- 28 Kasım 2010
- 41.700
- 138.206
- 798
Katiliyorum her kelimesineSanırım bu akımı kabullenen insanların ‘kimseye zararı olmaması’ konusunda emin olmadığımdan.
Bunu benimseyen insanlara uzaktan baktığımda gördüğüm karakteri kimseye faydası olmayan, işi gücü çoğunlukla eğitimi de olmayan, üretmeyen, evi gibi yapmacık tavırlı, hayattaki en büyük başarısı evlilik olan, kocası ve evi dışında ilgilendiği bir şeyi olmayan, çeyizi, bohçası takısı gibi dertlerden bir adım öteye gidemeyen Kadınlar görüyorum. Zararsızlar mı gerçekten?
Aynısının tersini düşün. Pipili de pipili diye ata erkil zihniyette yetiştirilen, kadının yeri evidir, işte ‘Ayşe pişirir Ahmet yer’ mutfak tablolarına konu olan Ahmet de en az Ayşe kadar rahatsız edici ve zararlı.
Bir kaç sene sonra bu Ahmet ile Ayşe’nin çocuğu çocuğunla aynı sınıfta olacak.
Sana ve tarzına uzaktan cık cıklayacak :)
Neyse ben bu meseleyi tarz ile seçim ile sınıflandırmıyorum sanırım yüklediğim anlam yüzünden bu kadar itici geliyor ve evet saygı duyamıyorum sanırım.
Biraz ben törpüleneyim :)
Sonra sikayet ediyoruz eee Ahmet ev isine yemege yardim etmiyor diye.
Niye etsin? Salak mi adam? Sen tabela astin mutfaga Ahmet getirecek sen pisireceksin diye. Noldu?
Ne saniyordun ki evin dekorasyonunda tek kelime sormadin Ahmete,o da anasinin evinde yaptigi seyi yapti iste,senin o cicekli berjerinin uzerine geldi,ayagini uzatip karnini kasiya kasiya ayagindaki kirli corabi cikarip cicekli halinin uzerine birakti. O corabi yarin sabah sen gelip alip makineye koyacaksin
Kenar mahallelerin ceyizcilerine git bak hepsi pembe. Neden? Cunku orada yasayanlar gelin evi programi izliyor. Birinde olmazsa olmuyor,mutsuzluk sebebi. Kesinlikle topluma zararli. Zaten az bir aklimiz vardi onu da bu programlarla bezelye buyuklugune cektiler.