bağırsaklara ulaşabilen, yüksek stabiliteye sahip probiyotik ve prebiyotik içerikli gıda takviyelerinden kullanmalıdırlar."

haber7.com
 
Dr. Fevzi Özgönül, Ramazan ayının son günlerinde vücudun ister istemez strese daha çok girdiğini belirterek ballı sütlü zencefil çayı ile hem kabızlıktan hem de stresten kurtulabileceğinizi söyledi.
kabizlik1-700x350.jpg

Özellikle bu yıl yaklaşık 17 saat aç ve susuz kalındığını ifade eden Özgönül, şöyle konuştu: “Eğer oruç tutuyor ve son zamanlarda daha çok stresli bir hal alıyorsanız; Ballı, sütlü zencefil çayı tam size göre. Stresli olduğumuz zaman böbrek üstü bezlerimiz kortizol adı verilen bir hormon salgılayarak vücudumuzun enerji dengesinin olumsuz yönde etkiliyor.

Hatta aşırı kortizol üretimi neticesine vücutta hem lüzumsuz su tutulmasına (ödem) hem de vücudumuzun bu suyu kullanması nedeniyle sonrasında aşırı su isteğine neden oluyor. Ballı ve sütlü zencefil çayını her sahurda içtiğimizde, Zencefil içerisinde bulunan gingerol adlı madde sayesinde bağırsak hareketleri güçleniyor ve oruç tutarken de yaşadığımız kabızlık sorunundan kurtulmuş oluyoruz.

Sütlü zencefil çayı kortizol üretimini azaltarak ayrıca dopamin ve seratonin hormonlarının salınımını düzenleyici etkisi ile vücudumuzu depresyona ve strese karşı koruyucudur. Sütlü zencefil çayı sindirim enzim üretimini de tetiklediği için oruçlu olduğumuz dönemde daha az acıkmamızı sağlar ve böylelikle de göbek yağlarından daha kolay kurtuluruz.” (saglikmodu.com)
 
Yaa okuyamadım şuan yukarıyı ama üç gündür wcye çıkamadım bugün iftarda Bi tas yemek yanında Bi tas kuru meyvelerden kaynattığım hoşafı içtim şuan çok iyim:eek: kuru incir erik üzüm kayısı ve tarçını kaynattım soğuk soğuk içtim:KK49:
 
doktor fevzı beyın dediklerını süprdır,ve kortızol salgılayan vucut asla kılo vermez,yaşadım bılıyorum,
 
Kızlar aktiva yoğurdun içine bir yada iki kayısıyı küçük küçük parçalara ayırıp içine atın mis gibi yiyin sahurda. Ben sadesini sevmiyorum o yüzden ananaslıyı tavsiye ederim tadı çok güzel. İçinde probiyotik bakteri bulundurduğu için bağırsakları çalıştırıyo.
 
X