Arkadaşlar okulumda görev yapmakta olan müdür yardımcımız erkek arkadaşımdan ayrıldıktan bir süre sonra (sanırım duymuş) beni bir bahane ile çağırdı. Sohbetimiz konuşmuşluğumuz vardı, ama çok samimiyetimiz yoktu. Okulda yapmakta olduğumuz bir proje var ve herkesin bir görevi var. Ben de korona geçirdim raporluydum. Evrakları o süreçte toplamışlar bir tek benimki kalmış. Beni aradı. Hocam o fotoğrafları ve evrakları ulaştır bana diye. Ertesi gün toplantı olacakmış konuyla alakalı. Benim de dersim yok. Buralardaysan şimdi alayım, yarın sunum yapacağım konuyla alakalı. Şu an almam lazım dedi. Tamam vereyim dedim. O da attığım konuma getir hocam dedi. Neyse flaşa aldım gittim. Ben bir kafeye çağırır sanıyordum ama adam evine davet etmiş. Normalde ailesiyle yaşıyor. Konuma gelirken "hocam siz nerdesiniz hangi kafe" diye aradım. "Bu saatte kafe mi var açık? 5 te kapanıyor bura küçük yer biliyorsunuz. Evdeyim çekinmeyin bilgisayarıma atarsınız flaştaysa." dedi. Neyse çıktım evine. Ailesiyle yaşıyordu normalde. Ben öyle biliyordum. Ailesini de tanıyorum başka şekilde.Benim arkadaşım halası falan. Ona güvenerek eve gittim. Çay koymuş, siz oturun ben bilgisayarı ayarlayım dedi. Neyse amaç başka imiş. Konuyu eski ilişkime getirdi. Beni araştırmış, personel bilgilerimden nerelerde çalıştığıma kadar, eski erkek arkadaşımdan vs haberi varmış. "Bir erkek arkadaşın varmış gezer kampa gidermişsiniz. Birisi söyledi benim öğretmenimdir dedim susturdum konuşturmadım." dedi. Ben sinirlendim "hocam siz kendinizde misiniz siz? Beni niye aradınız, konu nereye geldi? Benim eski ilişkim sizi ne ilgilendirir? Ben kafeye davet ediyorsunuz sanarak geldim, eve davet ettiğinizi anlayınca zaten kafede buluşsak daha uygun olur dedim. Siz acelesi var ve yarın toplantı var. Kafeler kapalı dediniz diye eve geldim. Ben bekliyorum bilgisayar getirceksiniz dosyayı atıcam diye, siz neyden bahsediyorsunuz? Benim eski sevgilim, geçmişim sizi ne ilgilendirir?" dedim. Sinirle kalktım. O da "özür dilerim, tamam sakin ol." dedi ve kolumu tuttu, elimi tuttu. Geç otur diyip koltuğa oturttu ve bunca zaman cesaret edemedim. Ben birazcık alkol aldım ve bugün içimdekileri söyledim söyledim. Yarın asla söyleyemem dedi ve bana açıldı. Senden hoşlanıyorum dedi. Ben hiçbir cevap vermedim. Siz sert bi kahve için kendinize gelin ve bana birşey söyleyecekseniz lütfen mümkünse alkolsüz bir şekilde, uygun davranarak bir kafeye çağırıp, öyle söyleyin. Ben alkol masasında muhabbet edeceğiniz kons değilim. Bana işi bahane edip içip, beni arayıp, saçmaladınız. Eğer benimle bir şey konuşacaksanız, ayık gelmenizi tercih ederdim. Ben kalkayım geç oldu." dedim. Panikledi. "Gitme dur. Biraz daha otur." dedi. Ama ben geç oluyor diyip çıktım gittim. Evime geldim. Aradı "Özür dilerim, ayıp ettim, çık bi konuşalım. Ben senin yüzüne bakamıcam artık" falan dedi. Ben de "Yarın görüşelim, ayık kafayla gelin, kendinize gelin öyle." dedim kapadım. Tekrar aradı aradı açmadım. Ertesi gün oldu, o aramadı ben de yazmadım. Sadece işle alakalı bir iki şey konuştuk. İkimiz de birbirimizin yüzüne bakamıyoruz. Okul bana zindan oldu. O benden kaçıyor, bense şoku atlatamadım hala. Bana açılmasına değil kızgınlığım. Doğaldır, olabilir, hoşlanabilir, bunu anlarım. Ama tarzı çok yanlış geldi. Alkol al, iş bahanesiyle çağır, kolumu tut çek falan. Kendisine de bunu belirttim. Hoşlanırsınız, anlarım. Suç değil ama bu şekilde ifade edilmez. Bu şartlar, yer ve tarzınız çok yanlış dedim. O kaçıyor, ben kaçıyorum. Normalde muhabbetimiz de var, diğer arkadaşlar tuhaf karşılayacak diye de çekiniyorum. Bu şekilde çok zor. Hem dipdibe aynı iş yerindeyiz. Ve bu konuyu konuşup çözmemiz lazım arkadaşlar. Arasam bir kafeye davet etsem uygun olur mu? Niyeti sapıkça bişeymiydi diye de tedirginim ama böyle iş yerinde görünce kıpkırmızı oluyorum. Onla konuşmam gerekiyor mutlaka, amacı neydi diye. Sizce çağırmalı mıyım? Yoksa hödüklüğü yapan o, adımı ondan mı beklemeliyim?
