Bakim?
Ya bırak :) Dün 10 sayfa kitap okuyabildim sadece. Neyse hafta sonu toplu bir güncelleme yapınca yazarım neler yapabildiğimi.
Ben sizi bulayım o zaman danışman hocam ile yüz yüze görüşüp fermanım belli olduktan sonra.
Eveet benim hislerimi hiç konuşmayalım. Yoga ile ilgili hislerim gayet olumlu ama yalnızca şahsımı ilgilendiren bazı konulardan ötürü yaşadığım sıkıntılardan ötürü dün berbat bir gün geçirdim. Yoga programımızın ilk dersinin son gününde yoga yaparken ilk kez ağladım. Hani şu çocuk duruşundan kobraya geçtiğimiz harekette (Bu arada çok seviyorum o hareketi aslında.) Ağlayınca fark ettim ki aslında kendimi ağlamamak ve çok güçlü, yıkılmaz görünmek için zorlamamla da ilgisi varmış diş ağrımın. (Ağustos ayının başlarından beri dişim, hatta çenemin sol tarafı ağrıyordu. Bu süreçte 4 kez diş hekimine gitmiş, 6.5 saat dişçi koltuğunda yatmıştım.) Kendimi biraz salınca diş ağrım hafifledi. Tamamen iyileşti diyemem çünkü oralarda bir sorun var yani çözemediğimiz, orası kesin. Ama 7-8/10'luk bir ağrı yaşayıp bazı günleri çift majezik ile geçirirken şu an dişlerim ya hiç ağrımıyor ya da 2-3/10'luk bir ağrı yaşıyorum.
Neyse dün çocuk duruşundayken -Çetin Çetintaş da uzun uzun konuşuyor ya o pozisyondayken- bayağı höykürerek ağladım ve burnum, kulaklarım olduğu gibi tıkandı. Dedim: "Ben şimdi yogaya nasıl devam edicem?" Ama sonra çok güzel bir şey oldu, hani bu dizlerimizi alnımıza dayadığımız hareket hareket var ya (adını bilmiyorum) o hareketi yapınca burnum ve kulaklarım eskisinden çok daha iyi şekilde açıldı. O zaman yaptığımız hareketlerin aslında benim normalde hissedebildiğimden çok daha fazla olumlu etkisi olduğunu anladım.
Böylelikle bu sabah yoga programımızın 2. aşamasına geçtim. Daha önce açıp videoyu izlemediğim için Çetintaş'ın videonun başında yapmamızı istediği: "Sabah uyanır uyanmaz elinize 2 kağıt alın, birine aklınıza gelen ilk 5 sözcüğü yazın," pratiğini uygulayamadım çünkü ben uyanalı neredeyse 3 saat olmuştu. Bir de "Gece bu kağıdı yakacağız, bununla bir işimiz yok," diyor ya, orada aklıma boşanma aşamasında kendime yurt ararken gezdiğim MEB'e bağlı yurtlardan birindeki müdürün anlattığı sevgilisinden ayrıldığı akşam ağlayarak çocuğun verdiği mektup ve notları yakarken yurdu ateşe veren kızın hikayesi geldi :) Bilmiyorum bu yakma etme işi beni bozabilir.
Bir de Çetintaş diyor ya: "Bu pratiği muhakkak "sabah evden çıkmadan önce" yapın." İyi de kardeşim evden çıkmayanlar bu pratiği yapmasın mı? Bir hüzünlenmedim diyemem. Galiba bu yoga programının hedef kitlesi içinde yer almıyorum :)
Her neyse ama yaptım yani ilk gününü neticede. Genel hislerimi sorarsan ki muhtemelen sen genel olanları sordun, ben ne varsa anlattım, bence ilk yaptığımız pratik, yeni başladığımızdan daha güzeldi. Bugün başladığımız, biraz gererek rahatlatmaya yönelik. Ben öbür türlüsünü daha pamuk gibi buluyorum. Bunda muhakkak güne hazırlama şeysi daha baskındır ama biliyorsun ki ben dışarı çıkmıyorum, bu yüzden de böyle hissetmiş olabilirim :)
O zaman saymaya başlayalım:
bir gun mutlaka yoga 2: 1. gün
C cranial yoga 2: 1. gün mü? :)