• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Pedofiliye Savaş Açtık! Tecavüzcülere En Ağır Ceza Verilsin!

Kadınlara, çocuklara istismara yeltenenlerin çoğunluğu gayette ruhsal sağlığı yerinde insanlar, Mert'e kıyan kişi hapse girene kadar gayette normal gözüküyordu, nedense hapse girince bir haller oldu, onlar için kadın, çocuk gibi canlıların değeri olmadığı için yapıyorlar, ver en az 15 yılı bak ne oluyor, aslında çocuklara yönelen sapıklara çözüm buldum, kapatacaksın biryere, hergün östeojen hormonu vereceksin, 5 yıl sonra sal dışarıya, 5 yıl hergün östrojen alınca kimseye zararı olmaz:47:
 
Bu ülkede birşeyler düzeleceği yerde hep geriye gidiyor. Hani diyorlar ya kalkındık yok ekonomimiz şu kadar yukarıda yok gelişmiş ülkeler arasına gireceğiz yok öyle bir şey. Başka ülkelere bakın bu gibi suçlarda ne cezalar veriliyor bir de bize bakın.

Bu ülkede tecavüze uğrayan kızlarımız sanki kendileri istemişler damgası yiyorlar mahkemelerde kendi rızasıyla olmuştur denebiliyor ki bu kızlar daha küçücük cinselliği bile bilmeyen evlatlarımız.

Bu ülkede tecavüze uğrayan kızlarımıza bir kötülükte adli tıplarda yapılıyor bekaret kontrolleri, psikologlar, olan olayı tekrar tekrar anlattırma bu vahşeti pisliği gerçekleştiren kişiden daha çok acı çekiyor mağdur olan taraf sanki daha da cezalandırılıyor namuslu olsaydın da tecavüze uğramasaydın gibi. Senelerce süren bir döngünün içine giriyor.

Aileler ya etraf duymasın rezil olmayalım, başımız önde olmasın, kızımıza laf edilmesin diye şikayet etmek istemiyor olayı örtbas ediyor, ya da gitsek de zaten ceza almayacak, bir de çocuğumuz yıpratılacak, daha çok üzülecek, olan olmuş şikayet etsek ne olur mantığıyla sanki suçlu oymuş gibi çocuğa aksettiriyolar bu durumda hem mağdur olan kişi kendisi suç işlemiş gibi ağır bir psikoloji içine giriyor, hem özgüveni, ve etrafındakilere güveni azalıyor hem de başına bir daha böyle bir şey gelebilir ve yine cezasız kalıyor ağır depresyonlar geçiriyor. Bu kişinin bir de çocuk olduğunu düşününce bu etkileri beş katına çarpın. Ve bu vahşeti yapanlar bir sürü indirimlerle, kızın psikolojisinin bozulmadığı gibi saçma sapan belgelerle, rızası vardı gibi akla sığmaz toplumun içine ödül verir gibi salıveriliyor sanki izin verir gibi hadi bir daha yap der gibi.

Ve bu ülkede hala bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın dediğimiz sürece, o kişilerin ağzından anlatılanları bir masal okur gibi okuyup unuttuğumuz sürece, hatta kendi hemcinsimiz bile canım kuyruk sallamasa olur muydu dediği sürece, herşey güllül gülistanlık ülkemizde diye kendimizi kandırıp kapımızı kapattığımız sürece bu böyle sürer gider ama bizim yok saymamız bunların olmadığı yaşanmadığı anlamına gelmiyor. Bir çocuk nasıl rıza gösterebilir, nasıl kuyruk sallayabilir acaba, ya da yaşlı bir insan ne gibi bir arzuda olabilir ki zorla yapılan birşeyi isteyebilir. Söylerken bile içim acıyor. Peki çözüm ne bu konuda birçok girişim oldu ama sonuç ne koskoca bir hiç :5:
 
Türk ceza kanununda çocuklarla alakalı o kadar çok açık var ki...
''Ensest'' tanımı bile yok malesef.
Ama Türkiyede ciddi bir ensest oranı var.
Kayıtlı verilere göre cinsel taciz suçlarının %7,3 ü ensest imiş.
Uzmanlar bu oranın çok çok daha fazla olduğunu düşünüyor.
Çocuklarda ,anneleride korkudan susuyorlar.
Ancak ekonomik özgürlüğü olan ,korkmayan bazı anneler ortaya çıkartıyor kıznın veya oğlunun ensest mağduru olduğunu.
''kızım baban dışarı mı gitsin'' diyen anneler olduğunu bile okumuştum.
İl sağlık müdürlüğünde psikolog arkadaşım ayda 3 gece nöbette oluyor gece olan bir olayda psikolog eşliğinde çocukların ifade vermesi için.Anlattıkları kanımı dondurdu.
Taciz vakalarından çok ensest vakası geliyor diyor.
Özelliklede erkek çocuklarına taciz çokmuş.
Baba veya abi kız çocuğun bekareti bozulur ,anlaşılır diye erkek çocuklarına tecavüz ediyormuş.
Siz basında göremezsiniz çünkü gizli tutuluyor diyor.
Genel kanının aksine ekonomik durumu çok iyi olan ailelerde de varmış ensest saldırı.
Tabii onlarınki çok çabuk örtbas ediliyormuş.
Annelere çok büyük görev düşüyor burda.
Çocuklarımız çok kıymetli,gözünüzü dört açın lütfen..
Kadınlarımız çalışsın,lütfen kız çocuklarınızı güçlü yetiştirin ki kimseden korkmasınlar...
 
Tecavüzcüyü serbest bırakmak,tecavüzcüyle evlendirmek,hamile kalmışsa o bebeği zorla doğurtmak vb. şaka gibi hadiseler olmaya devam ettikçe bunun sonu gelmez.Tecavüzcülere ağır cezalar uygulamak yerine neredeyse ödül vermedikleri kaldıkları için tecavüz artık doğal bir olaymış gibi lanse ediliyor.Malesef ülkemizde damacana,bank demirleri,ördek,yani insan hayvan eşya farketmeksizin tecavüz edilirken ağır cezalar caydırıcı olur mu bilmem ama Allah sonumuzu hayır etsin.Vallahi ben olsam hadım edilmelerini ve başka şeyler yapılmasını isterdim ama neyse... aklımda işkence seçenekleri bolca mevcuttur :)
 
İddialara göre Merkez Yüreğir ilçesi Sinanpaşa Mahallesi’nde oturan E.G., 2011 haziranında Y.Ç. ile kaçtı. Aileler anlaşınca çocuklara imam nikahı kıyıldı, 31 Temmuz 2011’de ise düğün yapıldı. Gelinlik ve damatlık giyen çift, fotoğraf stüdyosunda fotoğraflar çektirdi. 2012 ocakta rahatsızlanan E.G’nin gittiği sağlık ocağında yapılan muayenesinde 4 aylık hamile olduğu ortaya çıktı. İhbar üzerine harekete geçen polis ekipleri Y.ǒyi gözaltına alıp, ifadesinin ardından “cinsel istismar” suçlamasıyla adliyeye sevk etti. Y.Ç., yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

E.G bir kız bebek dünyaya getirirken, Cumhuriyet Savcısı da hem Y.Ç, hem de aile büyükleri hakkında dava açtı. 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan sanıklar, haklarındaki suçlamaları kabul etmedi.

E.G’nin anne ve babası “Kızımız bizden habersiz kaçıp, evlenmiş, bizim sonradan haberimiz oldu. Kızımız hastanede doğmuştu. Hastane kayıtlarından araştırılabilir” dedi.

İstanbul Adli Tip Kurumu 2’inci İhtisas Kurulunun düzenlediği raporda, E.G’nin olay tarihinde 15 yaşını bitirmiş, 16 yaşın da içinde olduğu bildirildi. Mahkeme heyeti, “15 yaşından sonra suçun şikayete bağlı olması ve E.G’nin de şikayetçi olmaması” nedeniyle davanın düşürülmesine karar verdi. (Adana/DHA)
 
Çocuğun kendine güven duyması sağlanmalı... Gerektiğinde 'hayır' diyebilmeli. Bizim kültürümüzde 'Büyüklere bağrılmaz, saygılı konuş' derler. Oysa çocuğa rahatsız olduğu zaman, büyüğe de bağırmayı öğretmek gerekiyor.

Önce Halil, ardından Mert... Son 1 ay içinde 2 çocuğumuzu kaybettik. Yüreğimiz yandı. Kars'ta anne babalar çocuklarını okula göndermedi. Kimi ise olayı konuşmaktan bile korktu. Elbette bir korku dünyası içinde yaşamayacağız. Ama bir tehlike var. Çocukları sarsmadan onlara korunmayı öğretmek mümkün. Çocukları bu konuda eğitmek önce devletin sonra anne babanın görevi. Süleyman Şah Üniversitesi Psikolojik Travma Uygulama ve Araştırma Merkezi, bu yönde projeler üretiyor. Merkezin başında Psikoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. İrem Akduman var. Akduman'la çocuklara kendilerini korumayı nasıl öğreteceğimizi konuştuk.

Saldırı en çok tanıdıktan geliyor

- Çocuklara yabancı mesafesi nasıl öğretilir?

Gelene göre bir sınır tayininden ziyade çocuk kendi sınırlarını bilmeli. Çocuğun neden rahatsız olduğunu anlamasına yardımcı olmalıyız. Hoşuna gitmeyen bir şeyler olduğunda kendisine yakın gördüğü bir yetişkinle bunu paylaşması uygun bir dille anlatılmalı. Çocuklar hep, yabancılardan korkutulur. Aman yabancılara gitme, aman yabancılarla konuşma gibi... Bu telkinler çok işe yaramıyor, aksine bazen tehlikeye de neden olabilir. Korkutulan çocuk, bir yerde kaybolduğunda yabancıdan yardım istemekten çekinir. "Yabancıdan mutlaka zarar gelir" demek yerine çocuğun kendine güvenmesini sağlamalıyız. Çocuğa bedeninin özel olduğu öğretilmeli. "Herkes senin bedeninin her yerine dokunamaz, dokunmamalı" denmeli.

- 3-4 yaşında bir çocuğa bedeninin özel olduğu nasıl anlatılmalı?

Bedeninin bölgeleri tanıtılmalı. Cinsel bölgelerin özel olduğu söylenmeli. İyi dokunma, kötü dokunma arasındaki fark...

'Poposuna vurarak sevmeyin'

- İyi dokunma, kötü dokunmayı anlatmak için ne demeliyiz?

Biri annenin dokunması gibi, güvende hissettirir. Ama bazı dokunmalar, iyi hissetirmeyebilir. Bunu bir büyüğüne söylemelisin.

Çocuğa kimsenin cinsel organlarına dokunmaması gerektiği öğretilmeli. Oysa kültürümüzde tam tersi var... Televizyonda ünlü bir sanatçımız, küçük yaşta çocuğa sevgisini onun poposunu ısırarak gösterdi. Çocuğa "Popo ısırmak sevgi ifadesidir, popo ısırılabilir" mesajı veriyor. Kamereların önünde çocuğun hayır diyebilme şansı da yok. Aileler, çocuklarını poposuna vura vura seviyor. Cinsel bölgelerine dokunarak sevgi göstermek hata. Üstüne bir de çocuğa "Seviyorum ama canın acıyor" mesajı veriyorsun. Çocuk, bunu genelleyebilir. Çocuğun kendi bireyselliğine, vücut bütünlüğüne saygı göstermemiz gerekiyor.

'İstemiyorsa öpmeyin'

- Aileler, severken yanlış mesaj mı veriyor?

Örneğin bayramlarda aile yakınları, çocuğu illa kucağıma alayım, seveyim ister. Öpmek istenir. Çocuk istemez, itebilir. O zaman, "Evladım, dur bak deden" der zorlarız. Elbette kötü niyeti olmayabilir. Çocuğa rahatsız olduğu zaman "Dur" deme hakkı olduğunu öğretmeliyiz. Eğer çocuk öptürmek istemiyorsa, öpülmeyecek. Büyükleri de kırmamak için, "Çok yakınlaşmaktan hoşlanmıyor, öyle ise tokalaşarak selamlaşın" denilebilir. Çocuk, huzursuz olduğu bir ortamda, beğenmediği bir dokunuşla karşılaştığında "Hayır" dediğinde ailesinin de yanında olduğunu bilmeli.

- Küçük bir çocuğun babasının ya da ağabeyinin önünde giyinmesi bedeninin özel olduğunu öğrenmesi açısından sakıncalı mı?
Ç
ocuk bazı bölgelerinin dışarıya açık olmaması gerektiğini bilmeli. İlla babayla kız çocuğunun duş almaları gerekmiyor. Yaşı uygunsa çocuk kendi yıkanmalı, baba düşmemesi için yanında olmalı. İlla baba yıkayacaksa çocuğun özel bölgelerine dokunmaması gerekir.

'Hata yapsam da ailem yanımda'

- Arkadaşım, parkta bir gencin ısrarla küçük kızının peşinden gittiğini ve onu oyuna çekmek istediğini anlatmıştı. Çocuğa bir yabancının peşinden gitmemesi gerektiği nasıl anlatılır?

Onunla oyun oynadın, ama yabancılardan zarar da gelebilir. Bu mesaj verilmeli. Bu konda çalışan derneklerin iyi dokunuş, kötü dokunuşla ilgli çizimleri var. Çocuğu herkesten çekinir hale getirmeden doğru oranda uyararak korunmayı öğretmeliyiz. Bunun için, "Ben yanındayken oynadın ama ben yokken yabancı insanlarla oynama. İyi niyetli olanı var, kötü niyetli de olabilir. Canın acıyabilir, sana kötü hissetirebilir" demek en doğrusu. Anne, çocuğun ihtiyaçlarını karşıladığında ve güven ilişkisini kurduğunda, çocuk zaten başına bir şey geldiğinde annesiyle paylaşır. Çocuğun "Hata da yapsam, belki sonuçlarına katlanacağım ama annem babam yanımda olacaktır" diyebilmesi önemli.

'Bağırmayı öğretin'

- Çocuk yanına gelenin kötü niyetli olduğunu düşünüyor, ne yapmalı?

Oradan uzaklaşabilir. Anne babası yanında değilse öğretmeninin yanına ya da güvendiği bir yetişkinin yanına gidebilir. Bekçi, polis olabilir. Parkta ve tek başına ise... Başka bir çocuğun annesine gidebilir. O da yoksa adama "git" demeli. Gitmiyor. O zaman bağıracak. Çocuğumuza bağırmayı öğreteceğiz. Bizim kültürümüzde "Büyüklere bağrılmaz, saygılı konuş" derler. Hayır. Çocuğa rahatsız olduğu zaman, büyüğe de bağırmayı öğretmek gerekiyor.

- Bunu nasıl anlatacağız?

Bir yabancı geldi. Seni istemediğin bir şey için zorluyor. Ve sana dokunuyor. Sen bunu istemiyorsun. Bu ona söylediğin halde devam ediyor. O zaman bağırabildiğin kadar bağır. ABD'de FBI, anaokullarına giderek bu eğitimi veriyor. Şarkılarla öğretiyorlar: "Biri gelirse dokunursa ben de şöyle bağırırımmm: Yeeeee".

'Saldırganlar genellikle paspal değildir'

- Kim bu saldırganlar... Nasıl bir ruh halindeler...


Pedofilinin bir takım kriterleri var. Adamın sürekli olarak çocuklarla ilgili cinsel fantaziler kuruyor olması, bunu engelleyemiyor olması, bunun çok uzun süredir olması gibi... Bazısı yetişkinlerle ilişki kuramadığı için çocuklara yöneliyor. Kendine güvensizlik yaşayan insanlar olabiliyor. Kimisi yalnızca farklı cinsel deneyim için yapıyor. Yüzdesi çok düşük olsa da sadist olanlar var. Karşısındakine acı vererek cinsel haz alıyor. Daha kolay kontrol edebilecekleri için çocukları tercih ediyorlar.

- Saldırganları ayırt etmenin bir yolu var mı?

Yok. Üstelik çoğu paspal tipler de değiller. Özellikle çocuklara yaklaşanlar daha çocuksu, onların dilinden anlayan tiplerdir. Çocukla iletişim kurabilmek için birçoğunun evi oyuncaklarla doludur.

- Mert için ailesi "Cin gibi bir çocuktu" diyor...

Cin gibi de olsa, çocuk. Aile, sürekli çocuğunun yanında olamaz. Devamlı korku içinde yaşamak da sağlıklı değil. Bütün mesele çocuğu donatmak. Çocuğun kendine güveni olmalı, "hayır" diyebilmeli, gerektiğinde çığlık atabilmeli. Böyle olunca çocuk, bağımlılık da dahil birçok tehlikeden korunuyor.

Eğitmek devletin görevi

- Bir çocuğu saldırıya karşı eğitmek devletin görevi midir?
Görevidir. Okullarda yaşa uygun eğitim verilmeli. Ve bu, "3 yaşındayken zaten verdik, 5 yaşında ihtiyacı yok" denilmeden her sene yaşına uygun ve gerekli dozda olmalı. Çocuk, her eğitimde bir parça alacak. Türkiye'de bu eğitimler sivil toplum örgütleri aracılığıyla yapılıyor. Kaç kişiye ulaşabiliyorlar. Gazi Üniversitesi'nin Çocuk İstismarı Ve İhmalini Önleme Gençlik Kolu var. Biz de Süleyman Şah Üniversitesi'nde bunu yapmaya çalışıyoruz. Eğitim alan gençler, istismarın adı bile geçmeden oyunlarla çocukları donatıyorlar.

- Devlet burada devreye girmeli...

Devlet ehil insanlar yetiştirip bu modeli yaygınlaştırmalı.

Tehditlere karşı: Kimse bize zarar veremez

- Saldırı tanıdıktan geliyorsa...

Örneğin dayısı geldi. Evde yalnız, ona kapıyı açacak. Hatta saldırıya uğradıktan sonra da kapıyı açmak durumunda kalabiliyor. Bu çok ağır. Engelleyemiyor, "Hayır" diyemiyor. Çünkü tehdit ediyor. "Annene söylerim. Kötü kız olduğunu görür.", "Senin istediğini söylerim" diyor... Veya sadece oyun oynadıklarına ikna ediyor. Çocuğa başından "Seni kim ne şekilde tehdit ederse etsin, bana söyle. Endişelenme kimse bize zarar veremez. Bu tanıdığın ya da tanımadığın biri olabilir, her şeyi bizimle paylaşabilirsin" demek gerek.

- Çocuğu, arkadaşlarının evine oyun oynamaya gönderebilir miyiz?

Aileyi tanımak gerekiyor. Yaşın hiç önemi yok. Anneyi babayı, varsa kardeşi, ağabeyi tanıyacaksınız. Çocuğunuzun arkadaşlarıyla tanışmak durumundasınız. Ailesiyle birlikte evinize davet edebilirsiniz. Risk almayın, ortama bakın.

'Çözüm üretmesini sağlayın'

"Travmaya neden olmadan küçük oyunlarla bir takım olgular öğretilebilir. Örneğin 'Seninle pazara gittik. Ben domates alacakken sen bir önceki tezgahta kaldın. Beni göremedin. Ne yaparsın?'. Çocuk bu şekilde kendi sorun çözme becerilerini geliştirecek, yanıt buldukça kendine olan güveni artacak. Üniformalı birine giderim, polis abiye giderim, belirlediğimiz buluşma noktasına giderim diyecek..."

Cinsel organlara ad takmayın

"Cinsel organlar doğal adıyla öğretilmeli. Onu sevimli ya da pis kılmak, yabancılaştırmak yanlış. Nasıl kolumuza ya da bacağımıza başka ad takmıyorsak, penise ve vajinaya da ad takılmamalı. Arkadaşımın bakıcısı çocuğa "Pipimize soralım, çişimiz var mı?" diyordu. Hayır, çişimiz var mı diye çocuğa soralım. Bu bir oyuncak değil. Ad takmak yabancılaştırıyor. Ve daha sonra kullanılabilecek bir oyun haline getiriyor. Bu yalnızca vücudun özel bir parçası."

Çocuk, istismarı 15 kez anlatmak zorunda kalıyor

İstismara uğrayan çocuk sistemin içinde kayboluyor. Annesinden başlıyor, savcıya kadar hikayesini 15 kere anlatıyor. Defalarca kez muayene oluyor. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Üniversitelerde bu tür birimlerin yaygınlaştırılması gerekiyor. Bu birimlerde, psikiyatristler, sosyal hizmetler uzmanları, polis birlikte çalışmalı. Çocuk hikayesini bir kere anlatmalı ve bu kayda alınmalı. Bir kere muayene olmalı. Böylece veriler tek elde toplanır. Bu şekilde savcılığa gönderilir. Marmara Üniversitesi'nde böyle bir birim var. Adı: Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi. Birlikte çalışıyoruz. Bu merkezlerin yaygın ve bilinir olması gerek. Devlet bu konuda ön ayak olmalı..
http://blog.radikal.com.tr/Sayfa/cocuklarimiza-cinsel-istismardan-korunmayi-ogretelim-57261
 
Yurtlarda ya da yatılı okullarda da istidmara rastladım.........makat kanamasıyla acile getitilenler olurdu hatta bir çocuktan rakı bardağı çıkmıştı....izmit e sevketmiştik
 
Yurtlarda ya da yatılı okullarda da istidmara rastladım.........makat kanamasıyla acile getitilenler olurdu hatta bir çocuktan rakı bardağı çıkmıştı....izmit e sevketmiştik

Off,nasıl ruh hastaları var etrafta:5::5::5:
 
Yılda 150 bin çocuk cinsel istismara uğruyor
Türkiye'de her yıl 150 bin çocuk cinsel istismara uğruyor, istismara uğrayanların yüzde 70'i 11 yaşın altında ve yüzde 60'ı ise kız çocuğu


Çocuk İstismarlarıyla Mücadele Derneği Başkanı Canan Arıtman, Türkiye’de her yıl 150 bin çocuğun cinsel istismara uğradığını, istismara uğrayanların yüzde 70’inin 11 yaşın altında, yüzde 60’ının ise kız çocuğu olduğunu söyledi. Arıtman, ensestin sadece yüzde 5’inin adliyeye yansıdığına dikkat çekti. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Türkan Yılmaz Irmak ise çocukla cinsel içerikli konuşmanın bile istismar olduğunu vurguladı.

İzmir’de Gaziemir Belediyesi Semtevi’nde düzenlenen ’Çocuk istismarı’ konulu seminerde konuşan Çocuk İstismarlarıyla Mücadele Derneği Başkanı Canan Arıtman, fiziksel ve duygusal istismarın yanı sıra cinsel istismarın her geçen gün arttığını, vakaların sadece yüzde 15’inin emniyete yansıdığını belirterek Adalet Bakanlığı’nın rakamlarına göre 2009 yılında 14 bin çocuk, 2011 yılında 19 bin çocuğun bu suçun mağduru olduğunu anlattı. CHP İzmir eski Milletvekili Arıtman, şöyle konuştu:

"Türkiye, çocuk istismarında dünyada üçüncü sırada. Milletvekili iken bu konuda mecliste bir araştırma komisyonu kurulmasını istedim. O komisyona bir akademisyeni çağırdık. Bizi bilgilendirdi. Ülkemizde yılda 150 bin çocuk cinsel istismar suçunun mağduru oluyor. 2012 rakamlarına bakarsak ülkemizde cinsel saldırı suçlarının yüzde 70’i çocuklara, yüzde 30’u yetişkinlere yönelik. Bu çocukların da yüzde 70’i 11 yaşın altında. Yüzde 60’ı kız, yüzde 40’ı erkek çocuk. Bu konu, erkek çocuklarda daha çok gizli kalıyor. Cinsel istismarda yüzde 80’i mağdurun tanıdığı biri. Devlet bu konuda araştırma yapmamış. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 2010 yılında her türlü istismarı araştırmış ama cinsel istismarla ilgili soru sorulamamış. Dolaylı bir soru sorulmuş. ’Cinsel istismara şahit oldunuz mu’ denmiş. Yüzde 10 oranında ’evet’ yanıtı alınmış. Bu işin tanığı olmaz. Çocuğun cinsel istismarı bedensel ve ruhsal çok ağır ve kalıcı hasarlar bırakır. Çocuğun ruhunun ölümüdür, insanın kıyametidir."

ÇOCUĞUNUZA ’HAYIR’ DEMESİNİ ÖĞRETİN

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Türkan Yılmaz Irmak, 18 yaşından küçük herkesin çocuk sayıldığını, çocuğa vurmanın fiziksel, aşağılama, alay etme, ad takma, hakaret etme ve sevgi göstermemenin duygusal, çocuğun cinsel haz için kullanılmasının cinsel istismar olduğunu anlattı. Yrd. Doç. Dr. Irmak, cinsel istismarı şöyle açıkladı:
"Çocuğun çıplak bedenini seyretme, kendi cinsel organını çocuğa gösterme, çocukla cinsel içerikli konuşma, .....grafik materyal gösterme, cinsel haz amacıyla çocuğu okşama, öpme, çocuğun bedenine dokunma, kendi organına dokundurtma, .....grafik çekimde çocuğun kullanılması, cinsel ilişkiye girme cinsel istismardır. Çocuk evde anne ve babasının, akrabalarının, okulda öğretmeninin, müdürünün, yuva ve yurtlarda, karakolda, cezaevinde yöneticilerin cinsel istismarına uğruyor. Çocuk cinsel istismarı söylememesi için korkutulup tehdit ediliyor. Her zaman çocuğunuzun yanında olun. Çocuğunuza kendini korumasını öğretin. Bedenlerinde özel bölgeler olduğunu ve kimsenin bu bölgelere dokunma hakkı olmadığını, ’hayır’ demeyi öğretin. Çocuğunuza inanın, sır saklamamasını öğretin."

DHA
 
Yatılı okullarda özellikle......zaten fiziksel zarar görenlerden haberimiz oluyordu.......yırtılma olduğu zaman ortaya çıkar........bardak içerde kırılmış.........acil ne pis yerdi

Doktorum korkutma beni..
Seneye oğlum liseye geçiyor.iyi bir okul kazanırsa gönderecektim:50:
 
Çocuk işçi sayısı ve çocuk p.rnosuyla Avrupa da birinci, çocuk gelin sayısıyla ikinci, tutuklu çocuk sayısıyla üçüncüyüz...
 
Doktorum korkutma beni..
Seneye oğlum liseye geçiyor.iyi bir okul kazanırsa gönderecektim:50:

Kuzum yaşı küçüktü bunun ailesi filan yoktu yanında.......bir tanesi kur an kursundan........benim zamanında gittiğim anadolu lisesinin yatılı bölümü de var dı..........bòyle birşeyin olmasını tahayyül edemiyorum bile..........senin çocuk büyük diye hatırlıyorum .......ozel bir okulda ya da yatakhanedeyse içeri ziyaretçi girmesi dahi yasak.........öyle yerler çok sıkı......içini ferah tut
 
Doktorum korkutma beni..
Seneye oğlum liseye geçiyor.iyi bir okul kazanırsa gönderecektim:50:

Benden sonra korkma sırası sana mı geldi parkon:50:

Sen akıllı kadınsın, senin yetiştirdiğin çocukta senin kadar bilinçlidir, endişe etme, diyorum ama anne olupta endişe etmemek elde mi?
Endişe bizim göbek adımız:50:
 
Benden sonra korkma sırası sana mı geldi parkon:50:

Sen akıllı kadınsın, senin yetiştirdiğin çocukta senin kadar bilinçlidir, endişe etme, diyorum ama anne olupta endişe etmemek elde mi?
Endişe bizim göbek adımız:50:

Mune biz heralde bu çocukların peşinden gidicez:1:
Bizde okuruz onlarla:27::27:
Dediğin gibi endişe etmemek mümkün mü?
Anne olup sırf kendi çocuklarımız için endişelensek gene iyi,sokakta gördüğüm tüm çocukları koruyup kollayasım geliyor.
Rabbim hiç bir çocuğu kötülerle karşılaştırmasın inşallah.
 
Mune biz heralde bu çocukların peşinden gidicez:1:
Bizde okuruz onlarla:27::27:
Dediğin gibi endişe etmemek mümkün mü?
Anne olup sırf kendi çocuklarımız için endişelensek gene iyi,sokakta gördüğüm tüm çocukları koruyup kollayasım geliyor.
Rabbim hiç bir çocuğu kötülerle karşılaştırmasın inşallah.

Amin inşaallah.
Valla ben kızımın pek bir peşine takılası gözüküyorum, kız bu yıl mezun oluyor, kepine bile ortak çıktım:))) bende takacağım, 12 yıl peşinde dolaştım, kep takmak benimde hakkım :60: sanırım sende benim yolumda ilerliyorsun, yalnız korkarım senle ben ilerde kötü kayınvalide diye nitelendirileceğiz, senin gelin anası oğlundan ayrılmıyor diyecek, benim damat eşim anacı çıktı diyecek.
Gelinin ilerde üye olurda senden dert yanarsa atarız siteden:9:
 
Amin inşaallah.
Valla ben kızımın pek bir peşine takılası gözüküyorum, kız bu yıl mezun oluyor, kepine bile ortak çıktım:))) bende takacağım, 12 yıl peşinde dolaştım, kep takmak benimde hakkım :60: sanırım sende benim yolumda ilerliyorsun, yalnız korkarım senle ben ilerde kötü kayınvalide diye nitelendirileceğiz, senin gelin anası oğlundan ayrılmıyor diyecek, benim damat eşim anacı çıktı diyecek.
Gelinin ilerde üye olurda senden dert yanarsa atarız siteden:9:

Kepli fotoğrafını burayada koy lüffen:ssz:
Üniversitede de benim yanıma yolla sen o bücürü:ssz:
Etrafında kuş uçurtmam:51:
1 ay sonra yalvarır ''anne sen gel yanıma,kurtar beni bu deliden '' diye:27:
Kaynanalığa daha çok var,kolaymı bizim çocukları almak.:ssz:
KK ya girişini yasakla zaten benim gelinin:27:
 
Back