Nerden başlamalı nasıl anlatmalı mucize için verilen için çaba bilmem ki... 15 sene önce hayatımızı birleştirdik eşimle. Evliliğimizin ilk 7 senesinde çocuk sahibi olabilmek için ciddi mücadeler verdik. "Yaşım gençti, pko hastasıydım, eşimde sorun yoktu, sadece bebek için zamana ihtiyaç vardı. İstersem tüp bebek deneyebilirdim." böyle söylemişti gittğim doktorlar. Kolay mıydı onca tedaviden, onca hayal kırıklığından sonra birde tüp bebek için mücadele etmek?
Belki sonra denerdim kim bilir? İşte "sonra" dediğim zaman için 8 sene daha bekledim. Nedenleri kendimce geçerliydi; canımı, babamı kaybettim 2006 yılında. Psikolojimi hazırlayamıyordum tedavi için.
Bedenim ve ruhum daha fazla üzüntü ile baş edememiş olacak ki kronik ürtiker hastası oldum. Yaşanan ürtiker+anjioödem atakları canımı öyle yakmaya başlamıştı ki çocuk düşüncesi iyice uzaklaştı hayatımdan...
İşte bundan sonra hayatıma iki melek girdi ve şimdi anlıyorum doktorlar neden beyaz giyerler.
Yıllarca kronik hastalığımla mücadelem tek başıma olmadı elbette. Özel hastanelerde kaybedilen para ve zamandan sonra Dr. Şebnem Alpakut'la kesişti yollarımız. Benim için, benle birlikte, belki benden daha fazla üzülerek tedavii sürdürdü. Sadece dermatoloğum değil, psikoloğum, ablamdı bu süreçte. 3 sene ağır ataklar geçirdim, kaç kez acil kapılarını aşındırdım bilmiyorum ama ilk mucizemi yaşamaya başladım. Hergün avuç avuç aldığım ilaçlardan kurtulmaya başlamıştım Şebnem Hanım'ın sayesinde. Sadece ataklarımın başlayacağı anda ilaç alıyordum. Ataklarım azaldıkça yaşımın ilerlediğini farkettim.
Bebek sahibi olabilme için yeniden başlamalıydım herşeye ve Samsun'un en iyi Kadın doğum ve Tüp Bebek Uzmanı OMÜ'de idi. Adını ve başarılarını seneler içinde o kadar çok duymuştum ki"yeniden çocuk sahibi olmak istersem muhakkak görüşürüm kendisi ile" diyordum. Ama benim için kolay değildiki ben canımı kaybetmiştim o hastanede nasıl giderdim, nasıl yürürdüm o koridorlar da...
İçimin nasıl yanarak OMÜ' de ki ilk randevuma gittim anlatamam. 3 ay önce başladık tüp bebek serüvenimize Prof. Dr. İdris Koçak Hocam' la. İlk görüşmemizde anladım kendisine neden branşında Samsun'un en iyi doktoru dendiğini. İlgisi, bilgisi ve enerjisi ile odasından çıkarken şunu dedim kendi kendime" CANINI verdiğin bu hastaneden, içinde CAN büyütmeden ayrılmayacaksın". Tedavim süresince ne zaman aklıma soru takılsa hangi gün, hangi saat olursa olsun arayabileceğim alanının en iyisi doktorun hastasıydım artık.
3 ay içinde kaç kere kontrole gittim, kaç kere aradım kendisini bilemem ama sabrı, sakinliği ve bilgiyi buldum her dafasında...Her kontrole gitmemde önce benim sağlığımı düşünen biri oldu İdris Hoca. O' nunla çıktığım bu yolda hayatın bir kadına bahşedebileceği en güzel sıfata ANNELİK' e gün sayıyoruz artık. Hayatımın ikinci mucizesini dün gördük ultrasonda; minicik bir CAN büyüyor içimde.
15 sene boyunca benim sağlığımı düşünüp, "seninle yaşlanmak benim için herşeyden önemli" diyen bitanecik eşim(koçim) BABA olacak Rabbim nasip ederse.
benim ilk tüp bebek denememde yaşadığım mutluluğu dilerim isteyen herkes yaşar. Eğer Samsun veya çevresinde iseniz mutluluğu çok uzaklarda aramayın; OMÜ'de Prof.Dr. İdris Koçak'ın odasında...
Belki sonra denerdim kim bilir? İşte "sonra" dediğim zaman için 8 sene daha bekledim. Nedenleri kendimce geçerliydi; canımı, babamı kaybettim 2006 yılında. Psikolojimi hazırlayamıyordum tedavi için.
Bedenim ve ruhum daha fazla üzüntü ile baş edememiş olacak ki kronik ürtiker hastası oldum. Yaşanan ürtiker+anjioödem atakları canımı öyle yakmaya başlamıştı ki çocuk düşüncesi iyice uzaklaştı hayatımdan...
İşte bundan sonra hayatıma iki melek girdi ve şimdi anlıyorum doktorlar neden beyaz giyerler.
Yıllarca kronik hastalığımla mücadelem tek başıma olmadı elbette. Özel hastanelerde kaybedilen para ve zamandan sonra Dr. Şebnem Alpakut'la kesişti yollarımız. Benim için, benle birlikte, belki benden daha fazla üzülerek tedavii sürdürdü. Sadece dermatoloğum değil, psikoloğum, ablamdı bu süreçte. 3 sene ağır ataklar geçirdim, kaç kez acil kapılarını aşındırdım bilmiyorum ama ilk mucizemi yaşamaya başladım. Hergün avuç avuç aldığım ilaçlardan kurtulmaya başlamıştım Şebnem Hanım'ın sayesinde. Sadece ataklarımın başlayacağı anda ilaç alıyordum. Ataklarım azaldıkça yaşımın ilerlediğini farkettim.
Bebek sahibi olabilme için yeniden başlamalıydım herşeye ve Samsun'un en iyi Kadın doğum ve Tüp Bebek Uzmanı OMÜ'de idi. Adını ve başarılarını seneler içinde o kadar çok duymuştum ki"yeniden çocuk sahibi olmak istersem muhakkak görüşürüm kendisi ile" diyordum. Ama benim için kolay değildiki ben canımı kaybetmiştim o hastanede nasıl giderdim, nasıl yürürdüm o koridorlar da...
İçimin nasıl yanarak OMÜ' de ki ilk randevuma gittim anlatamam. 3 ay önce başladık tüp bebek serüvenimize Prof. Dr. İdris Koçak Hocam' la. İlk görüşmemizde anladım kendisine neden branşında Samsun'un en iyi doktoru dendiğini. İlgisi, bilgisi ve enerjisi ile odasından çıkarken şunu dedim kendi kendime" CANINI verdiğin bu hastaneden, içinde CAN büyütmeden ayrılmayacaksın". Tedavim süresince ne zaman aklıma soru takılsa hangi gün, hangi saat olursa olsun arayabileceğim alanının en iyisi doktorun hastasıydım artık.
3 ay içinde kaç kere kontrole gittim, kaç kere aradım kendisini bilemem ama sabrı, sakinliği ve bilgiyi buldum her dafasında...Her kontrole gitmemde önce benim sağlığımı düşünen biri oldu İdris Hoca. O' nunla çıktığım bu yolda hayatın bir kadına bahşedebileceği en güzel sıfata ANNELİK' e gün sayıyoruz artık. Hayatımın ikinci mucizesini dün gördük ultrasonda; minicik bir CAN büyüyor içimde.
15 sene boyunca benim sağlığımı düşünüp, "seninle yaşlanmak benim için herşeyden önemli" diyen bitanecik eşim(koçim) BABA olacak Rabbim nasip ederse.
benim ilk tüp bebek denememde yaşadığım mutluluğu dilerim isteyen herkes yaşar. Eğer Samsun veya çevresinde iseniz mutluluğu çok uzaklarda aramayın; OMÜ'de Prof.Dr. İdris Koçak'ın odasında...