Selams millet ve Semra hanım, netekim topiğin mi desem yoksa benim mi desem şimdilerde tek takipçim beğenicim
sen olduğundan direkt sana seslenmekte bi mahsur görmüyorum. N'abersiniz bakalım, koşturmacayla ve kasvetli bir havayla geçti bir hafta sonu daha. Sizleri bilmem ama ben daha bir türlü istediğim aktif düzeni oluşturamadım, o kadar koşturuyorum ama ortada çok da makbul bir sonuç oluşmoor, en çok hafta içine yetiştirilmiş bir kaç kap yemek ve ne kadar toplasam da sonuçta yine darmadağan görünen bir ev. Pekiiiii nasıl olor da bakıcım hem evimle ilgilenip hemde kuzuma güzel güzel hemde tek başına bakabiliyo???
Bunu eşime sorduğumda, sanırım daha sakin ve istekli olduğundan sonuçta o buna iş gibi bakıyo sense atlaman gereken bir level gibi, diyo ve beni bu doğru yorumuyla bir kez daha dumur ediyo. Gerçekten işten eve 16.00 sularında dönüyorum ve bi bakıyorum kuzucum öğle yemeğini de yemiş kıyafetleri yenilenmiş altı temiz, yüzünde gülümseme beni bekliyo. Ehhh olması gereken idealide bu maşallahhh diyim diyimm de bir tek kuzum mu evde öyle püri pak, mutlaka bi süpürülmüş ve derlenmiş toplanmış buluyorum evi, üstünede utanmadan çamaşır askısında bıraktığım çamaşırların büyük bi bölümü ütülenmiş, bi de mahçup bir ifadeyle, -malesef bitiremedim pek durmadı kız- demez mi!!! yaw daha ne olsun ben bunların çeyreğini yapamıyorum evde eşim olmasına rağmen. Tabi her defasında çok çokkk teşekkür ediyorum kendisine ve amann diyorum amannn kız önemli sen diğer işleri bırak, ama bi yandan da,- ahh ya yapmazsa ve bu işlerde bana kalırsa- korkusuyla ne cevap verecek diye beklerken beklediğim güzel yanıt geliyoo, - yooo tabiki o uyurken yapıyorum, boş boş oturamam yaa- diyooo. Allam kendi kendime nazar değdirmesem bari ama bakıcı yönünden şanslıyım vesselam, biraz donuk bir kadın ama şimdi benim elim ayağım, tek sevdmediği yemek işi ehh onu da ben hallediveriyorum, tabiki kuzumun taze çorbaları, suda bekletilmiş kayısısı, yoğrdu vs ben mutlaka hazırlıyorum
Ama yinede ben neden böyle pratik değilim derdine düşmeden de edemiyorum, aslında yanıt belli, i s t e m i y o r u m!!! İstesem mutlaka olacaktır ama bir yanım nedense çocuksuz uzun yıllardaki tembelliğe takılı kalmış durumda. En azından hafta sonu uzun uzun uyumak, uzun soluklu bir kahvaltı yapabilmek ve ardında uzun uzunnn gazete, dergi vs karıştırmak, soğuk ve yağmurlu bir günde kahvemi yudumlarken güzel bir film izlemek ve sonra yine kestirmekkkk ... isterken bu bünye sabahın 6.00-6.30 unda kalkıp herşeyin alel acale yapıldığı bir maratona uyanınca herbişey havada kalıyor tabi. Uyku isteğimi kızın öğle uykusunda beraber yatarak aşmaya çalışmak da etrafta ilgi bekleyen bir çocuğun yokluğunda yapılabilecek işleri sonraya ötelemekten başka bi işe yaramıyo.
Ehh haliyle öğle uykusu 16.00 sularında noktalanırsa dışarı mı çıksak evde mi kalsak soru işaretleriyle kalakalıyosun ortada. Hadi diyosun çocuk tüm hafta evde tıkılı kaldı çıkalım, oldu mu saat beşşşş, hazırlandın çıktın aaaa bi bakmışsın hava iyice soğumuş ve karamışşş, eee ne yapalım bizde avm ye giderizzzz :)))) çocuk yine kapalı alanda kaldı ne anladım ben bundan. Bi de öğle yemeğini de atlamışsın uyuyacağım diye açlık yapmış sinir ama olsun varsın aç kalalım eve dönmek lazım malum uyku vaktimiz gelmişşş. Ve eve dönüş, meyva püremizide yiyelim, altımızı temizleyip hadi bakalım uyuyalımmm, sonra açlıktan ölmek üzere olan anne ve baba mama yesin evde ne varsa, sonraaa anne yine gecikmiş ve ertelenmiş yemek yapma işine girişsinnnnn, finallll anne koltuğa otursun ama saatte olsun on-onbirrr!!! eee hani gazete, hani film, hani kahveee, yoooookkk sadece -yaa yine hiç bi şey yapmadık bu hafta sonuuuu- diyen ben varım ortada...