Oku... ( Ve selâmun alâl murselîn ) ( Bütün peygamberlere selâm olsun )

Senfonim

"İnna fetahna leke fethan mübina"
Kayıtlı Üye
5 Nisan 2014
1.328
9.831

[***] İbrahim suresi 4. ayet : “Biz her peygamberi, kendi milletinin lisanı ile gönderdik, ta ki onlara hakikatleri iyice açıklasın…”





Bana göre , Kuran ı Kerim i ya kendiniz okurken tercüme edebileceğiniz gibi tamamen Arapça bileceksınız konusacak anlayacak ve okuyabıleceksınız yahut da Kendi dilinizde Meal inden okuyacaksınız. Ki anlayabılesiniz...
O yüzden nasıl okursanız okuyun..... ama anlaya anlaya sindire sindire okuyun ve Okumaya başlarken ister Arapça ister Türkçe Meal inden okuyun ama başlamadan önce Rabbim İlmimi Artır diyerek okumaya başlayın .











Bakara : 285


آمَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْهِ مِن رَّبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ آمَنَ بِاللّهِ وَمَلآئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِ وَقَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ﴿٢٨٥﴾


Âmener resûlu bimâ unzile ileyhi min rabbihî vel mu’minûn(mu’minûne), kullun âmene billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulih(rusulihî), lâ nuferriku beyne ehadin min rusulih(rusulihî), ve kâlû semi’nâ ve ata’nâ gufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr(masîru).



Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.”







 
Son düzenleme:

Ey nefsim, işte senin böyle Latif bir Rabbin var ki, seni görür ve her gizli işini bilir. Değil fiillerin, hatıra ve hayallerin bile ondan gizlenemez ve saklanamaz. Her hâline muttalidir. Her an üzerinde galip ve her hâline şahittir. O hâlde nasıl olur da Rabbinden utanmaz ve türlü türlü günahlarla kendini ona arz edersin? Bir düşün… Her günahı işlerken Rabbin yanında. Seni görüyor ve seni biliyor. Bundan nasıl sıkılmaz ve o günaha devam edersin?


Ya Rab! Sen Latif’sin. Her hâlimizi bilir ve her şeyimizi görürsün. Hiçbir hâlimiz ve işimiz hatta düşünce ve duygularımız dahi senden gizlenemez. Sen bizlerde gördüğün kusurları affet. Latif isminin tecellisiyle bizlerde gördüğün kusurları yine Latif isminin tecellisiyle yok et ve günahlarımızı silmekle bizlere lütfet. Bizler senin Latif isminin tecellisine çok muhtaç olan âciz, fakir, asi ve günahkâr kullarız. Biz kullarına hem dünyada hem de ahirette lütfunla tecelli et. Âmin! ''
 

Fetih Suresi, İçinde İslâm'ın elde edeceği fetih, başarı ve zaferden bahsedildiği için Fetih adını alan bu sûre, hicretin altıncı yılında Hudeybiye antlaşması dönüşünde Mekke ile Medine arasında inmiş ve Medine'de inen sûrelerden sayılmıştır; 29 (yirmidokuz) âyettir.



Bismillahirrahmanirrahim




1. Ayet : İnna fetahna leke fetham mübına

Anlamı : Doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsân ettik.

2. Ayet : Li yağfira lekellahü ma tekaddeme min zembike ve ma teahhara ve yütimme nı'metehu aleyke ve yehdiyeke sıratam müstekıyma

Anlamı : Böylece Allah senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru yola iletir.

3. Ayet : Ve yensurakellahü nasran azıza

Anlamı : Ve sana Allah, şanlı bir zaferle yardım eder.


4. Ayet : Hüvellezı enzeles sekınete fı kulubil mü'minıne li yezdadu imanem mea ımanihim ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü alımen hakıma

Anlamı : İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah bilendir, herşeyi hikmetle yapandır.

5. Ayet : Li yüdhılel mü'minıne vel mü'minati cennatin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve yükeffira anhüm seyyiatihim ve kane zalike ındellahi fevzen azıyma

Anlamı : Mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.

6. Ayet : Ve yüazzibel münafikıyne vel münafikati vel müşrikıne vel müşrikatiz zannıne billahi zannez sev' aleyhim dairatüs sev' ve ğadıbellahü aleyhim ve leanehüm ve eadde lehüm cehennem ve saet masıyra

Anlamı : Ve o Allah hakkında kötü zanda bulunan münâfık erkeklere ve münâfık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Kötülük onların başlarına gelmiştir. Allah onlara gazap etmiş, lânetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir!

7. Ayet : Ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü azızen hakıma

Anlamı : Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

8. Ayet : İnna erselnake şahidev ve mübeşşirav ve nezıra

Anlamı : Şüphesiz biz seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

9. Ayet : Li tü'minu billahi ve rasulihi ve tüazziruhu ve tuvekkiruh ve tusebbihuhu bükreten ve ezıyla

Anlamı : Ki, Allah'a ve Resulüne iman edesiniz, ve bunu takviye edip, O'na saygı gösteresiniz ve sabah akşam O'nu tesbih edesiniz.

10. Ayet : İnnellezıne yübayiuneke innema yübayiunellah yedüllahi fevka eydıhim fe men nekese fe innema yenküsü ala nefsih ve men evfa bi ma ahede aleyhüllahe fe se yü'tıhi ecran azıyma

Anlamı : Herhalde sana bey'at edenler ancak Allah'a bey'at etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah'a verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.

11. Ayet : Se yekulü lekel mühallefune minel a'rabi şeğaletna emvalüna ve ehluna festağfir lena yekulune bi elsinetihim ma leyse fi kulubihim Kul fe mey yemlikü leküm minellahi şey'en in erade biküm darran ev erade biküm nefa bel kanellahü bima ta'melune habıra

Anlamı : Yakında a'râbilerden geri kalmış olanlar sana diyecekler ki, "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile." Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Hayır! Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

12. Ayet : Bel zanentüm el ley yenkaliber rasulü vel mü'minune ila ehlıhim ebedev ve züyyine zalike fı kulubiküm ve zanentüm zannes sev' ve küntüm kavmen bura

Anlamı : Aslında siz Peygamber ve müminlerin, ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz.

13. Ayet : Ve mel lem yü mim billahi ve rasulihı fe inna a'tedna lil kafirıne seıyra

Anlamı : Kim Allah'a ve Rasulüne iman etmezse şüphesiz biz, kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır.

14. Ayet : Ve lillahi mülküs semavati vel ard yağfiru li mey yeşaü ve yüazzibü mey yeşa' ve kanellahü ğafurar rahıyma

Anlamı : Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar dilediğini azaplandırır. Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir.

15. Ayet : Se yekulül mühallefune izen talaktüm ila meğanime li te'huzuha zeruna nettebı'küm yürıdune ey yübeddilu kelamellah kul len tettebiuna kezaliküm kalellahü min kabl fe se yekulune bel tahsüdunena bel kanu la yefkahune illa kalıla

Anlamı : Siz ganimetleri almak için gittiğinizde geri kalanlar: "Bırakın biz de arkanıza düşelim." diyeceklerdir. Onlar, Allah'ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: Siz bizimle gelemeyeceksiniz. Allah daha önce böyle buyurmuştur. Onlar size: "Bizi kıskanıyorsunuz." diyeceklerdir. Bilakis onlar, pek az anlayan kimselerdir.

16. Ayet : Kul lil muhallefıne minel a'rabi se tüd'avne ila kavmin ülı be'sin şedıdin tükatilunehüm ev yüslimun fe in tütıy'u yü'tikümüllahü ecran hasena ve in tetevellev kema tevelleytüm min kablü yüazzibküm azaben elıma

Anlamı : A'rabilerin geri bırakılmış olanlarına de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla savaşırsınız veya müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır.

17. Ayet : Leyse alel a'ma haracüv ve la alel a'raci haracüv ve la alel meriydı harac ve mey yütıılahe ve rasulehu yüdhılhü cennatin tecrı min tahtihel enhar ve mey yetevelle yüazzibhü azaben elıma

Anlamı : Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. Bununla beraber kim Allah'a ve peygamberine itâat ederse, Allah onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır.

18. Ayet : Le kad radıyallahü anil mü'minıne iz yübayiuneke tahteş şecerati fe alime ma fı kulubihim fe enzeles sekınete aleyhim ve esabehüm fethan karıba

Anlamı : Andolsun o ağacın altında (Hudeybiye'de) sana bey'at ederlerken Allah, müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş onlara güven indirmiş ve onları pek yakın bir fetih ile mükâfatlandırmıştır.

19. Ayet : Ve meğanime kesiraten ye’huzuneha ve kânallahü aziyzen hakiyma

Anlamı : Allah onları elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfatlandırdı. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

20. Ayet : Ve adekümüllahü meğanime kesiraten te'huzuneha fe accele leküm hazihı ve keffe eydiyen nasi anküm ve li tekune ayetel lil mü'minıne ve yehdiyeküm sıratam müstekıyma

Anlamı : Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir. Bunu size hemen vermiş ve insanların ellerini sizden çekmiştir ki bu, müminlere bir işaret olsun ve Allah sizi doğru yola iletsin.

21. Ayet : Ve uhra lem takdiru aleyha kad ehatallahü biha ve kanellahü ala külli şey'in kadıra

Anlamı : Bundan başka sizin güç yetiremediğiniz, ama Allah'ın sizin için kuşattığı ganimetler de vardır. Allah herşeye kâdirdir.

22. Ayet : Ve lev katelekümüllezıne keferu le vellevül edbara sümme la yecidune veliyyev ve la nesıyra

Anlamı : Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı.

23. Ayet : Sünnetellahilletı kad halet min kabl Ve len tecide li sünnetillahi tebdıla

Anlamı : Allah'ın öteden beri gelen kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.

24. Ayet : Ve hüvellezı keffe eydiyehüm anküm ve eydiyeküm anhüm bi batni mekkete mim ba'di en azferaküm aleyhim ve kanellahü bi ma ta'melune basıyra

Anlamı : O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra Mekke'nin göbeğinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı görendir.

25. Ayet : Hümüllezıne keferu ve sadduküm anil mescidil harami vel hedye ma'kufen ey yeblüğa mehılleh ve lev la ricalüm mü'minune ve nisaüm mü'minatül lem ta'lemuhüm en tetauhüm fe tüsıybeküm minhüm mearratüm bi ğayri ılm li yüdhılellahü fı rahmetihı mey yeşa' lev tezeyyelu le azzebnellezıne keferu minhüm azaben elıma

Anlamı : Onlar inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir. Eğer kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle, mümin kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle bir vebalin altında kalmanız ihtimali olmasaydı, Allah savaşı önlemezdi. Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.

26. Ayet : İz cealellezıne keferu fi kulubihimül hamiyyete hameyyetel cahiliyyeti fe enzelellahü sekınetehu ala rasulihi ve alel mü'minıne ve elzemehüm kelimetet takva ve kanu ehakka biha ve ehleha ve kanellahü bi külli şey'in alıma

Anlamı : O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, câhiliyet taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi. Onları takva sözü üzerinde durdurdu. Zaten onlar buna pek layık ve ehil kimselerdi. Allah herşeyi bilendir.

27. Ayet : Le kad sadekallahü rasulehür ru'ya bil hakk le tedhulünnel mescidel harame in şaellahü aminıne muhallikıyne ruuseküm ve mükassıriyne la tehafun fe alime ma lem ta'lemu fe ceale min duni zalike fethan karıba

Anlamı : Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinzi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi.

28. Ayet : Hüvellezı ersele rasulehu bil hüda ve dınil hakkı li yuzhirahu aled dıni küllih Ve kefa billahi şehıda

Anlamı : Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. Şahit olarak Allah yeter.

29. Ayet : Muhammedür rasulüllah vellezıne meahu eşiddaü alel küffari ruhamaü beynehüm terahüm rukkean süccedey yebteğune fadlem minellahi ve rıdvana sımahüm fı vücuhihim min eseris sücud zalike meselühüm fit tevrati ve meselühüm fil incıl ke zer'ın ahrace şat'ehu fe azerahu festağleza festeva ala sukıhı yu'cibüz zürraa li yeğıyza bihimül küffar veadellahüllezıne amenu ve amilus salihati minhüm mağfiratev ve ecran azıyma

Anlamı : Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûa varırken secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ziraatçıların da hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.
 
Surenin Faziletine dair bazı rivayetler :


1-Her muradın husuli için Günde 7 defa okunursa biiznillah her muradı gerçekleşir.

2-Günde en az 1 defa okuyan tüm kötülüklerden ve zararlardan korunur. Her işi hayırlı ve bereketli olur.

3-Zor durumda olup bu durumdan kurtulmak isteyen; cuma gecesi 2 rekat ALLAH rızası için namaz kılıp, 11 defa Fetih Suresi ile 41 defa Salaten Tuncinayı okuyarak durumunu arz edip, kurtuluşu için dua ederse o dertten kurtulup, refaha erer.

4-Savaş halinde, her sabah Fetih Suresini okuyan askeri birlik, düşmana karşı başarı kazanır. Cemaat sabah namazını mütakip, 1001 defa Fetih Suresini okuyup, ordunun galip gelmesi için dua ederse ordu zafer kazanır.


5-Aynı şekilde yazılıp bir ticaret hanenin kapısı üzerine konulur ve her gün 1 defa Fetih Suresi okunursa; o yerin bereketi ve saadeti artar.

6- Kısmeti kapalı olan bir kız için temiz bir kağıda safran ve misk ile bu sure yazılır ve rüzgar değen bir yere mesela ağaca asılırsa biiznillah yakın zamanda bir hayırlı kısmet çıkar.

7- Fetih suresinin ilk ayeti olan inna fetahna ayetini Fetih, zafer, düşmana galip gelmek, düşmanı yenmek, bağlı işleri açmak ve mühim bir hacetinin yerine gelmesi için Ferdun Hayyun Kayyûmun Hakemun Adlun Kuddûsun innâ fetahnâ leke fethan mubînâ. Şeklinde her farz namazın arkasından 19 gün 19 defa okunursa maksat hasıl olur.


8- Ramazanın ilk hilali görüldüğünde fetih suresini okuyan kimseye Cenabı Hak o sene rızık kapılarını genişletir.

9- Ariflerin bazıları demişlerdir ki bu sureyi her gece okumaya devam eden kimse rüyasında Rasulullah s.a.v efendimize biat etme mazhariyetine kavuşur.


10- Bu sure arzulanan her hangi bir şeye kavuşmak için okunur. yalnız okuma şekli şudur ki 3 gün içinde 21 veya 41 defa okunur. 3-5-7 gün içinde de bu sayının tamamlanması olur.

11- Fahreddin Razi (k.s) diyor ki: Cuma namazından sonra Fetih suresini 7 defa okuyup sonrada Ya Fettah ismi şerifini 489 defa zikreder ve bu uygulamaya bir dahaki Cuma gelene kadar öğlen namazları vaktinde devam eden kimsenin arzu ettiği ve istediği şeyler Allahın lütfu keremiyle verilir.

12- Bir gece rızaellillah 2 rekat namaz kılıp Fetih suresinin ilk ayeti inna fetahna leke fethan mübina dedikten sonra 1001 defa Ya Fettah esmasını okuyup bitirince sureye kaldığı yerden devam edip surenin sonunda da hacetini haktan isterse biiznillah haceti reva olur.
 
  • “Fetih sûresini okumaya gücü yetmeyen Nasr sûresini okusun.”







  • Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "İza Câe Nasrullahi vel-Feth suresi, Kuran’ın dörtte biridir."(2)
  • Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Her kim Nasr suresini okursa, Mekke-i Mükerreme’nin fethinde hazır bulunup da şehit olmuş gibi ecir verilir."(3)
Rivayet Edildi ki:
  • Her gün 3 kere okuyanın imanı muhafaza olunur.
  • Her gün okumaya devam eden geçim sıkıntısı çekmez.
  • Her hayırlı dileğin gerçekleşmesi için 1000 defa okunmalıdır.
  • Buy sure bir kurşun üzerine yazılıp balık turuna bağlanırsa, çok balık avlanır.
  • Zalim, inatçı ve kötü insanlara karşı İlahi yardım ve başarı görmek için bu sureyi okumanın büyük faydası vardır.
  • Fahreddin Razi (rahimehullah) buyurdu ki: "Bu sure müminlerin suresidir. Her mümin bu sureyi okuduğunda, Allah’u Teala işlerini kolaylaştırır, onu düşmanları üzerine galip kılar, geçim sıkıntısı çektirmez, tövbesini kabul, günahını affeder."




Dua eden insan bilmelidir ki, dualara cevap veren bir Kâdir-i Hakiym vardır. Kulunun duasına göre derdine derman yetiştirir. Resulü Ekrem Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor:

"Acele etmediğiniz takdirde duanız kabul olunur. Dua ettim, fakat kabul edilmedi, şeklindeki sözler duanın kabul olmasına manidir.

Bir insan, duasının kabul edilip edilmediğini bilmemesine rağmen, dua ettim de kabul olunmadı demesi Cenabı Hakk Teala’ya karşı büyük bir edepsizliktir. Belki Cenabı Hakk istenilen şeyin dünyada hayırlı olmadığını bildiğinden duasının bedelini ahirete bıraktıysa bizim bir şey söylemeye hakkımız yoktur
 

Duha Suresi Faziletleri

*Peygamber Efendimiz(s.av) buyurdu ki;
Duha süresini okuyana; Allahü Teâlâ mahşer günü,ev halkına,akrabalarına,komşularına,dostlarına şefaat izni verir.
Duha süresini okuyan kimseye Arafatta benimle beraber olana ecir verilir.
*Sevdiğine kavuşmak,bağlı kapıların açılması,zenginlik için her gün 7 veya 170 defa okunur.
*Kaybolan bir kişinin ismi üzerine bu sure okunursa, bi-iznillah geri döner.
*Kaybedilen bir şeyin bulunması için Duha suresi okunursa, kendisine o şeyin yeri bi-iznillah bildirilir.
*İmam-ı Gazali (Kuddise Sirruh) hazretleri buyurdu ki: "Ashabı Kiram ve Tabiinden bir gurup, bir şey kaybettikleri zaman, Dua suresini okur ve kaybettiklerini bulurlardı."
Bir başka rivayette şöyledir: "Kaybedilen şeyin bulunması için 41 defa okunması iyidir."
*Okumaya devam edenler, ruhi bunalım ve sıkıntıdan Allah’u Teala’nın izni ile kurtulur.
*Her gün sabah namazından sonra okuyan, her türlü kötülüklerden korunur.
*Herhangi bir kimse sabah, akşam bu sureyi yedişer defa okursa, o kimsenin hiçbir şeyi kaybolmaz. Bulaşıcı hastalıklardan ve kötü huylu kimselerin şerrinden Allah’u Teala o kimseyi korur. Kendi öz canından başka yakınlarını da Allah’u Teala koruması altında bulundurur.



Bismillahirrahmânirrahîm.

1- Vedduha
2- Velleyli iza seca
3- Ma vedde'ake rabbüke ve ma kala
4- Ve lel'ahıretü hayrün leke minel'ula
5- Ve lesevfe yu'tıyke rabbüke feterda
6- Elem yecidke yetiymen feava
7- Ve vecedeke dallen feheda
8- Ve vecedeke 'ailen feağna
9- Femmel yetiyme fela takher
10- Ve emmessaile fela tenher
11- Ve emma binı'meti rabbike fehaddis


Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Andolsun kuşluk vaktine
2- ve dindiği zaman o geceye ki,
3- Rabbin sana veda etmedi ve darılmadı!
4- Ve kesinlikle senin için sonu önünden (ahiret dünyadan) daha hayırlıdır.
5- ileride Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın!
6- O, seni bir yetim iken barındırmadı mı?
7- Seni, yol bilmez iken (doğru) yola koymadı mı?
8- Seni bir yoksul iken zengin etmedi mi?
9- Öyle ise, sakın yetime kahretme (onu horlama)!
10- El açıp isteyeni de azarlama!
11- Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat!






Dualar Hazinesi
 
Kaç kere okursanız okuyun..isterseniz bir kere ister 7 ister 41.... yeter ki okuyun....
 
ENFÂL Suresi Âyet - 63 Tefsiri






وَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ لَوْ أَنفَقْتَ مَا فِي الأَرْضِ جَمِيعاً مَّا أَلَّفَتْ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ وَلَكِنَّ اللّهَ أَلَّفَ بَيْنَهُمْ إِنَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Ve ellefe beyne kulûbihim, lev enfakte mâ fîl ardı cemîan mâ ellefte beyne kulûbihim ve lâkinnallâhe ellefe beynehum, innehu azîzun hakîm(hakîmun).

Ve onların kalplerinin arasını (sevgiyle) birleştirdi. Eğer yeryüzündeki şeylerin hepsini infâk etseydin (verseydin), onların kalplerinin arasını birleştiremezdin. Ve lâkin Allah, onların arasını birleştirdi. Muhakkak ki O; Azîz’dir, Hakîm’dir.




1. ve ellefe : ve birleştirdi
2. beyne : arasını
3. kulûbi-him : onların kalpleri
4. lev : eğer
5. enfak-te : sen verdin, infâk ettin
6. : şeyi
7. fî el ardı : yeryüzündeki
8. cemîan : hepsini
9. mâ ellefte : birleştiremezdin
10. beyne : arasını
11. kulûbi-him : onların kalpleri
12. ve lâkinne allâhe : ve lâkin, fakat Allah
13. ellefe : birleştirdi
14. beyne-hum : onların arasını
15. inne-hu : muhakkak ki o
16. azîzun : izzet sahibidir, azîzdir
17. hakîmun : hakîm, hüküm ve hikmet sahibi








KuranTefsiri
 
LATÎF İSM-İ CELİLİNİN MÂNÂSI

Ya Latîf: Lütuf ve keremi bol olan.. Lütfeden. İnayet ve ihsanı sınırsız olan.. Kulun istek ve ihtiyaçlarını yumuşaklıkla ve kolayca ulaştıran. En ince ve nasıl yapıldığı bilinmeyen işleri bilen, derinliklere ve bilinmezlere nüfuz eden… Bilinen veya bilinmeyen, görülen veya görülmeyen yerlerden, akla, hayale gelmeyen yollardan ve yerlerden kuluna nimetler, hayırlar ve faydalar çıkaran, sürekli lütfeden…

“Allah, kullarına çok lütufkâr, çok şefkatli bol in-lanlıdır. Dilediğini rızıklandırır. O çok kuvvetli ve kudretlidir, çok üstün ve çok güçlüdür.” (Şûra, 41:19)

Allah’ın lütuf ve ihsanları sonsuz ve sınırsızdır. Kullarını, akla hayale gelmeyen, hadde hesaba sığmayan nimetlerle donatıp ikram ve ihsanlarda bulunmaktadır. Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurulmaktadır:

“Andolsun ki Allah, mü’minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler.” (Al-i Imran, 3:164)

Latîf olan Allah (c.c), mümin kullarına her türlü zor durumda yardım ederek de lütfunu gösterir. Kur’an-ı Kerim’de, geçmiş kavimlerden bildirilen kıssalarda Allah’ın samimi kullarına destekçi olması, onlara lütufta bulunması ile ilgili çeşitli örnekler verilmiştir. Örneğin Allah Hz. Musa’nın kavmini Firavun’un zulmünden kurtarmış ve onları yeryüzüne mirasçı kılmıştır. Bu gerçek ayetlerde şöyle bildirilir:

“Gerçek şu ki, Firavun yeryüzünde (Mısır’da) büyüklenmiş ve oranın halkını birtakım fırkalara ayırıp bölmüştü; onlardan bir bölümünü güçten düşürüyor, erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı. Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyoruz.” (Kasas, 28:4- 5)

Allah iman edenlerin dünyada tek dostu ve velisi olduğu gibi ahirette de onlara yardın edecek, kötülüklerini iyiliklere çevirecek ve onlara lütufta bulunacaktır. Nitekim müminlerin cennetteki ifadeleri bu gerçeği şöyle bildirir:

Dediler ki: “Biz doğrusu daha önce, ailemiz (yakın akrabalarımız) içinde endişe edip-korkardık. Şimdi Allah, bize lütufta bulundu e’hücrelere kadar işleyen kavurucu7 azaptan korudu. Şüphesiz, biz bundan önce O’na dua (kulluk) ederdik. Gerçekten O, iyiliği bol, esirgemesi çok olanın ta Kendisidir.” (Tur Suresi, 26-28)

“Gözler O’nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, Latîf’tir; Habîr’dir.” (Enam, 6:103)

Allah (c.c), en derin, en gizli bilinmez şeyleri, en ince sırları bilir, derinliklere nüfuz eder. Kişi ile kalbi arasına girer, insan kendi kalbinden geçenlerden haberdar olmadan Allah bilir. Çünkü kalbi yaratan, kapasitesini ayarlayan O’dur:

“Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki “Yaratan yarattığını bilmez mi hiç? O Latîf’tir, Her şeyden hakkıyla haberdardır.” (Mülk, 67:14)
 
Tevbe Süresi 128 .Ayet


فَإِن تَوَلَّوْاْ فَقُلْ حَسْبِيَ اللّهُ لا إِلَهَ إِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ

Fe in tevellev fe kul hasbiyallâh(hasbiyallâhu), lâ ilâhe illâ hûve, aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîm(azîmi).

Bundan sonra eğer onlar dönerlerse, o zaman onlara şöyle de: “Bana, Allah yeter (kâfidir), O’ndan başka ilâh yoktur. Ben, Allah’a tevekkül ettim (güvendim). Ve O, azîm arşın Rabbidir.”

Tevbe Süresi 129.Ayet


لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ

Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz(azîzun), aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîm(rahîmun).

Andolsun ki; size, sizin içinizden azîz bir Resûl geldi. Sizin üzüldüğünüz şey, O'na ağır gelir (O'nu üzer). Size çok düşkün, mü’minlere şefkatli ve merhametlidir.
 
“Ey ihsanı bol Allah’ım! Sana hamdederim. Senin önünde eğilirim. Yücesin, kullarından dilediğine sonsuz nimetler verirsin. Dilediğini hüsrana duçar edersin. Ey Yaradanım! Sana sığınırım. Varlık ve darlık zamanında Sana münâcaat ederim, her an sana yalvarırım. Gerçi günahlarım çok, fakat Senin afvın ondan daha büyüktür, ümitsizliğe sebep yok. Eğer Sen de beni kapından kovarsan kime sığınırım, kimden medet beklerim, bana başka kim şefaatçi olur?”

“Yâ Rab! Hâlimi görüyorsun, yoksulluğumu biliyorsun. Gizli niyazımı duyuyorsun. Beni Sen’den ümit kesenlere katma, kusuruma bakma, daha fazla bekletme, ümitsizliğe atma. Rahmetine güvenim tamdır. Gönlümdeki aşk ateşini yandır, beni muhabbetine kandır, sevgini eksik etme. Senin azametin Önünde boyun eğdim, dize geldim, secdeye kapandım, beni gufranına boğ, azabından esirge, Allahım! Dünyâdan sıyrılıp huzuruna gelirken beni, Kelime-i Tevhid’den ayırma. Senin nârın da hoş, nurun da hoştur. Senin rahmetinden ümit kesmek ne boştur. Mal ve oğulların fayda vermediği o korkunç günde senin afvına nail olmak isterim, bana affın yeter, lûtfunu göster.”

“Sen bana yol gösterirsen hiçbir vakit yolumu şaşırmam. Sen yol göstermezsen, dalâlette kalırım. Eğer Senin affın yalnız iyilere mahsus ise ya kötülerin bağışlayıcısı kim olacak? Herkesin İlah’ı sen’sin. Ben ümmetin en müttakîsî olamadımsa, şerîri de sayılmam. Senin afvına sarılıyorum, îtiraf ederim, günâhım büyük, fakat Senin affın ondan daha büyüktür.”

“Senin lûtfunu hatırlayınca kalbime tesellî doluyor. Günahlarımı düşündükçe gözlerimden yaş dökülüyor. Sen, şânına lâyık olanı yap, beni affet! Beni, senin fazlu lûtfundan başka bir yere başvurmayacak bir tıynette yarattın. Ne umarsam sen’den umarım. En büyük endişem şudur: Beni Sen de kapından kovarsan, eli boş çevirirsen hâlim nice olur? Allah’ım, görüyorsun gafiller uykuda, ben ise gece karanlığında el açıp Sana niyaz ediyorum. Dualarım Sana yükselsin, niyazlarım makbul olsun. Herkes ne beklerse ancak Senin lûtfundan bekler. Her biri Cennete girmek ister, Sen bana Cennette dîdârını göster, bu bana yeter.”

Ey insanlara doğru yolu göstermek için Peygamber gönderen Allah! Rasul-i Hâşimi hürmetine, Seni tesbih eden, takdis eyleyen hayırlı ümmet aşkına, bizi imandan, Kur’an’dan, İslam’dan ayırma.Müslüman olarak haşret. Rasulünden şefaat umarım. Beni ondan mahrum etme. Senden afv-u mağfiret dilerim.Beni boş çevirme Allahım”

Kaynak:Fakîh Sahabiler Ve Mezhep İmamları
 
Bütün dualarin cok guzel Allah kabul etsin insallah butun dualarimizi dualarini

AMINNN
 
'' Candan, gönülden söylenen güzel sözler, duâlar, niyâzlar, yakarışlar, Hakk’a doğru yükselir. Hakk’tan başka kimsenin bilmediği, bir yere kadar varır, ulaşır. ''
 
Senfonim arkadaşım allah razı olsun senden
müsadenle okurken tüylerimi diken diken eden duayı paylaşıyorum görenler okusun inşallah

“Ya Vedûd! Ya Vedûd! Ya Ze’l-arşi’l-mecid! Ya Mübdi’, Ya Mu’id! Ya Fe’aalün lima yürid! Es’elüke bi-nuri vechikellezi mele’e erkane arşike ve es’elüke bi-kudretikelleti kadderte biha halkake ve bi-rahmetikelleti vesiat külle şey’in. La ilâhe illâ ente. Ya Muğis, eğisni! Ya muğis, eğisni! Ya muğis, eğisni!..”

“Ey Vedûd! Ey Vedûd! Ey yüce Arşın Sahibi! Ey kâinatı hiçten ve benzersiz bir şekilde yaratıp bin bir isminin tecellileriyle emsalsiz bir şekilde süsleyen Mübdi'! Ey varlıkları ölümünden sonra yeniden inşa edip dirilten Muîd! Ey dilediği her şeyi yapan! Arşının rükünlerini dolduran Zâtının nûru hürmetine; yarattığın bütün varlıklara hükmeden kudretin hürmetine ve her şeyi kaplayan rahmetin hürmetine istiyorum. Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Ey kendisinden yardım isteyene yardım eden! Bana yardım et. Ey güç durumda olanlara yardım eden ve ummadıkları yerlerden ihtiyaçlarını ellerine veren Muğîs! Bana yardım et!”
 


Allah senden de razı olsun canım.Müsade ne demek yahu.. Daha çok kardeşimize ulaşsın inşallah..benim de ne zaman okusam tüylerim diken diken oluyor cidden...
Rabbim Dua larımızı kabul etsin inşallah
 



Canım bir de ne zaman istersen sormana söylemene gerek yok.İstediğin Dua yı paylaş. Bu sayfa hepimizin olsun.Bize iyi gelen bizim için ayrı bir anlamı olan Dua larımızı paylaşalım.
 
Canım bir de ne zaman istersen sormana söylemene gerek yok.İstediğin Dua yı paylaş. Bu sayfa hepimizin olsun.Bize iyi gelen bizim için ayrı bir anlamı olan Dua larımızı paylaşalım.

anlayışın ilgin ve güzel yorumun için teşekkür ederim canım
iyiki böyle bir sayfa açmışsın aklımda olsun
elimden geldikçe birşeyler paylaşırım canım
bu arada anneciğin nasıl?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…